Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 18 NİSAN 2012 ÇARŞAMBA A4 ANKARA Yaşam Spor Küçük Tiyatro ile Yarım Yüzyılı Aşan Tanışıklığım arihleyebildiğim ilk Ankara anım, 23 Aralık 1947 akşamı annemle el ele, Ulus’daki Maarif Vekaleti (eski Darül Muallimin) binasının alevler içinde yanışını izleyişimiz. Bu yangından sadece 4 gün sonra 27 Aralık 1947’de hiç haberim olmaksızın, A. Kutsi Tecer’in “Köşebaşı” oyununda Tatbikat Sahnesi olarak perdelerini açan Küçük Tiyatro ile tanışıyorum. O sezonun bir kış gecesinde annem, babam ve kuzenimle tiyatronun yan balkonunda yanları açık bir locaya yan yana sıralanıyor, küpeştelere doğru kendimizi çekip hafiften sarkarak oyunu izliyoruz. İlk tiyatrom olduğu ve başroldeki Tekin Akmansoy’a çokçok güldüğüm için adı belleğime çakılmış. Arşiv bilgilerinden bu oyunda rol aldıklarını öğrendiğim Suat Taşer, Haluk Kurdoğlu, Yıldırım Önal, Gökçen Hıdır, Saim Alpago, Semih Sergen, Meliha Ars, Haşim Hekimoğlu gibi sanatçıları birkaç yıl sonraki lise yıllarımda, müdavimi olacağım Devlet Tiyatrosu sahnelerinde bolca izleyeceğim. 1928 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce gelir sağlamak amacıyla yapımına başlanılıp 1930’da tamamlanan 2. Vakıf Apartmanı o zamanki 27 dairesi ve 12 T DÜŞ YOLCUSU savassonmez@yahoo.com Savaş SÖNMEZ mağazası ile bir Mimar Kemaleddin yapısı. Halen var olmayan 1. Vakıf Apartmanı (güzelim Belvü Palas) ve diğer Vakıf Apartmanları (biri de Amerikan Sefarethanesi) ile yan yana sıralanmış olarak İstiklâl Caddesi üzerindeler. Bunların yanı sıra Gazi Üniversitesi Rektörlüğü (önce Gazi İlk ve Orta Muallim Mektebi, sonra Gazi Terbiye Enstitüsü), yalapşap bir restorasyonla şimdilerde boş bırakılan Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü ve Mimar Kemal İlkokulu gibi kanımızca Ankara’nın en güzel binaları hep aynı mimarın imzasını taşıyor (Bu listeye Vedat Tek’in başlatıp Kemaleddin’in bitirdiği Ankara Vakıf Oteli’ni, yani Ankara Palas’ı da ekleyebiliriz). Kemaleddin’in, apartmanın içine adeta gizlediği Küçük Tiyatro salonu, inşaatın 1930’da bitirilişinden sonra uzun yıllar dekor atölyesi ve depo olarak kullanılıyor. 2 Mart 1937’de Devlet Konservatuvarı’nın kurulması ve Devlet Tiyatroları’nın kurulma çalışmaları, sahne gereksinimini beraberinde getiriyor. Konservatuvar mezun vermeye başlayınca Tatbikat Sahnesi olarak kullanılan salon tiyatroya dönüştürülüyor. Aynı yıllarda Sergievi binası da Büyük Tiyatro’ya çevrilince 1 Ekim 1949’da (o tarihten sonra tiyatrolar her yıl 1 Ekim’de açılıyor) C. Fehmi Başkut’un “Küçük Şehir” oyunuyla, bu kez Büyük Tiyatro ile birlikte bir kez daha açılıyor. Üçüncü Tiyatro adını alan Halkevi Salonu (bugünkü Operet Sahnesi) ve 1959 yılında 2. Vakıf Apartmanı altındaki dükkânların birleştirilmesiyle oluşturulan Oda Tiyatrosu’nun eklenmesiyle salon sayısını 4’e ulaştıran Devlet Tiyatroları’nın “altın” çağı başlıyor. Bugünkü adını almış haliyle Küçük Tiyatro ile ise 7 yıl sonrasında 195556 sezonunda oynanan C. Fehmi Başkut’un “Harput’ta Bir Amerikalı”sı ile tanışıyorum. 19581960 yılları arasında Ankara Atatürk Lisesi’nin 2. ve 3. sınıflarındaki edebiyat hocamız sevgili Hicran Aktürk’ün tiyatro kültürüme ve tiyatro ile ilişkilerimi derinleştirmeme katkıları unutulmaz. Hicran hocam engin edebiyat bilgisi, duru Türkçesi, ciddiliği, güleryüzlülüğü, kibarlığı, zerafeti, ilericiliği ve aydınlıkçılığı ile benim gibi pek çok fen kolu öğrencisine edebiyatı çok sevdiren kişi. Hocamız okuttuğu şubelerin öğrencilerinden oluşan kalabalık bir grubu, hemen her pazar tiyatroya götürüyor. Şimdilerin tiyatro izleyicilerinde pek göremediğimiz tiyatro terbiyemizi ilk ondan ediniyoruz. Tiyatroya temiz ve düzgün bir kılıkla gidip oyun başlamadan en az 5 dakika önce yerini almak, gürültülü konuşmamak, oyun sırasında yanındaki ile fısıldaşıp gülüşmemek, sesli yorum yapmamak, fazla giysileri ücretsiz vestiyere bırakmak, oyuncuları perde ya da oyunun sonu dışında yerliyersiz alkışlamamak gibi. Devlet Tiyatroları’nın Ankara’daki BüyükKüçükOdaAltındağYeni sahnelerinde, Devlet Konservatuvarı’nın ilk mezunlarından olan o zamanın büyük oyuncularını, elimdeki tiyatro biletlerinin arkalarına not düştüğüm üzere “Toreadorlar Valsi, Kral Lear, Hürrem Sultan, Ekmek Parası, Kral Oidipus, Cengizhan’ın Bisikleti, Tablodaki Adam, Gönül Avcısı, Karayar Köprüsü, Hamlet, Bir Don Kişot, Dört Albayın Aşkı, Günden Geceye” gibi oyunlarda izliyoruz. Lise ve üniversite hazırlık öğrencileri basketbolla stres attı ‘Basketbol aşktır’ İKLİM ÖNGEL Cumhuriyet Ankara önceki gün gerçekleşen Türk Telekom Anadolu Efes Maçı’nda gençlerle konuştu. Sınav ve yoğun koşuşturmacalarının arasında basketbolla rahatladıklarını söyleyen gençelerden kimi okuldan çıkıp koşarak stada geldiğini dile getirirken, kimisi hiçbir maçı kaçırmadığını belirtti. Meltem Bit: 8. sınıfta okuyorum ve basketbol benim için derslerimin arasında keyifli bir mola oluyor. Meltem Güngör: Ben voleybolcuyum. Takım oyunlarını çok seviyorum. Bu nedenle basketbolu da kaçırmamaya çalışıyorum. Spor bizleri sınav stresinden bir süreliğine de olsa uzaklaştırıyor. Yaren Sezginer: Basketbol bana mutluluk veriyor ve deşarj olmamı sağlıyor. Benim hayatımda spor hep var. Kendim yelkenciyim. Ankara’da Mogan’da yelken yapıyorum. Yalnızca sınav ve derslere boğulmak yerine gençlerin kendilerini sporla rahatlatmasından yanayım. Dursun Enes Korkut: Ben de Gazi İhtisas’ta basketbol oynuyorum. Futbol yerine basketbolu tercih edenlerdenim. Maçlar çakışmasaydı bu salon hıncahınç dolu olurdu. Telekomlular takımını yalnız bırakmaz. Sema Baltacı: Sınavlara o kadar yoğun çalışıyoruz ki spor ve özellikle de basketbolla nefes alma fırsatı buluyoruz. Daha önce Efes’in Hacette pe’yle olan maçına gelmiştim. O zaman kazanmıştı. Şu an kaybetti ama üzgün değilim bir dahakine kazanacaktır. Bengisu Düğer: Basketbol aşkın ta kendisi. Yürek isteyen bir takım oyunu. Herkes çok iyi oynamalı ve tek yürek olmalı. Maçı canlı izlerken bunu hissedebiliyor insan. Ben de oynuyormuşcasına heyecanlanıyorum, bu büyük bir keyif. Herkesin bu duyguyu yaşamasını isterim. Bilet fiyatları da uygun, gençler 10 TL’ye rahat bilet bulabilir. Gülçin Çetin: Ben de basketbolcuyum ama bu sene üniversiteye hazırlıklık nedeniyle ara verdim. Maçlar benim basketboldan uzak kalmamamı sağlıyor. Üniversitede spora devam edeceğim ve okul tercihlerimi takımlarına göre yapacağım. Filenin Sultanları, Olimpiyat elemesi öncesi Ankara’da Ankara seyircisine güveniyorlar Pota arkasında oturan türbanlı iki genç kızın Efes’li oyuncu Cenk’e “İyi ki doğdun Cenk” yazılı pankartı dikkat çekti (üstte solda). Kızlar maç boyu Cenk için bağırdı. Türk Telekom, playo? için mücadeleyi bırakmıyor ‘Kazanmak çok güzel’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Beko Basketbol Ligi’nde 28. haftanın son maçında, sahasında Anadolu Efes’i uzatmada 9587 yenen Türk Telekom’un antrenörü Haydar Ateş, playoff için sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi. Beko Basketbol Ligi’nde sürpriz sonuçların alındığını ve Hacettepe Üniversitesi yenilgisini de beklemediklerini ifade eden Ateş, “Playoff’a kalmayı çok istiyoruz. Bu nedenle Anadolu Efes galibiyeti çok önemliydi. İstediğimiz oyunu sahaya yansıtamasak da skordan hiç kopmadık. Rakibe çok ribaunt verdik, kritik anlarda top kayıpları yaptık, ancak mücadelemizi son saniyelere kadar sürdürdük. Uzatmada da olsa kazanmamız çok güzel” diye konuştu. Önlerinde TOFAŞ maçının olduğunu hatırlatan Ateş, “Bursa’da kritik bir maça çıkacağız. Hem biz, hem de TOFAŞ, playoff’a kalabilmek için çok önemli bir virajda. Kazananın playoff yolu açılacak. Anadolu Efes karşısındaki mücadelemizi tekrarlar ve daha az hata yaparsak, kazanacağımıza inanıyorum” dedi. Ligde 9. sıradaki Türk Telekom’un, bir puan farkla bir üst sırada olan Tofaş ile oynayacağı maç büyük önem taşıyor. C M Y B C M Y B ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 2012 Londra Olimpiyatları Avrupa Kıta elemeleri maçlarının hazırlıklarını Ankara’da sürdüren A Bayan Ulusal Voleybol Takımı sporcularından Eda Erdem ve Büşra Cansu, işlerinin zor olduğunu, kazanmak için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Avrupa’nın en iyi takımları ile mücadele edeceklerine vurgulayan Erdem, “İşimiz zor, hazırlanmak için fazla zamanımız yok. Buna rağmen evsahibi olmanın avantajını kullanıp Ankara seyircisinin de desteğini arkamıza alarak, bu gruptan çıkacağımıza inancımız tam. İyi bir takımız, uyumluyuz, inanıyoruz; bu zor görevi başaracağız” dedi. Büşra Cansu ise Olimpiyat Oyunları’na gitmek için tek şanslarının bu elemeler olduğunu anımsatarak “Şansımızı kaçırmak istemiyoruz. Ankara seyircisi ile birlikte Ankara’da elimizden geleni yapıp, sahaya yansıtacağız” diye konuştu.