22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

28 KASIM 2021 4 Solo albümü ‘Ölülere Masallar’ı yayımlayan Gökalp Ergen, ‘Hâlâ kulağımızın üstüne yatıyoruz’ diyor ‘Yola, yolda olmaya mecburuz’ u “Hayat yaptıklarımız ve yapamadıklarımız- ALI DENIZ USLU Gökalp Ergen solo dan bize kalanlar” gibi bir ruh hali var şarkı albümü Ölülere sözlerinde. Sanki kendinizle hesabınızı görmüş- entagram’dan tanıdığımız Gökalp sünüz gibi bu albümde? Masallar’da, geçmişi, Ergen, solo albümü Ölülere Masal- İnsan topluluğunun bir bireyi olarak, albümün lar dinleyiciyle buluşturdu. Albüm- şimdiyi ve geleceği eleştiri oklarını çevirdiği kalabalıktan kendimi deki şarkılar kendi içinde birbirini ta- ayrı tutmam pek mümkün değil. Bu anlamda yer zamandan bağımsız P mamlıyor, sanki her biri bir durak yer kişisel bir hesaplaşmaya dönüşmüştür elbet- ya da yaşanması gereken hikâyeler gibi. Her nota, bir şekilde eleştiriyor, te. Bununla beraber, Ölülere Masallar cinsiyetsiz her boşluk, her kelime özenle planlanmış. Ölülere daha yaşanabilir bir bir albüm. İçindeki herhangi bir parça, herhangi Masallar’da çok fazla acı, üzüntü ve çaresizlikle ge- bir kişinin hikâyesi, hepimizin hikâyesi olabilir. dünyayı umarken bunca len öfke var ama umut, ışık da hep oralarda bir yer- Albümün geneli, gözlemci vasfını kaybetmemeye lerde kendini hissettiriyor. Ergen, şair-müzisyen ge- kötülüğün nasıl hayat çalışan bir hikâye anlatıcısının, yer ve zamandan leneğine bağlı gibi görünüyor. Dili keskin, net, ne bulduğu çelişkisini bağımsız bir analizi niteliğinde. dediğini, niye dediğini çok iyi biliyor. Anlattıkları sorguluyor. Cevabı da hepimizin gördüğü, yaşadığı, maruz kaldığı olay- IYI BIR DÜNYA ISTEĞIMIZ VAR MI? lar. İşte anlattıkları… da veriyor: “Herkes u “Bir Katilin Adaleti” şarkınızda da “Sana u Albümün ismi “Ölülere Masallar” meta- ne pahasına olursa sahibin yeter/Bir katilin adaleti yeter” diyor- forunu biraz anlatır mısınız? Sistemin ve yeni sunuz. Herkes daha yaşanabilir bir dünyayı olsun yaşamak istiyor, dünyanın “yaşayan ölülere” çevirdiği topluma isterken bu kâbusların yaşanmasını nasıl bir gönderme mi bu? sonrasını düşünmeden, yorumluyorsunuz? Bu sadece bir açısı... Günümüzde yaşananları yalnızca istekleri Herkesin gerçekten “daha yaşanabilir” bir dün- şimdi eleştirdiği gibi, şimdiki zamanı geçmişte ya- Gökalp Ergen ya istediğine pek inanmıyorum. İnsanoğlu sadece doğrultusunda.” şayanlara şikâyet eden, “Bakın hâlâ her şey aynı, kendi istek ve ihtiyaçları doğrultusunda, sonrası- değişen pek bir şey yok” diyen bir hali de var. Bir nı düşünmeden ve ne pahasına olursa olsun ya- noktadan sonra, bu her şeye ve herkese değen geniş Bu ortaklığın dışında, benim besteci, söz yaza- “Yoldayım Şu Anda” sanki herkesin söylemek şamak istiyor gibi. Düzeltilmesi gereken onca şe- ölçeğinden sıyrılıp kişisel bir anlatıya dönüşmeye rı, aranjör ve enstrümanist olarak başka bir “dün- istediği ama söyleyemediği bir anlam taşıyor: ye rağmen, hâlâ kulağımızın üstüne yatmamızın başlıyor ki benim için asıl masal/hikâye vasfını tam “Sakin ve sessiz/kızgın, isteksiz/durmak istesem yam” daha var. Sevdiğim ve peşinde olduğum başka bir açıklaması olabilir mi? da o durumda kazanmaya başlıyor. bile/duramam/yoldayım şu anda”. Hepimiz bambaşka akor yürüyüşleri, olay örgüleri, melo- sonuna varamadığımız yollarda mıyız? u Salgın sürecini nasıl yaşadınız, albüme ruh u Albüm yüzde yüz Gökalp Ergen ruhunu dilerin ve de kelimelerin yarattığı spesifik ve ki- “Sonuna varamadığımız yollarda mıyız” soru- hali olarak nasıl yansıdı? taşıyor. Pentagram ve solo yolculuklarınız ara- şisel bir atmosfer bahsettiğim. Komple sadece si- su hem trajik hem de romantik bir soru. Söz konusu Açık konuşmak gerekirse, salgın süreci- sındaki farklar, benzerlikler neler? ze ait bir işte, her türlü soru ve cevaptan siz so- yola doğum-ölüm döngüsü açısından bakarsak, ken- ni kendi lehine çevirebilen azınlıktan oldu- Birden fazla müzisyenin birlikte bir şeyler üret- rumlu olursunuz. Bu sorumluluk, benim gibi mü- mesinin, profesyonellik, saygı ve disiplin çerçeve- dini tekrar eden ve başladığı noktaya dönen evren- ğum için şanslı hissediyorum. Doğal olarak kemmelliyetçi bir insan için kimi zaman zorlayı- sel hareketin bir parçası olma zorunluluğu, bu yol- çok üzüldüm, endişelendim ve çok kızdım ama sinde başka yükümlülükleri var. Ortak bir amacın cı olsa da Ölülere Masallar gibi bir sonucun orta- culuğu değerli kılan en önemli nokta. Günün sonun- kendisi ile baş başa kalmak için an kollayan bi- güdüldüğü, ortak bir resmin çizildiği, yaratıcı an- ya çıkabilmesi için bir mecburiyetti. lamda esnek de olsa bir geleneğin korunduğu, eğ- da, çıkış ve varış yerinden ziyade yolculuğun ve de ri olarak, bol bol okuma, düşünme, izleme ve lenceli ama ciddi, kolektif bir iş. u Ölülere Masallar albümünün ilk şarkısı yolda olma mecburiyetinin bir önemi kalıyor. üretme fırsatına sahip oldum. FILMIN NOTU: 8/10 Emre Kınay, tek kişilik performansıyla sahnede Jane Campion’ın Venedik Irgat’ı Shakespeare’le Film Festivali’nde gösterilen son filmi The Power of the Dog 1 Aralık’tan itibaren anlatmak Netflix’te izleyiciyle buluşuyor. yi geldi ger- Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, çekten. Da- Benedict Cumberbatch’ın ha fazla zaman bir kez daha izleyenleri ayırmalıyım. Benedict İ Mevcut koşul- Cumberbatch büyülediği film Campion’ın lar çoğu zaman olanaksız filmografisinde yeni bir zirve. kılsa da ne yapıp edip ti- yatroya sinemaya kaçma- lı. Geçen pazartesi, iyi pa- MUSTAFA K. zartesilerden biriydi benim Bu yılki Oscar adaylıklarında adından söz ettirecek ERDEMOL için. İKSV’nin 25. İstan- bul Tiyatro Festivali kapsa- mında sergilenen Irgat oyu- nunu izledim. Watergarden Jane Campion’dan Performans Merkezi’ndeki Duru Tiyatro’da Emre Kınay’ın tek kişilik oyunu bu. Anlayanlar tek kişilik oyunların öyle pek de ko- lay olmadığını söylerler, doğrudur muhtemelen. Tek başına dakikalarca izleyici kitlesinin dikkatini dağıt- gotik bir western madan oyun sergilemek herkesin başaracağı bir iş Emre Kınay değil gerçekten de. Ama kuşku yok ki Emre Kınay aldığı film, özellikle 3 karakterin (Phil Burbank, hayli iyi bir oyuncu. EMRAH KOLUKISA kardeşi George’un evlendiği Rose ve onun oğlu Oyun süresince gözümüzü bile ayıramadık sahne- Pete) etrafında şekillenen dramatik iskeletini bek- den. Konu, coğrafyamızın kadim sorunları tabii. Bir kaynaklar bereketliydi. Oyundan anlıyoruz ki Sha- lenmedik bir finalle tamamlarken izleyiciyi de ra- homas Savage’ın aynı adlı 1967 inşaat amelesinin ruh halini elbette içinde bulundu- kespeare günümüz Türkiyesinde yaşasaydı bizim hatlamayla tedirginlik arasındaki o tuhaf dengede tarihli romanından hareketle çe- ğu koşullara bağlı olarak anlatıyor. Öyle bir ame- ırgata özel olarak söyletirdi bunları. Buradan hemen bırakarak kapanıyor. Bu arada, hem hikâyede bir kilen ve ülkemizde 1 Aralık iti- le ki sorgulamayı biliyor hatta sorunun farkında da evrensel bir kültür ürününün yerelleştirildiğinin kırılma yaratan hem de atmosfer kurmakta çok barıyla Netflix üzerinden izle- ama hâlâ kendisine sorun yaşatanların “kötü insan- düşünülmesini istemem doğrusu. Ustanın yazdık- T yiciyle buluşacak olan The Po- güçlü bir katkı sunan Johnny Greenwood’un mü- lar” olabileceğini kabullenemiyor önceleri. Ta ki sa- larının kapsayıcılığını gösteren iyi bir kolaj olmuş zikleri filmin belki de en önemli unsurlarından wer of the Dog, 1920’li yılların Montana’sın- hip olduğu tek varlık sevgilisine “o kötü” insanlarca oyun. Kınay’ın oyunun sonuna doğru, oyunun ba- da alabildiğine eril bir dünyanın ortasında ge- biri olarak öne çıkıyor, onu da mutlaka belirtmek yaşatılanlarla karşılaşıncaya kadar. şından beri hazırladığı izleyicileri Hünkâr’a yönelik çen bir hikâyeyi anlatıyor. Eril dediğime bak- gerek kanımca. Irgatın, amelenin karşısındaki “kötülük” timsali slogana katması da hoşluktu. mayın, Jane Campion bu dünyayı bir yandan Hünkâr olarak nitelendiriliyor. Her yerde gözü kula- INSAN ILIŞKILERININ RESMI da homo-erotik çağrışımları bir hayli kuvvetli OYUNDA YOKSULLUK AĞIDI YOK ğı var. Ama sıradan bir ırgat ile uğraşmaktan da çe- The Power of the Dog bir yanıyla elbette bir bir bakış açısıyla koyuyor önümüze. kinmiyor, iktidarını gösterebileceği hiçbir alan, hiçbir Ben oyunda, bir kez daha söylüyorum, gizlen- western (ata binmek, sığır gütmek, sığırların deri- Açıkçası okumadığım için bu yaklaşım roma- kişi uzağında değil. Irgatın ona bakışını, ondan yakı- miş değilse de dikkatli dinlenmezse kaçırılacak ki- sini yüzmek, eyer kuşanmak, urgan örmek, yerli- nın satırlarında ne kadar belirgindi bilemiyorum nışını, sonradan düşman kesilişini görüyorsunuz. Sı- mi vurguları başarılı buldum. Günümüzün en ber- lerle takas yapmak gibi bu dünyaya dair tüm kli- ama filmin baş karakterlerinden Phil Burbank’in nıf çatışmasını bir ırgatın, aslında sınıfını ilgilendir- bat ayrımcılığı olan homofobiye göndermeler hay- şeler mevcut filmde) ama klasik westernlerde kişiliğinde su katılmamış bir mizojenisti canlan- meyen sorunlar üzerinden görüyor izleyen. Oyun çok li önemli. Klasik bir yoksulluk ağıdı da yok oyun- karşımıza çıkan mitik unsurlar yerini daha ger- dıran Benedict Cumberbatch hiç şüphesiz gençli- incelikle toplumda tabu sayılan konulara da değiniyor. da. Yoksulun bizzat kendisi, ufak tefek yalpalama- çekçi bir tasvire bırakırken gotik bir westernde ğinde âşık olduğu ve 20 küsur yıl önce öldüğün- Çatışmalı bir coğrafyada öksüz kalınca evlat edindi- larına rağmen “sınıf bilincine” önünde sonunda ula- karşımıza çıkabilecek temalar (delilik, suçluluk den beri de idolleştirdiği Bronco Henry’ye duy- ği, bir iş cinayetinde öldüğünü anladığımız evlatlı- şıyor zaten. Başka çaresinin olmadığı, oyunda güçlü vb.) ve insani ilişkiler üzerinden daha büyük bir duğu yoğun özlemi yansıttığı sahnelerde bu ho- ğından / iş arkadaşından söz ederken ırgat, onun cin- bir biçimde vurgulanıyor. resim çizilmiş. mo-erotik çağrışımları billurlaştırıyor. sel eğilimi nedeniyle de hırpalanmışlığına vurgu ya- Oyunu izlerken aklıma neler geldi bu ara- Resim demişken filmin son derece etkileyici pıyor. Sahneye gerçekten büyük incelikle ama yakıcı da. Shakespaere ile maceramız hayli eğlenceli- BEKLENMEDIK BIR FINAL bir sinematografisi olduğunu (görüntü yönetmeni olduğu hissedilerek aktarılmış tüm bunlar. dir. Othello’yu Türkçeye çevirdiler, 1930’lu yıllar- Ari Wegner’i anmak lazım) ve Campion’ın açık Yeni Zelandalı sinemacı Jane Campion 1993 da. Othello’nun 1603’te yazıldığı sanılıyor. O sıra- SHAKESPEARE BURDA YAŞASAYDI tarihli filmi The Piano ile uluslararası şöhrete ka- kapı ve pencereler arkasından çektiği sahnelerde- lar Venedik Cumhuriyeti’ne ait olan Kıbrıs’ın kont- ki çerçevelerin büyüleyici derecede güzel oldu- Emrah Eren’in son derece başarılı bir biçim- vuştuğundan bu yana topu topu 5 film çekse de rolü için çıkan Osmanlı-Venedik Savaşı’nda geçen (TV için de Top of the Lake ve Top of the Lake: ğunu teslim edelim. de sahneye koyduğu oyun öncesinde harika bir bir trajedidir. Eh, dileyen bizimle de bir bağ kurabi- çalışma yapılmış. Irmak Bahçeci Shakespeare’in China Girl adlı iki dizisi var bu arada) sinema ca- Hikâyenin insani ilişkilere dair cümleleri ise lir bu yüzden. Tabii bizim 30’lardaki çeviri çok hoş- (fazla da detaya girmemeye çalışarak) Phil’in tüm oyunlarını tarayıp oluşturmuş ki çok emek miasının her daim büyük saygınlıkla baktığı ve tur; Othello “Arabın İntikamı” adıyla sahnelenmiş- ister. Kınay’ın canlandırdığı figürün tüm sözleri her yeni filmini merakla beklediği bir isim. etrafındakilere yaşattığı terör duygusunun sü- tir memlekette. Ne kadar anlaşıldı Shakespeare biz- Shakespaere’den. Ama o kadar bizden ki o sözler. 2009 tarihli Bright Star’dan bu yana ilk filmi rüklediği dinamikler çerçevesinde belirginleşi- de bilemem ama tiyatromuzda çok çok güzel oyun- İnsanoğlu/kızının, aynı sınıfın bireylerinin sorunları yor ve onun özellikle Rose’u hedef aldığı nef- olan The Power of the Dog ile bir kez daha bir larını izliyoruz yıllardır büyük ustanın. Daha ön- birbirine benzer gerçekten de. Çağlar boyunca da dönem filmine (çektiği filmlerin yarısı dönem fil- reti ile farklı bir kanalda ilerlemeye başlayan ce yapılmışsa affedilmeyi umarak Kınay’ın Irgat’ı- değişmiyor bu. Sınıflı toplumun sorunları çağları mi neredeyse ve ilginçtir en çok ses getirenler de öykü en nihayetinde kötünün cezalandırıldığı nın belki de Shakespeare’den alıntılarla yapılan ilk aşar da gelir. yine bu yapımlar) imza atan usta yönetmen kari- bir mesele dönüşüyor. oyun olduğunu sanıyorum. yerinin yeni bir zirvesine çıktığı bu son filmiyle Tahminimce bu yıl Oscar adaylıklarında gör- İngiliz ustanın günümüze kadar gelmesinin nede- Tek kişilik oyunun hakkını vermiş bir oyuncu ni bu biraz da. Macbeth’ten, Romeo ve Juliet’ten, insan ruhunun karanlık yanlarına dair bir hikâye mezden gelinemeyecek bir film The Power of the Emre Kınay. Sınıfsal sorunların dili aynıdır. Me- anlatıyor. Burbank Çiftliği’ni idare eden iki erkek Dog ve hem Campion hem de Cumberbatch (hat- On İkinci Gece’den, Venedik Taciri’nden alıntılarla seleyi kavramışsa yazan Shakespeare de olabilir, “bize özgü” bir metin çıkarılmış. Tüm bu oyunlar- kardeş arasındaki gergin ilişkinin kardeşlerden ta belki Rose rolündeki Kirsten Dunst) öne çıka- Irgat’ın kendisi de. birinin evlenmesiyle iyiden iyiye toksik bir hal cak isimler olabilir kendi dallarında. da sınıfsal karşıtlıklar, monarşilerdeki krizler, ikili Mesele sınıfsal bakmayı bilmekte. Keyifli bir ge- ilişkilerdeki iniş çıkışlar işlenir. Ustanın beslendiği ce geçirdim vesselam Bİ DÜNYA İNSAN Fotoğraf: Emre Mollaoğlu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear