Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 TEMMUZ 2023
2
Dairese L
FLora
EditördEn
Mercanlar
nsanlar kaç
yaşında büyür?
Peki toplumlar?
Büyümenin birkaç
ay Ça
İ
farklı tanımlaması
cey LaN
Marmara’da
var. Birisi, saflığı bırakmak,
gerçekçi olmayan
ayca_ceylan
düşünceleri geride bırakmak
ve uzun dönemli ulaşılabilir
hedefler belirlemek! Bir
diğeri kurallar ve düzenlerle
yükseliyor
uyumlu olmak, yetişkin
davranışı olarak görülmeyen
“aşırı”lıkları bir kenara
Marmara Denizi’nde müsilaj ve küresel ısınma
atmak, kısaca “oturmasını,
kalkmasını bilmek”.
sonucu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan
İnsanlar büyümeyi genelde
biyoçeşitlilik için mercanlar umut oldu.
yalnızlıkla ilişkilendirir.
Yalnız yaşamak, tek
başına işlerini yapabilmek,
sorumlulukları kendi başına
üresel ısınmanın etkilerini derinden
yerine getirebilmek...
hisseden Marmara Denizi, müsilaj
Kimileri için de yeterince
sorunuyla birlikte canlı çeşitliliğini
kurnaz, en azından “oyuna 2030’da net sıfır atık
kaybetme tehlikesiyle karşı
gelmeyen” olmaktır
Kkarşıya kalırken ekosisteminin geri
yetişkinlik.
ercan ekiminde içinde sürdürülebilirlik alanında
döndürülemez hasarlar alması riskiyle de karşı
HHH üstlendikleri rolle öne çıkanlar neler?
karşıya. Bu noktada mercanlar büyük önem taşıyor.
Toplumlar için de benzer Marmara Denizi Şöyle özetleyebilirim: Geçen yıl
Anadolu Efes ile birlikte yürütülen proje ile Denize
ekosistem için çevre odağında yaklaşık 61 milyon
ölçütler söz konusu mudur?
+1 Nefes projesi kapsamında hem Akdeniz’de
Mönemli bir adım TL değerinde proje hayata geçirdik.
Büyümek, toplumların
hem de Marmara’da yaşayabilen 26 mercan
atan Anadolu Efes Grup Kurumsal “2030 Net Sıfır” hedefimize yol
ulaşabileceği bir eşik midir?
türünün Marmara Denizi’ne naklini yaptıran Deniz
İletişim ve İlişkiler Direktörü Selda alırken önceki yıla oranla kendi
Nerede başlar ve biter.
Yaşamını Koruma Derneği’nin başkanı Volkan
Susal Saatçi, bizimle dünyada sayılı operasyonlarımız kaynaklı net
Aslında “yetişkinlikle” ilgili
Narcı bize projeyi anlattı.
şirketin hayata geçirdiği kurum emisyonlarımızda yüzde 12’ye
bireysel ve kitlesel düşünüş u Ülkemizin suları için mercanların öneminden söz
için sürdürülebilirlik yaklaşımlarını yakın bir düşüş elde ettik. Toplam
eder misiniz?
birbirleriyle fazlasıyla iç içe.
denetleyen Entegre Raporu’ndan atıklarımızın yüzde 99’una yakınını
Küresel Mercan Resifi İzleme Ağı’nın
Çünkü içinde yaşadığımız
veriler paylaştı. geri dönüştürerek veya yeniden
dünya çapındaki mercan resiflerini inceleyen
toplumun ölçütlerince ele
kullanarak üretim döngüsüne
bir çalışmasında 2008-2019 arasında iklim u Entegre raporu hem çevre
alınan kıyaslarla büyür
kazandırdık. 2020’den bu yana
değişikliği nedeniyle mercanların yüzde 14’ünün hem de sosyal etki anlamında
ve gelişiriz. Hepimizin
hektolitre başına su tüketimimizi
yok olduğuna dikkat çekiliyor. Marmara Denizi pek çok kuruma örnek olabilecek
ortalaması alındığında
yaklaşık yüzde 16 düşürdük.
inanılmaz bir biyoçeşitliliğe sahip olması ve sadece nitelikte. Bu raporu hazırlamanızın
“yetişkinliğe” ilişkin bir
Tarladan bardağa kadar her adımda
Akdeniz’e özgü olan mercan türlerine ev sahipliği amacı ve motivasyon kaynağı
davranışlar dizimi çıkar
karbon ayak izimizi çıkarttık. Bu
yapması nedeniyle bizim için çok kıymetli. Deniz neydi?
elbette ama insanın kişisel
sayede en önemli etki alanlarını
Yaşamını Koruma Derneği olarak bu çeşitliliği Sürdürülebilirlik performansımızı
gelişim sürecinin eşikleri
tespit ederek aksiyon planımızı
desteklemek adına çeşitli projeler yürütüyoruz. 2010’dan bu yana Sürdürülebilirlik
de toplumun önerdiği
oluşturduk. Sağlıklı ve sürdürülebilir
Raporu’muz ile şeffaf bir şekilde
veya dayattığı eşiklerde
biyoçEşitlilik EtkilEniyor
gıdanın öneminden yola çıkarak
raporluyorduk. Artık bu konuya çok
“yetişkinlik” onayı alır.
u Marmara Denizi neden Akdeniz’den gelen bu
malt posası yan ürünümüzün “malt
daha geniş bir pencereden bakıyoruz
HHH
mercanlara gereksinim duyuyor?
lifi” hammaddesine dönüşümünü
ve paydaşlarımızla uzun soluklu
Kendi davranışlarımıza, Anadolu Efes ile yürüttüğümüz Denize +1
sağladık ve yeni ham maddeyi
değerler yaratabildiğimiz ölçüde
olaylara karşı tepkilerimize, Nefes projesi kapsamında naklini yaptığımız sarı
döngüsel ekonomiye kazandırdık.
kendimizi başarılı görüyoruz. Daha
gorgon türü Akdeniz’de 99 yılından beri periyodik
düşünce dünyamızın İçeriğinde kullanılan yüzde 15 malt
odaklı ve şeffaf ilerleyebilmek adına
olarak ve sıcaklık anomaliliklerine bağlı olarak
genişliğine baktığımızda lifi sayesinde doymalık bir ürün
ülkemiz ve dünyada sayılı şirketin
toplu ölümlere maruz kalıyor. Bu da biyoçeşitliliği
selda olan Malty Bites’ın bir paketinde 19
belki de şu soruyu sormak
uyguladığı entegre raporlamaya
susal
olumsuz etkiliyor. Marmara’da eskiden var olan
litre su tasarrufu sağlanıyor. Sosyal
gerekir: Yeterince yetişkin
geçmeye karar verdik. Hatta
saatçi
birçok tür artık yok ama bunlara rağmen Marmara
etki yatırımlarımızı sürdürülebilir
miyiz? Yaştan, işten,
Türkiye’de kendi sektörümüzdeki
direniyor. Akdeniz’de olup da Marmara’da da olan
turizm, sürdürülebilir tarım, kültür
yaşamdaki konumuzdan
ilk entegre raporu yayımladık.
26 adet tür tespit edilmiş olduğunu düşünürsek bu
sanat, girişimcilik ve spor odak
bağımsız olarak yanıtlamaya Entegre düşünme modeli, şirketlerin
Marmara için çok ama çok önemli.
alanlarında gerçekleştiriyoruz.
çalışalım. Hür irademiz, finansal, üretilmiş,
u Mercanlar Marmara Denizi ekosistemine nasıl
Bu projelerle yerel kalkınma,
aklımız ve gönlümüz el fikri, insani, doğal ve
entegre edildi?
kadının güçlenmesine destek
sosyal-ilişkisel sermaye
verdiğince bizi özgür kılar.
Mercan nakillerini yapmak oldukça meşakkatli
olmayı önemsiyoruz. Çevresel
öğeleri etrafında
Ancak özgür olmanın
bir iş. Marmara oldukça soğuk bir deniz, aynı
pozitif etkinin artırılması, sorumlu
oluşturduğu değerler
çocuksu neşesine kapılmak
zamanda akıntı gibi birçok unsur da var. Yeri
tüketimin desteklenmesi için de
stokuna vurgu yapıyor.
ne kadar mümkün? Hep
geliyor hayatımızı bunun için tehlikeye atıyoruz.
çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Biz de raporumuzda
birilerinin bizi kurtaracağını
Nakilleri yapmak kadar izleme sistemini kurmak
Dünya genelinde kadınlar erkeklere
bu değerler etrafında
bilerek veya bildiğimizi
da bir o kadar zor oldu. Denizin 30 metre altına
göre yaklaşık yüzde 20 daha az
paydaşlarımızla nasıl
sanarak yaşamak... Tabii ki
inerek yok olmak üzere olan mercan parçalarını
kazanırken Anadolu Efes’te “eşit işe
bir değer yarattığımızı
yetişkinlik bundan ibaret
tek tek bulduk. Sonra bunların Tavşan Adası’na
eşit ücret” ödediğimizi son iki yıldır
özetledik.
değil. Hepinize iyi pazarlar.
naklini gerçekleştirdik. Bu yıl projeyi bir
bağımsız güvence beyanı ile ortaya
u Rapor pek çok
adım ileri götürerek izleme istasyonu kurduk.
koyuyoruz. 2030 yılına kadar yüzde
alanda kurum içi
Mercanların gelişimini ve biyoçeşitliliğe olan
30 olan kadın temsiliyetimizi yüzde
Volkan
dEniz ÜlkÜtEkin
bilgileri şeffaf biçimde
etkilerini sürekli olarak gözlemleyebileceğiz. Bu
Narcı
51’e ulaştırmak için çalışıyoruz.
deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr
açıklıyor. Bu veriler
ülkemizde bir ilk olacak.
günden beri yorgunuz, çok yorgunuz.
Bir şair yanarsa Tanrılar da yanar!
2 Temmuz 1993… Madımak
“Ah kavaklar, kavaklar…/ Acı düştü
Oteli’nde kaybettik Metin Altıok’u…
peşime ardımdan ıslık çalar.”
Kabul edelim, aşk bizi terk etti! Şairler
Onu, orada bıraktığımız tüm
kelimelerini alıp gittiler. Ne bir acı ne de
şairleri, ozanları ve çiçek bakışlı
ardımızda bir ıslık sesi var. Dünya denilen
Ah kavaklar!
çocukları derin bir hasret ve bu yer ne zaman böyle boşaldı? Ne çok şair
varmış! “İnsan bir şeyi kaybedince değerini
Bir şeyler eksik. Göz yaşlarımız eskisi gibi
saygıyla anıyorum…
anlar” denilirdi, doğruymuş.
değil. Biraz hırstan, biraz öfkeden ama
ir şair ölürse henüz duymadığımız Şairler gittiğinden beri kimse şiir
kalp yangınından değil. Kalbi yakmamak
yüzlerce şiir ölür. Söylenmemiş yazmıyor. Şiir yoksa, ortalıkta gezen bu
öğütleniyor artık. Kalbini yakma ki uzun
sözler diyarında kimsesiz “aşk” sözü de nedir? Ne çok yalan var ne
yaşayasın. Bir şeyler eksikse insan neden
kaldığını fark edenler de vardır çok yalancı! Biz şairleri yangın yerinde
yaşar?
Bbelki, kim bilir… Yine de kabul bıraktık! Söylenmemiş tüm sözleri orada
“Orda kaldı yanağımın yarısı,/ Kendini
edelim, nasıl da hiç âşık yaktık! Bir şair yanarsa Tanrılar da yanar!
boşlukla tamamlar.”
olmadık! Ah bu dünya nasıl da yangın yeri! Kim bilir
Bir sevgili düşlüyorum. Yanağım
Şiirleri ölüler diyarına hangi kelimeleri yaktık!
sevgilinin yanağında. Ömrüm nasıl da
gönderdik sevda sesi Bir şair ölürse kar yağar üç gün üç
sıcacık. Sevgili hiç konuşmadan yeryüzüne
duyulmaz oldu. Bir yanımız gece. Geçitler tıkanır, yollar bulunmaz.
neden geldiğimi fısıldıyor kulağıma.
hep eksik. Bu dünyaya Yalnızlık buzdan bir çetele tutar. Kimseler
Soluğu yüreğime iniyor ve Havva’nın
doğmuş bizi doğuran ananın umursamaz, ne bizi ne de karı. Yüzlerde
cennet bahçesinde buluyorum kendimi.
kokusunu içimize ilk kez iğreti bir kibir, korkuyla gündelik işlere
Hiç ölmeyeceğimi düşünüyorum. Ola ki
çekmiş ve sonra ondan sarılırız.
cennetten kovulursam kalbimin sıcaklığını
ayşe acar
mahrum kalmış gibiyiz. Ah nasıl da âşık olmadık şairleri yangın
nerede bulacağım geliyor aklıma sonra. Bir
Zaman aşınıyor, bizi ancak yerinde bıraktığımız o günden beri…
boşluk peyda oluyor.
şairlerin şiirleri sarıp 2 Temmuz 1993… Madımak Oteli’nde
“Omzumda bir kesik el,/ Ki durmadan
sarmalayabilir. Ya şairler ölürse bize aşkı kaybettik Metin Altıok’u… Onu, orada
kanar.”
kim söyler? bıraktığımız tüm şairleri,
bildiğimizden. Oysa âşıklar gitti hepimiz Bir şair ölürse sevgi düşlerde bir başına
“Bedenim üşür, yüreğim sızlar./ Ah ozanları ve çiçek bakışlı
biliyoruz bunu. Nereye gittiler? Sevgilinin kalır. Omuzda kesik bir el. Bir ömür nasıl
kavaklar, kavaklar…” çocukları derin bir hasret ve
bakışında rüzgârda uçuşan çiçekleri böyle geçer! Kalbimiz de kanamıyor. Bir
Üşümeyi unuttuk. Yüreğinde sızı taşıyanlar saygıyla anıyorum… Asla
seyredenler neredeler? şeyler hep eksik. Başımızı koyacağımız bir
tüm şiirleri gönüllerine yazıp uzaklaştılar. unutmadık!
“Beni hoyrat bir makasla/ Eski bir omuz arasak da nafile. Oysa ne güzel olurdu
Yaşam denilen söylencede ne çok eksik
fotoğraftan oydular.” bir sevdaya baş koyup
kelime var. Kim bilir hangi kelimeleri alıp
Bir sevda için hoyratlığa diz çökenler terk dinlenmek. Şairler
gitti şairle. Nasıl da eminiz bilinesi her şeyi
ettiler bizi. Eski bir fotoğraf artık bu dünya. bizi geride bıraktığı o