27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Ankara 283/4 Aralık 2009 ANKARA ANKARA Talât HALMAN nkaramız, yarım yüzyıldan uzun süre, Cumhuriyetin gözbebeğiydi, çağdaş aydınlanmanın ilham pınarı... sonra yavaş yavaş gözden düştü, âdeta üvey evlat oldu. Sevgili İstanbul, doğanın ve tarihin en güzel eserlerinden, küremizin birkaç canevinden biri... Her hizmete ve her yeni güzelliğe lâyık. 12 hafta önce açılan İstanbul Kongre Merkezi, elbette hepimizi mutlu ediyor. Türkiye’nin uluslararası önemini arttıracak, turistik câzibesini güçlendirecek olan bir güzel mekân. 12 katlı bir devasa merkez (yedi katı yeraltında, beş katı yerüstünde), 120 bin metrekare... Rekor hızla inşa edildi. Umarım, rekor hızla İstanbul’u dünyanın en güçlü beş megalopolisinden biri yapar. İstanbul Kongre Merkezi’nin yaratılmasına önayak olan muazzam uluslararası etkinlik, 1996’daki Habitat II idi. Şimdi Habitat 2016’da yapacağı çok daha büyük toplantısına hazırlanıyor. Nerede yer alacağı henüz belli değil. Devletimiz, Dışişleri Bakanlığımızın gayretleriyle yeni Habitat’ı yirmi yıl aradan sonra yeniden İstanbul’a çekmeye çalışmak üzere harekete geçmeli. 2016’da, sadece Kongre Merkezi’yle değil, o zamana kadar gerçekleşecek olan üstün altyapısıyla, mükemmel yeni otelleriyle, düzeleceğini umduğumuz ulaşım sistemi ve trafik düzeniyle, Habitat için İstanbul Kongre Merkezi AKKARA Başkent Kongre Merkezi A ideal bir dünya kenti olacaktır. Habitat gelse de, gelmese de, İstanbul’un kaderi Paris, Londra, New York, Roma, Viyana, Tokyo ile birlikte bir görkemli yeryüzü metropolisi olmaktır. Kongreler ve uluslararası toplantılar bakımından Viyana, Barselona, Roma, Paris ve Hong Kong gibi belli başlı kentlerle boy ölçüşecek. Peki, Ankara? Kırsal Türkiye’nin câzibe merkezi, Anadolu kalkınması ve aydınlanması için bir örnek olarak yaratılmış olan başkentimiz? Kongre ve kültür etkinliklerinde sönük kalmaya mahkum mu? İstanbul ile aşık atmasına imkân yok. Hele uluslararası âlem, İstanbul’u doğal güzellikler ve tarihî zenginlikler odağı olarak öyle önemsiyor ve ilginç buluyor ki orada yapılan toplantılara ve kongrelere akın ediyor. On yıl kadar önce, Ankara’da bir üniversite bir kongre düzenleyecekti. Yurtdışındaki davetlilerden haftalarca ret cevapları geldi. Organizatörler baktılar ki pek az sayıda kabul yüzünden kongre yapılamayacak, yapılsa yurtdışından üçbeş katılım olacak. Palas pandıras kongreyi İstanbul’a aktardılar. Birkaç gün içinde iki yüze yakın kabul cevabı geldi. Ankara’ya gelmeyi reddedenler İstanbul’a geldiler koşa koşa... Çok başarılı bir kongre gerçekleşti. Uluslararası toplantılar ve kongreler için ideal kentimiz İstanbul’dur. Bazı et kinliklere Antalya, İzmir, Bursa, hatta Ankara elverişli olabilir ama, İstanbul’a kıyasla onların şansı azdır, yok gibidir. Önümüzdeki birkaç yıl içinde oteller, toplantı salonları, altyapı, yol ve trafik şartları bakımından dünyanın en uygun kenti durumuna getirilebilirse ilk üçe girebilir, hatta birinci sıraya geçebilir. İstanbul için, bu uğurda yapılması gereken her şey hızla, azimle, azami kaynak sağlanarak yapılmalıdır. Ankaramızı ise ulusal kongreler için dört başı mamur bir merkez hâline getirmek üzere devletin, büyükşehir belediyesinin ve öteki belediyelerin yeni bir plan hazırlayıp ilk fırsatta uygulaması ve bu amaçla büyük mali kaynaklar