22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

28 KASIM 2021 5 PANDEMİ Tufan Taştan’ın ilk uzun metrajlı filmi GÜNLERİ Sen Ben Lenin bu NASIL GEÇTİ? hafta vizyonda. Bu vesileyle başroldeki B.F.: Pandeminin en başların- da ben kendime daha fazla yö- Barış Falay ve nelmeyi seçtim. Aileme ve ken- Saygın Soysal’a dime… Bence pandemi başta bağlandık. çok fazla bedenimizin dışında yaşadığımızı hatırlattı, hatırla- mak isteyenlere… Sonra ça- lışmak durumundaydım. Ön- lemlerimi aldım ama pandemi- nin önümde bir duvar olduğu- nu varsayarak hareket edemez- dim, o yüzden çok varmış gibi yaşamadım. S.S.: Şu halimize bakın, hiç- bir şey olmamış gibi yaşama- ya devam ediyoruz, ettiriliyo- Barış Falay ruz. Toplumlarda gerekli tepki yok. İnsanlar geçim derdinde. Hükümetler krizi fırsata çevir- EMRAH me saçmalığının peşindeler. İk- KOLUKISA lim zirvelerinde birbirlerini ve bizleri eğliyorlar. Bu kafayla Saygın Soysal gidilirse dünya yaşanır bir ge- zegen olmaktan çıkacak, sağ- Barış Falay: lıklı beyinler görebiliyor. Bu- “En başta gün bu sağlıklı beyinlerin daha Barış Bıçakçı talepkâr olması gerekiyor. Ta- lep etmeli, ısrar etmeliler. ve Tufan Taştan’ın Barış Falay ve Saygın Soysal ile biraz film, biraz Lenin, biraz da hayat... bu şahane senaryosunu görmek için filmi izlemeli. Birbirimize güvendik Kendimi dışında tutarak elki anımsayanlarınız vardır; bundan yıllar söylüyorum, bu önce Karadeniz kıyılarında bulunan bir Le- şahane ekibin BİR SABAH UYANACAĞIZ HER ŞEY DEĞİŞECEK Mİ? nin büstü basında bir hayli yer bulmuş ve yankı getirmişti. Neydi o heykelin sırrı, son- oyunculuklarını u Türkiye’nin bugün en belirgin sorunu nedir sizce? B.F.: Dünyanın en büyük sorunu korku temelli negatif Brasında nereye gitti, kim ne yaptı ve akıbeti duygulara kolay çekilmek, burada da en büyük problemin S.S.: Her “can”ın kendini gerçekleştirmek, sözünü sazı- görmek için ne oldu gibi sorular belki yanıtsız kaldı, kalmaya da mahkûm nı dinletmek hakkıdır. Bu hak eşitlik temellidir. Kendi gibi taraf olmaktan kaynaklandığını düşünüyorum. Tüm dün- izlemeli. ama Barış Bıçakçı ve Tufan Taştan meselenin peşine düşüp ya olarak biraz daha kendi içimize yönelmemiz gerektiği- düşünmeyenle oturup iki kelam edemeyen insana güven- bir senaryo yazdılar... Ve işte o senaryo nihayet filme aktarıl- mem. Sorunumuz hep kendi istediğimize doğru birbirimizi ni düşünüyorum ki bizim topraklarımız bu açıdan şanslı Hiç pişman dı, izleyicinin ayağına kadar geldi. Kalabalık bir oyuncu kad- topraklar. “Bir ben var bende benden içeri” düşüncesinin çekiştirmemiz. Anadolu’da yaşıyoruz bu ne gaflet! Bir sa - olmayacaklarını rosunun (Serkan Keskin’den Binnur Kaya’ya, Nur Sürer’den bah uyanacağız daha eşitlikçi, daha demokratik bir Türki- çıktığı topraklar, Mevlana’nın çıktığı topraklar. Bu şan- Murat Kılıç’a, Şerif Erol’dan Serdar Orçin’e kimler yok ki?) garanti sı iyi değerlendirirsek her şeyin üstesinden gelebiliriz gi- ye mi olacak? Bunu mu bekliyoruz? Nedir bu tembelliği- rol aldığı filmde iki polis memurunu canladıran Barış Falay miz? Sorunumuz güven sorunu. Kendine güven. bi geliyor bana. ediyorum.” ve Saygın Soysal birer adım öne çıkıyor... Biz de Cumhuriyet Saygın Soysal: Pazar için bu ilginç filmin iki ismiyle bir araya geldik ve ba- ya çalıştım. Üsluba bağlı kalıp, hikâyeye yol vermek... Be- nema diye tariflediğiniz, görece iyi senaryoların, haliyle iyi kın neler konuştuk… “Masallar cermeye çalıştığımız buydu. Bu masal engelsizce akmalıydı. yazılmış rollerin olduğu bu alan biraz da bu rolleri oynamaya u Sen Ben Lenin, adıyla bile çok ilgi çeken bir film... biz insanlara Barış (Falay) abi ile birbirimizi tanıyor olmamızın avantajını can atan ve herhangi bir maddi karşılık beklemeyen oyuncula- Sizin yolunuz bu filmle nasıl kesişti? da yaşadık galiba. Birbirimize güvendik. rın yüzü suyu hürmetine var. Düşünsenize, elinizde çok güçlü ne söylerler? BARIŞ FALAY: Uzun bir çalışma döneminin ardından tam bir senaryo varsa istediğiniz oyuncuyu bilabedel kafalayabilir- B.F.: Herkesin, karakterinin zorunluluklarını yerine getirir- Bizde hep tatile çıktığım bir zamanda, kendime vakit ayırmak istediğim siniz. Sette başka hiçbir departman için geçerli olamayacak bir ken bir balans içinde olması, aynı ritimde hareket etmesi tabii bir anda karşıma çıktı Sen Ben Lenin. İlk okuduğumda he- kalacak bir şey bu. Gelir oynar canım ne olacak ki. O oynamazsa başkası ki mühim. Dolayısıyla birlikte eğlerken de ortak üretim hissi- men zamanında yayımlanmış gazete küpürleri gözümün önü- oynar. Halbuki oyuncu da yaratıcıdır, tıpkı yazar gibi. Beklen- yatıyla aynı ritimde salınmaya gayret ettik. Benim için oyna- iz bırakmaya ne geldi. Hatırlıyorum bu haberi, Karadeniz kıyısına vuran tisizdir, sadece oynamak ve bu yolla kendini ifade etmek ister. dığım rolün keyifli kısmı tek boyutlu olmayışıydı. Polis Erol çalışırlar. Lenin heykelini… Barış Bıçakçı’nın ve Tufan Taştan’ın gü- da sistem karşısında herkes gibi mağdur olandı. Bu da benim u Tiyatroda özellikle Barış Bey’i ama tabii ki her ikinizi zel kalemiyle de şahane buluşmuştu. Dolayısıyla hemen tatili Yaşamımıza için önemliydi. de TV’de birçok işte izledik, izliyoruz… İş ya da rol seçer- bir kenara koyup bu filmin içinde olmalıyım dedim. ken hangi kriterler öne çıkıyor size göre? ve kozmosa SAYGIN SOYSAL: Sanırım 2019 yaz başı gibi sevgili Ba- LENİN ÇAĞININ BÜYÜK DEVRİMCİLERİNDEN B.F.: Daha önce de söylediğim gibi ben ya senaryoya ya ro- bakışımızı rış Bıçakçı aradı ve senaryonun son halini mail yoluyla bana u Türkiye’de bağımsız sinema biraz herkesin elini taşın le âşık olarak bir işe dahil olabiliyorum ancak. Bazen role ulaştırdı. Ben de bir saat içinde kendisine döndüm ve oyna- çeşitlendirirler. altına koymasıyla hayatta kalıyor sanki… Siz ne düşünü- âşık oluyorum, gözüm hiçbir şey görmüyor, bazen de bu se- yabileceğimi söyledim. Evet, filmin adı da çok hoş değil mi?’ yorsunuz bu konuda? Görünenin naryo, bu hikâye mutlaka anlatılmalı diyorum. Aşk, olmazsa Lenin ismi oldukça güzel, naif tınlıyor kulaklarda. Hoş bir olmazı yaptığım işin. B.F.: Drama genel anlamda birlikte üretebilme, birlik- ötesine davet fonetik yapısı var. Mesela, takdir edersiniz ki “Sen Ben Sta- te eğleyebilme işidir. Bir düşe ortak olabilme işidir. Ben S.S.: Kimi zaman kendimize, varlığımıza ve onun yaratıcı- lin” pek hoş olmazdı… (Gülüyor) ederler bizi. Türkiye’de yapımcıların vizyonlarını daha fazla geliştirmele- lığına yaklaşabiliyoruz. Bazen de uzak düşüyoruz kendimiz- u Siz filmde hep birlikte gördüğümüz bir ikiliyi oynuyor- ri gerektiğine inanıyorum. Yani dünya kuranların daha fazla Belki bizim den, canımızdan, doğadan. Tokat gibi patlıyor o zaman oy- sunuz... Siz aranızda nasıl kurdunuz bu ikilinin dengesini? kendilerine yatırım yapmaları gerektiğine inanıyorum. Böy- namaya çalıştığımız rol yanağımızda. Bu gelgitleri yaşayan film de bunu S.S.: Aslında senaryo bize gösteriyordu durmamız gereken lelikle tüm sektörün gelişeceği düşüncesindeyim. oyuncunun kriterleri de oynaklaşabiliyor. Kararlarımızı bu başarır.” yerleri. Ben mümkün olduğunca karakterizasyondan kaçma- gidiş gelişler esnasında verdiğimiz için yanılmak da kardeşi- S.S.: Oyuncuların eli hep o taşın altında zaten. Bağımsız si- miz yakalamak da. u Lenin deyince sizin aklınıza ne geliyor? Bu isim bazı ortamlarda kimilerinin tüylerini diken diken ediyor zira... KADERLERİNE TERK EDİLDİLER S.S.: Bilgisizlik korkuyu tetikliyor. Bu sarmalın içindeyiz u Gerçek hayattan istediğiniz u Tiyatro çok kötü etkilendi,sizin uzunca süredir. Korkularımızın kaynağını bulabiliriz, korku- karakterleri canlandırma özgürlü- için nasıldı pandemi dönemi? larımızla yüzleşebiliriz. Bilmeye değer vermeliyiz artık. Le- ğünüz olsa kimi oynamak isterdiniz? nin kimilerinin tüylerini diken diken edebilir. Bu değişmeye- S.S.: Tiyatrocular zaten hep güç B.F.: Hikâyecilikteki ana yönelimim bi- cek belki. Ama Lenin’in, yaşadığı çağın en büyük devrimci- bela yaşayan insanlardır. Müzisyenler rilerini canlandırmak üzerine düş kurmak de öyle. Bu insanlar kaderlerine terk lerinden biri olduğu gerçeği de değişmeyecek. Marksizmin temelli değil, anlatıldığı tadtirde izleyicide edildiler. Ama televizyon piyasasında bu ilk pratisyenlerinden. Belki de birincisi. Dogmalara düşman. kendine sorular sordurtan hikâyeler bana böyle olmadı. Dizi çeken herkes haya- Marks’a dahi körü körüne bağlanmamış. Kendi yurdunun di- cazip geliyor. Göreni bedeninin dışına tına aynen devam etti. Burada büyük namiklerinde aramış, geliştirmiş devrimi. Şimdi bu adama değil bedeninin içine yönelten şey sanattır bir sorun var. Toplumu bir arada sessiz saygı duyarsın. Kendi kurucu önderimizi ne kadar tanıyoruz gibi geliyor bana. yığınlar halinde tutabilmek için dizi- ki Lenin’i tanıyalım, anlayalım... lere ihtiyaç var evet. Ama tiyatro sizi S.S.: Şairler ilgimi çekiyor… Akılları B.F.: Ben “izm”ci bir insan değilim. İnsanların birlikte yaşa- bazen sıçratır, rahatsız eder. Galiba bu hep bir karış havada gibi. Bir şair, her yabilmesi, birlikte üretebilmesi adına fikir üreten ve buna ha- istenmedi. Yoksa tüm sahne sanatçıları kim olursa, Nâzım, Rimbaud ya da küçük yatını adayan herkesi çok kıymetli buluyorum kuşkusuz. Kork- desteklenebilirdi. İskender, çok da fark etmez… mamak lazım hiçbir şeyden ancak o zaman özgür olabiliriz. EMRAH KOLUKISA u ‘Gucci Ailesi’ u Borusan’da u Folkart’tan Kaçırmayın vizyonda deneysel İbrahim Çallı sergisi ılın merakla beklenen yapımla- zmir’deki Folkart Gallery Türk bir gece Y rından “Gucci Ailesi” (House of İresminin unutulmaz ismi İb- Gucci) bu hafta vizyona girdi. Rid- rahim Çallı’yı kapsamlı bir ser- ley Scott’ın yönetmenliğini üstlen- giyle anıyor. “Türk Resminin Bo- diği film Gucci’nin iç hesaplaşmala- hem ve Asi Fırçası” başlıklı sergi- rının konu edildiği bir drama. Lady de Çallı’nın 80 eseri yer alıyor. Res- gaga ve Adam Driver’ın başrolleri- samın bugüne kadarki en kapsamlı ni üstlendiği filmde Al Pacino, Jared sergisinde başyapıtlarından biri olan ucerne’li üç mü- Leto ve Jeremy Irons da var. “Atatürk” portresi de görülebilir. L zisyen tarafından 2006’da kurulan Sche- u Sharon Stone’dan itiraflar u Pera Müzesi’nde üç sergi u DasDas’ta yeni oyun nellertollermeier 3 Ara- ünyaca ünlü Hollywood yıldızı Sharon Stone’un era Müzesi, 2021’i üç yeni sergi ile kapatı- urgül Yeşilçay ile genç kuşağın isimlerinden lık akşamı Borusan Dİki Kez Yaşamanın Güzelliği adlı otobiyografik Müzik Evi’nde kon- Pyor. “İstanbul’dan Bizans’a: Yeniden Keşfin NAfra Saraçoğlu’nu buluşturan Bir Barda Bir kitabı dilimize de çevrildi. İlknur Özdemir’in tercü- Yolları”, “İstanbul’da Bu Ne Bizantinizm!” ve Gece adlı tiyatro oyunu DasDas’ta izleyicisini bek- ser verecek. Nova Mu- me ettiği ve Sia etiketiyle çıkan kitapta Stone geçirdi- zak serisinin 33. buluş- “Yarına Notlar”. Son sergi farklı ülkelerden 25 liyor. Lulu Raczka’nın yazdığı, günümüze çok da ği felç sonrası yaşadıklarını anlatırken kariyerinin dö- sanatçının Covid-19 pandemisiyle başlayan yeni uzak olmayan distopik bir dünyanın anlatıldığı oyu- ması olan konser saat nüm noktalarına da değiniyor. 21.00’de başlayacak. küresel gerçekliği yansıtan eserlerine yer veriyor. nu 3 Aralık gecesi saat 20.30’da izleyebilirsiniz. Fotoğraf: Cumhuriyet Pazar
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear