Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sayfa 20 Kasım 2012 Salı a4 Yaşam Emekçinin vadisinden zügürdün çenesini yoran vadiye irçok kişi Dikmen Vadisi denilince barınma hakları için Melih Gökçek’e karşı 2 yıldır kararlı bir direniş sürdüren vadi halkını anımsar. Bu öyle bir direniştir ki, belgesellere; belgeseller de işçi filmleri festivallerine konu olmuştur. Bir yanda Ankara’nın kökleşmiş emekçi kesiminin barınma hakkı, bir yanda Gökçek’in “yıkımı durduramazsınız” tehditleri Dikmen Vadisi’nin ana temasıdır. Ancak biz burada vadinin köşenin adıyla örtüşen tarihi yönüne değineceğiz... Bugünlerde sıkça tartıştığımız “kentsel dönüşüm”ün ilk uygulamalarından biridir Dikmen Vadisi Projesi. 1980’li yılların başında dönemin Ankara Belediye Başkanı Murat Karayalçın tarafından başlatılmış, bugünkü Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından açılmıştır. İlkbaharda ıhlamur ve pembe çiçekli ağaçların koridorunda yürümek, bu mevsimde de sararmış ağaçların altında bir sonbahar gezintisi yapmak için ideal bir parkurdur. Olumsuz yönleri de elbette sıralanabilir... B Sararmış Sayfalar FIRAT KOZOK Örneğin, Gökçek tarzını yansıtan hasır görünümlü fiberglas koltuklar, sağda solda bekleşen beton keçiler, alkolsüz nargile kafeler, Ayrancı ile Dikmen’i bir birine bağlayan ancak, Dikmen yakasındaki lüks konutlarda oturanların dışında vatandaşların araçlarıyla kullanamadığı kocaman demir köprü, bir bölümü koşmaya kalktığınızda koşu parkuru olmadığından dizinizi ağrıtan beton yollar, vadiyi çevreleyen 2030 katlı ultra lüks konutlar... Ama tüm bunlara karşın Ankaralı için nefes alınacak bir oksijen vahasıdır Dikmen Vadisi ve proje ilk gününden itibaren merak uyandırmıştır. Çetin Emeç Bulvarı’ndan Oran’a kadar uzanan yaklaşık 6 kilometrelik vadide ne bir yol, ne de bir altyapı vardı geçmişte. Yağmur yağar gecekonduları sel basar. Heyelan olur çoluk çocuk çamur içinde kalır. Kışın buzdan, yazın içinden geçen kanalizasyonlu Dikmen deresi nedeniyle sinekten geçilmez bir çukur görünümündedir. firatkozok@gmail.com Twitter.com/firatkozok sergi salonları bu güzergâh üzerinde yer alacak.” İlk teslimat 1993’te Hızla yürütülen çalışmalar sonrasında Vadi konutları olarak tanımlanan iki kuleyi birbirine bağlayan Dikmen köprüsü ve gölet inşaatı 1993 yılı ikinci yarısında tamamlanır, Vadideki 404 konutun yapımı da aynı dönemde hak sahiplerine dağıtılmaya başlanır. ‘Yeni bir kent doğacak’ Murat Karayalçın’ın hazırladığı proje gecekondular için bir umut olur. Cumhuriyet, 12 Eylül 1991’de projeyi “Dikmen vadisinde yeni bir Ankara” başlığıyla okurlarına duyurur ve ekler: “Ankara’da yeni, yeşil bir kent doğacak. Ankara Anakent Belediyesi tarafından gerçekleştirilecek olan kentsel yenileme projesiyle, kentin merkezindeki 2 bin gecekondu yıkılarak, yeni bir yerleşim alanı kurulacak. Dikmen Vadisi Konut ve Çevre Geliştirme Projesi tamamlandığında, başkent konut ve altyapı sorunu çözümlenmiş yaklaşık 5 kilometre uzunluğunda bir yeşil alana da kavuşacak.” Toplam 338 hak sahibi ile tek tek sözleşme imzalanır, belediye dozerleri ve polis ekiplerini beklemeden kendisi yıkar gecekondusunu vadide yaşayan yurttaş. Aradan aylar geçtikten sonra 3 Nisan 1992’de projenin netleşen ayrıntılarını yine Cumhuriyet duyurur: “Proje tamamlandığında, Ankaralılar TBMM’nin ilerisinden Eymir ve Mogan göllerine kadar yeşillikler, parklar ve ıslah edilmiş Dikmen Deresi boyunca yürüyebilecekler. Ankara’nın önemli sinemaları, tiyatroları, lokantaları, barları, müzeleri, Leyleğin ömrü iki lak lak D edikoduyla dolu da olsa, içi de sınırlıyken, bugün onlarcası var. Piyasa cep telefonlarındaki SMS ile boş olsa, muhabbet etmeyi birlikte hızlandı. Microsoft’un MSN seviyoruz. Şöyle bir Messenger’ı neredeyse her eve, her düşünelim: Günün kaç saati sohbetle, işyerine, her bilgisayara girdi. Öyle kaç saati üretmekle geçiyor? yayıgınlaştı ki, çalışanlar vakitlerini Düşünürken, çok da “kapitalist” boşa geçirmesin diye zihniyetli olmayalım. işyerlerinde Messenger Sohbet etmek, kullanımı yasaklanmaya sosyalleşmek en doğal başladı. Öyle ya da hakkımız. Yeter ki bu böyle Messenger ve hak, bizleri tembel sonrasında Live tenekeye Messenger engel dönüştürmesin. tanımadı ve tüm İnsanoğlu’nun Deniz Araboğlu dünyaya yayıldı. “sohbet” üzerine teknodirdir@gmail.com Teknoloji çağında, kurulu yumuşak karnını elbette ki Messenger da rakipsiz elbette ki teknoloji üreticileri de kalmayacaktı. Son yıllarda pıtrak gibi görüyor. Görmekle de kalmıyor, kafa çoğalan Facebook, Twitter ve yorup muhabbet sistemleri Instagram gibi sosyal paylaşım ile geliştiriyorlar. İstiyorlar ki, hem akıllı telefonlara yüklenen Skype, insanların “lak lak” ihtiyacı Whatsapp, Viber gibi uygulamalar ile karşılansın hem de şirket para Black Berry’nin BBM sistemi kazansın. Messenger’ın tahtını ciddi ciddi Belleğim beni yanıltmıyorsa, salladı. Live Messenger’daki aktif eletronik muhabbet kanallarının kullanıcı sayısı hızla azalmaya geçmişi 20 yıl kadar eskiye uzanıyor. başlayınca, Microsoft çareyi Önceleri IRC ve mIRC gibi Skype’ı satın almakta buldu. kanallar vardı. 1995 yılında Bu alışveriş için zamanın büyük olayı ICQ Skype’ın bir önceki devreye girdi. sahibi eBay’e tam 8,5 ICQ dostlar arasında milyar dolar ödedi. sohbet etmeyi sağlamak bir Microsoft tarihinin en yana, yeni arkadaşlar edinmeyi yüksek ödemesini yaptı. Ve sağladı. O günlerde internet kullanımı Microsoft, yaptığı bu büyük bugüne kıyasla çok sınırlıydı, ama harcamanın semeresini lansmanını ICQ’nun o kadar çok kullanıcısı oldu yeni yaptığı Windows 8 işletim ki, işlevsel duruma gelmesinden sistemiyle birlikte almayı planlıyor. birkaç yıl sonra kayıt açmaya çalışan Çünkü Windows 8’in odağında Skype kullanıcılara 100 milyonun üzerindeki uygulaması var. İlk bakışta akıllıca bir rakamlarla kullanıcı ismi verilebildi. yatırım gibi görünüyor. Çünkü “Eski üyelik” yani “küçük üyelik numarası”na sahip olmak modayken, insanoğlu her şeyden vazgeçebilir, ama sohbet etmekten, üyelik numaraları eBAy üzerinden sosyalleşmekten asla! Atalarımız boşa alınır satılır bir meta hâline geldi. dememiş, “Leyleğin ömrü iki lak Nereden nereye... O yıllarda lak” diye. elektronik sohbet kanalları birikiyle vodafone’dan webbox eklamını, tanıtımını R hiç görmemiştim. Hafta sonu alışveriş merkezi turuna çıktığım sırasada bir Arçelik mağazasının vitrininde rastladım. Cihazın ismi “Vodafone Webbox”. Görünüşte bir bilgisayar klavyesi. Özünde, televizyon ekranını kullanarak internette gezinmenizi sağlıyor. Dilerseniz epostalarınızı kontrol edebilir, Facebook ya da Twitter’da sosyalleşebilir ya da web sayfalarında dolaşıp güncel gelişmeleri takip edebilirsiniz. İsminden de anlaşılacağı üzere, Vodafone’un GSM ağı üzerinden çalışıyor. Yani bu cihazı alıp, kablosuz sistem ile evinizdeki ADSL ağına bağlanmanız mümkün değil. Önce bir cihaz satın almak ve Vodafone’dan SIM kart almak, sonrasında da uygun bir internet paketi seçmek gerekiyor. Vodafon’un “internetsiz ev kalmasın” sloganıyla sunduğu ürünün Arçelik mağazalarındaki fiyatı 150 TL. SIM kart satın almak için ise Vodafone bayisine uğramanız gerekiyor. Kullanışlı bir cihaz gibi görünse de, satın alma sürecinin karmaşık olması insanı düşündürüyor. Çünkü ürünü satan mağazalar dahi tam olarak cihazın nasıl kullanılacağını, internet ücretinin olduğunu bilmiyor. TEKNO DIRDIR Xbox Türkçe’yi söktü ık sık eleştiriyorum: “Şu cihaz güzel olmasına güzel, ama Türkçeyi bilmiyor”... diye. Ne yapayım ben güzeli, güzel benim olmayınca! Bu kez haberler iyi. Cihazın adı Türkçe’den çok uzak olsa da, Türkçe’yi söktü netekim! Xbox dünyanın en çok satan oyun ve eğlence konsolu. Playstation’a rakip olarak aslında Türkiye’de birkaç yıldır satılıyordu. Ama Türkiye’deki satışı “resmi” değildi... Yani düzenli bir distribütörü yoktu. Ve Xbox nihayet “milli” oldu. Xbox’un arkasında, oyun konsolunun üreticisi Microsoft var. Türkiye pazarına girerken hedefleri büyük: Hem Türkiye’nin hem de bölgenin lideri olmayı hedefliyorlar. Hedef büyük olunca, sunulan ürünün de ihtiyaçları karşılaması lazım elbet. O nedenle Xbox’a Türkçe öğretmeyi de başarmışlar. S C MY B ^ Vadide yaşayanlardan kimisi memnundur yaşamından. Dere yatağındaki gecekondusundan apartman dairesine taşınır. Kimisi ise bahçeli evini terkettiği için pişmandır. Ama bir gerçek vardır ki, vadi bambaşka bir görünümdedir. Yıllar geçtikte bırakın Ankara’nın alt gelir grubundaki emekçi kesimini, orta, hatta orta üstü sınıfın bile yanından geçemeyeceği lüks konutlar yapılmaya başlanır. Dikmen Vadisi artık “züğürdün çenesini yoran bir vadidir.” Ama çenesi yorulanları bile bambaşka anılara sürükler sararmış sayfalardan kalan fotoğraflar. Xbox Live, kullanıcısına yerkürenin farklı bir noktasındaki arkadaşlarıyla ya da dünyanın en başarılı oyuncularıyla eşzamanlı oyun oynama imkânı sunuyor. Oyun oynatmakla sınırlı kalmıyor. Cihazın sesli ve yazılı mesajlaşma yeteneği de var. Müzik ve videoları da Xbox üzerinden dinleyip izleyebilmek mümkün. Arşivinde tam 30 milyon eser var. Yani dünyanın en büyük müzik arşivi. Cihazın Türkçe kullanılabilmesinin dışındaki en önemli avantajı, Windows 8 işletim sistemiyle birlikte çalışması. Fiyatı, bellek büyüklüğüne göre 700 – 1000 TL.