26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sayfa 25 Aralık 2012 Salı a2 Kültür sanat Kent YANSIMALAR Şefik KAHRAMANKAPTAN [email protected] Rutkay Aziz ve Taner Barlas, ‘Adalet, Sizsiniz’ adlı oyunla başkente konuk oldu... İLK YARININARDINDAN Ali ABALI [email protected] Karyağdı’ya Son Nokta... aryağdı Hatun operasıyla ilgili “Ecdâda K Yakışır Opera mı?” yazımızı “Libretto, bir ‘kadın evliya’ söylencesinden yola çıkıp, eser ‘türbe’de başlayınca, rejisör ne yapmalı?” sorusuyla bitirmiştik. Bir “övgümen” değil, “eleştirmen” gözüyle bu sorunun yanıtlarını şöyle vermek mümkün: Öncelikle, toplumdaki hoşgörüsüz “İslamcılaik” zıtlaşmasını göz önüne almalı, “estetik” yaklaşımın ardına sığınmadan, şimdi mevcut iktidar tarafından tartışılması istenen devrim yasalarına aykırı görüntü verecek yaklaşımdan kaçınmalı... Tabii, bu arada rejisöre bağlı olarak çalışan tasarımcılar da, bu çizgide kontrol edilmeli... Bu yaklaşım, sadece rejisör değil, sorumluluk sahipleri tarafından da dikkate alınmalı... O türbe sahnesi pekala, atonal koro çarşafsız, Arapça yazısız olarak da tasarlanabilirdi. Aslında Karyağdı Hatun’u sahnelemek zor bir iş, çünkü librettosu yeterli “drama”dan yoksun... Metin sadece “Selçuklu döneminde aşık olarak evlenmiş bir yeni evli kadının aşerip ağustos ortasında kar istemesi ve Tanrı’ya yakarması sonucu yağan karı avuç avuç yiyip hastalanarak ölmesini” anlatınca, dramatik örgü yaratacak yan ögelerden yoksun olunca, doğal olarak rejisörün işi zor... Zaten bu yüzden, besteci Okan Demiriş’in, Turan Oflazoğlu’nun iyi tiyatro metnini aynen kullanarak bestelediği 4. Murat operası, bu ikinci çalışmasından çok daha başarılıydı. Prömiyerde sahnede bu kez “kıdemli”ler yerine “gençler” vardı. Yazgülü ve Canali’yi, yani başrolleri, Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nı Oylun Erdayı’nın sınıfından bitiren soprano Tuğba Mankal ile tenor Arda Doğan paylaştılar. Arda Doğan volümlü sesiyle, metne serpiştirilmiş Ankara türkülerini tertemiz söyledi, tizlere rahatça çıktı. Aslında bu türküler bariton türküleridir ama besteci onları tenor için uygun görmüştü. Tuğba Mankal da, Yazgülü’ndeki partilerinde başarılı olarak adeta “prömiyer için kıdemli olmak şart değil” mesajı verdi. Lubomira Aleksandrova koroyu iyi hazırlamıştı. Koreograf Emre Onuk rejisörle el ele çocuk korosu üyelerini işlevsel biçimde kullanarak, karbeyazına biraz renk katmıştı. Onuk’un son perdede rüya sahnesindeki ikili dans çalışması da estetik ve anlaşılırdı. İpek Böler’in hazırladığı çocuk korosu, özellikle finalde işlevini, tasarım ve ışığın da görsel katkısıyla gayet güzel yerine getirdi. Sunay Muratov yönetimindeki orkestra, Demiriş’in yer yer iki ve üç sese kadar düşen ezgisel müziğini uyum içinde seslendirdi . Şef de selama günün başkemancısı Deniz Aydın’ı çıkararak orkestrayı ödüllendirdi. Teknolojik gelişmeyi de izledik. Sanırım sis makineleri yenilenmiş, çünkü sahneye sis basıldığında ön sıralarda kimsenin gözü ve boğazı yanmadı, sis de sahneye istenilen hızla verilebildi. Kar diye sofitin tepesinden kâğıt kırpığı atılmadı, herhalde kar makinesi alınmış olmalı, sahneye lapa lapa olmasa da gerçek kar yağdırıldı. Şimdiye kadar çok sahne tozu yutmuş başarılı tenor Aykut Çınar, belli ki müdür olarak Ankara Operası’nın teknik gereksinimleri için çaba harcıyor. ‘Halk adaleti kendinde aramalı’ Gençlerbirliği Şaşırtıyor utbolda, Spor Toto Süper Lig’in ilk yarısı F bir maç hariç tamamlandı. Bu ligde yer alan 18 takım arasında ilginç ve umulmadık sonuçlar alındı. Daha açık deyimle Süper Lig’de süper değil çoğunlukla cüce maçlar oynandı. Böylelikle 17 hafta süren bu karşılaşmalarda yenilmeyen takım kalmadı. Bu arada Süper Lig’de Başkent Ankara’nın tek temsilcisi Gençlerbirliği de inişliçıkışlı oyunu ile taraftarlarını şaşırttı. Oysa başkentin kırmızısiyahlı ekibi lige umutlu başlamıştı. Oynanan 17 karşılaşmanın ilk maçında, üstelik deplasmanda sıralamada zirveyi zorlayan MP Antalyaspor’u göz dolduran bir oyunla 31 yenmişti. Gençlerbirliği eski günlerine dönüyor diye düşünenler yanılmışlardı. Bazı yorumculara göre, kırmızı siyahlı takım kendine güvenmiyordu, ayaktan çok başlar çoğalmıştı. Her kafadan ayrı ses çıkınca tedirgin hava esmeye başlamıştı. Arka arkaya alınan iki beraberlikten sonra Eskişehir yenilgisi geldi. Daha sonra toparlanıldı. Sonuçta Gençlerbirliği 4 yenilgisine karşı 4 galibiyet aldı. 9 maç ise beraberlikle bitti. Bu aynı zamanda Bursaspor ile birlikte beraberlik rekoru oldu. Bu arada kafa karıştıran sonuçlar da var. Örneğin, lider Galatasaray, Gençlerbirliği karşısında beraberliği tesadüfen uzatma dakikasında alırken, aynı takım hem de kendi sahasında düşme hattındaki SB Elazığspor’a yenildi. Başkan İlhan Cavcav’ın beğenmediği söylenen teknik direktör Fuat Çapa’nın bazı takviyeler istediği de söyleniyor. Aslında genç oyunculardan oluşturulan kırmızısiyahlılara birkaç tecrübeli ağabey oyuncu alınırsa başarıya daha kolay ulaşılacaktır. Halen ligin 18 takımı içinde maddi bir sorunu olmayan Gençlerbirliği bu kısır döngüden kurtulmalı ve başarıdan başarıya koşmaya başlamalıdır. Evet, unu var, yağı var, niçin helva yapılmıyor? Asıl sorun bu galiba. SELDA GÜNEYSU Ünlü tiyatro oyuncuları Rutkay Aziz ve Taner Barlas’ın rol aldığı “Adalet, Sizsiniz” adlı oyun, Aysa Prodüksiyon’un organizasyonu ile ilk kez, bu hafta sonu başkentlilerin beğenisine sunuldu. “Adalet nedir?”, “Nasıl adil olunur?”, “Adalet mekanizmasında verilen kararlar her zaman doğru mudur?” sorularını tartışmaya açan oyun, bugünkü yargılamalara da göndermelerde bulunuyor. Rutkay Aziz, Taner Barlas ve oyunun yazarı Ümit Denizer ile “Adalet, Sizsiniz” oyununu konuştuk: Oyun, bugünkü Ergenekon, Oda TV, Balyoz gibi davalara da göndermelerde bulunuyor. Lakin bunu yaparken, bu davaların hiçbiri oyun metninin içinde geçmiyor. Geçmişten gelen yargılamalarla, bugün hicvediliyor... ¦ Ümit Denizer: Oyunu yazarken, satranç oyununu düşündüm. Bir kelimeyi kullandığınız zaman seyircinin algısı neyi işaret edecek, bu soru üzerinde yoğunlaştım. Tiyatro aslında bir iletişim aracıdır. Asla amaç değildir. Bazı oyunlar “amaç gibi” kullanıldığı için belki de izleyici gözünde başarısız oluyor. Bu oyunda, günümüzden bir slogan yok. Eğer olsaydı, asla bu etkiyi yaratmazdı. Satrançtaki gibi, piyonlar ve şah düşerdi. Bu iş için çok akıl yorduk, çok emek sarf ettik. Özetle, “Bana illham geldi, onu yaptım” demekle olmaz. Bu oyunun metni de ödül aldı. Rutkay Aziz: Bizim, Taner’le, Ümit’le ve Metin Deniz ile bütün derdimiz şuydu: “Nasıl bir yalınlıkla oyunda zenginliği yakalayabiliriz? Fantazilerin peşinden koşmadan...” Bir oyunda mühim olan sahnede insanı yakalamaktı. Biz insanı sahnede yakaladığımıza inanıyoruz. ¦ Taner Barlas: Bir oyunun metni tabii ki çok önemli. Ancak metin kadar oyunun rejisi de önemli. Biz rejide o yargıç konumundaki heykelleri, hücreleri, iki kuşu koymasaydık, sanırım daha farklı bir oyun olurdu. Bazı metinler vardır ki, sudan ve sabundandır. Ancak reji öyle bir vurgu yapar ki oyuna, oyun bir anda keyif alınabilir hale gelir. Biz bu oyunda eğer, “Sokrates bölümü çok durağan ve yalın. İçine bazı şeyler ekleyelim” diye düşünseydik, oyun bu kadar vurucu olmazdı. ‘Oyunun en önemli noktası dipnotlar’ Oyunun günler öncesinden biletleri tükendi... ¦ Rutkay Aziz: İzleyiciler oyunumuzu ayakta alkışlıyorlar. Turnelerimizde özellikle... Adana, Mersin, ODTÜ, Antep, Antakya, İskenderun... 40 yıldır tiyatro yapıyorum. Böylesine bir coşkuyu daha önce iki oyunda yaşamıştım. Bunlardan biri, gazetenizin de yazarı olan Uğur Mumcu’nun katledilişinden sonra, 1993’te, sahnelediğimiz “Sakıncalı” adlı oyundu; diğeri de “Ana”ydı. Bu oyunun önemli bir noktası var. “Dipnotlar.” Mesela ben Sokrates’i canlandırırken, Taner’in benim yardımcımı veya bir yargıcı oynaması; Taner Galileo Galilei rolündeyken, benim onun yardımcısını oynamam gibi... Yalnız oyunun finalinde “dipnot” yok. Birimiz Sacco, birimiz Vanzetti oluyoruz. İşte o bölümde izleyiciye “Adalet, sizsiniz” diyoruz. Yani “dipnot” izleyici oluyor. Seyirci oyunun finalinde de “dipnotlardan” çıkıyor, hayatta başrol oluyor. Anlayacağınız, bu oyunda asıl başrol izleyici. Oyunda cansız mankenler “yargıç” olarak kullanılmış... Düne karar veren yargıçlar... ¦ Taner Barlas: Cansız mankenler Metin Deniz’in buluşu. Arka plana beş tane cansız manken yerleştiren, onları örümcek ağlarına benzeten, tekerlekli sandalyeye koyan, hareket ettiren Metin Deniz’dir. Ayakları yere basmayan, kararını peşin vermiş yargıçları simgeliyor o mankenler. Onun anlamı şu: M.Ö 500. yılda da o tipte yargıçlar vardı, bugün de... ¦ Rutkay Aziz: Oyunun bir diğer metaforu da Sokrates’in zehirlenerek idam edilmesine ilişkin sahnede kullanılan, Sokrates’in zehri içtiği kupa. O kupa daha önce yargıçların karar mekanizması olarak kullanıldı. Siyah ve beyaz taşlar atıldı kupanın içine. Siyah suçluluğu, beyaz ise suçsuzluğu simgeledi. Şimdi Sokrates’e eğer, biz, başka bir kupada zehri içirseydik, oyun yapay bir formata bürünürdü. Ama orada Sokrates, özellikle o kupadan zehir içiyor. Çünkü onu asıl zehirleyen o kupaya atılan siyah ve beyaz taşlar. Ayrıca oyunun finalinde, Sacco ve Vanzetti’yi anlatırken, iki güvercinin yanına kırmızı karanfil bırakıyoruz. Bu karanfiller aslında Uğur Mumcu’ya, Deniz Gezmiş’lere, Nâzım Hikmet’e, devrim adına yitirdiğimiz tüm insanlara bir gönderme. ‘Gerçek demokrasi istiyoruz’ Sanat insanları olarak Türkiye’deki hukuk olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz? ¦ Rutkay Aziz: Oyunda Sokrates bir söz söylüyor: “Aslı astarı olmayan iftiralar, yığınla namuslu insanların ortadan kaybolmasına neden oldu.” Sokrates, ilk iftiraya uğrayan bilim insanı. Bugün birçok arkadaşımız da bir torbaya dolduruldu, Silivri gerçeği ile yüzleşiyorlar. İnsanlar suçluysa cezalarını çeksinler ancak haksız yere suçlanıyorlarsa, bunları yapan zalimdir. Ve zalimlerden af dilemek acizliktir. Oradaki insanlarımız son derece ilkeli, onurlu, başı dik şekilde duruyorlar. Sahte CD’ler, düzmece belgeler, yalancı gizli tanıklarla... Bu bir ülkenin gerçeği. Gerçek bir sanatçı da bundan sorumluluk duymaktadır. Biz bu ülkeyi seviyoruz ve bu ülkenin bir an önce gerçek bir barışa, özgürlüğe, demokrasiye kavuşmasını diliyoruz. ANGİAD’dan Fatih Ürekli kutlama Ankara Genç İşadamları Derneği (ANGİAD) üyeleri, 2012 bitmeden geleneksel yeni yıl balosunda bir araya geldi. Başkan yardımcısı Şanser Kadooğlu’nun sahibi olduğu Kadoil Akaryakıt’ın sponsorluğunda, Swissotel’de gerçekleşen baloya yüzlerce davetli katıldı. ANGİAD Başkanı Abdullah Değer ile yönetim kurulu üyelerinin ev sahipliğindeki baloya, aynı zamanda dernek üyesi olan MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile İÇGİAF Başkanı Yunus Demirci ve TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Barış Aydın’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda STK temsilcisi katıldı. Türk sanat müziğinin güçlü seslerinden Safiye Soyman ile eşi Faik Öztürk de konuklar arasında yer aldı. Plaket taktimlerinin ardından sahneye, Türk fantezi ve pop müziğinin ünlü ismi Fatih Ürek çıktı. Özellikle kadın hayranlarının ilgi odağı olan Ürek, yoğun ilgiden zaman zaman şarkısına ara verdi. DERS VERENLER FRANSIZCAYI konuşturuyorum ve mesleki hukuksal çeviri. 0506 300 30 75 KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM Tanık, Divriğililerle buluştu Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, Sivas Divriği Kültür Derneği Divriği Vakfı’nın düzenlediği “5. Geleneksel Birlik Aşure Günü” etkinliğinde Ankara’da yaşayan Divriğililerle bir araya geldi. Çankaya Belediyesi Vedat Dalokay Kokteyl Salonu’nda düzenlenen etkinlikte Tanık’ın yanı sıra birçok CHP’li milletvekili, CHP Ankara İl Başkanı Zeki Alçın ve CHP Çankaya İlçe Başkanı Mehmet Perçin de katılan çok sayıda Divriğiliyi yalnız bırakmadı. Aşure Günü, şiirlerin okunması ve semah gösterileriyle devam etti. : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 25 Aralık 2012 Salı Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : [email protected] C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear