Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 saıkm 2024
5
Sarp Bozkurt, senaryo yazım
sürecinde ve başrolünde
‘Bir insanlık
yer aldığı “Dünya Varmış”
filmini anlattı
eleştirisi’
deniz
ülkütekin
MeditAsYon dA
YApıYo r ŞAkAsını d A
u Günümüzde tüm
omediseverlerin merakla beklediği macera ve merak unsurları barındırıyor. Bunları yaparken filmin bir parçası olmayı kabul etti. Hatta şöyle kişisel ve
dünyada insanları
“Dünya Varmış” bir yönüyle beklentileri bir yandan izleyiciyi yormaması ama bir yandan da sürpriz duygusal bir anımdan bahsedebilirim bu noktada. Filmden
güldürmek için
karşılayacak bir yapım. Öte yandan filmin sona hazırlaması gerekiyordu. Sırası gelmişken söylemem iki ay önce “Neredesin Firuze” filmini bir daha belki 20.
en çok kullanılan
senaryosunun altında imzası da bulunan gerekiyor, lütfen bu filme gidenler sonunu arkadaşlarına kere izledim. Umarım bir gün Ezel Akay’ın bir filminde
yöntemlerden
Kbaşrol oyuncusu Sarp Bozkurt, “Dünya söylemesin. oynarım diye düşündüm. Şimdi Ezel Hoca, benim
birisi kişisel gelişim
Varmış”ı “felsefesi olan garip bir film” olarak tanımlıyor. yazdığım filmde rol almayı kabul etti.
u Senaryo ve “cast” sürecinde nasıl bir yaklaşımınız vardı?
yöntemlerini espri
Ayrıca bugüne kadar ortaya çıkardığı en bütünlüklü iş
Bunun “ucuz” bir komedi filmi olmaması ilk şartımızdı. u Karakteriniz öyküde nasıl gelişiyor?
konusu yapmak
olduğunu söylüyor. Gelin gerisini kendisinden dinleyelim.
Zaten Adnan ile dünya ve yaşamla ilgili düşüncelerimiz Tufan karakteri, yeni medeniyetin başladığı Ark
ancak siz kendiniz
u Pandemi ile birlikte salgın ve toplu yok oluşları konu uyuşuyor. Felsefesi olan garip bir film yapmak istiyorduk Hotel’deki en saf varlık olabilir. Bu kadar kötü insanın
meditasyon ve
edinen filmler adeta patlama yapmıştı. “Dünya Varmış” bu ilk günden beri. İnsanlar uzun zamandır sinemada bir içinde iyiliği, güveni ve dostluğu temsil ediyor. Yeni
düzenli spor
konuya nereden bakıyor?
yerli film izlemek için heyecanlanmıyor. medeniyetin kurulduğu otele kazara düşen
yapıyorsunuz.
“Dünya Varmış” aslında bir insanlık eleştirisi. Filmde
Dünyası, gizemi, garip komedisi, görsel Nuh karakterinin, geçmişiyle yüzleşme
Bu noktaya nasıl
bolca göreceğimiz ve duyacağımız, hatta filmin üstüne
efektleri, ses ve müzikleriyle ilk günden macerasında onun yanında oluyor.
geldiniz?
kurulduğu mantık diyebilirim. Zevklerimiz için dünyanın
beri hayal ettiğimiz şey insanlara sinemadan Ancak hikâyenin bir noktasında, yeni
Yani kendime
kendisinden vazgeçmiş, dünyayı tüketmeye cüret etmiş
çıktıklarında birbirlerine “Bunu sinemada medeniyette de eski düzenin sürdüğünü
iyi bakmayı
olmamız bir noktada onun sonunu getirecek ve bu
izlemeniz lazım” dedirtmekti. Cast gören ve buna bir isyanla karşı koymaya
seviyorum. Ailem
zannettiğimizden daha hızlı olacak. “Dünya Varmış”ta
sürecine de böyle yaklaştık. Heyecan çalışan karakterlerimize isyanı nasıl
var, kendime iyi
da yeni medeniyetin kurucuları “Kadimler” örgütü, yeni
veren oyuncuları, daha önce görmediğimiz başlatacaklarının fikrini veriyor ve bundan
bakmam gerekiyor.
medeniyeti bu görüş üzerine kuruyorlar. Haz amaçlı
rollerde görme hayalimiz vardı. Birlikte sonra hem yeni medeniyetin hem de
Mutlu olmayı
yiyecek, içecek, sanatın her türlüsü, ilişki, alışveriş, para
oynamayı hayal ettiğim bir sürü insan karakterlerimizin kaderi değişiyor.
seviyorum. Bunlar
ve tüketim yasak. Aslında yeni medeniyetteki insanları
u İzlediğim kadarıyla genel yaklaşımınız
da beni mutlu
dünyaya yaptıklarından dolayı cezalandırıyorlar. Bu
yeni ve denenmemiş işleri yapmak yönünde.
yapıyor. Ama dünya
filmde kötü yok. Herkes kötünün ta kendisi.
ŞAkA YApMAYAn
Bu cesaretiniz nereden geliyor?
üzerinde şakası
u Senaryo nasıl ortaya çıktı? Bence yaptığımız işin doğası bu
yapılmayacak hiçbir
Bir MizAH
Ali Adnan Öztürk felaket senaryolarını seven bir zaten. Sürekli aynı şeyleri yapmak, aynı
konu olmadığını da
adam. Ofisinin altına sığınak yaptıracak kadar formülleri denemek bu işin mantığına ters
düşünüyorum. Yani
u Bence iki tür komedi var. Birisi komedi
bunlara inanıp buna göre yaşıyor. O yüzden gibi geliyor bana. İstikrarsızlık, farklılık ve
bunları yapıyorum
olduğunun altını çizen diğeri ise komedi olduğunu
ilhamını Adnan’ın korkularından aldı senaryo. risk almanın bu işin normali olduğuna inanıyorum.
diye bunlarla dalga
iddia etmeden güldüren... Her ikisinde de güzel ve başarılı
Sonra Adnan beni cesaretlendirdi senaryo Bir de ben çabuk sıkılan biriyim. Cesaret değil
geçmeyecek halim
örnekler var. Ancak ben sizi ikinci türde komedi ile ilişki
için. Daha önce dizi yazmıştım ama sinema belki ama eğlenme isteği diyebiliriz. Hayatta
yok. Hayatta hiçbir
kuruyor diye düşünüyorum. Yanılıyor muyum?
filmi çok başka bir şey. Karakterlerin en eğlendiğim yer sahne veya set. Burada da
şeyi çok fazla
hikâyesi ve dönüşümünü ifade edebilmek eğlenmek için elimden geleni yapıyorum.
kesinlikle haklısınız. Şaka yapmayı sevmiyorum. Yazdığım senaryoları
ciddiye almadığım
için az vaktiniz var. Bu yüzden sürekli Ayrıca yaptığımız meslek bir sürü yenilik
da okursanız parça halinde şaka bulmakta zorlanırsınız. Ama
için her şeyin
yazdık, sildik ve baştan yazdık, altı denemeye, alışılagelmişten kaçmaya çok
karakterleri, yanlış zamanda yanlış yerde bulundurmayı seviyorum.
şakasını yaparım. en
aydan fazla uğraştık. Çünkü izleyince uygun bir meslek. Bizi kısıtlayan tek şeyin
Böylece şaka yapmaya gerek kalmaz.d urum komedisine inanıyorum
çok da kendi şakamı
de hak vereceksiniz çok karışık bir beynimiz olduğu bir iş yapıyoruz. O zaman
yani. Şaka dönemseldir, durum komedisi ise ömürsüzdür.
yaparım.
senaryo yapısı var filmin. Büyük neden uçup kaçmayalım ki...
Başöğretmenin demokrasi temeli
30 yılını eğitime adayan müdür dönmez 21 Eylül
Atatürk, ihmal edilmiş ve geri
Osmanlı’da her yeni gelen maarif günü başbakanlığa
nazırıyla değişen programa atıf yapar. bir yönerge iletir.
kalmış yurda eğitimi yaymak
ŞAdu MAn HAlıcı
Gazi dinleyenlere döner, şöyle der: Yönergenin konusu
sadumankaragozhalici@gmail.com
için adım adım ilerlemiş,
“Bütün bu uygulama ve programlar yeni harflerin
ne veriyordu? Çok bilmiş, çok yazımında halkın
canını dişine takmıştı
öğrenmiş birtakım insanlar. Fakat ve öğretmenlerin kafa karışıklığını gidermektir.
kendini bilmemiş, hayatını, ihtiyacını Günümüzde kullanılan pek çok öneri getirir.
yıl önce bugün, millet
bilmemiş, yaşamak için gereken her Örneğin soru eki “mı”, “mi”, “mu, “mü” gibi
mektepleri talimatnamesi
şeyi bilmemiş ve aç kalmış.” bağlama eki “ki”nin ve dahi anlamındaki “de”,
yayımlanır ve bakanlar
“da”nın ayrı yazılması gerektiğini söyler. Cümle
1924 yılının 25 Ağustos’unda
kurulunun cumhurbaşkanına
içinde kullanarak örnekler. Ardından millet
Öğretmenler Birliği Kongresi’ni açar.
96verdiği “millet mektepleri
mektepleri açılır. 16-45 yaş arasında binlerce
O ünlü cümlesini söyler. Cumhuriyet
başöğretmeni” unvanı resmi nitelik kazanır.
kadın ve erkeği çatısı altına toplar bu okullar.
kuşağı öğretmenlerin eseri olacaktır.
24 Kasım’lar bu gerekçeyle 1981’den itibaren
Atatürk bilir ki eğitimden nasibini almamış
Onlardan tek bir şeyi unutmamalarını
Öğretmenler Günü olarak kutlanmaya başlanır.
bir toplumda demokrasi yeşeremez. Yaşamdaki
ister: “Cumhuriyet sizden fikri hür,
1921 Temmuz’u, Ankara’da eğitim kongresi.
pek çok gelişmenin hatta dünyada barışın
vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.”
Türk ordusu Yunanla boğuşurken kongreyi açan
Bir ay sonra Samsun’dan seslenir sağlanmasının yolu bile eğitimden geçer. 1937
geçirirken Türklerin yalnız vergi ve can borcu
Mustafa Kemal Paşa öğretmenleri “gelecekteki
öğretmenlere. Eğitimin bilime yılında şöyle der: “Eğer dünyada devamlı bir
günlerinde hatırlandığının da tanıdığıdır.
kurtuluşun öncüleri” olarak görür.
dayanması gerektiğini vurgular. barış isteniyorsa insan kütlelerinin durumlarını
3 Mart 1924 günü eğitim birliğini sağlayacak
Öğretmenler onun için “irfan ordusu”dur.
“Dünyada her şey için, uygarlık için, hayat için, iyileştirecek uluslararası önlemler alınmalıdır.
yasa ile başlar adımlarına. Eğitim Bilimci J.
24 Mart 1923’te Kütahya’da öğretmenlere
İnsanlığın bütünün refahı, açlık ve baskının yerine
başarı için en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir.
seslenişidir bu. Türk ordusunun zaferinin kalıcı Dewey’den destek alınır. Eğitimde fırsat eşitliği
geçmelidir. Dünya vatandaşları haset, aç gözlülük
Bilim ve fenin dışında yol gösterici aramak
ve karma eğitim hedefi o yıl ilkokullarda başlar.
olmasını da öğretmenlerin zaferine bağlar.
ve kinden uzaklaşacak bir şekilde eğitilmelidir.”
gaflettir, cahilliktir, yolunu şaşırmadır.”
Sonra anlaşılabilir bir dil ile eğitimde ilerlemeyi
Gittiği her kentte, kasabada hatta köylerde
(ASD, 99) Bu sözler UNESCO’nun Dünya
Muharebe meydanlarında Türk milletini
hedefler. Harf Devrimi’ni yapmadan kara tahta
gelecek kuşakların yetişmesinde temel alınacak
Eğitim Projesi’ne yol gösterici olacaktır.
geri bırakan etkenler nelerdir diye kafa yorar.
ilkeleri öğütlemekten geri durmaz. başına geçer. 1928 Ağustos’unda Sarayburnu’nda
Açgözlü olmayan, kin gütmeyen yaşayacak
Çanakkale’de örneğin, Anafartalar’da “Yeni Türk
1 Mart 1922 günü emperyalizme son darbeyi Arap harfleriyle okuma yazmanın zorluğuna,
toplumun temeli eğitimle atılır. Demokrasi
alfabesi nasıl olmalı” diye düşünür. Düşünmekle
vurmak için hazırlanırken Meclis’teki muhalifleri yalnız eğitimi değil yaşamın pek çok alanındaki
de böyle bir toplumda inşa edilir. Atatürk’ü
kalmaz Fransız Türkolog Deny ile Macar
saygınlığına gölge düşürme çabasındayken ve olumsuz etkisine dikkati çeker.
ve devrimini demokrasiden uzak görenlere
Türkolog Nemeth’in gramerleri üzerinde çalışır.
emperyalist cephe Sevr benzeri barış önerisiyle “Bir toplumun yüzde 10’u, yüzde 20’si okuma hatırlatılacak bir öykü vardır. Öykü şöyle biter:
Çünkü Osmanlı Devleti’nin yıkılışını yalnız
Türkiye’yi köşeye sıkıştırma derdindeyken yazma bilir, yüzde 80’i, yüzde 90’ı bilmezse, bu “Oğlum, ben sana paşa olamazsın demedim ki
ekonomik etkenlere bağlamaz. Devletin çöküşü
onun derdi Türk çocuklarının eğitimidir. ayıptır. Bundan utanmak lazımdır. Milletimiz adam olamazsın dedim”.
ile eğitimdeki çöküşün paralelliğine işaret eder.
Meclis kürsüsünden seslenir: “Çocuklarımıza yazısıyla, kafasıyla uygar dünyanın yanında
17. yüzyıldan başlayarak medreselerin uygar
ve gençlerimize, her şeyden evvel Türkiye’nin
olduğunu gösterecektir” der ve sonra yurttaşlarına
dünyadan koptuğunun, Türk çocuklarını Arap
Kaynakça:
bağımsızlığına, kendi benliğine ve milli
seslenir: “Yeni Türk harflerini çabuk öğreniniz.
kültürüyle yetiştirdiğinin farkındadır Atatürk.
Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, Pegem Akademi
geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla Bütün millete, kadına, erkeğe, köylüye, çobana,
Osmanlı liberalizminin açtığı kapıdan girip Yayıncılık, Ankara, 2007.
Mustafa Ergün, Atatürk Devri Türk Eğitimi, Ocak
hamala, sandalcıya öğretiniz.”
mücadele etmenin gereği öğretilmelidir.” ülkenin dört bir yanına yayılan yabancı okulların
Yayınları, Ankara, 1997.
Ona göre eğitimin amacı kendini, yaşamı ülkede istedikleri gibi at oynattığının, azınlıkların Öğretme sorumluluğunu da duyar Gazi Mustafa
Cumhuriyet Döneminde Eğitim, MEB Basımevi,
bilen, üreten birey yetiştirmektir. 1923 Ocak da ülke aidiyetlerinin yok edildiğinin şahididir. Kemal. Yine 1928 yılı. Yine Harf Devrimi’nden
İstanbul: 1983.
ayı, Eskişehir. Eğitim müdürü ile sohbet eder. O okullardan yetişenler ülke ekonomisini ele önce çıktığı yurt gezisinden Ankara’ya döner Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, c. III, Ankara, 1981.
kÖprü BAŞı