Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
M
L
Ğ
E
D
S
R
8 MAYIS 2022
6
Müzik nereye götürürse oraya
Yeni teklisi “Porselen Kalbim” ile hızlı
başladığı müzik macerasına devam eden
I
I
I
Sena Şener, “Şarkılarımdan da anlaşıla-
cağı gibi çok uyumlu ve iç huzuru olan
n Gündemin
I
bir insan değilim! İçine doğduğum za-
ve hayatın hızını
I
manlar beni boğuyor” diyor ama sah-
yakalamak artık çok zor,
her şey çok hızlı tüketiliyor.
neye çıktığında yalnız olmadığının farkı-
Elbette bu duyguları da etkiliyor.
na vardığını söylüyor.
Siz zamana ve şimdiye nasıl
direniyorsunuz?
ena Şener müzik âlemlerine Mahmut Or-
Çok direnemiyorum. Çünkü müziğin
han ile birlikte dünyayı sarsan “Feel” şar-
bu kadar çabuk tüketilebilen bir şey
kısıyla girmişti. Genç yaşına inat emin
olarak algılanmasına bile alışamadım.
adımlarla yoluna devam eden Şener, ya-
Şarkılarımdan da anlaşılacağı gibi
Skın zamanda da söz ve müziği kendine ait
çok uyumlu ve iç huzuru olan biri
olan yeni teklisi “Porselen Kalbim”i dinleyicisiy-
değilim! İçine doğduğum zamanlar
le buluşturdu. Prodüktörlüğü-
beni boğuyor. Yine de sahnede
nü Efe Demiral ile ortaklaşa
izleyiciyle buluştuğumuzda
yapan müzisyen, düzenlemede
yalnız olmadığımı hissedip
de Deniz Yıldız ile çalıştı. Mix
daha çok üretmek
ve editleri Mahmut Albulak’ın
istiyorum.
üstlendiği şarkının mastering’i
John Davis tarafından yapıldı.
n Müzik dünyasına hızlı bir
giriş yaptınız, adeta kapıyı çal-
mak yerine kırar gibi... Bek-
lediğiniz, planladığınız bir şey
ALI DENZ I
miydi bu, nasıl oldu?
USLU
Şarkılarımı internette payla-
şırken bir dinleyici kitlesinin
oluştuğunu fark ediyordum.
Sofar Sound’u takip ediyordum ama oraya çıkmak
aklımın ucundan bile geçmemişti. Yine o kanaldaki
mutfak konserimle aniden dijital platformlardan ger-
çek dünyaya doğru ilerleyen bir serüvene başladım.
n Öncesinde nasıl bir hayatınız vardı, şimdi nasıl?
Aslında hayatım şehir şehir gezmek ve konser-
ler dışında aynı... Evden çıkmaktan pek hoşlanmıyo- mi bulmuş oldum ve içime kapandım. Müzisyen da var ama her türlü duygumu müziğe akıtarak ra-
ruh halini ifade ediyor. Şarkıları yazarken pürüz-
bir ailem olduğu için, tarzı farklı olsa da, müzik hatlıyorum.
rum. Hâlâ ailemle yaşıyorum ve aynı hayallere sahi- süz hayatlardan çok sahiciliği öne çıkarıyorsunuz.
bim. Dinleyiciye bu kadar genç yaşta ulaşmam, gü- hayatımda hep vardı ama benim de böyle bir ya- n Sahnede müzik ile bedensel bir bütünlük sağlı-
Peki, siz nasıl yaşıyorsunuz?
nım olduğunu keşfetmek ilginçti. Özellikle lisede yorsunuz. Yaratmak istediğiniz müzikal evren na-
zel sözler, yapıcı eleştiriler kadar amaçsız saldırıla- Güçsüzlüğümü kabul ederek... Çünkü bu şekil-
ra da maruz bıraktı beni. 17 yaşında bir ergen ola- kabarık saçlarımı topuz yapıp, üstüme koca bir şal sıl?
de güçlü kalabiliyorum. Gereğinden fazla düşünen
atıp SoundCloud’da cover’larımı paylaşmak için Bir Tim Burton filmi gibi yürek burkan, gotik, ko-
rak, asılsız nefrete hazırlıklı değildim. Şimdi, mü- bir insanım, hatta bununla paralel mide ağrıları yaşı-
ziksiz hayatına devam etmiş alternatif bir Sena’dan yaşıyordum. Mavi bir iPod’um vardı. iTunes üze- mik, bedensel, ruhsal, korkunç ve aslında illüzyon
yorum. İnsan yanımı en rahatça ifade ettiğim dil ise
rinden tanesi 1 liradan şarkılar satın alıp sevdiğim olduğundan bile daha gerçek...
daha mantıklı bir şekilde kulaklarımı tıkayıp açaca- müzik ve sahne. Güçsüz ve kırılgan olmak, ancak
ğım yerleri biliyorum. alternatif müzisyenlere destek olduğumu düşünü- n Baharı beklerken yaz erken gelecek gibi görü-
bunu reddettiğinizde bir sorun, içselleştirip aktarma
yordum. Kendimce bir arşiv oluşturmuştum. “İn- nüyor. Peki, sizin önünüzde neler var, hayalleriniz,
dilinizi keşfettiğinizde de bir güç kaynağı...
TAYI NLER VE SÜREKLI DEĞI ŞI KLI K
san Gelir İnsan Geçer” albümümün çoğu şarkısı o yeni projeleriniz neler?
YÜKÜM HAFI FLI YOR
n Çocukluğunuz, ilk gençliğiniz nasıl geçti, ruh-
iPod’da yazılıp kaydedildi. O hallerimi biraz özlü- Müzik beni nereye götürürse... Hayalim, İngiliz-
sal olarak nelerden beslendiniz? n Yoğun bir melankoli ve karanlık yanı olan şar-
yorum şu sıralar. Çünkü bitmek bilmeyen bir mü- ce şarkılarımı kaydedip yayımlamak ve küçük de ol-
Babasının tayiniyle sürekli okul değiştiren, ait
zik dinleme ihtiyacı vardı. Şimdi o kadar etkin mü- kılarınız yaşananların panzehiri mi? sa yurtdışında bir kitleye sahip olmak, müziğimle
olduğu yeri bulmaya çalışan, sosyalleşmeye açık Yazmanın yükümü hafiflettiği doğru. “Teni Te-
zik dinleyemiyorum. dünyayı gezmek... Kadebostany ile farklı bir projem
bir çocuktum. Dokuz yaşında müzik yapmaya baş-
n Yeni çalışmanız “Porselen Kalbim” de şiirselli- nime” ve “Affetmem” gibi eğlenceli şarkılar ya- var. Vokal olarak yer aldığım şarkı 13 Mayıs’ta ya-
layınca en yakın arkadaşımı ve en keyifli aktivite- zan ve sahnede zıplamadan duramayan bir yanım
ği, görsel akışı ve müzikal duygusuyla kırılgan bir yımlanıyor.
‘Boşaltın yolları
ÇZI GI ATLAS
ben geçeceğim’
ocuklar belli bir yaşta
ne çok soru sorarlar:
“O ne, bu ne, o ne-
den öyle, bu neden
Ç
böyle?” Sorarlar ama
yanıtlarıyla da hiç ilgilenmez
görünürler. İnsanlar büyüyün-
SERRA
ce de soru sorarlar ama onlar-
RODOPLU
dan artık çocuklar gibi kafa ütü-
leyici, amaçsız sorular bekle-
serra.rodoplu
ÜLKER
mezsiniz. Beklemezsiniz; çün-
@gmail.com
INCE
kü büyüklerin laf olsun diye,
yanıtını hiç merak etmedikle-
inceulker@
ri sorular sormayacağını, ger-
gmail.com
çekten öğrenmek istedikleri bir
şey bulunduğu için soru sora-
caklarını varsayarsınız.
Bir örümceğin anlattığı yılan hikâyesi
Birinin hırsızlık yapıp yapmadığını öğrenmek
için bir yetişkinin o kişiye doğrudan, kör parma-
Pop müziğin son dönemdeki en popüler ismi Dua Lipa’nın Megan Thee Stallion ile seslendirdiği “Sweetest Pie” (En Tatlı Turta)
ğım gözüne der gibi, “Siz hırsız mısınız” diye so-
racağını da beklemezsiniz. Soru sormak “cesa-
isimli şarkının videosu ortaçağ Avrupası’ndan mitolojiye kadar birçok sembolizme yer veren bir masal niteliğinde...
ret” işi de değildir, demek istiyorum, en sorulma-
yacak soruları sorma işi değildir yani, bir zekâ
ua Lipa Megan Thee Stallion ile lanır. Sweetest Pie’daki labirent ise boğa başlı lerini duyarken bir grup adam Dua Lipa ve Me-
işidir, en önemlisi de akıl yürütme işidir.
bir araya geldiği “Sweetest Pie” Minotaur’un dolaştığı ünlü Girit labirentinin klasik gan Thee Stallion’u kazığa bağlayarak yakar. Bu
Bir de şu vardır: Bir konuda soru sormak, o ko-
parçası ile iştah açıcı ve rüya gi- tasvirleri üzerine modellenmiştir. da hepinizin bildiği, ortaçağ Avrupası’nda bilge
nuda toplumda oluşmuş, genelde pek çok kişi tara-
bi bir video ile karşımıza çıktı. Bu iki sahnenin renklerinin, atmosferinin tezat- kadın kültünün yarattığı korku sonucu ortaya çı-
fından paylaşılan düşüncelerin mantıklı bir şekilde
D Şarkının sembollerle işlenen vi- lığı ve kadınların farklı yüzlerini göstermeye baş- kan cadı avlarını akla getirir. Cadı avı, erkek ege-
açıklanabilir bir temelinin bulunup bulunmadığı-
deosu izleyeni masallar, mitoloji ve semboller laması hâlâ ortaçağ masalına paralel gitmektedir. men toplum düzenine uymayan insanların ve kül-
nı, çelişik ya da temelsiz ön kabullere dayanıp da-
arasında üç dakikalık bir geziye çıkarıyor. Masallarda her zaman kadın olarak tasvir edilen türlerin ortadan kaldırılması hareketinin belirgin
yanmadığını ortaya çıkarmak için soru sorarsınız.
Örneğin, siz tam bir kapıdan içeri girmek üzere
Balta girmemiş bir orman içinde başlayan video cadılar ormanda, yalnız başına hayatlarını sürdür- bir görüntüsünden başka bir şey değildir. O yüz-
o kapıyı açmaya niyetlenirken biri de dışarı çıkmak
büyülü bir atmosfer yansıtırken Hansel ve Gre- mektedirler. Masaldaki ataerkil ideolojinin devam- den, erkeklerin tehdit unsuru olarak gördüğü Me-
üzere kapıyı açsa ve sizi görür görmez geri çeki-
tel hikâyesine de gönderme yapmakta. Ortaçağ lılığı masal kahramanı kadınların söz dinlemesiy- gan Stallion ve Dua Lipa’nın yakılması toplumda-
lip “Buyurun efendim, rica dilerim” dese, o insan
Avrupası’nda kıtlık, savaş ve yoksullukla örülü bir le yakından ilgilidir. Kendi hayatının kontrolünü ki “ataerkilliğin” sembolik bir temsili olarak karşı-
için ne düşünürsünüz? Bir başkası da kapıyı açıp
dönemde geçen masal, üvey anne ve babaları tara- eline almış ve erkeğe bağımlılığı bulunmayan cadı mıza çıkar.
sizinle yüz yüze geldiğinde size çarpıp ya da sizi
fından terk edilmek istenen kardeşlerin, ormanda karakteri bu durumun dışındadır ve ataerkil dü- Videonun en vurucu kısmı ise sonun-
devirip geçse onun için ne düşünürsünüz? Hiç ya-
yalnız bırakılıp, uzun uzun yürüdükten sonra şeker şünceye karşı bir tehdit oluşturmaktadır. da beklenmedik şekilde, her şey altüst
nıt vermeyin. Benim sorum kibarlıkla, kabalıkla il-
ve çikolatalardan yapılmış bir ev görüp yemesiy- Tam da bu sırada hem bu düşünceyi destek- olmasına rağmen hayatta, sadece ya-
gili değil ya da kendinize sormanız gerektiğini dü-
le başlar. Şekerden yapılmış evden yaşlı bir kadın lercesine hem de videodaki korku temasına kılmak üzere olan Dua Lipa ve Megan
şündüğüm soru şu: “Ben hangisini ‘zayıf’, hangi-
çocuklara yardım eder ve onları güzel yemekler- ayak uyduracak şekilde Dua Lipa, devasa bir Thee Stallion kalmasıdır. Stallion, vide-
sini ‘güçlü’ bir insan olarak görürüm?”
le besler. Ancak önce iyi bir anne figürü gibi görü- örümcek gibi karşımıza çıkar. Dişi onun başında gördüğümüz labirentte yı- Söz konusu davranışın güçlülük ya da güçsüz-
lükle ilişkisi yok derseniz size hak veririm ve so-
nüp çocukları evine alan kadın aslında onları yiyip örümcekler erkeklerden boyut ola- lan kucağında yatmaktadır. Yılan fi-
ruyu değiştirir, “Bu iki insandan hangisi sizi ‘ür-
hayatını sürdürme çabası içindeki cadıdır. rak daha büyük olurlar, kendile- gürü yaşamı sembolize ederken, ye-
kütür’, hangisinin yolundan çekilmek gerektiğini
Videoda bu durumun bir izdüşümünü görürüz. rini savunabilirler ve daha uzun raltında ve yeryüzünde yaşayabil-
düşünürsünüz” diye sorarım, elbette o zaman ko-
İç açıcı pastel tonlardaki oda; kadınların, erkekle- yaşarlar. Bu nedenle örümcek- mesi, deri değiştirip kendini yenile-
layca yanıt verirsiniz. Belki şimdi “Sizi ezip ge-
rin ve toplum tarafından beklentisi olan ideal ha- ler dişi gücü sembolize eder; yebilmesi sebebiyle insanlar tarafın-
çecek insanı mı güçlü bulursunuz, size yol vere-
lini temsil eder. Kadınların anaç, uyumlu yüzünü ayrıca ağ örmesiyle de ya- dan sıklıkla ölüm ve yeniden doğuş-
ni mi?” diye sorarsam, insanlarda, korku verici
gösterir. Sahneye dikkatli baktığımızda kadınlar, ratıcılığın esin vericiliği- la ilişkilendirilir.
olanı güçlü bulma eğilimi diye bir şeyin -belki de
masa, lamba olarak evin birer nesnesi gibidir. Her ni, büyümeyi, dönüşü- Şarkı boyunca sıklıkla cinselliğe
insanlığın mağara döneminden kalmış bir duy-
şey ve herkes renkli ve huzur vericidir. mü temsil eder. Kısaca- göndermeler yapılsa da videoyla bu
guyla- gerçekten de var olduğunu fark edersiniz.
İkinci sahnede ise izleyiciye rahatsızlık verecek sı, örümcek imgesi üze- şarkıya tekrar bakıldığında, kadınların İnsanlarda kibarlık ve yumuşaklığı, başkasına
şekilde koyu tonda bir atmosferle karşılaşırız. Ön- rinden videoda kendi- hayatları boyunca erkek merkezli bir saygıyı, kimseyi incitmek, kırmak istememeyi ki-
şinin güçsüzlüğüne yorma; sertliği, kabalığı, şid-
ceden keyifle pastalar yiyen erkekler kaynayan bir ne yetebilen, yarata- sistem içinde var olma çabaları karşısın-
deti, saygısızlığı, keyfiliği, bağırıp çağırmayı da
kazanın içindedir ve olayların bir labirent motifi- bilen, güçlü, bağım- da maruz kaldıkları engellemelere, ikin-
kişinin güçlülüğüne yorma eğilimi yok mudur?
nin merkezinde olduğu dikkat çekmektedir. Labi- sız kimlikleri görü- ci planda kalmaya karşın her koşulda
Zorbalar zorbalığa devam ediyorlarsa bunun
rent sembolü tarihteki pek çok mitosta yer alır. La- yoruz. kendilerini ifade edebileceklerini, var
için ediyorlardır belki, kendilerinden korkmayan-
birent, insanın kendini dolambaçlı patikalarda kay- Biz, “Daha önceden olabileceklerini, başarılı gösterebile-
lardan da belki kendilerinin güçlü olduğu balonu-
bettiği, karışık, aşması zor bir geçit olarak tanım- cennette oldun mu” söz- ceklerini anlatıyor gibidir.
nu söndürebilirler diye nefret ediyorlardır.
B
U
L
M
U
Y
U