03 Ağustos 2025 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Şarkıların tozunu üflemek... Ceren Kaçar, “Geçen” isimli albümünde Cumhuriyetin ilk yıllarından bilinmeyen eserleri seslendiriyor 20 TEMMUZ 2025 6 Ceren Kaçar, ‘Geçen’ isimli albümünde Cumhuriyetin ilk yıllarından bilinmeyen eserleri seslendiriyor ir düşünün, sekiz yaşındayken neredeyse yapmak istiyorum” dedim. Onlar da sağ olsunlar, okulla aynı anda başladığınız bir “Sen ne yapmak istiyorsan” gibi, bugün pek oyunculuk, tiyatro kariyeriniz var. Uzun rastlanmayan bir alan sundular. Ben de o özgür alanla yıllar dünyada hiçbir tiyatro kurumunda bu projeye başladım. B olmayan bir tempoyla seyirci karşısına O yarım kalmışlık, bir mücadelede olup da tam çıkıyorsunuz. Tabii bunun arka planında çok varamama hissi beni çok çekiyordu. Bu dört parçayla değerli sanatçılarla sürekli dirsek temasındasınız, bir yıl uğraştım. Çünkü sürekli kendime, “Ben neyim, çocukluğunuzdan beri onlar tarafından korunup neredeyim ki buna nasıl bir yaklaşım sunayım” diye kollandınız, en önemlisi de onları seyrettiniz ve sordum. Orijinal icraları zaten muazzam güzeller. sanatla dolu bir hayatınız oldu. Tabii sanatçılık ya Ben bununla ne yapmak istiyorum? Sonra hayal da bu örnekteki gibi oyunculuk diyelim, okul gibi etmeye çalıştım: Bu şarkılar eskiden plaktan ya da mezun olduğunuz bir yer değil. Ceren Kaçar da bir oda müziği olarak dinleniyordu. Şimdi ise bir zaten oyunculuğu bırakmış değil, gerek dizilerde kablosuz kulaklıktan, günün herhangi bir anında gerek kendi kolektif tiyatro toplulukları Reka ile birinin hayatına sızacak. Belki otobüste uzun yolda, hâlâ oyunculuk, hayatının bir köşesinde kendine yer belki çok mutsuz olduğu bir gün... Bu hikâyeleri bulmaya devam ediyor. Ancak son yıllarda etkileyici hayal ederek oradan bunları tekrar canlandırmaya sesi sayesinde hem grubu Seyyah’la hem de solo çalıştım. projeleriyle müzikseverleri de hayranları arasına dahil ‘BIR EXCEL DOSYAM VAR...’ etti. Ceren Kaçar, Cumhuriyetin ilk döneminde yazılmış u Peki bu dört şarkının dışında, bu süreçte tango, fokstrot ve operetleri, caz ve indie-pop keşfettiğiniz ve yayımlamayı düşündüğünüz başka dokunuşlarıyla “Geçen” isimli albümünde topladı. “yarım kalmış” hikâyeler var mı? Dört şarkı bulunan kısa albümde (EP) Kaçar, çok Evet, evet. Bende böyle bir Excel dosyası var; fazla bilinmeyen, unutulmaya yüz tutmuş şarkıların üstüne notlar aldığım, hayaller kurduğum... “Bu abartısız yorumuyla tozunu alıyor. Albümde yer alan bununla olabilir, bu bunun yanında ne kadar değişik şarkılar şöyle: “Sen Nazlı Bir Çiçeksin”, “Geçen duyulur, şöyle bir enstrümanla olsa” diye. Orada Ateşli Geceler”, “Yüce Dağ Başında” ve “Sensiz bir Balkan türküleri bölümü de var. Balkanlar’da Kaldığım Geceler”. Ceren Kaçar 24 Temmuz’da eskiden kaydedilmiş, unutulmuş, yok olmuş plakları Blind’da bir de konser verecek. bulup o kırık Türkçeyle söylenen şeylerin üstüne Biz de yıllardır sahneden sesini duyurmanın gitmek gibi bir hayalim de var. etkisinden midir bilinmez, derdini konuşarak çok u Oyunculuk ve müzisyenlik sizin için birbirini iyi anlatan Kaçar ile yaptığımız söyleşiyi yazıya besledi mi? Birçok iyi oyuncunun dökmeye çalıştık. aynı zamanda çok iyi şarkı u Öncelikle Hatay’dan başlayalım. söylediğini de görüyoruz. Geçen haftalarda Hatay Akademi Benim için ikisinde ortaklaşan ORHUN Senfoni Orkestrası ile bir konser çok şey var. Bir hikâyeyi ATMIŞ verdiniz. Nasıl bir deneyimdi? beraber yaşamak ve karşılıklı Hatay’da geçirdiğim dört gün paylaşmak. İkisinde de bir çok özel bir deneyimdi. Hatay ritim algınızın olması lazım, Akademi Senfoni Orkestrası, ikisinde de krizler karşısında çocuklara müzik eğitimi donma tepkisi vermemeyi, esnek veren, yurtiçi ve yurtdışındaki olmayı öğrenmeniz lazım. Şehir turnelerle hikâyesini taşıyan bir Tiyatrosu’nda haftada yedi Müzikte ve yapı. Depremde bazı üyelerini sekiz oyun oynadığım dönemde kaybetmişler. Bu ölçekteki konseri reflekslerimi geliştirme şansım oyunculukta aslında deprem öncesinden beri oldu bolca. Uzun yıllar aynı hayal ediyorlarmış. Bu konser, o kayıplardan sonra metni oynayınca her gün yeni bir şey fark rol modeller... düzenlenen ilk büyük buluşma oldu. İKSV’nin ediyorsunuz. O metnin, değişen gündemle nasıl Ortaklaşa projesinin de desteğiyle 160 kişinin u Kariyerinizde sizi en başka başka anlamlara geldiğini, karşınızdaki sahnede yer aldığı, çocuk ve gençlik korosuyla çok etkileyen, “Onun gibi oyuncuyu dinledikçe yepyeni anlamlar doğma birlikte Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen olmak isterim” dediğiniz rol ihtimalini. Bu, o anı canlı kılıyor. Müzikte de bu müzisyenlerin bir arada olduğu, klasik eserlerden halk modelleriniz var mı? anları yakalayabilmenin peşindeyim. müziğine uzanan geniş bir repertuvar sahnedeydi. Müzikal anlamda en u Kendi şarkılarınızı da yazdığınızı söylediniz. Hatay deneyimim bana bir şehri şehir yapan şeyin, çok ilham aldığım vokal Bu sizin için nasıl bir süreç ve ne zaman dinleyiciyle binalardan çok insanlar arasındaki bağlar olduğunu Dilek Türkan’dır. Kariyer buluşacaklar? hatırlattı. Konserde herkesin elinde telefon ışıklarıyla yolculuğumun başında Evet, yazıyorum. Seyyah’ın “Tuz” albümüne yası ortaklaşa taşıdıkları bir anda ya da provalarda kendisinden bir vokal iki parçada söz yazmıştım. Ama bu benim için “Kim büyüyünce müzisyen olmak ister?” denince atölyesi aldım. Atölyenin daha yeni bir pratik. Acayip bir yüzleşme alanı. hevesle el kaldıran çocuklarla karşılaşınca umudum çok önemli bir kısmı hata Bir şeyi çok güçlü hissedip anlatırken bazen biraz tazelendi. Bugünlerde geleceğe dair hayal kurmak bu yapmakla alakalıydı. Dilek fazla anlatmış bulabiliyorum kendimi. Şimdi kadar zorken bu birliktelik inancımı tazeledi. Türkan, aynı odada şarkı yazdığım yedi sekiz parça var. Kendimi hazır söylediğinde kayıttaki u Son albümünüz 100 yıllık, neredeyse unutulmuş hissettiğim bir zaman, belki önce konserlerde, o etkisinin 100 katıyla sizi şarkılardan oluşuyor. Bu şarkıların peşine düşme ve dinleyicinin şefkatiyle pişirerek bir gün böyle bir nefessiz bırakan birisi. onları yeniden yorumlama süreci nasıl gelişti? albüm de yayımlamayı umuyorum. Oyuncu olarak da Merve Benim taş plakları dijitale aktaran sayfaları Dizdar. Çalıştığım için YouTube’dan merakla takip etmek gibi bir huyum u Son olarak arkadaşlarınız size hayali bir ödül çok mutluyum. Uzaktan var. Ya da bir konsere gittiğimde ilk kez duyuyorsam verseydi, bu ne olurdu? oyununu seyrettiğimde not alırım, “Bu neymiş” diye sorarım, müzisyene Ben iyi bir köprüyüm. Doğru insanları de aynı şeyi hissederdim. mesaj atarım. Aslında böyle bir fikrim vardı: Bunları bir araya getirmekten, komüniteleri güçlü İçinde hiç bitmeyen bir tekrar söylemek, yeniden kaydetmek, onlara daha tutmaktan, o köprü yıkılacak gibi olduğunda ilk oyun enerjisi var. Bu bana farklı bir yaklaşım getirmek... Ada Müzik’le bir refleksle onu tekrar bağlamayı başarmaktan çok çok ilham veriyor. albüm için buluştuğumuzda “Ben galiba bunları keyif alıyorum. Mesafeler sadece engel değil, aynı zamanda güvenli alanlardır. Atlarla kurulan ilişkide de çizilen sınırlar hem uyumu hem de anlayışı mümkün kılar. Sınırlar varsa ınırlar ne kadar önemli araba kullanmaya benzetebiliriz: ATLAR VE ki? Ülkelerin alanlarını, Bir trafik düzeni vardır ve İNSANLARI insanın neyi ne kadar otobanın belirli kuralları tolere edebileceğini, bulunur. Bir araç bile bu uyum vardır S bir duygunun ne kadar kurallara uymazsa çevresindeki paylaşılabileceğini, bir bedene ne düzeni ve dolayısıyla kendi kadar yaklaşılabileceğini belirler. düzenini bozar. Otobanda Zamanı nasıl kullandığımızı, giderken inisiyatif almamız hangi kimliğe ait hissedeceğimizi, gereken zamanlar olur ancak neyin bizim olup neyin başkasına bunu da sınırlar çerçevesinde yapınca akıcı bir şekilde ait olduğunu da sınırlar belirler. ALARA Doğada her canlının yaşam alanı gerçekleştirebiliriz. Aynı BAYKENT bir sınırla çizilidir, ekosistemler şekilde, “Atıma özgürlük bu hassas dengeyle var olur. tanıyacağım, o istediği gibi gitsin, çalışmamızı tamamen Hukuk, toplum düzenini korumak için o şekillendirsin” düşüncesi, atla olan sınırlar koyar, bilim, evrenin sınırlarını güveni zedeler. At neyi, nerede, nasıl ve keşfetmeye çalışır. Ve insan, bazen ne kadar yapabileceğini bilmediğinde kendini tanımak, bazen de korumak kendine olan güveni de kırılır. Bu sınırları için sınırlar çizer. Sınırlar ayıran değil, sadece atın yapmaması gerekenler olarak tanımlayan, düzenleyen ve çoğu zaman düşünmemeliyiz, doğru yaptığını bildiği yaşanabilirliği mümkün kılan görünmez şeyler de belirlenen sınırlar ile gelir. çizgilerdir. Atlarla çalışırken de sınırlar Sınırlar, yalnızca dışımızda çizilmiş önemlidir çünkü her temasın bir mesafesi çizgiler değildir. İçimizde var olan, vardır. ruhumuzu koruyan sessiz bekçilerdir. ONA ALAN TANIMAK Onlar olmadan, kendimizi güvende Atların doğada özgürce koşması hissetmek zorlaşır, özgürlüğümüz kaosa insanlara estetik görünür. Bu yüzden dönüşür. Atla kurduğumuz bağda da sporda da aynı özgürlüğü tanımak sınırlar, bir koruma kalkanı gibidir. gerektiği düşüncesi kulağa hoş gelir. Hem kendimizi hem de karşımızdaki Elbette atı dinlemek ve kendini ifade canlının ruhunu anlamamızı sağlar. etmesi için ona alan tanımak önemlidir. Sınırları hissetmek, onların varlığına saygı Ancak bir atın sınırlarını bilmesi, uzun göstermek, karşılıklı güvenin temelidir. vadede onun mental sağlığı açısından Çünkü gerçek özgürlük, sınırlarımızın çok daha değerlidir. Zaten atı dinlemek, içinde var olur, sınırları tanıdıkça o belirlenmiş sınırlar içinde yapıldığında çok özgürlük daha derin, daha anlamlı hale daha yapıcı ve akıcı olur. Bunu otobanda gelir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear