Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Canlar Tiyatrosu, Yangın Yeri Maraş adlı oyununda katliamı anlatıyor Cumhuriyet Ankara 230/28 Kasım 2008 Unutmamakve unutturmamak içinsahnedeler ? Selda GÜNEYSU ‘Ülkegüç koşullariçinde’ Size göre bugün özel tiyatroların birçoğu dik duramıyor mu? I Duramıyorlar maalesef. Belki ekonomik nedenlerden, belki de hükümetin dolaylı baskılarından. Ama biz bu ülkede 12 Eylül’leri yaşadık. O dönemde tiyatrolar köy köy dolaşırdı. Devlet Tiyatroları bugün, özel tiyatroların çok üzerinde oyunlar sahneleliyor. Nazım Hikmet’i konu edinen oyunları, Bir Halk Düşmanı’nı sahneye taşıyorlar. Özel tiyatroların bazıları ise maalesef günü kurtaracak vodviller sahnelemeye çalışıyorlar. Ancak günümüzde bilinen bir gerçek var. Ülke günden güne güç koşullar altına giriyor. Medya susturulmaya çalışılıyor, insanlar tek tek tutuklananabiliyor. Faşizm artık göstermeye başladı ülkede dişlerini. Peki izleyiciler oyunu nasıl değerlendiriyor? I Doğru iş yaptığınızda insanlara da ulaşabiliyorsunuz. Bizim bir önceki oyunumuzu izleyenler, sonraki oyunlarımıza da mutlaka gelmek istiyorlar. Bu durum da bizi çok mutlu ediyor. Bugüne dek hiç boş salona oynamadık. Bir de bizi Aysa Organizasyon gerçekten çok destekliyor. Teşekkür borçluyuz. anlar Tiyatrosu, “Yangın Yeri Maraş” adlı oyunla başkentlileri, 30 yıl öncesinin Kahramanmaraş’ına götürüyor. 19 26 Aralık 1978’de meydana gelen, sol görüşlü ve Alevi yurttaşların hedef alındığı, resmi rakamlara göre 111 kişinin öldüğü katliamı, tiyatronun diliyle anlatmak için. Canlar Tiyatrosu bu yıl kuruldu. Tiyatronun adını ünlü oyuncu Genco Erkal koydu. “Yangın Yeri Maraş” adlı oyun, tiyatronun ikinci oyunu. Tarihte yaşananları unutmamak ve unutturmamak için Serdar Doğan tarafından kaleme alınan oyun, sezon boyunca Ekin Sanat Merkezi’nde başkentlilerin beğenisine sunulacak. Cengiz Sezgin’in yönettiği, Hasan Yükselir’in müziklerini, Rıfat Batur’un dekor tasarımını hazırladığı oyunda, Halil Esen, Cengiz Sezgin, İlkay Kayku, Hasan Ballıktaş, Melih Yetkin, Habip Hacımustafaoğlu, Figen Adıgüzel, Caner Yamaç, Süha Koçoğlu rol alıyor. Oyunun yönetmeni Cengiz Sezgin’le “Yangın Yeri Maraş”ı konuştuk: Canlar Tiyatrosu Sıvas Katliamı’nı konu edinen “Simurg” adlı oyundan sonra, başka bir katliamı, 1978’deki Maraş Katliamı’nı sahneye taşıyor... I “Yangın Yeri Maraş”, Canlar Tiyatrosu’nun izleyici ile buluşturduğu ikinci oyun. Bizler aslında oyunu aralık ayında, yani Maraş Katliamı’nın 30. yılında sahneye taşımak istiyorduk ancak çeşitli nedenlerden ötürü oyunun prömiyer tarihini önceye kaydırdık. İyi de oldu. Oyun biraz daha oturmuş oldu böylece. Şimdi 24 Aralık’ta, demokratik kitle örgütleri ve sendikalarla, bir gala gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Sizin de bildiniz gibi, 30 yıl önce, 1978’de gerçekleştirilen katliam, Türkiye için ayrı bir önem taşıyor. Çünkü bu katliam beraberinde, 12 Eylül sürecini getirdi. Biz de o dönem Türkiye’de yaşanları bir kez daha, ama bu kez tiyatronun diliyle anlatmak istedik. Yazarımız, oyuna şöyle bir söz eklemiş: Dünyanın her yerinde acılara akıtılan gözyaşları aynıdır. Ben de buradan yola çıkarak, oyunun yönetmeni olarak diyorum ki, dünyanın her yerinde faşizm de aynıdır. Oyunun yazarı Serdar Doğan, Sıvas Katliamı’ndan kurtulmuştu. Doğan bugün yazdığı oyunlara acılarını akıttığını dile getiriyor... I Evet. Serdar Doğan, 2 Temmuz 1993’te meydana gelen Sıvas Olayları sırasında Madımak Oteli’ndeydi. Kardeşini ve dostlarını kaybetti o otelde. Kendisi de mucize olarak kurtuldu. Serdar’ı öldü diye Sı C vas Devlet Hastanesi’nin morguna götürüyorlar o gece. Sonra olaylardan ötürü kentte elektrikler kesiliyor. Ertesi gün cesetleri teşhise gidildiğinde, Serdar’ın yaşadığı ortaya çıkıyor. Düşünün, o gece elektrikler kesilmeseydi, Serdar bugün aramızda olmayacaktı. Sonra apar topar Ankara’ya, Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne getiriyorlar Serdar’ı. Uzun süre tedavi görüyor. Tabii Serdar yılmıyor, Sıvas’ta yaşadığı o kabus dolu 8 saati kaleme alıyor. Ortaya “Simurg” diye bir oyun çıkıyor. 2006 yılında “Simurg”un prömiyerini yaptık. “Simurg”tan sonra Maraş Katliamı’nı sahneye taşımak istedik. Çünkü Maraş Katliamı, Sıvas’tan daha ağırdı. Ülkeyi 12 Eylül darbesine getiren yoldu. Katliamın üzerinden 30 yıl geçmesine karşın bugün hâlâ izler taşıyor Maraş. Biz de bu katliamı unutmamak ve unutturmamak için sahnedeyiz. Bize biraz oyundan bahseder misiniz? Oyun yalnızca Maraş Katliamı’nı anlatmıyor, dünya ülkelerindeki faşizmi de sahneye taşıyor değil mi? I Christoph Colomb, Amerika’yı keşfi sırasında Kızılderilileri öldürtmüş ve bunu da günlüğüne sıcak bir ifadeyle yazmıştı biliyorsunuz. Sonra Nazi Almanyası’nda Yahudilerin diri diri yakıldığını biliyoruz. Mussolini’nin yaptıklarını... Sonra, İspanya’da sanatçıların, çocukların ve gençlerin Franco’ya karşı ellerini kaldırarak, “No Pasaran/Geçit Yok” dediklerini ve böylece ülkelerinde faşizmi durdurduklarını da biliyoruz. Bizim oyunumuzda tüm bu süreçler anlatılıyor. Biz de oyunumuzda faşizme “No Pasaran/Geçit Yok” demek istedik. Bu süreçlerden Maraş Katliamı’na geldik. O dönem, Hürriyet gazetesinde, Amerikalı bir temsilcinin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, köy köy gezdiği ve raporlar aldığı yazıyordu. Cumhuriyet de soruyordu: Amerikalıların Güneydoğu’da ne işi var? Amerikalıların ne işi olduğu sonradan anlaşıldı. Paylaşım savaşı o dönemde başlıyormuş meğer. Alevi yurttaşların yoğun olarak yaşadığı bölgelerde, AleviSünni çatışmasını ortaya çıkarmak... Bunu da çok rahat başardılar. Katliamı gerçekleştirenler daha sonra milletvekili oldu ülkede. Biliyorsunuz, ülkemizde bazı kesimler tarafından hâlâ AleviSünni çatışması yaratılmaya çalışılıyor. Alevi yurttaşlar en son meydanlarda birtakım isteklerde bulundular... I Hiç değişmiyor. Gençliğe 30 yıl önce bu ülkede neler yaşandı anlatmak gerek, bilmeliler. Zaten politik tiyatronun en önemli özelliği de budur. Biz Canlar Tiyatrosu olarak, politik çizgimizi sürdürmek istiyoruz. Dik durmak zorundayız, yoksa yaşananlara dayanamayız. 16