12 Mart 2025 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

9 MART 2025 5 Anne olmak birçok kadına göre tarifsiz bir duygu. Annelikten Ancak bu yüksek duygular beraberinde çok fazla yük de getiriyor. Peki her kadın bu yükü kaldırmak istiyor mu veya ne kadar önce insanlık kaldırabiliyor? iyatro sahnesinde öyküsünü mü anlatmak istiyor aynı zamanda tartışmaların da gündemi yoksa böylesi güçlü bir metin ve oldu. Elbette bu sırf iyi bir metinle olacak iş bu sezonun en gürültü koparacak bir tartışma değil. Aynı zamanda oyunculuğun gücü de çok ilgi çeken ve Neriman Seda çevresinde çok daha büyük bir söz oyunun iz bırakmasını sağlıyor. Bu açıdan siz en çok tartışılan Uğur Türkmen Ümmü mü söylemek istiyor? Aynı ikilem karakterlerinize neler kattınız? T oyunlarından biri Putgül David ve Pearl için de geçerli diye N. Uğur: Metin söylediğiniz gibi “Kutsal”. Tatlı Ekşi Tiyatro düşünüyorum. oldukça güçlü. Ben karakterlerime, tarafından sahnelenen ve N. Uğur: Haklısınız. Burada metinde yazılanlar çerçevesinde ayakları yönetmenliğini Tuğrul Tülek’in DENZI tam da ilk soruya verdiğim yere basan bir kimlik kazandırmak yaptığı oyun sorgulanması yanıttan devam etmek gerekirse ÜLKÜTEKIN istedim. Böylece içinde yaşadığımız tabu olarak görülen bir konuyu Nina’nın bireysel sorunları toplumun gerçeklerini ete kemiğe sahnede irdeliyor ve soruyor: toplumun her katmanını büründürerek onları var etmeye çalıştım. Annelik kutsal mıdır? Biz de etkileyecek sorunlar. Çünkü konu bebek Ü. Putgül: Karakterim hikâyeye bu soruyu “Kutsal”ın oyuncuları Seda olunca yakın çevremizde yaşayan çocuk objektif bakan bir göz aslında, ben de Türkmen, Neriman Uğur ve Ümmü ÇOCUK HER KOŞULDA anne-baba ilişkilerini düşünüyoruz. objektif olmak için çabaladım. Çünkü Putgül ile tartıştık ve çarşamba günü Hatta çocuk doğurmak istemeyen Nina karakterinin yaşadıkları karşısında Mall of İstanbul MOİ Sahne’de izleyici kadınları, kendisini çocuk bakacak empati kurmadan durabilmek çok zordu. SEVİLİR Mİ? ile buluşacak oyunun tartışma yaratan olgunlukta hissetmeyen kadınları S. Türkmen: Tuğrul (Tülek) sanırım. Bu, özellikle bizim alanlarına değindik. u Koşullar ne olursa olsun aklımıza getiriyoruz. Büyüklerin ya muhteşem bir yönetmen. Bu derin toplumumuzda anneler için her annenin çocuğunu sevdiğine u “Kutsal”, tartışılması bile tabu olan bir da yardımcıların olmadığı durumlarda bir “bağ kopuşu” olarak meseleyi öyle aktardı ve bizi öyle ilişkin bir önkabul vardır. Peki konuyu, anneliği kutsallık çerçevesinden anneler ne yazık ki tek başına bu algılanıp düş kırıklığı ve öfkeye sizce annelerin çocuklarından doğru yönlendirdi ki... Ben, henüz çıkarıp irdeliyor. Oyun metnini bu yönüyle dönüşebiliyor. Evlat olanların durumla baş etmek zorunda kalıyor. nefret eder duruma geldikleri bir anne olmayan bir kadın oyuncu olarak ele aldığınızda neler geçti da “Ben bir bireyim” ispatı nokta var mıdır? bu sarsılmaz bağın kopma aklınızdan? beyhude bir çabaya dönüşüyor. Ümmü Putgül: Ben de bir ihtimalini ve bunun kaygı ile Seda Türkmen: “Belki Ya da evladında kendisini gören anneyim. Kendi anneliğime, korkusunu iliklerime kadar annelerin korkunç isyanları de daha ‘kutsal’ olan, anneme, çevremdeki hissettim. Oyuncu olarak annelere baktığımda aynı olabiliyor. Ya da yeni yeni anne ile çocuk arasındaki hayatımı derin bir gözlem şeyi görmüyorum. Anneliği tartışılan bir mesele: Her kız o derin ve tarifsiz bağdır” ile yaşıyorum. Her şeyden istedik mi? Buna hazır mıydık? annesinin içinde taşıdığı ve diye düşünmeye başladım beslenmeye çalışıyorum. Zihnimizdeki annelik algısı asla kabul etmediği o ufacık oyunu çalışırken. Anneliği Bu oyunda ise en büyük nasıl? Koşulları nasıl, destek kıskançlık duygusu... Bunların bu zamana kadar hep alabiliyor mu? Annelik özel bir hepsi ama hepsi o büyük ve motivasyonumu kendi “evlat olma” üzerinden deneyim olmakla birlikte kadına sonsuz bağın bir yansıması. Tüm annemden aldım. Çocuklarını okuyabildim çünkü henüz pek çok yük getiriyor. Sevgi bu duygular özündeki güçlü tek başına büyütmüş güçlü ve anne değilim. Fakat kabul ve sevginin sadece ufak bir de nefret de bu koşullar içinde adanmış bir anne o. Sonsuz doğamız gereği bu içgüdüyü parçası. kendine yer buluyor bence. sevgisi ve bağı beraberinde her zaman taşıyoruz. Neriman Uğur: Nefret Çocuğumuzu severiz evet ama en büyük korku ve kaygıları bir kimsenin kötülüğünü, “Anne” kavramının artık olumsuz duygular da taşıyabiliriz. getirdi. Kaybetme korkusu... Bu bizi kötü bir anne yapmaz. mutsuzluğunu istemeye yönelik tabu olmadığı gerçeğini Daha önce abarttığını Aksine bunun farkında olmak duygu veya tiksinme hali ise bir biliyoruz, biliyor olmalıyız. düşünürdüm, “Anne olunca ilişkilerimizi iyileştirir. anne çocuğundan ne olursa olsun Esas ve dokunulmaz olan anlarsın” derdi. Bugün teşekkür Seda Türkmen: Bunun üzerine nefret etmez. Olsa olsa kızabilir, bu bağı ne kadar sağlam ediyorum. tartışan bir sürü makale, tespit hayal kırıklığına uğrayabilir, çok kurabildiğimiz ve bir ve hikâye var. Elbette nefret üzülebilir ama bu duygular bence çocuğu ne kadar güvende KUTSALLIK edebilirler. Nefretin, sevginin nefrete dönmez. Zaten “nefret”, ve hayatta tutabildiğimiz bir bonusu olduğunu kabul “annelik” ile uyuşmayan bir TARTIŞMASI sanırım. Sadece kendi edebilmeliyiz. Çocuğun da bir duygu durumudur. Annelik, N. Uğur: Nina rolünde doğurduğumuz değil, tüm süre sonra senden bağımsız üretmeye, var etmeye, çoğaltmaya kimi zaman aşırı yorgunluk, bir “birey” olduğunu kabul yönelik bir içerik taşırken, nefret çocukları. bitkinlik, bıkkınlık, teslim edebilmek en sağlıklı ilişki tam tersi bir duygudur. Neriman Uğur: Bu, olma hali varken aynı zamanda anneliğe nereden baktığınıza çocuğuna karşı da yoğun bir bağlı. Dini referanslarla sevgi ve özlem var. Bu iki yaklaşırsanız anneliğe farklı durum, dönüşümlü olarak “kutsallık” yükleyebilirsiniz. annenin sürekli olarak yaşadığı İçinde bulunduğunuz bir döngü halini almış. Aslında toplumun sosyoekonomik bu iki farklı durum da bir göstergeleri, yönetim biçimi bütünün parçaları. Anneliğin yani demokrasinin topluma kutsal olup olmaması anneliğe nereden yerleşmiş olması ya da olmaması, hukuk Oyun işte bu aşamada sorgulanması baktığınıza bağlı. Bir ozanımızın gibi değerler yönünden bakarsanız gereken durumların altını çiziyor. söylediği gibi “Kadınlar, anneler S. Türkmen: Oyun “Her anne kutsal annelik “kutsallık” boyutundan çıkıp insandır, erkekler ise insanoğlu.” Ben de değildir” demiyor, “Annelik kutsal yeryüzüne iniyor ve bir gerçekle yüz kadınlığın, anneliğin çok değerli, saygı yüze kalıyorsunuz. mıdır”ı tartışıyor, dediğiniz gibi. duyulması gereken, dini referanslarla Ümmü Putgül: İddialı ve güçlü Ve işte burada kadının esas kimliği söylersek “kutsal” olduğunu bir metin olduğunu düşünüyorum. devreye giriyor. Bu yüzden biz anneliği düşünüyorum. Geçmişten bu yana toplumun kadına değil, anneleri görüyor ve tartışıyoruz Ü. Putgül: Kadına bu rolün yüklediği ve tartışılamaz olagelen bir oyunda. Özellikle anneliği idealize eden verilmesi, anneliğin kutsallığının bir toplumda kadının kendi varoluş rol annelik. Her kadın anne olmak tarihsel ve toplumsal yönünü gözden sürecinin hiçe sayılıp tek bir hikâyeye ait için dünyaya gelmiştir, kadının temel kaçırmamalıyız bence. Böylelikle kadını kılınması hem kimlik sorunu yaratıyor işlevi anneliktir. Böyle bir baskının toplumda ikinci plana iten, kadını eve hem de tarifsiz bir hayatta kalma savaşı altında anneliklerini deneyimliyor hapseden, eşitsiz bir konuma taşıyan bir verdirtiyor. Bu savaşında en büyük kadınlar. Kutsallık atfedilen anneliğin araç oluyor. Anneliği başımıza gelen her güç kaynağı olan çocuğunun bir de gerçekliğine bakma cesareti gösteriyor deneyim gibi ele alıyorum ben. Elbette kendisinden koparılması kaygısını bu oyun. bir çocuğu büyütmek çok anlamlı bir yaşıyor. Yani kutsal sayılan “anne” deneyim ama bu kadar. Bence anneliğe u Bireysel bir öykü üzerinden herkesi kimliği bile bir kadın olarak üzerinizde kutsallık atfedilmesi kadına ek bir yük ilgilendiren bir konuya değinen her sanat yaratılan baskının önüne geçemiyor. getiriyor. yapıtının kaçınılmaz olarak karşılaştığı bir ikilem vardır. “Kutsal”da da bu var u “Kutsal”, sahnelendiği ilk günden beri S. Türkmen: “Anne olunca anlarım.” diye düşünüyorum. Şöyle ki: Nina kendi izleyenlerinin sırf beğenisini kazanmadı (Gülüyor) BERRIN KARADENZI iziksel Tiyatro Araştırmaları v Haberci v Matteo Bocelli Ftragedyaların isimsiz berrin.karadeniz@cumhuriyet.com.tr İstanbul’da habercilerini, Sofokles’in Kral Oidipus, Oidipus Kolonos’ta ve nlü tenor Andrea Kültür rotası Antigone üçlemesiyle merkeze ÜBocelli’nin oğlu Matteo alıyor. Hatalarının bedelini Konserden tiyatroya, sinemadan sergiye, Bocelli, 17 Haziran’da hem kendisine hem toplumuna Harbiye Cemil Topuzlu Açık kültür sanat dünyasında ödeten kahramanların karşısına Hava Tiyatrosu’nda duygusal öne çıkan etkinlikler… zoraki tanıklıklarını aktarırken performanslarıyla İstanbul’da ilk kendi kişisel tarihlerini arayan kez sahne alacak. v Görmenin Halleri: Gelenek habercileri koyan oyun, 15 Mart’ta Sahne Pulcherie’de. er ay farklı Hbir temanın ele alınacağı v Martin Garrix “Görmenin şk, tutku, nefret ve Türkiye’ye geliyor Halleri” serisinin Afedakârlık gibi güçlü ilki sanat tarihçi duyguları harmanlayan ünyaca ünlü DJ ve Prof. Dr. Tarkan Romeo ve Juliet balesi, Dprodüktör Martin Garrix, Okçuoğlu’nun moderatörlüğüyle başlıyor. Prokofyev’in müzikleriyle 10 yıl aradan sonra yeniden “Gelenek” teması üzerinden geç Osmanlı izleyiciyle buluşuyor. İDOB’un, Türkiye’de konser verecek. döneminin görsel kültürüne yoğunlaşarak Ricardo Amarante’nin özgün Garrix, Bayhan Müzik gelenek ile yeninin ilişkisinin ele alınacağı koreografisiyle 21 yıl aradan organizasyonuyla 12 Temmuz’da etkinlik 19 Mart’ta Türkiye İş Bankası Resim sonra sahneleyeceği trajik aşk Festival Park Yenikapı’da Heykel Müzesi Black Box’ta. hikâyesi, 15 Mart’ta AKM’de. müzikseverlerle buluşacak. v Romeo ve Juliet
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear