27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

26 Ağustos 2011 Cuma 373 17 VİZYONDA BU HAF TA BabamınPenguenleri YeryüzündekiSon Aşk Kolombiyalı Yeşil Fener Tür: Komedi Yönetmen: Mark Waters, Noah Baumbach r: Oyuncula Jim Carrey, Carla Gugino, Madeline Carroll dıktan sonra hayatına son deboşan en Eşind rece rutin bir şekilde devam eden iş adamı Tom Popper’in hayatı, babasından kendisine miras kalan altı penguenle değişir. Önce penguenleri bir hayvanat bahçesine vermeyi düşünen Tom, çocukları penguenlere bayılınca, evini bir kış parkına çevirmeye karar verir. Rutinden eğlenceliye doğru bu keskin geçiş, ilginç olaylara yol açacaktır. Penguenler ile birlikte yaşamaya başlayan Tom Popper, bakalım yeni sorumluluklarının iş hayatına olumsuz yansımasını engelleyebilecek mi? Tür: Romantik Yönetmen: David Mackenzie Oyuncular: Ewan McGregor, Eva Green, Connie Nielsen Michael ilişkilerde bağlanma sorunu yaşayan ama yemek pişirme konusunda usta olan bir şeftir. Soğuk görünümlü ama işinin ehli doktor Susan ise uzun zamandır özel hayatına kimseyi sokmadan, kendisini sadece işine vermiştir. Susan ve Michael yakınlaşırken, tüm dünyada insanların duygularını bir bir yok eden bir salgın hastalık ortaya çıkar. İnsanlar sevme yetilerini bir bir kaybederken Susan ve Michael’ın aşkı hayata tutunabilecek midir? Tür: Aksiyon Yönetmen: Olivier Megaton Oyuncular: Zoe Saldana, Cliff Curtis, Michael Vartan 9 yaşında Cataleya adındaki küçük bir kız 1992 yılında Kolombiya’da ailesinin öldürülmesine şahit olur ve kendisi de canını zor kurtarır.Tanınmış bir gangster olan amcası Emilio’nun koruyuculuğunda ABD’ye göç eder. Cataleya, intikam ateşiyle büyüyüp artık genç ve güzel bir kadın olduğunda, amcasının kiralık katillerinden birine dönüşür. Fakat geçen bu sürede anne ve babasının katledilişini asla unutmaz ve öldürdüğü insanların göğsüne bir orkide çiçeği çizerek, her cinayetin ardında kendisinden bir iz bırakır. Cataleya intikamı sonuna kadar götürmeye yemin etmiştir. Tür:Aksiyon Yönetmen:Martin Campbell Oyuncular:RyanReynolds, BlakeLively,TimRobbins Yeşil Fener Kolordusu olarak adlandırılan barış ve adaletkoruyucuları,gizemlibirevrendeyüzyıllardır var olan bir birliktir. Düzen koruyucusu bu savaşçıbirliğininherüyesininsüpergüçlübiryüzüğü vardır. Parallax adındaki düşmanları evrendeki güçdengesinibozmayakalkışınca,tümevreninkaderi,yeniaskerHalJordan’naemanetedilir...Hal, yetenekli ve ukala bir test pilotudur. Yeşil Fenerliler,yüzüğün gücüneinanmayanlarasaygıduymazlar. Ancak,Hal’aihtiyaçlarıvardır.Kararlıveiradelidir, ayrıca,diğerYeşilFenerliSavaşçılar’daolmayanbir şeye sahiptir: İnsanlık. Eğer Hal yeni güçlerine bir anöncehakimolmayıöğrenirve korkularınıyenmesiiçingerekencesaretigösterebilirseen büyük YeşilFenerlisavaşçıolacaktır. ELEŞTİRİ Eren AYSAN alter Benjamin’in “Son Bakışta Aşk”ı Nurdan Gürbilek önsözü ile yayımlandığında, pek çoğumuz geçmişten geleceğe kültürün aktarımı üzerine farklı bir yaklaşımla karşılaştı. Benjamin geçmişi bir hazine değil enkaz olarak görüyor, dokümantasyon tekniğine yeni bir soluk getiriyordu. Onun için ne köyler, ne stepler önemliydi. Büyük şehirlerdi insanı yüreğinden vuran. Hem de büyük şehirler ilk bakışta değil son bakışta aşkın kendisiydi. İnsanın ciğerine dokunan tanım tam da bu… Kitapta anlatılan kadar kutsal bir imgelem karşımızda... Woody Allen’ın çok sevdiğim bir filmi vardır: “Bananas”. Şapşal bir genç günün birinde eylemci kıza sevdalanır, birlikte olurlar. Ancak kız sevişme sonrasında adama, “bir şeyler eksik” der, ayrılırlar. Adam kendini kızdan almış olduğu eylemci ruhla bir adaya atar. Orada lider olur. Ezkaza adaya bir de komünizm gelmez mi? Artık Aşk Üzerine Parçalar... muhalifler tarafından tanınmış bir başkan oluverir. Fiziği de değişmiştir. Takma sakal ve tuhaf saçlarıyla daha karizmatik bir kişiliğe dönüşmüştür. Sonunda Amerika’ya döner, kızla yeniden karşılaşırlar. Hemen kendilerini yatakta bulurlar. Sevişmeden sonra adam, takma sakal ve saçını çıkarır, kız dehşet içinde adama bakar, “anlamıştım bir şeylerin eksik olduğunu” der. Bu aslında bir ilişki biçimine dair yapılacak tanımların hem çok çeşitli hem de çok dar noktalara düşebileceğini imleyen eğlenceli bir öykü. Ne olursa olsun, “aşk ilişkisi”ndeki tanımlamalarda/yazılarda “bir şeyler eksik” kalıyor. Peki bu denli yakıcı olan arzunun o kederli kırbacı nerede var oluyor? Aynı bedene olan düşkünlük nasıl bir kavramlaşma aşamasında ilerliyor? Aşk dediğimiz olgu modern dünyada kendine nasıl bir yer açıyor? Son derece çetrefilli sorular bunlar. Üstelik aşkın iktidarlaşmaya yönelik hamlesi de mevcut. Bülent Somay da “‘Ben sana aşığım’ dediğim andan itibaren ötekini benim üzerimde iktidar ediyorum, çünkü iktidar emretmek, istemek ve rica etmek parametreleri üzerine kuruludur. Hatta rica etmeyi yalvarmaya kadar götürebiliriz. Egemenlik ilişkisi demek, iktidarın kalıcılaşması, kurumsallaşması demek” diyor. Bana kalırsa insan karşısındakinin üzerinde tahakküm kurmayı ve bunu denemeyi seviyor. Haydari Kampı adlı romanın ilk cümlesi “İnsanların kendini tanrı gibi hissettikleri an ondan korkmaya başlayın”dır. Kişioğlu eline güç alınca acımasızlığı ve hiddetiyle ilerliyor. En yakası açılmadık heyecanı savunurken bile… Burada da marazi bir yan var, hani “Sevgi ve nefret merkezkaç kuvvetindedir” diyen beylik tanımlamaların tam da ortasında. Shakespeare’nin “Aşkın Çabası Boşuna” adlı oyununda, Navara kralı ile üç asil arkadaşı, Fransa kralının kızı Prenses ve üç nedimesi arasındaki aşk dörtlemesi şaşırtıcı bir hızla gelişir. Üstelik bu beyler platonik/stoacı bir akademi kurma düşüncesindeyken. Oyunda ikiyüzlülük, bağlılık, sahte erdem anlayışı, aşkın taşıdığı sorunlar eğlenceli bir dille anlatılmaya çalışılır. Demek ki aşk kendi içinde sınıfsal tavrını, ikiyüzlü erdem anlayışını, ahlaki değerlerin sınırını da beraberinde getiriyor. Zaten bütün yapıtlardaki çatışma da buradan doğuyor. W
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear