23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

29 AĞUSTOS 2021 6 Fotoğrafları için şiirler Aklınıza gelen her şeyi boca etmeyin yazılan kaç kişi vardır? Kendisi söylemese kimsenin haberi olmayacaktı ülkemizde bundan. Azeri şair Selim Yazarken Babulluoğlu’nun yazdığı “Fotoğraflı Kitap” önce ngiliz yazarı Roald tım, vaziyet ve görünüm şöy- Azerbaycan’da yayımlandı, Dahl’ın bir öykü ki- leydi” cümlesi yani. ardından 20 ayrı ülkede tabını çevirmiştim. Şaşırdım, Mustafa Kemal bu- Dahl, kendi okul ha- nu da mı biliyordu, diye. Be- basıldı. Şairine “Kızıl Kalem” İyatıyla ilgili olduğunu nim anlatmakta zorlanacağımı ödülü de kazandırdı. Şair, biri düşündüğüm bir öyküde, kom- düşündüğüm şey işte bu: Bom- pozisyon öğretmeninin yazma bayı en başta patlatmak. Metni Göçmen’e 40’ı da fotoğraflara dersinde sık sık yinelediği bir okuyacak olan kişi kim konu- yazılmış şiirleriyle büyük ses kuraldan söz ediyor. Öğretmen, şuyor, ne anlatacak hemen öğ- getirdi. Göçmen, fotoğraflarıyla yazacağınız bir yazıda bombayı reniyor. Okumaya devam eder- yazının başında patlatın dermiş. se metinden hangi konuda bilgi yurtiçinde, dışında albümlerde, Roald Dahl da yazarken bu ku- edineceğini de biliyor. kitaplarda yer aldı. Almanya, ralı hep uygularmış. HHH Eğitimim süresinde bana Bir zamanlar ülkemiz eğiti- Fransa, İtalya, İsveç’te özel böyle bir kural öğreten olma- minde Türkçe, dilbilgisi, kom- fotoğraf koleksiyonlarında dı. Bir kompozisyonun giriş- pozisyon derslerinin çok ciddi adına rastlarsınız. gelişme-sonuç bölümlerinden şekilde öğretildiğini biliyorum. İlyas Göçmen oluştuğu bilgisi verilirdi ge- Bizim kuşağımız bu eğitimi al- nelde, o kadar. Birkaç yıl ön- dı. Şimdi gençlerin diline, yaz- ce İngiliz eleştirmen James dıklarına baktıkça bu derslerin 65 yıllık kamera âşığı İlyas Göçmen ile pazar sohbeti Wood’un Hayatın En Yakın ya hiç okutulmadığına ya da ya- Benzeri adlı kitabını çevirdim. lapşap okutulduğuna hükmedi- Orada Wood, kendi eğitimin- yorum. Anladığım kadarıyla bu den söz ederken, “Harika ho- dersler okutuluyorsa bile genç- calar vardı” diyor. Bir Latin- lere nelerin nasıl öğretilirse da- ceci varmış, on- ha yararlı olacağı, onla- Fotoğrafın Altın MUSTAFA K. lara Bacon gibi, ra nasıl bir kafa disipli- “Makalelerinize ni kazandıracağı konu- ERDEMOL … küt diye baş- larında hiçbir bilgisi bu- layın,” Bacon’ı lunmayan kişilerce, öy- taklit etmeye ça- lesine okutuluyor. As- lışın, dermiş. lında çok zihin açıcı bir HHH eğitimdir dil, dilbilgisi Kemer i onda İngiliz eğitimin- ve kompozisyon eğiti- mi. Bu eğitimin kazan- de böyle bir şey öğ- ile kolay. Tam 65 yıldır dün- dime tab sandığı yaptım. Fotoğraflarımı ken- ül Kr e retiliyor demek, di- dıracağı kafa disiplini- yaya fotoğraf makinesinin gö- dim tab etmeye başladım.” ie ni kazanan bir genç hiç ye düşündüm ama züyle bakıyor. Neyi nasıl gör- Tutkusu onu bu alanda iyi işler yapan insan- önerinin iyi bir kuşkunuz olmasın mate- düğünü de o muhteşem fotoğ- larla da buluşturmuş tabii. Kendisinden biraz inceulker@ matiği de fiziği de daha öneri mi, gereksiz Draflarına bakanlar anlıyor. Bu- büyükçe arkadaşı Yücel Or’un Cağaloğlu’nda- gmail.com bir öneri mi oldu- kolay ve iyi öğrenir, da- güne kadar niye sessiz kaldığını anlamak zor İl- ki laboratuvarında hayli zaman geçirmiş. Daha ha yaratıcı olur, nerede ğu konusunda hiç- yas Göçmen’in. Yaptıklarının çeyreğini gerçek- çocuk yaştayken her ikisinin yaptığı çok önem- bir kararım olma- nasıl davranacağını da- leştirebilenler kendilerini nasıl ortaya atarlardı li bir çekim var. Pera Palas’ta Atatürk’ün kaldı- ha iyi bilir. Bir yazı yazacak, bir dı. Ancak gazetelerdeki köşe ya- tahmin edebiliyorum. Oysa Uluslararası Fotoğ- ğı odayı fotoğraflamışlar. “Çekerken heyecan- zarlarını, özellikle genç yazar- konuşma yapacak olan insan öy- raf Federasyonu’nun (FIAP) “Fotoğrafın Büyük dan öldüm” dediği o fotoğraflar hâlâ bu ote- le çok etmeni dikkate almak, o ları- okudukça sık sık bu öneri- Ustası” unvanı ile onurlandırdığı bu büyük sa- lin girişinde durur. Yolunuz düşerse bakın bir. yi anımsamaya başladım. Örne- etmenler arasında öyle bir den- natçı çok fazla “ortada görülmeyen”, gözleri- Sonra şu bizim de adını çok duyduğumuz Fo- ge kurmak zorundadır ki. Bu he- ğin, iyi bir gazeteci olduğundan ni kamerasına emanet ederek bize neyi göster- to Cevdet’le tanışmış. “Bana çok yardımı ol- hiç kuşkum bulunmayan bir de- sap da bir matematiktir. mek istiyorsa onun peşinde koşan, bu nedenle du” diyor. Eline bir fotoğraf makinesi vermiş. HHH likanlı, yazısına bir öykü anlat- “kendisini” anlatmaya zaman bulamayan biri. Masrafları da üstlenmiş, hastanelerde dileyen- makla başlıyor, o öykü gerçek Fark ettiniz mi, Musta- Ortak dostumuz Salih Kalafatoğlu olmasaydı lerin fotoğraflarını çekerek yarıya yarıya pay- fa Kemal’in ‘Nutuk’unun ilk bir öykü mü, kurmaca mı, ki- le. Yaptığı, bu açıdan çok çok önemli. bu buluşma da gerçeklemeyecekti. laşmışlar geliri. Daha o yaşta az da olsa para da min öyküsü, niçin şimdi bura- cümlesi ne kadar açık seçik, Ama yine de kendisini bir İstanbul fotoğraf- kazanmaya başlamış. ne kadar dolaysız... Ve (en ne KIas çal Işsma I al TI YIl da anlatılıyor, bu öykü nereye çısı olarak tanımlıyor. Semti sayılan Zeyrek’i bağlanacak, bu konularda hiç- önemlisi) geciktirmesiz! Bu KIr KPInar aç YIr I’n Da 51 YIl “Nasıl çalışırsınız” diye soracak oldum, “Kısa bu açıdan çok zengin buluyor. Harika fotoğraf- özellikler Mustafa Kemal’in bir kestirim yapamıyorum, ba- süreli çalışmaları sevmem” dedi. 62 konu üzerin- Hani şu uzun çalışmayı severim dedi ya, ör- ları var oradan çektiği. Ara Güler’le elli yıllık zen neredeyse yazının yarısına kişilik özellikleriyle nasıl da de çalışan Göçmen’in bazı çalışmaları 40 ya da neği Kırkpınar güreşleridir. 1971’den beri, ken- dostluğu olmuş. “Ondan hiçbir şey öğrenme- çakışıyor! Boşuna demiyorum, gelinceye kadar bunu yapamı- 50 sene sürmüş. “En kısasını sorayım o zaman” disi de Edirneli zaten, bu ata sporunu belgeli- dim, ama bir gazeteciye iyi fotoğrafı anlatırken yorum, sıkılıp yazıyı okumayı dilinize dikkat edin, diliniz si- dedim. En yeni olan çalışması Darüla- benim fotoğraflarımı örnek göstermesi zin kişisel özelliklerinizin ay- bıraktığım da oluyor. ceze belgeselinin fotoğraf çekimi altı büyük onurdur benim için” diyor. Bi- HHH nasıdır, sıradan ve özelliksiz yılı bulmuş. Haliyle sordum tabii, na- lenler vardır, Ara Güler bu konularda bir dil sizin kişiliğinizin mi- Gazete yazarlığı, gazete okur- sıl başladı bu merak diye. kolay etmez bu tür iltifatları. luğu farklı bir şeydir. O gazete- marisinin ya da kompozisyo- “İlkokul dördüncü sınıfta bir çocuk- “Hiçbir zaman profesyonelim de- nun da öyle olabileceği izleni- ci delikanlı hiç değilse, örneğin, luk arkadaşımın elinde bir fotoğraf medim” diyen bu gerçekten müteva- Ömer Seyfettin’in bir öyküsü mini yaratır. makinesi vardı. Onunla bizim bir iki zı sanatçı aynı zamanda Kristal Elma vardır, diye söze başlasa, okur James Wood şunu anlatı- fotoğrafımızı çekti, benim çok hoşu- Ödülü’nün de sahibi. 350 ödülü ara- bu kurmaca öykünün bir yere yor: Bir gün tarih öğretmeni ma gitti. Ama öncesinde de ben Ha- sında o da var. bağlanmak üzere anlatıldığını iri adımlarla yürüyerek sını- yat, Ses gibi dönemin popüler mec- Ama en anlamlı ödül olarak ona hemen kestirir, nereye bağlana- fa girmiş, siyah cüppesini çı- mualarındaki güzel fotoğrafları kesip Kırkpınar’da verilen Altın Kemer’i cağını merak eder, hatta okuduk- karıp masanın üzerine fırlat- saklardım. Güzel fotoğraflara karşı önemsiyor. 2021 yılı Kırkpınar Yağ- ça yavaş yavaş kestirmeye baş- mış, çöp sepetinin içindekileri ilgim o zamanlardan başladı. Arka- lı Güreşleri Ağası Seyfettin Selim, İl- lar. Gazetecilikte -bir edebiyat aynı masanın üzerine boca et- daşıma makine biraz bende kalabi- yas Göçmen’e T.C. Kültür ve Turizm yazarı değilseniz- edebiyat ya- miş, bir öğrencinin yanına ka- lir mi dedim, yan komşumuzdu za- Bakanı tarafından Kırkpınar ödül tö- zarlığına “özenmemek” gerekir. dar yürüyüp sıranın içindeki- ten. Tabii dedi verdi, ben onunla ya- reninde Altın Kemer armağan etti. İkisi çok farklı şeylerdir. Gaze- leri çıkararak yine o masanın ni körüklü makine ile başladım. Aile Bu tür bir ödülü alan ilk sanatçı Göç- te yazarlığında açıklık, doğru- üzerine fırlatmış... bireylerinin, annemin, babamın, kardeşimin yor. Tabii bunda eski dünya ile Avrupa şampi- men. 1944 doğumlu gerekten “genç” bu adam danlık, söyleyeceğiniz şeyi la- HHH fotoğraflarını çekmeye... Sonra kendi ken- yonu kayınpederi Servet Meriç’in de etkisi var. yerinde durmak bilmiyor. Fotoğraf üzerine fa boğmamak ilkeleri geçerlidir. Böyle karmakarışık, aklını- dimin fotolarını çektim. Kız kardeşimin şez- Kırkpınar’dan fotoğraf adına ne alınabilir diyen- uygulamalı dersler veren, ulusal ya da ulusla- Ben aşağı yukarı bu içerik- za gelen her şeyi bir kaba boca longda elinde Alain Delon’un fotoğrafı bası- ler, dünyaca ünlü fotoğraf ajansı Magnum’un sa- rarası fotoğraf yarışmalarında jüri üyeliği gö- te bir yazı yazsam mı yazma- ederek yazı yazılmaz, her ya- lı bir dergiyle fotoğrafını çektim. Hâlâ güzel hibi (Göçmen, onunla da gazeteci Coşkun Aral revleri de üstlenen 65 yıllık kamera âşığı, hâlâ sam mı diye düşünürken Mus- zı, belli parçaların belli bir dü- bulurum o fotoğrafı. Sonra ilgilendikçe ko- aracılığıyla dost olmuştur), Göçmen’in çalışma- çeşitli konularda projeler üretmekle meşgul. tafa Kemal’in Nutuk adlı ya- zene göre yan yana getirilme- nuyla ilgili kitaplar okudum. Tab sandığı ya- larının da büyük hayranı olan Jimmy Fox’un da Benim de fotoğraflarımı çekti tabii. Bakalım, pıtının ilk cümlesi dikkatimi sinden oluşan bir kompozis- pılıyormuş, onu öğrendim. Annemden 2.5 li- tam 12 yıl süreyle Kırkpınar’da fotoğraf çektiği- beni nasıl değerlendirmiş, göreceğim. Uma- çekti: “1919 senesi mayısının yondur, demenin daha çarpıcı ra alıp portakal sandığı aldım; onu kapladım, ni bilmeliler. Göçmen, tam 51 yıldır fotoğrafını rım koleksiyonunun en berbat parçası olmam. 19’uncu günü Samsun’a çık- bir yolunu düşünemiyorum. buzlu cam kestirdim, elektrik bağladım, ken- çektiği Kırkpınar’ın değişimine de tanık haliy- Olursam da kusur onda değil, malzemede. ları, bölgenin coğrafyasının ve dizisinden hatırlayacaktır. Bura- ‘Dreamland’, Amerikan Rüyası’na yakılmış bir ağıt aynı zamanda ikliminin de yardımıyla düş- da 17 yaşındaki Eugene’i canlan- sel görüntülerin yakalandığı dıran oyuncu filmin en önemli bir kıvamı var, onu teslim ede- rolünü üstlense de (değişim ge- lim. Özellikle tüm ufku kap- çiren bir karakter olan Eugene layan toz fırtınasının görüntü- filme bir büyüme hikâyesi bo- Tozlu düşlerin diyarı sü kolay kolay unutulacak gibi yutu kattığı gibi geri plandaki değil. Filmin Tribeca’da prö- düşler ve gerçekler temasının da miyer yapması şüphesiz Mar- en çok belirginleştiği rol) açık- Yönetmenliğini Miles Joris-Peyrafitte’in ki kez Oscar’a aday gösteril- Margot Robbie’nin aranan bir ban- H got Robbie’nin günümüz Holl- çası Margot Robbie ile sahnele- üstlendiği filmin, başrollerini Finn miş 32 yaşındaki Avustralya- ka soyguncusu olan Allison Wells’i can- KOl UKIas ywood’undaki ağırlığının bir rinde biraz silik kalıyor. Filmin Cole, Margot Robbie, Travis Fimmel ve lı oyuncu Margot Robbie bir landırdığı film 20. yüzyılın en po- sonucu ama insan bu iki is- en etkileyici bölümlerinden bi- Garrett Hedlund paylaşıyor. süredir yapımcılığa da baş- püler ve muhtemelen min, yani Robbie ile yönet- ri olabilecek moteldeki banyo İladı ve birkaç ay önce verdi- en yanlış çatılmış men Joris-Peyrafitte’in bir sonraki film- sahnesi de bu yüzden biraz güme gidiyor ği bir söyleşide aktardığına göre haya- kavramlarından birbirine kattığı fır- leri “Tank Girl”ü merak etmiyor değil; örneğin. Filmdeki dış ses (Eugene’in kü- tında ona en yakın olan kişilerden üçü “Amerikan tınalarla çorakla- kariyerlerinin geleceği (en azından Joris- çük kız kardeşi Phoebe’nin yetişkin hali) “Dreamland”in yapımcılığını üstlendi- Rüyası”ndan şan Bismark’ta Peyrafitte’in) asıl o noktada daha bir bil- sonradan anlatıyı desteklemek için eklen- ği en iyi film olduğu görüşünde hemfi- hareket- (Teksas) yaşa- lurlaşacak sanki. miş bir unsur muydu bilemiyorum ama kirmiş. Bu üç kişi Martin Scorsese, Qu- le inşa edi- yan genç bir Finn Cole’un zayıf kaldığı anlarda Lola entin Tarantino ve Leonardo DiCap- yor anlatı- adamın hayal- bir vansş bilesinirrezi Kirke’ün dış ses performansı etkiyi güç- rio... Öncelikle arkadaş çevresinin gü- sını. Tari- leriyle şekille- Kariyer demişken; filmde henüz oyun- lendiriyor doğrusu. zelliğine bakar mısınız! Kıskançlığın ne hin en bü- nen bir suç ve culuk hayatının başlarında olan bir isim John Steinbeck, F. Scott Fitzgerald gibi menem bir duygu olduğunu bir kez da- yük ekono- aşk masalı var var ki asıl önemli sınavı o veriyor. Allison 30’lu yılları ve Amerikan Rüyası’nı fark- ha yaşayarak anladım. Gerçi bana sorsa- mik buhran- önümüzde. Elbet- Wells’e âşık olan ve onun kaçmasına yar- lı boyutlarıyla ele alan yazarların ekosu- nız yapımcılığını ve başrolünü üstlendi- larından birine te ki “Bonnie and dım ederek kendisi de suç âlemine dalan nu uzaktan taşıyan (özellikle Steinbeck); ği “I, Tonya”yı tek geçerdim (hatta baş- denk düşen yıl- Clyde” kadar çarpı- Filmin n OTU: 6/10 Eugene Evans ( ya da daha çocukken ka- “Days of Heaven”, “Bonnie and Clyde” ve rolünü üstlenmese de “Promising Young larda geçen ve büyük cı bir senaryosu ve şidde- çıp giden babasından kalan adıyla Eugene bir ölçüde “Badlands” gibi filmlerin omuz- Woman”ı ikinci sıraya koyardım) ama düşler kurarak yeni bir ha- tin gerçek anlamda her şeyi göl- Baker) rolündeki Finn Cole. Dikkatli izle- larından yükselen “Dreamland” bu hafta yukarıda üçlünün yanında bana ancak yata başlamak üzere sözde çok şey va- gede bıraktığı gerçekçilikte bir görselliği yiciler 25 yaşındaki genç oyuncuyu dört tercih edeceğiniz ilk film olmaz belki ama susup saygı içinde acı çekmek düşer. at eden ama son tahlilde tozun toprağı yok filmin; yine de yer yer etkileyici an- sezon boyunca rol aldığı “Peaky Blinders” yine de bir şans tanımayı isteyebilirsiniz. Fotoğraf: Vedat Arık DEVAMLILIK HATASI raem nc
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear