Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
?
3 NİSAN 2022
2
Çocuğun okul öncesi eğitimi için birbirinden farklı birçok yaklaşım var
De örit Dne
işisel far-
Uzay beş
kındalık
aylık oldu.
üzerine ya-
Montessori mi
pılan çalış-
Biz şimdiden
K malar son
eğitim yaşamını
yıllarda giderek arttı ve gö-
rünen o ki artmaya da devam
planlamaya başladık.
edecek. İçsel farkındalık yol-
Çocuğun okul öncesi eğitimine
culuğuna çıkan birçok in-
san benzer dertlerle boğuşu-
yönelik birbirinden farklı
Waldorf mu
yor. Sıkışmışlık hissi, yalnız-
yaklaşımları araştırdım. Fakat
lık, yetersizlik ve tükenmişlik.
Tüm bunlar için modern yaşa-
asıl olanın izleyerek değil,
mın bizden götürdükleri diye-
kendi uygulayarak bir şey
biliriz. Telafi çabalarının ba-
şında ise bedene odaklanmak öğrenmesi olduğuna
geliyor. Yoga, pilates, dans te-
karar verdim.
geleneksel mi
rapisi ve daha birçok disiplin
insanların bedenleriyle bütün-
leşmesi amacına yönelik ça-
lışmalar ortaya koyuyor. Peki,
rici rehber olacağı bir eğitimi öngören
Daşil D ç i
insanlık neden tekrar bedeniy-
bu sistemde, çocukları birbirleriyle ya-
le iletişim kurmaya çalışıyor?
rıştırmamak, doğayla iç içe olmak gi-
bebe 101
Az önce sözünü ettiğimiz
bi öğeler vurgulanıyor [2]. Ben zaten
“modern” sorunlar bir yana,
farkına bile varmadan uygulamışım
ğlum beş aylık olup ha-
aydınlanma ve sanayi devri-
bu yaklaşımı. Bir zamanlar çocuklara
fiften bilinçlenmeye baş-
mi sonrası oluşan otomasyo-
verdiğim yaratıcı yazarlık eğitimlerin-
na yönelik beden politikala- ladıkça biz de bebek ba-
den birinde, sınıfa “bana öğretmenim
rı ve yazılı metnin bir otorite kımında bir aşama öteye
demeyin, burada hepimiz eşitiz” diye
haline gelmesiyle “sözün” gü-
O geçip zihinsel gelişimi
giriyordum söze. Hepimiz birer lakap
cünün artması, bedeni sıkış-
için hangi yol izlenmeli sorunsalı sevi-
buluyorduk kendimize. Benimki ma-
tıran etkenlerden belki de en
yesine geldik. Tabii ki öncesinde de ay
önemlileri. lum: Şatşat... Herkes yeni isimlerini
ay bilişsel gelişimini izliyorduk. He-
HHH
bir kâğıda yazıp göğsüne yapıştırıyor-
nüz bir aylık bile olmadan gözleriyle
Bugünlerde siyasi arenada
du. Sonra başlıyorduk yazmaya...
bizi takip etmeye başlayınca çoğu an-
sıkça dillendirilen “beden di-
nenin aymazlığına düşüp “Bir dahi do-
li ne anlatıyor” sorusu da yi- ges Dön Üş
ğurdum” dedim.
ne bu sıkışmışlığın satır ara-
Montessori, Waldorf, Reggio Emi-
- Çocuğunuz dahi mi? Ne güzel…
larına gizlenmiş ifadeleri ara-
lia ve niceleri… Farklı eğitim me-
Ne yapıyor?
ma çabası olsa gerek. Tabii ki
totları izleyen pek çok okul mevcut.
- Efendim, gözleriyle bizi takip edi-
söz konusu, siyaset gibi mil-
Hepsinin çıkış noktasını yapıcı ve öz-
yor.
yonlarca insanı ilgilendiren bir
gürlükçü bulsam da ne yazık ki günü-
- Anlıyorum…
alan olunca en küçük ayrıntı-
müzde ve toplumumuzda çoğu ebe-
O da bir şey mi! Daha doğduğu gün
ların peşine düşmek fazlasıyla
veyn sömürü yöntemine dönüşmüş
başını havada tutabiliyordu. O zaman
anlamlı. Biz de soralım, beden
durumda. Ezbercilikten kaçan ve pra-
diliniz ne anlatıyor? da “Aha! Bekle bizi olimpiyatlar” de-
tiğe dayanan uygulamacı eğitimin kır-
HHH miştim.
