Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2012 CUMA A4 ANKARA Yaşam Spor Timur ÖZKAN Gezgin Gözüyle ozkantimur@yahoo.com Eskişehir’in tarihi semti Odunpazarı renove ediliyor (solda altta). Kentin sokaklarını özgün heykeller süslüyor (solda). Eskişehir yayasever bir kent (üstte solda), islah edilen Porsuk Çayı kente ayrı bir sosyal ve mimari bir hava katıyor (üstte solda ve altta). Lületaşı Müzesi kentin ilgi alanlarından birisi (sağda). Eski Şehir, yeni Porsuk vrupa’daki kentlerin önemli kısmı nehir veya çay kenarlarına kurulmuştur. Sosyal yaşamların kenarlarında geliştiği nehirler kentlerine ayrı bir güzellik katar. Kıyılarındaki kafeler, üzerlerindeki köprüler, çeşitli tekneler... Budapeşte’nin Tuna üzerindeki köprüleri, Prag’ın Charles köprüsü üstündeki heykelleri, Porto’nun Douro kıyısındaki balık restoranları bunlara örnek. Türkiye’de ise hem içinden nehir geçen kent sayısı çok az. Hem de bu kentlerin nehirlerine hayat verdikleri pek söylenemez. Bunun en çarpıcı örneklerinden birisi Ankara. Ankara’nın Hatip, İncesu ve Çubuk çayları korunabilseydi bugün Ankara çok farklı olurdu! Eskişehir’in bugünkü halini görünce Ankara’nın kaybını daha iyi anlıyoruz. Çünkü Eskişehir’in içinden geçen Porsuk Çayı da bir zamanlar neredeyse kaybolmaya yüz tutmuştu. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi öncelikle Porsuk Çayı’nı ıslah etti. Daha sonra iki kenarı imar edilerek halkın kullanımına açtı. Üzerindeki köprüler yenilendi ve heykellerle süslendi. En nihayet Paris’in üzeri camlı gezi tekneleri ve Venedik’in gondolları getirilerek Porsuk sadece kenarından bakılan bir nehir olmaktan öte üzerinde de yaşanan bir su yolu haline sokuldu. Eskişehir’in bir diğer başarılı uygulaması tramvay kent merkezindeki bu çağdaş görüntüyü tamamlıyor. Eskişehir’de bulunan Anadolu ve Osmangazi üniversitelerinin yarattığı genç nüfusun da bir sonucu olsa gerek sosyal yaşam A emici ve filtre edici bir özelliğe sahip olan lületaşı Eskişehir’e özgü. Bu lületaşından yapılan süs ve sanat eserlerini görebileceğiniz Lületaşı Müzesi dünyada ilk. Eski meyve sebze hali bir gençlik merkezi olarak yeniden işlevlendirilerek restore edildi. Hamamyolu ise bıçakçı, çanta ve ayakkabı tamircileri gibi hüner isteyen bazı mesleklerin kendilerine ait sokaklarda yaşatılmaya çalışıldığı bir bölge. Bu iki semt de Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin başarılı koruma/yaşatma uygulamaları arasında. Eskişehir, büyük yeşil alanlarıyla da göz dolduruyor. Bilim Sanat ve Kültür Parkı bu yeşil alanların en büyüğü. İçinde tarihi bir tren çocukları gezdiriyor. Park, Nuh’un gemisinin temsili maketi ile kenarında gerçek ölçülerde bir korsan gemisinin de bulunduğu büyük bir göletin etrafında düzenlenmiş. Eskişehir’de daha birçok yeşil alan var. Bunlardan biri yarı olimpik olmak üzere iki havuzu ve yapay plajıyla Eskişehirlilere deniz keyfini yaşatan Porsuk kıyısındaki Kentpark. Diğeri adını içinde bulunan yapay şelaleden alan Şelale Park. Eskişehir’deki dönüşüm hakkında farklı bakışlar da yok değil. Yapılanları yapay ve özenti bulan bazı