Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9 MART 2025
5
Anne
olmak
birçok kadına
göre tarifsiz bir duygu.
Annelikten
Ancak bu yüksek duygular
beraberinde çok fazla yük de
getiriyor. Peki her kadın bu
yükü kaldırmak istiyor
mu veya ne kadar
önce insanlık
kaldırabiliyor?
iyatro sahnesinde öyküsünü mü anlatmak istiyor aynı zamanda tartışmaların da gündemi
yoksa böylesi güçlü bir metin ve oldu. Elbette bu sırf iyi bir metinle olacak iş
bu sezonun en
gürültü koparacak bir tartışma değil. Aynı zamanda oyunculuğun gücü de
çok ilgi çeken ve
Neriman
Seda
çevresinde çok daha büyük bir söz oyunun iz bırakmasını sağlıyor. Bu açıdan siz
en çok tartışılan
Uğur
Türkmen
Ümmü
mü söylemek istiyor? Aynı ikilem karakterlerinize neler kattınız?
T oyunlarından biri
Putgül
David ve Pearl için de geçerli diye
N. Uğur: Metin söylediğiniz gibi
“Kutsal”. Tatlı Ekşi Tiyatro
düşünüyorum.
oldukça güçlü. Ben karakterlerime,
tarafından sahnelenen ve
N. Uğur: Haklısınız. Burada
metinde yazılanlar çerçevesinde ayakları
yönetmenliğini Tuğrul Tülek’in
DENZI tam da ilk soruya verdiğim
yere basan bir kimlik kazandırmak
yaptığı oyun sorgulanması
yanıttan devam etmek gerekirse
ÜLKÜTEKIN istedim. Böylece içinde yaşadığımız
tabu olarak görülen bir konuyu
Nina’nın bireysel sorunları
toplumun gerçeklerini ete kemiğe
sahnede irdeliyor ve soruyor:
toplumun her katmanını
büründürerek onları var etmeye çalıştım.
Annelik kutsal mıdır? Biz de
etkileyecek sorunlar. Çünkü konu bebek
Ü. Putgül: Karakterim hikâyeye
bu soruyu “Kutsal”ın oyuncuları Seda
olunca yakın çevremizde yaşayan çocuk
objektif bakan bir göz aslında, ben de
Türkmen, Neriman Uğur ve Ümmü ÇOCUK HER KOŞULDA
anne-baba ilişkilerini düşünüyoruz.
objektif olmak için çabaladım. Çünkü
Putgül ile tartıştık ve çarşamba günü
Hatta çocuk doğurmak istemeyen
Nina karakterinin yaşadıkları karşısında
Mall of İstanbul MOİ Sahne’de izleyici
kadınları, kendisini çocuk bakacak
empati kurmadan durabilmek çok zordu. SEVİLİR Mİ?
ile buluşacak oyunun tartışma yaratan
olgunlukta hissetmeyen kadınları
S. Türkmen: Tuğrul (Tülek)
sanırım. Bu, özellikle bizim
alanlarına değindik. u Koşullar ne olursa olsun
aklımıza getiriyoruz. Büyüklerin ya
muhteşem bir yönetmen. Bu derin toplumumuzda anneler için
her annenin çocuğunu sevdiğine
u “Kutsal”, tartışılması bile tabu olan bir
da yardımcıların olmadığı durumlarda
bir “bağ kopuşu” olarak
meseleyi öyle aktardı ve bizi öyle ilişkin bir önkabul vardır. Peki
konuyu, anneliği kutsallık çerçevesinden
anneler ne yazık ki tek başına bu algılanıp düş kırıklığı ve öfkeye
sizce annelerin çocuklarından
doğru yönlendirdi ki... Ben, henüz
çıkarıp irdeliyor. Oyun metnini bu yönüyle
dönüşebiliyor. Evlat olanların
durumla baş etmek zorunda kalıyor. nefret eder duruma geldikleri bir
anne olmayan bir kadın oyuncu olarak
ele aldığınızda neler geçti
da “Ben bir bireyim” ispatı
nokta var mıdır?
bu sarsılmaz bağın kopma
aklınızdan?
beyhude bir çabaya dönüşüyor.
Ümmü Putgül: Ben de bir
ihtimalini ve bunun kaygı ile
Seda Türkmen: “Belki Ya da evladında kendisini gören
anneyim. Kendi anneliğime,
korkusunu iliklerime kadar
annelerin korkunç isyanları
de daha ‘kutsal’ olan, anneme, çevremdeki
hissettim. Oyuncu olarak
annelere baktığımda aynı olabiliyor. Ya da yeni yeni
anne ile çocuk arasındaki
hayatımı derin bir gözlem
şeyi görmüyorum. Anneliği tartışılan bir mesele: Her kız
o derin ve tarifsiz bağdır”
ile yaşıyorum. Her şeyden
istedik mi? Buna hazır mıydık? annesinin içinde taşıdığı ve
diye düşünmeye başladım
beslenmeye çalışıyorum.
Zihnimizdeki annelik algısı asla kabul etmediği o ufacık
oyunu çalışırken. Anneliği
Bu oyunda ise en büyük nasıl? Koşulları nasıl, destek kıskançlık duygusu... Bunların
bu zamana kadar hep
alabiliyor mu? Annelik özel bir hepsi ama hepsi o büyük ve
motivasyonumu kendi
“evlat olma” üzerinden
deneyim olmakla birlikte kadına sonsuz bağın bir yansıması. Tüm
annemden aldım. Çocuklarını
okuyabildim çünkü henüz
pek çok yük getiriyor. Sevgi bu duygular özündeki güçlü
tek başına büyütmüş güçlü ve
anne değilim. Fakat
kabul ve sevginin sadece ufak bir
de nefret de bu koşullar içinde
adanmış bir anne o. Sonsuz
doğamız gereği bu içgüdüyü
parçası.
kendine yer buluyor bence.
sevgisi ve bağı beraberinde
her zaman taşıyoruz. Neriman Uğur: Nefret
Çocuğumuzu severiz evet ama
en büyük korku ve kaygıları
bir kimsenin kötülüğünü,
“Anne” kavramının artık olumsuz duygular da taşıyabiliriz.
getirdi. Kaybetme korkusu...
Bu bizi kötü bir anne yapmaz. mutsuzluğunu istemeye yönelik
tabu olmadığı gerçeğini
Daha önce abarttığını
Aksine bunun farkında olmak duygu veya tiksinme hali ise bir
biliyoruz, biliyor olmalıyız.
düşünürdüm, “Anne olunca
ilişkilerimizi iyileştirir. anne çocuğundan ne olursa olsun
Esas ve dokunulmaz olan
anlarsın” derdi. Bugün teşekkür
Seda Türkmen: Bunun üzerine nefret etmez. Olsa olsa kızabilir,
bu bağı ne kadar sağlam
ediyorum. tartışan bir sürü makale, tespit hayal kırıklığına uğrayabilir, çok
kurabildiğimiz ve bir
ve hikâye var. Elbette nefret üzülebilir ama bu duygular bence
çocuğu ne kadar güvende
KUTSALLIK
edebilirler. Nefretin, sevginin nefrete dönmez. Zaten “nefret”,
ve hayatta tutabildiğimiz
bir bonusu olduğunu kabul “annelik” ile uyuşmayan bir
TARTIŞMASI
sanırım. Sadece kendi
edebilmeliyiz. Çocuğun da bir duygu durumudur. Annelik,
N. Uğur: Nina rolünde
doğurduğumuz değil, tüm süre sonra senden bağımsız üretmeye, var etmeye, çoğaltmaya
kimi zaman aşırı yorgunluk,
bir “birey” olduğunu kabul yönelik bir içerik taşırken, nefret
çocukları.
bitkinlik, bıkkınlık, teslim
edebilmek en sağlıklı ilişki tam tersi bir duygudur.
Neriman Uğur: Bu,
olma hali varken aynı zamanda
anneliğe nereden baktığınıza
çocuğuna karşı da yoğun bir
bağlı. Dini referanslarla
sevgi ve özlem var. Bu iki
yaklaşırsanız anneliğe
farklı durum, dönüşümlü olarak
“kutsallık” yükleyebilirsiniz.
annenin sürekli olarak yaşadığı
İçinde bulunduğunuz
bir döngü halini almış. Aslında
toplumun sosyoekonomik
bu iki farklı durum da bir
göstergeleri, yönetim biçimi
bütünün parçaları. Anneliğin
yani demokrasinin topluma
kutsal olup olmaması anneliğe nereden
yerleşmiş olması ya da olmaması, hukuk Oyun işte bu aşamada sorgulanması
baktığınıza bağlı. Bir ozanımızın
gibi değerler yönünden bakarsanız gereken durumların altını çiziyor.
söylediği gibi “Kadınlar, anneler
S. Türkmen: Oyun “Her anne kutsal
annelik “kutsallık” boyutundan çıkıp
insandır, erkekler ise insanoğlu.” Ben de
değildir” demiyor, “Annelik kutsal
yeryüzüne iniyor ve bir gerçekle yüz
kadınlığın, anneliğin çok değerli, saygı
yüze kalıyorsunuz. mıdır”ı tartışıyor, dediğiniz gibi.
duyulması gereken, dini referanslarla
Ümmü Putgül: İddialı ve güçlü Ve işte burada kadının esas kimliği
söylersek “kutsal” olduğunu
bir metin olduğunu düşünüyorum. devreye giriyor. Bu yüzden biz anneliği
düşünüyorum.
Geçmişten bu yana toplumun kadına değil, anneleri görüyor ve tartışıyoruz
Ü. Putgül: Kadına bu rolün
yüklediği ve tartışılamaz olagelen bir oyunda. Özellikle anneliği idealize eden
verilmesi, anneliğin kutsallığının
bir toplumda kadının kendi varoluş
rol annelik. Her kadın anne olmak
tarihsel ve toplumsal yönünü gözden
sürecinin hiçe sayılıp tek bir hikâyeye ait
için dünyaya gelmiştir, kadının temel
kaçırmamalıyız bence. Böylelikle kadını
kılınması hem kimlik sorunu yaratıyor
işlevi anneliktir. Böyle bir baskının
toplumda ikinci plana iten, kadını eve
hem de tarifsiz bir hayatta kalma savaşı
altında anneliklerini deneyimliyor
hapseden, eşitsiz bir konuma taşıyan bir
verdirtiyor. Bu savaşında en büyük
kadınlar. Kutsallık atfedilen anneliğin
araç oluyor. Anneliği başımıza gelen her
güç kaynağı olan çocuğunun bir de
gerçekliğine bakma cesareti gösteriyor
deneyim gibi ele alıyorum ben. Elbette
kendisinden koparılması kaygısını
bu oyun.
bir çocuğu büyütmek çok anlamlı bir
yaşıyor. Yani kutsal sayılan “anne”
deneyim ama bu kadar. Bence anneliğe
u Bireysel bir öykü üzerinden herkesi
kimliği bile bir kadın olarak üzerinizde
kutsallık atfedilmesi kadına ek bir yük
ilgilendiren bir konuya değinen her sanat
yaratılan baskının önüne geçemiyor.
getiriyor.
yapıtının kaçınılmaz olarak karşılaştığı
bir ikilem vardır. “Kutsal”da da bu var u “Kutsal”, sahnelendiği ilk günden beri S. Türkmen: “Anne olunca anlarım.”
diye düşünüyorum. Şöyle ki: Nina kendi izleyenlerinin sırf beğenisini kazanmadı (Gülüyor)
BERRIN KARADENZI
iziksel Tiyatro Araştırmaları
v Haberci
v Matteo Bocelli
Ftragedyaların isimsiz
berrin.karadeniz@cumhuriyet.com.tr
İstanbul’da
habercilerini, Sofokles’in Kral
Oidipus, Oidipus Kolonos’ta ve
nlü tenor Andrea
Kültür rotası Antigone üçlemesiyle merkeze
ÜBocelli’nin oğlu Matteo
alıyor. Hatalarının bedelini
Konserden tiyatroya, sinemadan sergiye, Bocelli, 17 Haziran’da
hem kendisine hem toplumuna
Harbiye Cemil Topuzlu Açık
kültür sanat dünyasında
ödeten kahramanların karşısına
Hava Tiyatrosu’nda duygusal
öne çıkan etkinlikler… zoraki tanıklıklarını aktarırken
performanslarıyla İstanbul’da ilk
kendi kişisel tarihlerini arayan
kez sahne alacak.
v Görmenin Halleri: Gelenek
habercileri koyan oyun, 15 Mart’ta
Sahne Pulcherie’de.
er ay farklı
Hbir temanın
ele alınacağı
v Martin Garrix
“Görmenin şk, tutku, nefret ve
Türkiye’ye geliyor
Halleri” serisinin Afedakârlık gibi güçlü
ilki sanat tarihçi duyguları harmanlayan
ünyaca ünlü DJ ve
Prof. Dr. Tarkan Romeo ve Juliet balesi,
Dprodüktör Martin Garrix,
Okçuoğlu’nun moderatörlüğüyle başlıyor. Prokofyev’in müzikleriyle
10 yıl aradan sonra yeniden
“Gelenek” teması üzerinden geç Osmanlı izleyiciyle buluşuyor. İDOB’un,
Türkiye’de konser verecek.
döneminin görsel kültürüne yoğunlaşarak Ricardo Amarante’nin özgün
Garrix, Bayhan Müzik
gelenek ile yeninin ilişkisinin ele alınacağı koreografisiyle 21 yıl aradan
organizasyonuyla 12 Temmuz’da
etkinlik 19 Mart’ta Türkiye İş Bankası Resim sonra sahneleyeceği trajik aşk
Festival Park Yenikapı’da
Heykel Müzesi Black Box’ta. hikâyesi, 15 Mart’ta AKM’de.
müzikseverlerle buluşacak.
v Romeo ve
Juliet