Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 237/16 Ocak 2009 Baz İstasyonları Yerleşim Yeri Dışına! ? Turhan ÇAKAR argıtay 4. Hukuk Dairesi, yerleşim yerlerinde bulunan baz istasyonlarının sakıncalı olduğu, uzun sürede kişi, çevre ve bitkilere zarar verdiği ve yerleşim çevresinden daha uzakta kurulması gerektiğine ilişkin tarihi bir karar verdi. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin önemli bir gerekçesi de, “çevre binalarda ikâmet eden yurttaşların sağlık bakımından büyük endişeler taşıdığı, insanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı” şeklindedir. YARGITAY’IN TARİHİ KARAR ÖZETİ T.C. YARGITAY 4. Hukuk Dairesi ESAS No: 2007/3012 KARAR No : 2007/16269 MAHKEMESİ: Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ: 16.01.2007 NUMARASI : 2006/512 – 2007/26 DAVACI : 1 Süleyman Demir 2 Memik Altıntaş VDL. Adlarına Av. Hasan Öztürkmen DAVALI: TURKCELL İletişim Hizmetleri A.Ş. adına Av. Ozan Aydın Davacı Süleyman Demir ve Memik Altıntaş vd. vekili avukat Hasan Öztürkmen tarafından, davalı Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. aleyhine 04.12.2006 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men’i ve kal istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 16/01/2007 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, komşu binanın çatısında bulunan baz istasyonunun kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacılar temyiz etmiştir. Mahkemece yapılan keşif sonucunda baz istasyonunun konumu ve komşu davacılara ait yapılara uzaklığı belirlenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır. Dava konusu olan tesisin cep telefonlarının kullanımı için zorunlu olduğu ve bu tesisin geniş bir kitleyi ilgilendirmesi itibariyla de kamuya hizmet vermeyi amaçladığı da tartışmasızdır. Ne var ki bu hizmetin verilmesinde ve tesisin kullanılması sonucu hukuk kurallarının bir gereği olarak doğan zararlardan da tesis sahibi sorumludur. Hatta bu sorumluluk kusura dayanmayan, tehlike sorumluluğu olarak da kabul edilmek gerekir. Bu özelliği itibariyla tesisi kullanan ve onu işletenin yüksek özen yükümlülüğü bulunmaktadır. Aksi halde, en küçük bir özensizliğin maddi değerlerle ölçülemeyecek ka Y Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı dar ağır sonuçlar doğurması kaçınılmazdır. Bunun için zarar görenin zararını değil, tesis ve işletme sahibinin tesisin işletilmesinden dolayı kişilere, bu bağlamda çevreye bir zarar vermediği ve herhangi bir olumsuz sonuç yaratmadığının kanıtlanması gerekir. Bu sonuç genel sorumluluk kurallarının aksine olarak, davalılarının işletmesinin ağır tehlike doğuracak özelliğinden kaynaklanmaktadır. Sertifikada belirtilen limitlerin yönetmelikte belirtilen limitlere uygun olduğu, hatta yönetmelikteki limitlerin de altında bulunduğu belirlense bile bu belirlemelerle bir zararın olmayacağı kabul edilemez. Yönetmelik ve bu yönetmelikteki ölçülere göre verilen sertifika, soyut bir belirlemeyi içermektedir. Bu bağlamda, o anda o yerde ve belirtilen güçte kurulacak istasyonun değerini belirtmektedir. Nitekim sertifikada bu nitelikleri içermekte olup, kurulan istasyonun çevresindeki binaların ve giderek konumunu belirtmemektedir. Bu da sertifikadaki ölçülerin tüm bilimsel verilere uygun olduğu ve zarar doğurmayacağı anlamına gelmez. Kaldı ki, hukuk kurallarındaki norm düzenlemesi itibariyla yönetmelik ve yönetmeliğe uygun bir işlem yapılsa bile, buna karşın çevreye verilen zarardan, eylemde bulunanın sorumlu olmayacağı sonucu doğmaz. Ayrıca yargıç, uyuşmazlığın çözümünde yönetmeliği değil yasaya, genel hukuk kurallarına ve bu bağlamda sorumluluk hukukunun ilkelerine göre karar vermek zorundadır. Bunun içindir ki, yönetmeliğe ve yönetmeliğe göre verilen sertifikayı bağlayıcı olarak kabul etmemek gerekir. Yapılan şu bilimsel açıklamalar itibariyla, tek başına ölçüm sonuçlarının düşük olması, zarar doğurmayacağı anlamına gelmez. Diğer koşulların bu bağlamda, tesisin kurulduğu yerin yerleşim yerlerine ve davacının evine ve bahçesine olan yakınlığı da göz önünde tutulmalıdır. Diğer bir anlatımla, yararlı bir hizmetin karşılığı olarak insanın ölümü uygun bir sonuç olarak kabul edilemez. İnsan yaşamında tehlike yaratan bir hizmetin, kişi yaşamının önüne geçmesi ve ona üstünlük tanınması doğru bir yaklaşım olarak düşünülemez. Bir diğer konu da; bu tür tesislerin konuşmanın yoğun olduğu yerlere yakın kurulmasıdır. Kendilerinin de bu teknik kuralı gözeterek kurulacak yeri belirlemiş olmasıdır. Davalılara konuşmacılara sağlanan yarar bakımından bu belirleme doğru olabilir. Ancak tesisin böyle bir yerde ve bu konumu ile kullanılmasının da özellikle de yakın çevresine de zarar verdiği de açıktır. Bu bakımdan, bu tesisten üçüncü kişilerle birlikte davacı da yararlanmış olsa, sağlanan yararla verilen zararın dengelenmesi genel bir hukuk kuralıdır. Yarar, haberleşmeyi amaçlamaktadır. Zararın ise insan sağlığı ve yaşamı ile ilgili olduğu gözetildiğinde, ikinci değere önem verilmesi gerekmektedir. Tüm dosya kapsamına göre, kullanılan istasyonun konumu itibariyla, uzun sürede kişi, çevre ve bitkilere zarar verdiği, bu nitelikteki bir istasyonun halen bulunduğu yerde kullanılmasının sakıncalı bulunduğu, bunun daha uygun yerleşim çevresinden daha uzakta kurulması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu belirlemeler itibariyla dar anlamda ve parayla ölçülebilen zarar yok ise de, çevre binalarda ve bu bağlamda davacıların meskeninde bulunanların sağlık bakımından büyük endişeler taşıdığı, aynı bölgede yaşayan insanların psikolojik olarak yaşamını olumsuz bir biçimde etkilemekte ve bunun da insanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı açık olup, davacıların zarar gördüğünün kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davalının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. Tüketiciler dava açacak TÜKETİCİLER, ikamet ettikleri ya da çalıştıkları yerin veya çocuklarının gittiği okul yakınında ve çevresinde kurulu bulunan baz istasyonlarının sökülmesi için Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin kararını emsal göstererek dava açmak durumundadırlar. Çünkü baz istasyonlarının söz konusu bu yerlere kurulmasını yasaklayan bir yasa bulunmamaktadır. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da, “Baz istasyonları ile birlikte yaşamaya alışacağız” dediğine göre bu hükümet döneminde baz istasyonlarının yerleşim yerlerine dikilmesini yasaklayan bir yasanın çıkartılması hayli zor görünüyor. Bu nedenle, çocuklarımızın, kendimizin, ailemizin, dostlarımızın, komşularımızın sağlığı için yaşadığımız veya çalıştığımız binanın üstünde, karşısında, çevresindeki ya da çocuklarımızın gittiği okul çevresindeki baz istasyonlarının kaldırılması için aynı durumda olan komşularımızla ya da dostlarımızla bir araya gelip tek bir dilekçe ile dava açabiliriz, açmamız gerekmektedir. Konuyla ilgili olarak tüketiciler, derneğimizden bilgi desteği isteyebilirler. ‘İnsan yaşamı daha önemli’ Davalı, kamu yararına hizmet verdiklerini savunmuştur. Gerçekten yukarıda da açıklandığı üzere davalı tarafından bu ve benzeri tesislerin işletilmesi sonucu geniş bir halk kitlesinin yarar sağladığı bilinen bir olgudur. Ne var ki, bu yararın sağlanması karşısında kişilerin zarar görmesi hoş görülemez. Bu bakımdan gerek hizmetten elde edilen yarar ve bunun karşısında verilen zararın dengelenmesi gerekmektedir. Hiçbir hizmet, insan yaşamı kadar öncelik ve önem taşımaz. T ük e t i c i H a k l a r ı D e r n e ğ i / TE L: 4 2 5 1 5 2 9 4 1 7 9 3 3 4 4 1 9 3 7 7 4 / t h d@ t u k e t i c i h a k l a r i . o r g. t r w w w . t uk e t i c i h a k l a r i . or g. t r 11