sala gidildikçe arttığı kolayca tahmin
Konuşurken elinizi ağzını-
Elbette çocuğumun büyük ihtimal-
edilebilir. Hatta annesi babası köy-
za götürmenizden karşınızda-
le sıradan olduğunu ve onu başka ço-
de büyümüş biri olarak, köydeki ço-
kini dinlerken başınızı elinizin
cuklarla asla yarıştırmamam gerekti-
cukluğun, izlemekten ziyade yapa-
üzerine koymanıza, ellerinizin
ğini biliyorum. Hatta sıradanlığın hu-
rak geçtiğini biliyorum. Ben de ne za-
duruşundan yüz mimiklerinize
zur kapısının anahtarlarından biri ol-
kadar her hareketin bir anlamı man köye gitsem bir yapma silsilesi-
duğunun da farkındayım. Bu yüzden
var. Bu anlamlar, az önce bah-
nin içinde buluyorum kendimi.
her ne kadar içten içe kimi konularda
settiğimiz sıkışmışlığın içinde
Neticede ben de yapmamız gereke-
çok yetenekli olmasını dilesem de asıl
bedeninizin saklayamadığı dı-
nin biraz geleneksele dönmek oldu-
mutluluğu, ortalama yetilere sahip ola-
şa vurumlar olarak ortaya çıkı-
ğuna karar verdim. Zaten içgüdüler-
rak bulma ihtimali daha yüksek oldu-
yor. Elbette bunu avantaja çe-
le, çocukla yaşanan etkileşimle ve bi-
ğundan bu isteğimi bastırıyorum. An-
virenler de var. Bedenin kul-
raz da zekayla bulunuyor eğitimde en
cak insan ufak bir parıltı gördüğünde
lanımına ve karşısındaki kişi
doğru akım. Fikir almak için araştır-
bile kendi kendine heyecanlanıyor iş-
veya topluluğun zihinsel du-
makta elbette fayda var, ama en güze-
te. Daniel Wegner’in, Dostoyevski’nin
rumuna hâkim olanlar için el
li tüm bu süreci bir çocuk gibi oyun
“Bir kutup ayısını düşünmemeye ça-
hareketleri, yüz mimikleri ve
olarak görmek, anı yaşayıp, o sıra-
tüm beden otorite ve güç sağ- lışın. Göreceksiniz ki o lanetli şey her
da oyunun bir parçası olmak bence.
lamak için bir anahtar.
an aklınıza gelecek” sözünden yola çı-
gürlükçü bir eğitim süreci tasarlayan geldi: “Ohoo Montessori’nin modası
Uzay’ın da kendi istekleri olan bir bi-
HHH
karak yaptığı deney gibi. Ama dert de-
bir yaklaşım Montessori [1]. Hele bir çoktan geçti. Yeni akımlar var!” Ta-
rey olduğunu daima göz önünde bu-
Bu hafta sizin için bedeni-
ğil… Kutup ayısını kafamın içinde tut-
de Amazon’un kurucusu Jeff Bezos, rihçesine çalışmamıştım elbette. Biraz
lundurarak, eğitmeden oynayarak ve
mizle olan ilişkimizin tarih-
tuğum sürece kimseye bir zararı yok.
Google’ın kurucu ortakları Larry Pa- araştırınca gerçekten de hiç de yeni ol-
birlikte bir şeyler yaparak geçireceği-
sel sürecini ele aldık, bunu ya-
ge ve Sergey Brin gibi etkileyici ör- madığını gördüm. 1870’de İtalya’da miz günler hayal ediyorum.
parken 20. yüzyılın kendi-
e snk e ve ögz Ülr Üçk Ü
si unutulmuş, ama çalışmala- nekleri olunca neden böylesine popü-
doğmuş Maria Montessori’nin buldu-
Şimdiye kadar elimizden gelenin en
rı hâlâ büyük bir esin kaynağı
ler olduğunu kestirebilmek hiç de güç
ğu bir eğitim metodu. 1800’lerin sonu!
iyisini yapmaya çabalayarak Uzay’ı
ismi Georgi Gürciyev’e uğra-
değil. Genellikle anaokulu seviyesin-
Eh Türkiye’de ana akımı yaklaşımlar-
yedirmiş, içirmiş… Pardon sadece
dık. Ayrıca bedenin yansıttık-
de karşımıza çıkıyor bu kelime. He-
da biraz geriden geliyorduk.
içirmiş… Oynatmış, uyutmuştuk iyi
larıyla ilgili ipuçlarını da bu-
nüz beş aylık bebeğin okulunu seçti-
de… Artık fiziksel ihtiyaçları gereğin-
labilirsiniz, kim bilir belki siz
lı aktiarfrlenafrtel
KAYNAKÇA
ğimiz filan yok tabii ki. Ona karşı, ev-
ce karşılamak yetmiyor, işin daha da
de çevrenize baktığınızda be-
[1] Montessori, M., Hunt, J.M., &
deki tutumumuz için ilgileniyorum bu Peki başka akımlar neymiş di-
zor kısmı geliyordu.
denin anlattıklarıyla ilgili daha
Valsiner, J. (2014). The Montessori
konuyla. Çünkü sıfır yaşından itiba- ye bakınca Waldorf dikkatimi çek-
Son dönemin popüler akımlarından
fazla ayrıntı fark edebilirsiniz.
Method (1st ed.). Routledge. https://doi.
ren başlıyor Montessori eğitimi. Örne- ti. O da pek yeni sayılmaz ya, 1919’da
Montessori geldi tabii ilk olarak ak-
Hepinize keyifli okumalar...
org/10.4324/9781315133225
ğin beş duyusuna hitap eden oyuncak- Almanya’da bulunmuş bir eğitim yak-
lıma. Her çocuğun farklı bir öğren-
[2] Kotaman, H. (2009). Rudolf Ste-
lar ve oyunlar gibi… laşımı. Klasik eğitim anlayışlarından
me hızı ve yetisi olduğunu göz önü-
iner ve Waldorf Okulu. Yüzüncü Yıl
D Üzi kl Üint
ne alarak çocukların kendi becerileri- Ben, Montessori mi, geleneksel mi farklı olarak, çocuğu merkeze koyan
Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi.
deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr
ne ve ilgi alanlarına göre esnek ve öz- ikilemindeyken aydınlanma ablamdan ve öğretmenin otorite değil yol göste- Haziran 2009. Cilt:V1, Sayı:I, 174-194
Galeati Yayıncılık
Canımız ne isterse...
Çocukların sanatsal üretime
yaklaşımını ve heyecanını Ük abr
MÜj De
yetişkinlerle yakalamak zor. Farklı
yaş gruplarıyla düzenlediğim iki
atölyede yaşadığım deneyimle,
büyümenin yaratıcı istekten neler
götürdüğünü size anlatayım.
KARGO DAHİL 40 ¨ KARGO DAHİL 28 ¨
eçen günlerde, çocuklarla ve yetiş-
kinlerle toplam üç saatlik “Canı-
mız Ne İsterse” adlı bir sanat atöl-
yesi yaptım. Erkenden gidip atöl-
Gyemi hazırladım. Kahvemi aldım,
fonda Bach açtım. Masaya akıllarına gele-
cek tüm sanat materyallerini koydum. Baş-
lık tutan aileler, ormanda hayvanlarla yürü- önünden geçemedi çünkü ilerleyemedi. Son-
ladım heyecanla beklemeye. Tam zamanın-
yen çocuklar, salıncaklı bulutlar... Sonuçlar ra onlara, çocuklarla yaşadığım deneyimden
da tam on çocuk geldi. Hepsi bambaşka mil-
tek kelimeyle muazzamdı! Hayran kalma- bahsettim. Üzmek değil, onların fark etmele-
liyetlerden ve benzer yaştalar. Fransız res-
mak elde değildi. Elbette benim enerjimi de riydi niyetim. Nasıl göründüklerini birinin on-
sam Henri Matisse hakkında konuşmaya
katladı bu atölye. lara söylemesi gerekiyordu. Aşırı dürüst dav-
KARGO DAHİL 40 ¨ KARGO DAHİL 45 ¨
başladık, konu Dali’ye geldi sonra da Pab-
Keyifli bir meyve arası verip bu kez yetiş- ranmam belki minicik ukalaca görünsede ge-
lo derken, gelin biz bu ressamları bir kenara
4 KİTAP, KARGO DAHİL 153 ¨ YERİNE kinlerle olan atölyeme hazırlık yaptım. Masa, nelde çok etkili oldu. Bir silkelendiler. Men-
bırakıp kendimiz olarak “‘Canımız ne ister-
malzeme, müzik, kahve ve bekleyiş... Derken tal ve fiziksel olarak oyun oynamaya başla-
se’ onu yapalım mı” diye sordum.
bizim büyük çocuklar belirdi. Zaman dolması- dık. Sonra gülmeye sonra da “canımız ne is-
¨
“Yeeeeeeeee!!!!” diye yanıtladılar ve baş-
135 na rağmen sekiz kişi beklenirken önce iki kişi, terse” onu üretmeye!
ladılar sanki dünden planlanmışçasına çiz-
on beş dakika sonra iki kişi daha, yarım saat Haftanın “her yaştan” görevi: Johann Se-
meye, üretmeye, tasarlamaya, birleştirme-
sonra ise bir kişi geldi. Belli ki çocuklar ka- bastian Bach eşliğinde “canımız ne isterse”
+90 539 669 60 69
ye, kesmeye, boyamaya ve oynamaya. Orta-
dar heyecan duymuyorlardı ya da zamanında çizmek, uydurmak, oynamak ve yaratmak.
www.galeatiyayinevi.com galeatiyayincilik gletiyayincilik galeati2017
ya çıkan eserlerin hepsi ama istisnasız hepsi
gelmeyecek kadar öncelikleri arasına koyma- Hoş geldin özgürce üretmek!
mutlu eserlerdi. Elma toplayan çocuklar, ba-
@kubramujde
mışlardı. Çocuklarla konuştuğumuz konunun
ek en
elekelen
eleb