ayrılması şarttır. Başkentin aslî işlevlerinden biri olan “ulusal örnek ve odak” statüsünün güçlendirilmesi, öneminin ve turistik gelirinin arttırılması, şehir altyapısıyla bina ve hizmetlerinin genişletilmesi, yeni istihdam olanakları yaratılması için, bu büyük değer taşıyacaktır. Ankara’da birçok toplantı salonu bulunmakla birlikte çok büyük kongreler için elverişli salon yoktur. Ankara Ticaret Odası’nın birkaç yıl önce inşaatı başlayan Kongre Merkezi, 2010 ortalarında tamamlanacak ve 3200 kişilik oturma kapasitesi olacak. Sevinilecek bir gelişmedir bu. Ankara’da ATO’nunki gibi iki üç büyük ve tam teçhizatlı salon daha olsa başkent, tam bir “Ulusal Kongreler Kenti” olur. Artık Ankara Büyükşehir Belediyesi ile devletin güçlü bir ittifaka yönelmesi vakti gelmiştir. Yaşamsal bir ihtiyaçtır bu. Çok değerli işler gerçekleştirmekte olan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, göreve geldiği günlerde, başkentin kültürel dokusunu şehircilik ve mimari haysiyet açısından ihya etmek niyetini açıklamıştı. Bu uğurda ve Ankara’yı “Ulusal Kongreler Kenti” yapmak amacıyla yeni büyük bir ittifak kurulmasını diliyorum. nkara, çok büyük bir sanayi ve ticaret merkezi değil ama, ülkemizin iftihar ettiği devasa bir şirket elli yıldır burada: GAMA Grubu. Sayın Erol Üçer’in yönetim kurulu başkanlığını yaptığı GAMA, 24 Kasım akşamı, çok zarif bir gala yemeği düzenleyerek kuruluşunun 50. yıldönümünü kutladı. Türkiyemizde elli yıl faal olarak sürekli büyüyen ve çeşitli alanlardan “dünya büyükleri” arasına girmeyi başaran şirket azdır. Hele Ankara’da belki on, on beş tane bile yoktur. GAMA, memleket içinde ve yurt içinde nice sanayi başarılarına imza atmış olan “muazzam” bir kuruluş, 30 yıldır Ortadoğu’da, Rusya’da, Avrasya ülkelerinde, Güneydoğu Asya’da, Kuzey Afrika’da ve İrlanda’da tesisler yaratan bir müteahhitlik firması. Montaj sanayiinde, endüstri tesislerinde, güç sistemlerinde, enerji santralleri ve kimyasal tesis yapımında, doğalgaz ve hidroelektrik santrallerinde faal. En yeni ihalesi, Ürdün’deki Su Temin Projesi. 20 bin çalışanı var, bunların bin tanesi mühendis. Yurdumuzda istihdama mükemmel bir katkı bu. GAMA’nın galasında Erol Üçer güzel ve anlamlı bir konuşma yaptı. 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel de Türk sınaî kalkınmasının bu değerli şirketinin 50. yılını güçlü bir konuşmayla övdü. Sayın Demirel GAMA’nın uluslararası statüsünü somut ölçüleriyle şöyle anlattı: “2008 yılında dünyanın en büyük 225 uluslararası müteahhitlik firması sıralamasında 60. sırada yer alan GAMA, sektörler bazında dünyanın en büyük uluslararası inşaat firmaları arasında ise fosil yakıtlı (kömür, petrol, gaz) enerji sektöründe 4., kimyasal tesis yapımında 5, kuvvet santralı yapımında 16. ve endüstriyel tesis yapımı faaliyetleri açısından da listeye 13. sıradan girme başarısını göstermiştir.” Gecenin programını sunan Özlem Gürses de olağanüstü hoş takdim konuşmaları yaptı. Ve galanın eğlence kesiminde ünlü ses sanatçısı Nilüfer, izleyicileri hem eski (nostaljik), hem yeni (sempatik) şarkılarıyla coşturdu. GAMA’nın yarım yüzyıllık başarıları ve ülke ekonomisine, bir yandan da hayır faaliyetlerine katkıları sevindirici ve övündürücüdür. Ömrü çok uzun, çalışmaları çok daha güçlü olsun. GAMAGALA A 19
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear