Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 221/26 Eylül 2008 EnBüyükKeşifBüyütürkenBüyümek M ucize nedir? Yakın zamana kadar üzerinde düşündüğüm, varlığına inandığım bir kavram değildi; ta ki kızım dünyaya gelene kadar… Şimdi ona her bakışımda, büyüme ve gelişme hızına inanamayıp, “Bu bir mucize olmalı” diyorum; başka bir şekilde tarif edemediğimden… Kızımı gözlerken bu zamana kadar okuduğum, öğrendiğim ve savunduğum şeylere daha da çok inanıyorum. Gelişimi o kadar doğal, o kadar kendiliğinden ve o kadar kendisine has ilerliyor ki şu ifadelerin hepsinin karşılığını kızımda görebiliyorum: “Bebekler bir potansiyelle dünyaya gelir” Kızım onunla iletişimde olduğum her an işlenecek boş bir levha olmadığını bana öğretiyor. Onun kendisine ait ilgileri, eğilimleri ve tercihleri var. “Gelişimde bireysel farklılıklar vardır” Kızım büyürken tamamen kendisinin belirlediği, birebir başka bir benzerinin olmadığı özel bir rota izliyor. Onu dikkatle izleyip, kalıplara sığdırmaya çalışmadığım sürece bireysel özelliklerini destekleyebileceğimi görüyorum. “Gelişim adeta bir serüvendir” Bu serüvende kimi günler çarşaf gibi bir denize pırıl pırıl bir güneş altında yelken açıyor. Kimi günlerse istediğimiz limana gitmek için büyük dalgalar aşıyoruz. Anne baba olarak bu yolculukta tıpkı bir deniz feneri gibiyiz. Kızım ne yöne giderse gitsin önünü görebilmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Yeni anne baba olmuş pek çok kişinin benim gibi kendi mucizelerini izlediklerinden eminim. Ve onu izlerken bir taraftan bir birey olması ve güçlenmesi için desteklemek, diğer taraftan da tıpkı pamuklara sarmalar gibi korumak isteği arasında gidip gelen duyguların varlığından da eminim. Bu çelişkiler içinde anne babaların bir diğer kaygısı da bebeklerine doğru zamanda doğru yönlendirmeleri yapabilmek, onu öğrenmeye ve gelişmeye en açık olduğu şu dönemde doğru şekilde desteklemektir sanırım. KEŞİF Bu programdaki bir diğer amacımız da “Keşfetmek” kavramı ile aileleri tanıştırmak. Bebeğimi keşfetmek. Onun yeteneklerini keşfetmek. İsteklerini ve ilgilerini keşfetmek ve en önemlisi de “Kaşif bebeği keşfetmek.” Bebekler neleri keşfetmek ister? Neleri keşfetmeye hakları vardır? Onların keşiflerine nasıl eş lik edebiliriz? Onlara keşfederken nasıl ortamlar sağlamalı, bu ortamlarda sınırlarımızı nasıl belirlemeliyiz? Bizce büyümek bir keşiftir, büyütmek de öyle. En büyük keşif de büyütürken büyümektir. Yeşil Portakal Bebek Evi’yle keşiflerinize eşlik etmek istiyoruz, en çok da kendi “mucize”nizi keşfetmenize... Bebek evi kurma fikri oluştu... İşte bu önemli dönemlerinde anne babaların yanlarında olabilmek, bebeklerini büyütürken onlara destek olmak için Yeşil Portakal ekibi olarak bir “Bebek Evi” açmaya karar verdik. Bu kararı alırken kendi annelik yolcuğumdaki ihtiyaçlarım, arayışlarım vereceğimiz hizmetin kalitesini ve ayrıntılarını belirlemekte oldukça belirleyici oldu. Bu yola çıkarken isteğimiz buranın yalnızca bir bakım değil aynı zamanda bir eğitim merkezi olmasıydı. Üstelik bu eğitim yalnızca bebekler için değil aileleri için de olmalıydı. Çünkü biliyorduk ki anne babaların çocuklarına iyi rehberlik edebilmek için eğitim talepleri vardı, ancak bu eğitimi alabilecekleri belirli bir adres yoktu. Bu yüzden aile danışmanlığı, toplantılar ve seminerler dışında “Bebeğimle birlikte oyun eğitimi” programını tasarladık. Bu programı hazırlarken bebeğin içinde bulunduğu gelişim dönemi ve özellikleri hakkında bilgi sahibi olmanın bebeği anlamak ve dünyayı onun gözleri ile görmekte anahtar olduğu fikrinden yola çıktık. Bebekler hangi dönemde neyi, nasıl öğrenir, nelere ilgi duyar, nelerle oynarlar, onlarla nasıl kaliteli zaman geçirebiliriz gibi pek çok sorunun yanıtını anne babalar bebekleri ile katılacakları ve birlikte oyun oynayarak öğrenecekleri zaman dilimlerinde bulabilecekler. 11