Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 227/7 Kasım 2008 Ankara’nın Meydanları Tandoğan de Hippodamos adında bir mimar Meydan, sürücü kurslarının yetişir ve “ızgara planı” diye taalıştırma alanına dönmüştü. sarımladığı bir planı önce o kentte Ortadaki Hitit kursu şimdiki benkara’nın meydanları üstüne yazmak hiç ak uygular. Ardından Anadolu’nun lediye başkanının gözüne batlıma gelmezdi. Gelmezdi çünkü bizim ekini öteki eskil kentlerinde. Koca koca mış olacak ki onu oradan kalmizde meydan kavramı yok. Doğal olarak meydanları unutmaz bu tasarımladırtmak için çok uğraştı. Herkes meydan yok demiyorum, meydan, kavram rında. Eskil kentlerdeki Agoralar daha kendi uygarlıklarıyla övünürken olarak yok. Köy kahvelerinin bulunduğu köy sonra Batı’da oluşan kentlerde örnek bu topraklardan sanki bir tek Osmeydanları değil, demek istediğim.Çünkü o meydanlar alınmıştır. Izgara planının temel özelliği manlılar geçmiş gibi ötekileri yadsıanıştırılmak istenen meydan fikrini verir. Meydan bu bağ aynı genişlikte birbirini dik kesen yollar ve maya kalkıyorlar. Kızılay meydanı yok lamda insanların buluştukları, oturup çay, kahve içtikleri bir bunların arasında kalan dikdörtgen ya da kare artık. Önemli buluşmalara sahne olmuştu. iki lafladıktan sonra ayrılıp, herkesin kendi işine gittiği yer biçimli yapı adaları ve meydanlardan oluşan bir mi555K. Melih Gökçek, Güvenpark’ı da kaldırolarak tanımlanabilir.Ya da köy düğünlerinin yapıldığı, da mari tarzıdır. Batı, bu kent planını yüzyıllar boyu uygula mak istemedi mi? Ve Tandoğan Meydanı, onun da çehrevul, zurnanın çalındığı şenlik yeri olarak da görülebilir. Ay mıştır.Bu plan bizde uygulanmamıştır. Belki de “gavur ica sini değiştirdiler. Artık “çaydanlık ve fincan” meydanı oldu. rıca büyük kimseleri köy meydanlarında ağırlamak gibi bir dı”dır diye, kim bilir! O peri kızlarını canlandıran yontu, “sanatın içine tüküren” gelenek vardır. Küçük bir mekana sıkışmak yerine Tüm bu düşünceler iki İtalyan profesör, Pierfranco belediye başkanının becerisiyle kaldırıldı. Tandoğan, 14 Niaçık havada herkesin gelip büyüğünü görebilBruni ve Marilena Cavallo’nun verdikleri “şiir san gibi önemli buluşmalara sahne oldu. Bunu unutmak olaUlus mek fırsatını verebilmek açısından da meydan sözcükler” adlı konferans sonun naklı değil ama, gene kahvehaneler, çayhanelerle ayrı bir dinönemlidir köy meydanları. Meydanlar, da öğrencilere yönelttikleri sorulardan ötü ginlik sağlanmış, bir köşesinde canlı müzik yapılan ve inkonuşma alanlarıdır bir de. Gene sirü aklıma düştüler. Öğrencilere, “Sizde sanı yanılsamalara, imgelem dünyasına alıp götüren çağrıyasacıların gelip “bol keseden atmeydanlar bizdeki gibi mi, örneğin, şımlara kapı açan bir meydan değil. Tandoğan, insanların mak” kuralına uyarak köy yerinde Ankara’da nasıl?” diye sormuşlar değil ama araba yollarının buluştuğu bir meydan olduğu için savurup savurup gittiği yerdir. Bir dı. Öğrenciler de “Bir kere, bizde insanın bir köşeye oturup, düşlerine gömülmesi olanaklı dede “meydan dayağı” vardır ki hiç sizdeki gibi meydan yok, olanlar ğil. Bizde zamanında düşünülmediği gibi sonradan da tıpkimsenin, başına gelmesini isteda ya artık buluşma yeri değil, ya kı yeşil alanlar gibi “canına okunan” yerler olmuşlardır meymediği bir olaydır herhalde… İnda çatışma yeri, ayrıca yüksek bi danlar. Benim bildiğim, ülkemizde bir tek Kars var. Meysanı evirip çevirip bir temiz dövünalardan ötürü soluklanacağımız danlı ve ızgara planlı. Onun da RusSovyet yapımı olduğunu yorlar meydanda. Meydanlar bir yerler de kalmadı” demişlerdi. Ço söylerler. RusSovyet’ten uzak kalmak, Moskova fobisiyde kavga alanlarıdır. Köylerde, cukların saptamaları doğruydu. En le yaşamak bizi çok şeyden uzak tutmuş galiba…Örneğin, meydanlar en canlı, en hareketli yeryakınımdaki Lozan Meydanı’na baktım. ekinden, sanattan, klasik müzikten…Oysa Rusya kapı ler oldukları ve gelen geçenin mutlaka Meydan meydan olmaktan çıkmıştı. komşumuz… uğrak yeri olduğu için birbirine düşman kuvvetler, hiçbir yerde karşılaşmasalar da orada mutlaka karşılaşırlar. Ve karşılaştıkları anda da kapışırlar. Bana göre “meydan” kavramı en gelişmiş ve en anlaşılır şeklini köy meydanlarında bulur. Oysa kentlerde kalabalık oldukları için mi yoksa insan Dün akşam güzel bir konser hunu küllendirmek isteyenler ilişkileri kopuk kopuk olduğu için mi,bilmem,kentlerde indinledik CSO’da. Rus bir baba var. Belki de Işık Kansu “Ansanlar meydanlarda kolay kolay bir araya gelmez. Zaten bir oğuldan, Albert Markov, Ale kara’da akasyaları kestiler” araya gelecek yerleri ve zamanları yoktur, dahası, Batılı anxander Markov. CSO yenilen sözü ile bunu anıştırıyordu. Keslamda meydan yoktur. Meydanın da Batılısı mı olurmuş, demiş.Özgür Ecevit’i kutlarım. tiler ama küllerinden doğan yeni meyin. Sözünü ettiğimiz meydanlar barok, gotik, romanesk Koca başkentte bir tek konser sa ruhların olduğunu o da yüzündeki mimari yapılarla çevrili, ayrıca kenar süslemeleri olarak merlonu var. Konser salonları çok ol gülümsemeyle belli ediyordu. mer, bronz yontularla bezeli meydanlardır. Batılıya özgü bir malı ve dolu dolu olmalı.Doğuş Ankara’nın yeniden akasyaların, gelenek olduğunu söyleyebilirsiniz de, ama o geleneğin kaygrubu iyi bir iş yapmış.Yoksa sa ahlatların, alıçların, ıhlamurlanağı, çıkış noktası, çok şeyde olduğu gibi gene Anadolu’dur. nayicilerimiz, iş adamlarımız gi rın yetişeceği bir kent, eski kimKuşadasıDidim arasında yer alan ünlü Miletos (Milet) esderek kentsoylulaşıyorlar mı? liğine kavuşmuş bir başkent olakil kentinde birçok filozof ve bilim adamının yanı sıra bir Ne ki Ankara’da Cumhuriyet ru cağı günler belki de çok yakın… A ? Prof. Dr. Necdet ADABAĞ Kocabaşkenttebirtekkonsersalonuvar 2