29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 9 MAYIS 2021 Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kış Uykusu’ filminden... Bazıları için ölümcüldür Taşra sıkıntısı debiyatta böyle bir izlek vardır. Bazı yazarlar özellikle taşra sıkıntısını anlatmakla ünlüdür. Ne bileyim, Yusuf Atılgan taşra sıkıntısını anlatır, Sabahattin Ali taşra sıkıntısını anlatır. Bunu anElatan öyle çok yazar vardır ki. Pekiyi o zaman, taşra sıkıntısı nedir? Bağlam dışında bakarsanız, bazı insanlara taşra ‘dar’ gelir. Taşra kimlere ve niçin dar gelsin? Bazı romanlarda bunu açıkça anlarız. Genelde roman kahramanı toplumsal baskıdan, özgür davranamamaktan bunalmakta, toplumun baskısını sürekli ağır bir yük şeklinde hissetmektedir. Taşra sıkıntısı ölümcül bir sıkıntıdır. Taşrada yaşayan herkes bu sıkıntıyı duymaz, bazı insanlar taşraya uyum sağlar, mutlu mutlu yaşarlar. Taşra ancak bazı insanlar için sıkıcıdır. Niçin bazı kişiler için sıkıcıdır? Yaşar Kemal’in İnce Memed’de köy toplumu için kullandığı üç niteleme sözcüğünde bu sorunun inceulker@gmail.com yanıtı gizlidir sanki: Çünkü taşra hayatı ‘kapalı, baskıcı ve seçeneksiz’ bir hayattır. HHH Bu üç sözcük içinde en anlamlısı bence ‘seçeneksiz’ sözcüğüdür; ‘kapalı ve baskıcı’ toplum, bireylere seçenek tanıyan bir toplum ÜLKER INCE değildir; tam tersine hiç seçenek tanımak istemeyen bir toplumdur. Toplumların gelişim tarihi aynı İnsan zamanda toplumsal seçeneklerin tarihidir de. Toplumsal seçenekleseçenek seven bir yaratıktır. Düşünsenize rin sayısının artmasına katkısı bulunmayan hiçbir gelişmeye gelişme denemez. ‘Seçenek’ açısından baktığınız kaç ayakkabınız, zaman İstanbul Sözleşmesi’ni kadının koca dayağına ya da şiddetine karşı bir seçeneği olarak görürkaç elbiseniz var? Giyinirken sünüz. O sözleşmeden çekilenleri de kadınlara kırk katırla kırk satır dışında bir seçenek bırakmamak isteyenler olarak. Bu işin özü bubile seçenek istiyorsunuz.. dur. Vay efendim, ailenin bütünlüğüymüş, bizim geleneğimizmiş, gideneğimizmiş... Çocuk kandırmak için söylenen laflardır bunlar. HHH Cumhuriyet dönemine de seçenekler açısından bakın bakalım. Bizim için Cumhuriyet, vatandaşlarına neredeyse sayısız sayıda seçenek sunan bir rejimdir. Osmanlı toplumunda kadınların çok büyük çoğunluğu için, örneğin evlenmekle kapıda kalmış kız olmak dışında pek seçenek yoktu. Şimdi bir de Cumhuriyet Türkiye’sini düşünün: Evlenmekle kapıda kalmış kız olmak dışında kadınların ne çok seçeneği olduğunu görürsünüz. Hiç evlenmeyebilir ve kapıda kalmış kız olmayabilirler, eczacı olabilirler, mühendis, öğretmen olabilirler, isterlerse balerin, tiyatrocu, voleybolcu, arkeolog ya da yüzücü olabilirler. Bunca seçeneğe sahip olmanın yanında sözüm ona Batı taklitçiliğiyle, yozlaşmayla falan suçlanmak, okyanusta boğulmak üzereyken bir tahta parçası bulan ve hemen ona yapışan insana o tahta parçası Fransız gemisinden düştü falan demek gibi komik ve saçma bir şeydir. İnsan seçenek seven bir yaratıktır. Düşünsenize kaç ayakkabınız, kaç elbiseniz var? Giyinirken bile seçenek istiyorsunuz, şunu değil bunu giymeyi seçme olanağına sahip olmak istiyorsunuz. İnsanın seçeneği yoksa özgür iradesini kullanacağı yer de yoktur özgür iradesi de yoktur, yalnızca zorunlulukları vardır. Yalnızca zorunlulukları olmaktan kim hoşlanır? HHH Mustafa Kemal boşuna ‘Bu ülke şeyhler, müritler, mensuplar ülkesi olamaz’ demedi. Bu ülkenin özgür ve bağımsız ruhlu insanlar ülkesi olması ülküsü vardı kafasında. Özgür iradesini ve aklını şeyhe teslim etmeden mürit olabilir mi insan? Bu soruyu sorduktan sonra şu sorular da kendiliğinden akla gelmiyor mu: Özgür iradesini ve aklını birine teslim ettikten sonra insanın artık düşünme, herhangi bir şekilde seçme özgürlüğü olabilir mi? Dahası yaratıcı olma hakkı olabilir mi? Yaratıcı olma hakkı olmayan bir insan sanat yapabilir mi, bilim yapabilir mi? Sanat ve bilim yapamayan bir insan ... diyerek sorulara devam edebilirsiniz. Bu soruların hepsinin yanıtlarını biliyoruz çünkü Halep oradaysa arşın burada. Yönetim tarafından seçenekleri kısıtlanan hatta sıfırlanmak istenen insanların yaşadığı ülke, sıkıntı verici koca bir taşraya dönüşür. Ama insanlar, daha önce söylediğim gibi, seçeneksizliği sevmez. Şu Covid salgınına bakın, salgın yüzünden insanların yaşama seçenekleri alabildiğine kısıtlanırken onlar eli kolu bağlı oturmuyor, aşı bulmaya çalışıyor ve buluyorlar. Bir araya gelmeden bir arada bir şey yapmak için internet ortamını çeşitli şekilde kullanmaya başlıyor ve seçenekler yaratıyorlar. FİGEN YANIK figenyanik13 @gmail.com Biraz kondisyon, biraz açık havada sosyalleşme ama en önemlisi bolca oksijen ve özgürlük hissi... Pandemi döneminde denizin üstünde nefes almak ve bedenini zinde tutmak isteyenler, kürek sporuna yöneldi. Ayvalık’ta iç denizde kürek çekenleri, yunuslarla arkadaşlık gibi sürprizler de bekliyor. Ruha ve bedene iyi geldiğini keşfedenler soluğu suyun üstünde alıyor Mavibeyaz terapi: Kürek Renklerle tanımlansa mavibeyaz bir spor, kürekçilik. Denizin üstünde, gökyüzünün altındasınız... Aranızda hiçbir engel yok. O ana kadar bildiğinizi zannettiklerinizden çok daha farklı tonda maviyle çevreleniyorsunuz. Suyun akışına katılıp, alabildiğine özgürce süzülüp kürekle suyun buluşma sesinden başka hiçbir ses duymuyorsunuz. Son bir yıldır ister istemez korkulduğu için gelişen, yolda yürürken bile karşıdan gelenden kaçma duygusu ise hiç yok. Suyun arındırıcı hissi, kısa bir süre için bile olsa tüm korku ve kaygıları unutturuyor. Bazıları için güne dingin başlama meditasyonu, bazıları için kondisyon aracı, bazıları içinse sadece denizin üstünde olma arzusu... Doğrusu günde sadece bir saat yapılsa da tüm bu özellikleri kapsayan bir spor deniz küreği... Bir yılı aşan sıkıntılı pandemi döneminde kapalı alanda spor yapmak istemeyenler için de özellikle cazip bir alternatif. SALGINDA TALEP ARTTI Son aylarda Ayvalık’ta Yelken İhtisas Kulübü bünyesinde deniz küreği eğitimi alıp hava koşulları izin verdiği günlerde denize açılanların hemen hepsi aynı fikirde: Denize uzaktan bakmaktansa üstünde olmanın pozitif etkisi büyük. Antrenör liderliğinde dört saatlik zorunlu eğitimi tamamlayanlar ister yalnız ister ikili ya da dörtlü şekilde Çamlık sahilinden denize açılabiliyor. Kürek sporunun temelde yedi özelliği var: Teknik, disiplin, dayanıklılık, kuvvet, ekip uyumu, tempo ve denge... Hemen her yaşa hitap ediyor. 16 yaşında başlayan da var 83 yaşında merak edip denedikten sonra bırakamayan da... Hava koşulları iyiyse sabah saat 7.00’den 15.00’e kadar istenilen saatte kürek çekiliyor. Antrenör Ersin Şenkaya, “Denizin üstünde olma isteği, kürek sporuna başlamak isteyenler için tek başına yeterli bir motivasyon. Özellikle pandemi sürecinde talep çok arttı” diyor. MUTLULUK VERİR, HIZLI DÜŞÜNDÜRÜR u Başta kol ve bacak kasları olmak üzere vücudun birçok bölgesindeki kas ve dokuların gelişmesine yardımcı olur. Böylelikle sağlıklı vücut kompozisyonunun oluşumuna katkı sağlar. u Kardiyovasküler sistemi geliştirerek aerobik kapasitesinin artmasını sağlar. u Kompakt antrenman yönetimiyle kısa sürede vücut ve performans üzerinde olumlu etki sağlar. u Kilo vermede diğer birçok spora göre çok daha etkili sonuçlar sağlar. u Metabolizmanın sağlıklı şekilde çalışmasına destek olur. u Özgüven ve motivasyon düzeyinin artmasına destek olur. u Mutluluk hormonunun salgılanmasına yardımcı olur. u Hızlı düşünme ve karar verebilme yetisinin gelişmesine destek olur. ERSIN ŞENKAYA (ANTRENÖR50) BANU ÇIÇEK GÜRCÜOĞLU (BILGISAYAR MÜHENDISI32) ‘ Düzenli olarak tenis oynuyorum, yoga yapıyorum. Geçen ekim ayında da kürek sporuna başladım. Uzaktan basit bir spor gibi görünüyor ama öğrenirken bocaladım. Aynı anda birkaç detaya dikkat etmeniz gerekiyor. Genellikle sabah erken saatlerde ve yalnız kürek çekmeyi seviyorum. Suyun içinde ve teknede olmak müthiş dinlendirici. Evden dışarıya hiç çıkmak istemediğim zamanlarda bile buraya gelip, suya çıkınca her şey değişiyor. Ben o kadar çok sevdim ki babamı, teyzemi ve Ayvalık’a gelen arkadaşlarımı da kürek sporuna başlattım.’ A‘ sıl mesleğim bilgisayar mühendisliği... Uzun yıllar bu alanda çalıştım. 10 yıl önce İstanbul’da kendi insan kaynakları şirketimde çalışırken Haliç’te hobi amaçlı kürek sporuna başladım. Kısa sürede her gün yapar oldum. Kürek, yüzmeden sonra bedeni en iyi çalıştıran spor. Açık havada oksijen alıp denizin üstünde olmanın sakinleştirici özelliği var. İzmir’de bir projede çalışırken de İzmir Kürek Kulübü’nde asistan antrenör olarak devam ettim. Türkiye’de çok az bilinen ve yapılan bir spor kürek. İstanbul’da yaklaşık 30 kürek kulübü varken Ege’de bu sayı çok az. Eskiden sadece olimpik branşta yapılırken son 1015 yılda deniz küreği tekneleriyle her yaş ve deniz şartlarında yapılır oldu. Deniz küreği dalgada da su düzken de yapılabiliyor. Ayvalık’a da 10 yıldır tatile geliyordum. Mola Cunda Otel’in sahibi arkadaşım. Otelin Patriça Koyu’ndaki plajı, poyraz almıyor, bütün yaz sakin. Böylece iki yıl önce burada kürek sporunu başlattık. Geçtiğimiz yıl da Ayvalık Yelken İhtisas Kulübü’nden teklif aldık. Özellikle pandemide açık havada spor yapıp sosyalleşmek isteyenler geldi. Talep çok arttı. 16 ile 80 yaş arasında öğrencim oldu. Yürüyebilen, hareket edebilen herkes yapabilir. Olimpik kürek, efor sporu diye bilinir ama deniz küreği daha rahat yapılır. Haftada üç gün, bir ya da iki saat kürek çekince vücudun spor ve hareket ihtiyacını karşılamış oluyorsunuz.’ Ayvalık DILEK PELEN (AVUKAT58) OLCAY ‘ B ir süredir denizin üstünde kürek çekenleri görüp heyecan duyuyordum. Birkaç ay önce de artık KAKICI denize uzaktan bakmaktansa üstün(SUALTI de olmaya karar verip, kürek eğiEKIPMAN SATICISI44) ‘Hep istiyordum. Bu yıl mart ayında kürek eğitimi alıp denize açılmaya başladım. Zaten düzenli olarak koşuyordum ama timi alarak başladım. Hava şartları uygunsa her gün geliyorum. Sabahları daha güneşin çok yükselmediği ve havanın sisli olduğu erken saatlerde yalnız kürek çekerek güne başlamayı seviyorum. Eşim de kürek sporuna başladı ve o da çok severek yapıyor.’ suda olma duygusu çok başka... İlk kez yunusları da bu kadar yakından gördüm.’ Dilek Pelen Bilge H. Yılmaz BILGE H. YILMAZ (PILATES EĞITMENI37) ‘ K ürek, denizde olmak inanılmaz bir meditasyon. Özellikle pandemide bunu daha çok fark ediyoruz. Maskeyi çıkarıp tekneye bindiğimde, Cunda’ya doğru o ilk küreği çektiğimde ‘Artık başka bir yerdeyim’ hissi, beni kürek sporuna her defasında daha da bağlıyor. Hele yolda yunuslara rastladıysam, kocaman bir aşk hissi... Kürek sporunda kasların yüzde 90’ı aktif çalışır. Bu da sporcular için çok iyi bir yüzdedir. Sporun en büyük faydası, vücuttaki oksijen miktarının artmasıdır ki bu da hücre yenilenmesi için çok önemlidir. Pilates, koşu, kürek sporunun yanı sıra yoga ve tenisle de ilgileniyorum. Farklı branşlarla ilgilenmemin büyük faydası, istediğim zaman hepsini harmanlayabilmem ve yaşam biçimim haline gelmesi. Çünkü en düzensiz zamanımda bile her gün birini yaptığımdan, hep düzenli sporun içindeyim. Üstelik bunları Ayvalık gibi doğal ortamları, tabiat parkı, deniziyle zengin bir bölgede yapmak, muhteşem bir şans.’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear