Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                29 AĞUSTOS 2021
6
Fotoğrafları için şiirler 
Aklınıza gelen her şeyi boca etmeyin
yazılan kaç kişi vardır? 
Kendisi söylemese kimsenin 
haberi olmayacaktı ülkemizde 
bundan. Azeri şair Selim 
Yazarken
Babulluoğlu’nun yazdığı 
“Fotoğraflı Kitap” önce 
ngiliz yazarı Roald tım, vaziyet ve görünüm şöy-
Azerbaycan’da yayımlandı, 
Dahl’ın bir öykü ki- leydi” cümlesi yani.
ardından 20 ayrı ülkede 
tabını çevirmiştim. Şaşırdım, Mustafa Kemal bu-
Dahl, kendi okul ha- nu da mı biliyordu, diye. Be-
basıldı. Şairine “Kızıl Kalem” 
İyatıyla ilgili olduğunu nim anlatmakta zorlanacağımı 
ödülü de kazandırdı. Şair, biri 
düşündüğüm bir öyküde, kom- düşündüğüm şey işte bu: Bom-
pozisyon öğretmeninin yazma bayı en başta patlatmak. Metni 
Göçmen’e 40’ı da fotoğraflara 
dersinde sık sık yinelediği bir okuyacak olan kişi kim konu-
yazılmış şiirleriyle büyük ses 
kuraldan söz ediyor. Öğretmen, şuyor, ne anlatacak hemen öğ-
getirdi. Göçmen, fotoğraflarıyla 
yazacağınız bir yazıda bombayı reniyor. Okumaya devam eder-
yazının başında patlatın dermiş. se metinden hangi konuda bilgi  
yurtiçinde, dışında albümlerde, 
Roald Dahl da yazarken bu ku- edineceğini de biliyor. 
kitaplarda yer aldı. Almanya, 
ralı hep uygularmış. HHH
Eğitimim süresinde bana Bir zamanlar ülkemiz eğiti-
Fransa, İtalya, İsveç’te özel 
böyle bir kural öğreten olma- minde Türkçe, dilbilgisi, kom-
fotoğraf koleksiyonlarında 
dı. Bir kompozisyonun giriş- pozisyon derslerinin çok ciddi 
adına rastlarsınız.
gelişme-sonuç bölümlerinden şekilde öğretildiğini biliyorum. İlyas Göçmen
oluştuğu bilgisi verilirdi ge- Bizim kuşağımız bu eğitimi al-
nelde, o kadar. Birkaç yıl ön- dı. Şimdi gençlerin diline, yaz-
ce İngiliz eleştirmen James dıklarına baktıkça bu derslerin 
65 yıllık kamera âşığı İlyas Göçmen ile pazar sohbeti
Wood’un Hayatın En Yakın ya hiç okutulmadığına ya da ya-
Benzeri adlı kitabını çevirdim. lapşap okutulduğuna hükmedi-
Orada Wood, kendi eğitimin- yorum. Anladığım kadarıyla bu 
den söz ederken, “Harika ho- dersler okutuluyorsa bile genç-
calar vardı” diyor. Bir Latin- lere nelerin nasıl öğretilirse da-
ceci varmış, on- ha yararlı olacağı, onla-
Fotoğrafın Altın 
MUSTAFA K. 
lara Bacon gibi, ra nasıl bir kafa disipli-
“Makalelerinize ni kazandıracağı konu- ERDEMOL
… küt diye baş- larında hiçbir bilgisi bu-
layın,” Bacon’ı lunmayan kişilerce, öy-
taklit etmeye ça- lesine okutuluyor. As-
lışın, dermiş. lında çok zihin açıcı bir 
HHH eğitimdir dil, dilbilgisi 
Kemer i onda
İngiliz eğitimin- ve kompozisyon eğiti-
mi. Bu eğitimin kazan-
de böyle bir şey öğ-
ile kolay. Tam 65 yıldır dün- dime tab sandığı yaptım. Fotoğraflarımı ken-
ül Kr e
retiliyor demek, di- dıracağı kafa disiplini-
yaya fotoğraf makinesinin gö- dim tab etmeye başladım.”
ie ni kazanan bir genç hiç 
ye düşündüm ama 
züyle bakıyor. Neyi nasıl gör- Tutkusu onu bu alanda iyi işler yapan insan-
önerinin iyi bir kuşkunuz olmasın mate-
düğünü de o muhteşem fotoğ- larla da buluşturmuş tabii. Kendisinden biraz 
inceulker@
matiği de fiziği de daha 
öneri mi, gereksiz 
Draflarına bakanlar anlıyor.  Bu- büyükçe arkadaşı Yücel Or’un Cağaloğlu’nda-
gmail.com
bir öneri mi oldu- kolay ve iyi öğrenir, da-
güne kadar niye sessiz kaldığını anlamak zor İl- ki laboratuvarında hayli zaman geçirmiş. Daha 
ha yaratıcı olur, nerede 
ğu konusunda hiç-
yas Göçmen’in. Yaptıklarının çeyreğini gerçek- çocuk yaştayken her ikisinin yaptığı çok önem-
bir kararım olma- nasıl davranacağını da-
leştirebilenler kendilerini nasıl ortaya  atarlardı  li bir çekim var. Pera Palas’ta Atatürk’ün kaldı-
ha iyi bilir. Bir yazı yazacak, bir 
dı. Ancak gazetelerdeki köşe ya-
tahmin edebiliyorum. Oysa Uluslararası Fotoğ- ğı odayı fotoğraflamışlar. “Çekerken heyecan-
zarlarını, özellikle genç yazar- konuşma yapacak olan insan öy-
raf Federasyonu’nun (FIAP) “Fotoğrafın Büyük dan öldüm” dediği o fotoğraflar hâlâ bu ote-
le çok etmeni dikkate almak, o 
ları- okudukça sık sık bu öneri-
Ustası” unvanı ile onurlandırdığı bu büyük sa- lin girişinde durur. Yolunuz düşerse bakın bir. 
yi anımsamaya başladım. Örne- etmenler arasında öyle bir den-
natçı çok fazla “ortada görülmeyen”, gözleri- Sonra şu bizim de adını çok duyduğumuz Fo-
ge kurmak zorundadır ki. Bu he-
ğin, iyi bir gazeteci olduğundan 
ni kamerasına emanet ederek bize neyi göster- to Cevdet’le tanışmış. “Bana çok yardımı ol-
hiç kuşkum bulunmayan bir de- sap da bir matematiktir.  
mek istiyorsa onun peşinde koşan, bu nedenle du” diyor. Eline bir fotoğraf makinesi vermiş. 
HHH
likanlı, yazısına bir öykü anlat-
“kendisini” anlatmaya zaman bulamayan biri.  Masrafları da üstlenmiş, hastanelerde dileyen-
makla başlıyor, o öykü gerçek Fark ettiniz mi, Musta-
Ortak dostumuz Salih Kalafatoğlu olmasaydı lerin fotoğraflarını çekerek yarıya yarıya pay-
fa Kemal’in ‘Nutuk’unun ilk 
bir öykü mü, kurmaca mı, ki-
le. Yaptığı, bu açıdan çok çok önemli.  
bu buluşma da gerçeklemeyecekti.   laşmışlar geliri. Daha o yaşta az da olsa para da 
min öyküsü, niçin şimdi bura- cümlesi ne kadar açık seçik, 
Ama yine de kendisini bir İstanbul fotoğraf-
kazanmaya başlamış.
ne kadar dolaysız... Ve (en ne KIas çal Işsma I al TI YIl
da anlatılıyor, bu öykü nereye 
çısı olarak tanımlıyor. Semti sayılan Zeyrek’i 
bağlanacak, bu konularda hiç- önemlisi) geciktirmesiz! Bu KIr KPInar aç YIr I’n Da 51 YIl
“Nasıl çalışırsınız” diye soracak oldum, “Kısa bu açıdan çok zengin buluyor. Harika fotoğraf-
özellikler Mustafa Kemal’in 
bir kestirim yapamıyorum, ba- süreli çalışmaları sevmem” dedi. 62 konu üzerin- Hani şu uzun çalışmayı severim dedi ya, ör-
ları var oradan çektiği. Ara Güler’le elli yıllık 
zen neredeyse yazının yarısına kişilik özellikleriyle nasıl da 
de çalışan Göçmen’in bazı çalışmaları 40 ya da neği Kırkpınar güreşleridir. 1971’den beri, ken- dostluğu olmuş. “Ondan hiçbir şey öğrenme-
çakışıyor! Boşuna demiyorum, 
gelinceye kadar bunu yapamı- 50 sene sürmüş. “En kısasını sorayım o zaman” disi de Edirneli zaten, bu ata sporunu belgeli-
dim, ama bir gazeteciye iyi fotoğrafı anlatırken 
yorum, sıkılıp yazıyı okumayı dilinize dikkat edin, diliniz si-
dedim. En yeni olan çalışması Darüla- benim fotoğraflarımı örnek göstermesi 
zin kişisel özelliklerinizin ay-
bıraktığım da oluyor. ceze belgeselinin fotoğraf çekimi altı 
büyük onurdur benim için” diyor. Bi-
HHH nasıdır, sıradan ve özelliksiz 
yılı bulmuş. Haliyle sordum tabii, na- lenler vardır, Ara Güler bu konularda 
bir dil sizin kişiliğinizin mi-
Gazete yazarlığı, gazete okur- sıl başladı bu merak diye.
kolay etmez bu tür iltifatları.
luğu farklı bir şeydir. O gazete- marisinin ya da kompozisyo-
“İlkokul dördüncü sınıfta bir çocuk- “Hiçbir zaman profesyonelim de-
nun da öyle olabileceği izleni-
ci delikanlı hiç değilse, örneğin, luk arkadaşımın elinde bir fotoğraf 
medim” diyen bu gerçekten müteva-
Ömer Seyfettin’in bir öyküsü mini yaratır.   
makinesi vardı. Onunla bizim bir iki zı sanatçı aynı zamanda Kristal Elma 
vardır, diye söze başlasa, okur James Wood şunu anlatı- fotoğrafımızı çekti, benim çok hoşu-
Ödülü’nün de sahibi. 350 ödülü ara-
bu kurmaca öykünün bir yere yor: Bir gün tarih öğretmeni 
ma gitti. Ama öncesinde de ben Ha- sında o da var.
bağlanmak üzere anlatıldığını iri adımlarla yürüyerek sını- yat, Ses gibi dönemin popüler mec-
Ama en anlamlı ödül olarak ona 
hemen kestirir, nereye bağlana- fa girmiş, siyah cüppesini çı-
mualarındaki güzel fotoğrafları kesip Kırkpınar’da verilen Altın Kemer’i 
cağını merak eder, hatta okuduk- karıp masanın üzerine fırlat- saklardım. Güzel fotoğraflara karşı 
önemsiyor. 2021 yılı Kırkpınar Yağ-
ça yavaş yavaş kestirmeye baş- mış, çöp sepetinin içindekileri 
ilgim o zamanlardan başladı. Arka- lı Güreşleri Ağası Seyfettin Selim, İl-
lar. Gazetecilikte -bir edebiyat aynı masanın üzerine boca et- daşıma makine biraz bende kalabi-
yas Göçmen’e T.C. Kültür ve Turizm 
yazarı değilseniz- edebiyat ya- miş, bir öğrencinin yanına ka-
lir mi dedim, yan komşumuzdu za- Bakanı tarafından Kırkpınar ödül tö-
zarlığına “özenmemek” gerekir. dar yürüyüp sıranın içindeki- ten. Tabii dedi verdi, ben onunla ya-
reninde Altın Kemer armağan etti. 
İkisi çok farklı şeylerdir. Gaze- leri çıkararak yine o masanın 
ni körüklü makine ile başladım. Aile Bu tür bir ödülü alan ilk sanatçı Göç-
te yazarlığında açıklık, doğru- üzerine fırlatmış... bireylerinin, annemin, babamın, kardeşimin yor. Tabii bunda eski dünya ile Avrupa şampi-
men. 1944 doğumlu gerekten “genç” bu adam 
danlık, söyleyeceğiniz şeyi la- HHH
fotoğraflarını çekmeye... Sonra kendi ken- yonu kayınpederi Servet Meriç’in de etkisi var. yerinde durmak bilmiyor. Fotoğraf üzerine 
fa boğmamak ilkeleri geçerlidir. Böyle karmakarışık, aklını- dimin fotolarını çektim. Kız kardeşimin şez- Kırkpınar’dan fotoğraf adına ne alınabilir diyen-
uygulamalı dersler veren, ulusal ya da ulusla-
Ben aşağı yukarı bu içerik- za gelen her şeyi bir kaba boca 
longda elinde Alain Delon’un fotoğrafı bası- ler, dünyaca ünlü fotoğraf ajansı Magnum’un sa- rarası fotoğraf yarışmalarında jüri üyeliği gö-
te bir yazı yazsam mı yazma- ederek yazı yazılmaz, her ya- lı bir dergiyle fotoğrafını çektim. Hâlâ güzel hibi (Göçmen, onunla da gazeteci Coşkun Aral 
revleri de üstlenen 65 yıllık kamera âşığı, hâlâ 
sam mı diye düşünürken Mus- zı, belli parçaların belli bir dü-
bulurum o fotoğrafı. Sonra ilgilendikçe ko- aracılığıyla dost olmuştur), Göçmen’in çalışma- çeşitli konularda projeler üretmekle meşgul. 
tafa Kemal’in Nutuk adlı ya- zene göre yan yana getirilme- nuyla ilgili kitaplar okudum. Tab sandığı ya- larının da büyük hayranı olan Jimmy Fox’un da 
Benim de fotoğraflarımı çekti tabii. Bakalım, 
pıtının ilk cümlesi dikkatimi sinden oluşan bir kompozis-
pılıyormuş, onu öğrendim. Annemden 2.5 li- tam 12 yıl süreyle Kırkpınar’da fotoğraf çektiği- beni nasıl değerlendirmiş, göreceğim. Uma-
çekti: “1919 senesi mayısının yondur, demenin daha çarpıcı ra alıp portakal sandığı aldım; onu kapladım, ni bilmeliler. Göçmen, tam 51 yıldır fotoğrafını 
rım koleksiyonunun en berbat parçası olmam. 
19’uncu günü Samsun’a çık- bir yolunu düşünemiyorum.
buzlu cam kestirdim, elektrik bağladım, ken- çektiği Kırkpınar’ın değişimine de tanık haliy- Olursam da kusur onda değil, malzemede.
ları, bölgenin coğrafyasının ve dizisinden hatırlayacaktır. Bura-
‘Dreamland’, Amerikan Rüyası’na yakılmış bir ağıt aynı zamanda
ikliminin de yardımıyla düş- da 17 yaşındaki Eugene’i canlan-
sel görüntülerin yakalandığı dıran oyuncu filmin en önemli 
bir kıvamı var, onu teslim ede- rolünü üstlense de (değişim ge-
lim. Özellikle tüm ufku kap- çiren bir karakter olan Eugene 
layan toz fırtınasının görüntü- filme bir büyüme hikâyesi bo-
Tozlu düşlerin diyarı
sü kolay kolay unutulacak gibi yutu kattığı gibi geri plandaki 
değil. Filmin Tribeca’da prö- düşler ve gerçekler temasının da 
miyer yapması şüphesiz Mar- en çok belirginleştiği rol) açık-
Yönetmenliğini Miles Joris-Peyrafitte’in 
ki kez Oscar’a aday gösteril- Margot Robbie’nin aranan bir ban-
H 
got Robbie’nin günümüz Holl- çası Margot Robbie ile sahnele-
üstlendiği filmin, başrollerini Finn 
miş 32 yaşındaki Avustralya- ka soyguncusu olan Allison Wells’i can-
KOl UKIas
ywood’undaki ağırlığının bir rinde biraz silik kalıyor. Filmin 
Cole, Margot Robbie, Travis Fimmel ve 
lı oyuncu Margot Robbie bir landırdığı film 20. yüzyılın en po-
sonucu ama insan bu iki is- en etkileyici bölümlerinden bi-
Garrett Hedlund paylaşıyor.
süredir yapımcılığa da baş- püler ve muhtemelen 
min, yani Robbie ile yönet- ri olabilecek moteldeki banyo 
İladı ve birkaç ay önce verdi- en yanlış çatılmış 
men Joris-Peyrafitte’in bir sonraki film- sahnesi de bu yüzden biraz güme gidiyor 
ği bir söyleşide aktardığına göre haya- kavramlarından 
birbirine kattığı fır-
leri “Tank Girl”ü merak etmiyor değil; örneğin. Filmdeki dış ses (Eugene’in kü-
tında ona en yakın olan kişilerden üçü “Amerikan 
tınalarla çorakla-
kariyerlerinin geleceği (en azından Joris- çük kız kardeşi Phoebe’nin yetişkin hali) 
“Dreamland”in yapımcılığını üstlendi- Rüyası”ndan 
şan Bismark’ta 
Peyrafitte’in) asıl o noktada daha bir bil- sonradan anlatıyı desteklemek için eklen-
ği en iyi film olduğu görüşünde hemfi- hareket-
(Teksas) yaşa-
lurlaşacak sanki. miş bir unsur muydu bilemiyorum ama 
kirmiş. Bu üç kişi Martin Scorsese, Qu- le inşa edi-
yan genç bir 
Finn Cole’un zayıf kaldığı anlarda Lola 
entin Tarantino ve Leonardo DiCap- yor anlatı-
adamın hayal-
bir  vansş bilesinirrezi
Kirke’ün dış ses performansı etkiyi güç-
rio... Öncelikle arkadaş çevresinin gü- sını. Tari-
leriyle şekille-
Kariyer demişken; filmde henüz oyun-
lendiriyor doğrusu. 
zelliğine bakar mısınız! Kıskançlığın ne hin en bü-
nen bir suç ve 
culuk hayatının başlarında olan bir isim 
John Steinbeck, F. Scott Fitzgerald gibi 
menem bir duygu olduğunu bir kez da- yük ekono-
aşk masalı var 
var ki asıl önemli sınavı o veriyor. Allison 
30’lu yılları ve Amerikan Rüyası’nı fark-
ha yaşayarak anladım. Gerçi bana sorsa- mik buhran-
önümüzde. Elbet-
Wells’e âşık olan ve onun kaçmasına yar-
lı boyutlarıyla ele alan yazarların ekosu-
nız yapımcılığını ve başrolünü üstlendi- larından birine 
te ki “Bonnie and 
dım ederek kendisi de suç âlemine dalan 
nu uzaktan taşıyan (özellikle Steinbeck); 
ği “I, Tonya”yı tek geçerdim (hatta baş- denk düşen yıl-
Clyde” kadar çarpı-
Filmin n OTU: 6/10
Eugene Evans ( ya da daha çocukken ka-
“Days of Heaven”, “Bonnie and Clyde” ve 
rolünü üstlenmese de “Promising Young larda geçen ve büyük 
cı bir senaryosu ve şidde-
çıp giden babasından kalan adıyla Eugene 
bir ölçüde “Badlands” gibi filmlerin omuz-
Woman”ı ikinci sıraya koyardım) ama düşler kurarak yeni bir ha-
tin gerçek anlamda her şeyi göl-
Baker) rolündeki Finn Cole. Dikkatli izle-
larından yükselen “Dreamland” bu hafta 
yukarıda üçlünün yanında bana ancak yata başlamak üzere sözde çok şey va-
gede bıraktığı gerçekçilikte bir görselliği 
yiciler 25 yaşındaki genç oyuncuyu dört 
tercih edeceğiniz ilk film olmaz belki ama 
susup saygı içinde acı çekmek düşer. at eden ama son tahlilde tozun toprağı 
yok filmin; yine de yer yer etkileyici an-
sezon boyunca rol aldığı “Peaky Blinders” 
yine de bir şans tanımayı isteyebilirsiniz.
Fotoğraf: Vedat Arık
DEVAMLILIK HATASI
raem
nc
            
    
