Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Şarkıların
tozunu
üflemek...
Ceren Kaçar, “Geçen”
isimli albümünde
Cumhuriyetin
ilk yıllarından
bilinmeyen eserleri
seslendiriyor
20 TEMMUZ 2025
6
Ceren Kaçar, ‘Geçen’ isimli albümünde Cumhuriyetin ilk yıllarından bilinmeyen eserleri seslendiriyor
ir düşünün, sekiz yaşındayken neredeyse yapmak istiyorum” dedim. Onlar da sağ olsunlar,
okulla aynı anda başladığınız bir “Sen ne yapmak istiyorsan” gibi, bugün pek
oyunculuk, tiyatro kariyeriniz var. Uzun rastlanmayan bir alan sundular. Ben de o özgür alanla
yıllar dünyada hiçbir tiyatro kurumunda bu projeye başladım.
B olmayan bir tempoyla seyirci karşısına
O yarım kalmışlık, bir mücadelede olup da tam
çıkıyorsunuz. Tabii bunun arka planında çok
varamama hissi beni çok çekiyordu. Bu dört parçayla
değerli sanatçılarla sürekli dirsek temasındasınız,
bir yıl uğraştım. Çünkü sürekli kendime, “Ben neyim,
çocukluğunuzdan beri onlar tarafından korunup
neredeyim ki buna nasıl bir yaklaşım sunayım” diye
kollandınız, en önemlisi de onları seyrettiniz ve
sordum. Orijinal icraları zaten muazzam güzeller.
sanatla dolu bir hayatınız oldu. Tabii sanatçılık ya
Ben bununla ne yapmak istiyorum? Sonra hayal
da bu örnekteki gibi oyunculuk diyelim, okul gibi
etmeye çalıştım: Bu şarkılar eskiden plaktan ya da
mezun olduğunuz bir yer değil. Ceren Kaçar da
bir oda müziği olarak dinleniyordu. Şimdi ise bir
zaten oyunculuğu bırakmış değil, gerek dizilerde
kablosuz kulaklıktan, günün herhangi bir anında
gerek kendi kolektif tiyatro toplulukları Reka ile
birinin hayatına sızacak. Belki otobüste uzun yolda,
hâlâ oyunculuk, hayatının bir köşesinde kendine yer
belki çok mutsuz olduğu bir gün... Bu hikâyeleri
bulmaya devam ediyor. Ancak son yıllarda etkileyici
hayal ederek oradan bunları tekrar canlandırmaya
sesi sayesinde hem grubu Seyyah’la hem de solo
çalıştım.
projeleriyle müzikseverleri de hayranları arasına dahil
‘BIR EXCEL DOSYAM VAR...’
etti.
Ceren Kaçar, Cumhuriyetin ilk döneminde yazılmış
u Peki bu dört şarkının dışında, bu süreçte
tango, fokstrot ve operetleri, caz ve indie-pop
keşfettiğiniz ve yayımlamayı düşündüğünüz başka
dokunuşlarıyla “Geçen” isimli albümünde topladı.
“yarım kalmış” hikâyeler var mı?
Dört şarkı bulunan kısa albümde (EP) Kaçar, çok
Evet, evet. Bende böyle bir Excel dosyası var;
fazla bilinmeyen, unutulmaya yüz tutmuş şarkıların
üstüne notlar aldığım, hayaller kurduğum... “Bu
abartısız yorumuyla tozunu alıyor. Albümde yer alan
bununla olabilir, bu bunun yanında ne kadar değişik
şarkılar şöyle: “Sen Nazlı Bir Çiçeksin”, “Geçen
duyulur, şöyle bir enstrümanla olsa” diye. Orada
Ateşli Geceler”, “Yüce Dağ Başında” ve “Sensiz
bir Balkan türküleri bölümü de var. Balkanlar’da
Kaldığım Geceler”. Ceren Kaçar 24 Temmuz’da
eskiden kaydedilmiş, unutulmuş, yok olmuş plakları
Blind’da bir de konser verecek.
bulup o kırık Türkçeyle söylenen şeylerin üstüne
Biz de yıllardır sahneden sesini duyurmanın
gitmek gibi bir hayalim de var.
etkisinden midir bilinmez, derdini konuşarak çok
u Oyunculuk ve müzisyenlik sizin için birbirini
iyi anlatan Kaçar ile yaptığımız söyleşiyi yazıya
besledi mi? Birçok iyi oyuncunun
dökmeye çalıştık.
aynı zamanda çok iyi şarkı
u Öncelikle Hatay’dan başlayalım.
söylediğini de görüyoruz.
Geçen haftalarda Hatay Akademi
Benim için ikisinde ortaklaşan
ORHUN
Senfoni Orkestrası ile bir konser
çok şey var. Bir hikâyeyi
ATMIŞ
verdiniz. Nasıl bir deneyimdi?
beraber yaşamak ve karşılıklı
Hatay’da geçirdiğim dört gün
paylaşmak. İkisinde de bir
çok özel bir deneyimdi. Hatay
ritim algınızın olması lazım,
Akademi Senfoni Orkestrası,
ikisinde de krizler karşısında
çocuklara müzik eğitimi
donma tepkisi vermemeyi, esnek
veren, yurtiçi ve yurtdışındaki
olmayı öğrenmeniz lazım. Şehir
turnelerle hikâyesini taşıyan bir
Tiyatrosu’nda haftada yedi
Müzikte ve
yapı. Depremde bazı üyelerini
sekiz oyun oynadığım dönemde
kaybetmişler. Bu ölçekteki konseri
reflekslerimi geliştirme şansım
oyunculukta
aslında deprem öncesinden beri
oldu bolca. Uzun yıllar aynı
hayal ediyorlarmış. Bu konser, o kayıplardan sonra
metni oynayınca her gün yeni bir şey fark
rol modeller...
düzenlenen ilk büyük buluşma oldu. İKSV’nin
ediyorsunuz. O metnin, değişen gündemle nasıl
Ortaklaşa projesinin de desteğiyle 160 kişinin
u Kariyerinizde sizi en
başka başka anlamlara geldiğini, karşınızdaki
sahnede yer aldığı, çocuk ve gençlik korosuyla
çok etkileyen, “Onun gibi
oyuncuyu dinledikçe yepyeni anlamlar doğma
birlikte Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen
olmak isterim” dediğiniz rol
ihtimalini. Bu, o anı canlı kılıyor. Müzikte de bu
müzisyenlerin bir arada olduğu, klasik eserlerden halk
modelleriniz var mı?
anları yakalayabilmenin peşindeyim.
müziğine uzanan geniş bir repertuvar sahnedeydi.
Müzikal anlamda en
u Kendi şarkılarınızı da yazdığınızı söylediniz.
Hatay deneyimim bana bir şehri şehir yapan şeyin,
çok ilham aldığım vokal
Bu sizin için nasıl bir süreç ve ne zaman dinleyiciyle
binalardan çok insanlar arasındaki bağlar olduğunu
Dilek Türkan’dır. Kariyer
buluşacaklar?
hatırlattı. Konserde herkesin elinde telefon ışıklarıyla
yolculuğumun başında
Evet, yazıyorum. Seyyah’ın “Tuz” albümüne
yası ortaklaşa taşıdıkları bir anda ya da provalarda
kendisinden bir vokal
iki parçada söz yazmıştım. Ama bu benim için
“Kim büyüyünce müzisyen olmak ister?” denince
atölyesi aldım. Atölyenin
daha yeni bir pratik. Acayip bir yüzleşme alanı.
hevesle el kaldıran çocuklarla karşılaşınca umudum
çok önemli bir kısmı hata
Bir şeyi çok güçlü hissedip anlatırken bazen biraz
tazelendi. Bugünlerde geleceğe dair hayal kurmak bu
yapmakla alakalıydı. Dilek
fazla anlatmış bulabiliyorum kendimi. Şimdi
kadar zorken bu birliktelik inancımı tazeledi.
Türkan, aynı odada şarkı
yazdığım yedi sekiz parça var. Kendimi hazır
söylediğinde kayıttaki
u Son albümünüz 100 yıllık, neredeyse unutulmuş
hissettiğim bir zaman, belki önce konserlerde, o
etkisinin 100 katıyla sizi
şarkılardan oluşuyor. Bu şarkıların peşine düşme ve
dinleyicinin şefkatiyle pişirerek bir gün böyle bir
nefessiz bırakan birisi.
onları yeniden yorumlama süreci nasıl gelişti?
albüm de yayımlamayı umuyorum.
Oyuncu olarak da Merve
Benim taş plakları dijitale aktaran sayfaları
Dizdar. Çalıştığım için
YouTube’dan merakla takip etmek gibi bir huyum u Son olarak arkadaşlarınız size hayali bir ödül
çok mutluyum. Uzaktan
var. Ya da bir konsere gittiğimde ilk kez duyuyorsam verseydi, bu ne olurdu?
oyununu seyrettiğimde
not alırım, “Bu neymiş” diye sorarım, müzisyene Ben iyi bir köprüyüm. Doğru insanları
de aynı şeyi hissederdim.
mesaj atarım. Aslında böyle bir fikrim vardı: Bunları bir araya getirmekten, komüniteleri güçlü
İçinde hiç bitmeyen bir
tekrar söylemek, yeniden kaydetmek, onlara daha tutmaktan, o köprü yıkılacak gibi olduğunda ilk
oyun enerjisi var. Bu bana
farklı bir yaklaşım getirmek... Ada Müzik’le bir refleksle onu tekrar bağlamayı başarmaktan çok
çok ilham veriyor.
albüm için buluştuğumuzda “Ben galiba bunları keyif alıyorum.
Mesafeler sadece engel değil, aynı zamanda güvenli alanlardır. Atlarla kurulan
ilişkide de çizilen sınırlar hem uyumu hem de anlayışı mümkün kılar.
Sınırlar varsa
ınırlar ne kadar önemli araba kullanmaya benzetebiliriz:
ATLAR VE
ki? Ülkelerin alanlarını, Bir trafik düzeni vardır ve
İNSANLARI
insanın neyi ne kadar
otobanın belirli kuralları
tolere edebileceğini,
bulunur. Bir araç bile bu
uyum vardır
S bir duygunun ne kadar
kurallara uymazsa çevresindeki
paylaşılabileceğini, bir bedene ne düzeni ve dolayısıyla kendi
kadar yaklaşılabileceğini belirler. düzenini bozar. Otobanda
Zamanı nasıl kullandığımızı, giderken inisiyatif almamız
hangi kimliğe ait hissedeceğimizi, gereken zamanlar olur ancak
neyin bizim olup neyin başkasına bunu da sınırlar çerçevesinde
yapınca akıcı bir şekilde
ait olduğunu da sınırlar belirler.
ALARA
Doğada her canlının yaşam alanı gerçekleştirebiliriz. Aynı
BAYKENT
bir sınırla çizilidir, ekosistemler şekilde, “Atıma özgürlük
bu hassas dengeyle var olur. tanıyacağım, o istediği gibi
gitsin, çalışmamızı tamamen
Hukuk, toplum düzenini korumak için
o şekillendirsin” düşüncesi, atla olan
sınırlar koyar, bilim, evrenin sınırlarını
güveni zedeler. At neyi, nerede, nasıl ve
keşfetmeye çalışır. Ve insan, bazen
ne kadar yapabileceğini bilmediğinde
kendini tanımak, bazen de korumak
kendine olan güveni de kırılır. Bu sınırları
için sınırlar çizer. Sınırlar ayıran değil,
sadece atın yapmaması gerekenler olarak
tanımlayan, düzenleyen ve çoğu zaman
düşünmemeliyiz, doğru yaptığını bildiği
yaşanabilirliği mümkün kılan görünmez
şeyler de belirlenen sınırlar ile gelir.
çizgilerdir. Atlarla çalışırken de sınırlar
Sınırlar, yalnızca dışımızda çizilmiş
önemlidir çünkü her temasın bir mesafesi
çizgiler değildir. İçimizde var olan,
vardır.
ruhumuzu koruyan sessiz bekçilerdir.
ONA ALAN TANIMAK
Onlar olmadan, kendimizi güvende
Atların doğada özgürce koşması
hissetmek zorlaşır, özgürlüğümüz kaosa
insanlara estetik görünür. Bu yüzden
dönüşür. Atla kurduğumuz bağda da
sporda da aynı özgürlüğü tanımak sınırlar, bir koruma kalkanı gibidir.
gerektiği düşüncesi kulağa hoş gelir.
Hem kendimizi hem de karşımızdaki
Elbette atı dinlemek ve kendini ifade
canlının ruhunu anlamamızı sağlar.
etmesi için ona alan tanımak önemlidir.
Sınırları hissetmek, onların varlığına saygı
Ancak bir atın sınırlarını bilmesi, uzun göstermek, karşılıklı güvenin temelidir.
vadede onun mental sağlığı açısından Çünkü gerçek özgürlük, sınırlarımızın
çok daha değerlidir. Zaten atı dinlemek, içinde var olur, sınırları tanıdıkça o
belirlenmiş sınırlar içinde yapıldığında çok özgürlük daha derin, daha anlamlı hale
daha yapıcı ve akıcı olur. Bunu otobanda gelir.