Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 Temmuz 2011 Cuma 365 17 VİZYONDA BU HAF TA Transformers 3 Julia’nın Gözleri Üç AşkaŞansVer Tür: Aksiyon Yönetmen: Michael Bay Oyuncular: Shia LaBeouf, Josh Duhamel, Tyrese Gibson Dünyanın başı bu defa büyük belada... Autobotlar, bir Cybertron uzay gemisinin ayda olduğunu öğrenir. Ona ulaşmak için Deceptikonlar’dan önce davranmalarıgerekmektedir. Ayagiden birfüzenin yanlışyere inmelerisonucu, ayın farklı bir yerine gelmeleri, orada yaşayanbir robotuuyandıracaktır.İyilerilekötüler arasındaki bu son savaşın kaderini, aydaki sır dolu uzay gemisi belirleyecektir. Dünyanıngeçmişineaitgizemlibirolayın,günümüze yansıması o kadar büyük bir savaşa yol açar ki, Transformerlar bizi tek başlarına kurtaramayacak duruma gelir. Tür: Gerilim Yönetmen: Guillem Morales Oyuncular: Belén Rueda, Clara Segura, Lluís Homar Julia’nınsonundaonukörbırakacakolan birgöz hastalığıvardır.Julia’nınikizkızkardeşideaynıhastalığayakalanmışvekendinibodrumkatındaasarakintiharetmiştir.HerkesonunintiharettiğinidüşünsedeJuliaaynıfikirdedeğildir,kardeşinikimin öldürdüğünübuişin gerçeknedeniniöğrenmek amacıilekendinibugöreveadarvearaştırmayagirer.İpuçlarınıtektektoplamayabaşladığıandan itibarenizlenildiğininfarkınavarır.Buaradagözündeki hastalıkilerlediğinden dolayıJuliacerrahibir operasyongeçirirveikihaftaboyuncagözündebirsargıileyaşamakzorundakalır.Kardeşiniöldürenkatilingecelerievinegiripkendisiniizlediğini hissederveonuniçingerilimlisaatlerbaşlamıştır.Onun kusurugörmeyeteneğininsadebirçarpıtmasımıdırveyahayaletmegücününyeteneğimidir? Tür: Romantik Yönetmen: Tom Tykwer Oyuncular: Sophie Rois, Alexander Scheer, Cedric Eich Hanna ve Simon 20 yıldır beraberdirler. Berlin’de bazen sürtüşmeli bir harmoni tutturmuşbirhayatsürmektedirler.Alımlı,modern, olgun,çocuksuz,kültürlü,aklıbaşındakişilerdir. İlişkiler,çocuksahibi olmaisteği,beraber eve çıkma, düşük yapma, kaçıp geri dönme: Haber sunucusu Hanna ve sanat teknisyeni Simon20yılatümbunlarısığdırmışlardırfakat önleriniartıkpekgörememektedirler.Taki ikisi de, birbirlerinden habersiz bir şekilde aynı erkeğe, Adam’a aşık olana kadar... Tür: Romantik Yönetmen: Nicolas Cuche Oyuncular: Armelle Deutsch, MarieChristine Adam, Brigitte Roüan JullienMonnier’inciddibirproblemivardır.Çokbaşarılıbirilişkidanışmanıolmasına rağmen,hayatına girenkadınlarıikihaftadanfazlaelindetutmayıbeceremez.Aslında,çocukluğundan berionaâşıkolan herkadına biruğursuzlukgetirmiştir.Fakatbusadecebasitbiruğursuzlukdeğildir.Etrafındakikadınlardefalarcahastaneyedüşmüş,günlükhayatlarıaltüstolmuş,tamanlamıylabiruğursuzlukyaşamışlardır.Julienkadınlariçinadeta konuşanbirkarakedidir.Tam başkabiriyleçıkmamayakararvermişkenJohannaismindebirkadınaâşık olur.Herne kadarkörtalihindenkorksa dakendini aşkınkollarınabırakmayakararverir.FakatJoannabirsüresonra başınagelentersliklerinonunlatanıştığıgündenberiolduğunufarkeder. ELEŞTİRİ Eren AYSAN air Ahmet Kudsi’ye soyadını veren Tecer dağlarının bulunduğu, “Orda bir köy var uzakta”, “Sıvas yollarında geceleri” dizeleriyle başlayan şiirlerin yazıldığı şehirde, bir otel kuşatılmıştı. Otelin adı, yaylalarda açan çiçekti, Madımak’tı. Otelin içindekilerse ülkenin yazarları, şairleri, ozanları, semahçılarıydı. Sekiz saat süren bekleyişin sonunda, kibrit çakıldı. Tuhaftır, otelin etrafını saran güruhun protesto ettiği, dört yüz yıl önce yaşamını yitiren şair “Pir Sultan Abdal” adına yapılan etkinliklerdi. O gün, “Yaz günü temmuzda sen terle ben sileyim” türküsü gibi hava sıcak mı sıcaktı. Pusu bir kere kurulmuştu. Ölenler de, sağ kurtulanlar da Madımak’ta bulundukları süre boyunca sıkıştırılmışlardı, kaçacak delikleri yoktu. Sekiz saat boyunca otelde mahsur kalmalarına rağmen dönemin başbakanı, katliamın sonunda “Halkımıza zarar gelmemiştir” dedi. Dışarıdakiler “insandı”. Peki ya “içerdekiler?” Aslında on sekiz yıl sonra geriye dönüp baktığımızda, Behçet Necatigil’in di Sivas’ın Karanlığını Gösteren Tiyatro Oyunları zesi gibi, “çok şey yarım hâlâ”. Öte yandan insanlık tarihini anlatan dersler, dosyalar, kitaplar yakma, yıkma, yok etme gibi olgularla dolu. Olaylar, olgular olarak ele alındığı sürece insana ilişkin duygular tarihten siliniyor, “vahşet” ya da “ölme/öldürme” gerçeği etkisini yitiriyor. Bir başlık olarak bizleri bekliyor. Oysa, tanıkların anlattıklarıyla, sanatın katkısıyla olayın “insan” yanına daha çok yaklaşıyor, izlerin silinmediğini, silinmeyeceğini görüyoruz. Yakın bir tarihi sorgulamanın heyecanıyla da olsa, şiirler, romanlar yazıldı, tiyatro eserleri sergilendi Sivas’a dair. Söz bitti mi? Hayır. Hep bir şeyler eksik kaldı. Bu yarım kalmışlık hissiyle yeni yaratılar üretilmeye devam ediyor. Katliamdan sonra Sivas’ı içine alacak biçimde rejisi yapılmış ilk yapım, Nezihe Aras’ın “Karanlıkta İlk Işık: Kubilay”dı. Mehmet Ege’nin yönettiği belgesel oyun, Sivas’ta yakılan otel görüntüleriyle bitiyordu. Ne yazık ki bu başarılı çalışma kısa bir süre sonra Devlet Tiyatroları sahnelerine veda etti. Sivas’ı anıştıracak biçimde tasarlanan AST’ta sergilenen Brecht’in Jean Dark’ı yakılan direnişçiyi sunuyordu. Erhan Gökgücü’nün Giordano Bruno’su, Sivas’a göndermesiyle dikkat çekiyordu. Canlar Tiyatrosu’nun Sivas’ı anlatan oyunu ise, otelden sağ kurtulan semahçı Serdar Doğan tarafından yazılmıştı. Bire bir Sivas üzerine kurulu olan “Sıvas 93”, Dostlar Tiyatrosu’nun bir ürünü olarak Genco Erkal’ın çabasıyla sahnelere taşındı. Aslında Erkal, Max Frich’in “Saf Adam ve Kundakçılar”ı sergiledikten sonra, Sivas’ı düşünmeye başlamıştı. Sivas’la ilgili yapılmış en iyi oyun diyebileceğimiz Sivas 93, Fazıl Say’ın müzikleriyle bezenmişti. Bu yara o kadar derin ki, sürekli kanıyor. Böylece yaratılar birbirini izliyor, izlesin de… Yeryüzünde, tarihsel olgulara ilişkin bir değil, birden çok şey üretilmiştir. Sivas her defasında yenilenen üretimle, bir semboldür. Umarım bu sembol sinemaya da taşınır. Ş