entelektüellere göre Porsuk üzerinde yeniden yapılan köprüler ve üzerindeki heykeller Eskişehir’e ait gibi durmuyor. Tramvay belki düzgün çalışıyor ama ara sokaklardaki trafik sıkışıklığının ve otopark sorununun önüne geçilemiyor. Yeşil Eskişehir Eskişehir hakkında ayrıntılı bilgiyi Saffet Emret Tonguç ve Fatih Türkmenoğlu’nun ortak çalışması olarak Boyut Yayınları’ndan çıkan “Türkiye’de Görülmesi Gereken 101 Yer” adlı kitapta bulabilirsiniz. çok gelişkin. Porsuk kenarındaki yaya bölgeleri ve buralardaki kafeler Avrupa’daki benzerlerini aratmıyor. Genç nüfusun rağbet ettiği bu mekânlardan biri de gezginlere yönelik işlevi ve dekorasyonuyla Türkiye’nin ilk ve tek gezgin kafesi olan Varuna Gezgin. Nasıl Gidilir? Kente Ankara’dan tamamına yakın kısmı bölünmüş yol ile 2,5 saatte ulaşmak mümkün. Ayrıca yüksek hızlı trenle sadece 1,5 saatte Eskişehir’e ulaşmak mümkün. Hergün 06.45’ten 21.00’a kadar 10 sefer var. Dönüşler ise yine 06.45’ten 22.00’ye kadar. Tam bilet “Business Class”ta 35, “Economy”de 25 TL. Gidiş dönüş sırasıyla 56 ve 40 TL. Sabah gidin, akşam dönün. Eleştirmeden olmaz Eskişehir’in Genç yüzü Eskişehir’in geleneksel dokusuyla restore edilerek yaşatılmaya çalışılan tarihi merkezi Odunpazarı semti. Buradaki cam sanatları, lületaşı, karikatür müzeleri de sadece Eskişehir’de görebileceğimiz kültürel zenginlikler. Özellikle Eskişehir’in eski yüzü Tüm yurdu etkisi altına alan kar, amatör futbolcuları da etkiledi ‘Sıkıntılarımıza sıkıntı eklendi’ Ankara’nın amatör kulüplerinden Mamakspor’un futbolcu ve teknik ekibi, antrenman yaptıkları 19 Mayıs Spor Kompleksi içerisindeki Dış Sahalar’ın karlarla kaplı olmasından şikâyetçi. Tesislerin bakımını yetersiz bulan futbolcuların, kramponları karlara saplanıyor, topları zıplamakta zorlanıyor. SEVİL ARINAN SPOR GÖZLEM Ali ABALI ali.abali@cumhuriyet.com.tr Onurlu Düşme mi? Ankaragücü son maçında da ilk yarıda kendi MKE sahasında 20 yenildiği Orduspor’a deplasmanda da aynı sonuçla 20 yenilip, puansız dönüyor. Düşme hattında olmasına karşın, çıkmayan canda ümit vardır görüşü ile var gücüyle direniyor. Rahmetli can arkadaşım Veli Necdet Arığ bugünleri görmedi. İyi ki bu yürekleri dağlayan olayları yaşamadı. Gerçek bir Ankaragüçlü olan ve bu renklere yürekten bağlı Veli Necdet kardeşim mutlaka mezarında bile rahat değildir. Şimdi soruyoruz; 102 yıllık bu ulu çınarın yıkılmasına, erimesine göz mü yumulacaktır? Şike olayı ile liglerdeki sıranın alt üst olması sonunda Ankaragücü bu çıkmaz sokaktan kurtulur mu? Belli olur mu, ümitle bekleyenler her geçen gün artıyor. Bu arada Ankaragücü’nün bu olumsuz duruma düşerken adını taşıdığı Makine Kimya Endüstrisi’nin yetkilileri ne yapıyorlar? Doğrusu merak edenler her gün artıyor. Öte yandan Ankaralı futbolseverler olarak sevindiren diğer kulüp Gençlerbirliği’dir. Bu maçta ısının eksi 15’lere vardığı bir havada Gençlerbirliği ilk yarıda Gaziantep’te 30 yenildiği Gaziantepspor’u tek golle yenerek 3 puanı almasını bildi. Belki soğuktan, oyunun başında her iki taraf sanki beraberliğe razı gibiydiler. Cezalı veya sakat oyuncuları bir yana Gençlerbirliği son karşılaşmalarında gol kısırlığı yaşıyor. Çare olarak yeni tranfer edilen Ersen Martin’in bu karşılaşmada varlığı hiç belli olmadı. Ama daha sonra oyuna giren Ermin Zec ve Oktay Delibalta ile canlanma oldu ve nitekim golü de Oktay kaydetti. Ayrıca Gençlerbirliği’nde gol denilince dede olarak tanımladığımız Herve Tum daima aranılıyor. Bir diğer önemli nokta, Ankara’daki karşılaşmaların geceye bırakılması, zaten az olan seyircinin yok olmasına neden olmaktadır. Futbol Federasyonu yetkilileri niçin karşılaşmaları gündüze almıyorlar? İstenirse bu program gündüze alınarak yapılır. Bizden hatırlatması... Ankara’da amatör spor kulüpleri denince akla hemen 19 Mayıs Spor Kompleksi içerisinde yer alan semt takımları gelir. Kışın ısınamayan, doğalgazı, suyu, elektriği olmayan 19 Mayıs Stadı’nın hemen odaları kullanan bu kulüpler, şimdi de tüm yurdu etkisi altına alan soğuk hava şartlarıyla savaşıyor. Adeta başkent futbolunun görünmeyen yüzünü temsil eden kulüpler, antrenmanlarını şimdilerde karlarla kaplı, yer yer buzlanan 19 Mayıs Spor Kompleksi’ndeki dış sahalarda yapıyor. Mamakspor’un ilk 11’i şöyle: Salih, Eren, Hüseyin, Deniz, Sezer, İbrahim, Uğur, Halim, Aykut, Seyit, Ogün Karla savaş devam ediyor Dış sahaları antrenman alanı olarak kullanan kulüplerden birisi Mamakspor. Mamakspor Antrenörü Yusuf Kubat, her yıl karın ardından temizlenmeyen sahanın kendilerini etkilediğini söylüyor. “Gazeteciler amatörleri sever, haber yapar ama değişen bir şey yok” diyen Kubat, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Soğuk her zaman olduğu gibi yine biz amatör sporcuları, teknik ekipleri vurdu. Şartlarımız ortada. Yıllardır bozuk plak gibi sıkıntılarımızı anlattık. Elektrik, su yok, ısınma problemi çekiyoruz dedik. Antrenmanın ardından duş alacak sıcak suyumuz yok dedik. Ama anlayan yok.” Kubat dertli. “Amatör Futbol C M Y B C M Y B ‘Sıkıntılarımıza sıkıntı eklendi’ 2. Lig’de şampiyonluğa oynayan futbolcularımız var. Onların şampiyonluk gibi bir hedefi var iken bakın çocuklar ne durumda? Sıkıntı, sıkıntı sıkıntı...” diyor ve bu sıkıntıları sıralamaya devam ediyor: “Yeşil sahanın üzeri karla dolu. Ankara haftalardır kara teslim ama, her gün antrenman yapılan yeşil sahada temizlik yapılmaz mı? Bu karlar kürenmez mi? Aslında bu konuda en başarılı bulduğum belediye Yenimahalle Belediyesi. Bölgesindeki Hasan Doğan Futbol Tesisi’ni kendi olanaklarıyla temizliyor. Mükemmel şekilde çalışıyor. Biz ise kompleks yöneticilerinin adım atmasını bekliyoruz.” ‘Top zıplamakta zorlanıyor’ Karlarla kaplı sahanın oyuncuları sakatlama endişesini de taşıdığını kaydeden Kubat, “Ben antrenörüm ve çocuklara öğretmemgöstermem gereken pozisyonlar, hareketler var. Varın siz bana söyleyin, bu şartlarda bu çocuklar nasıl eğitilir. Saha kaygan olduğu gibi çocukların ayakları sürekli kara saplanıyor. Tabii top da olması gerektiği gibi zıplamıyor.” Kubat bu sözlerinin ardından hemen arkalarındaki Ankaragücü ile Gençlerbirliği’nin Spor Toto Süper Lig maçlarının oynandığı yeşil sahaya dikkat çekerek “O saha alttan ısıtmalı, bizimki üstten soğutmalı” diyor.