Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28 HAZİRAN 2020 3 Okul gerçekten bitti NAOMI FISHER sert bir yapınız olmalıdır. Aksi takdirde kargaşa doğar. Bunun Ö zyönlendirmeli eğitim üzerine yazdığım “Okul Bitti” makalem Psikolog’da yayımlandıktan birkaç gün sonra, COVID19 krizinin ardından okullar katapıldı... Küresel ölçekte, eşi gö la birlikte, bu, öğrenmenin en iyi yolunun, bahçede koşmak için kısa molalarla günde birkaç saat bir masaya oturmak veya yetişkin bir konuşmayı dinlemenin mutlaka etkili öğrenme ile sonuçlandığı anlamına gelmez. rülmemiş bir durum. Milyonlarca SIRI’YE DE SORABILIR çocuk şimdi gerçekten okulun dı şında ve zaman geri döneceklerini bilmiyoruz. Bazı sınıflarda dersler devam ederken, okullar, çevrimiçi eğitim uygulamasına geçmek zorunda kaldı. Tüm çocuklar bu durumdan memnun denemez. Çocuklarının okuldan ne beklediklerinden emin olmak ailelerin görevi. Bazıları bunu iyi yapıyor... Okul dışındayken bile çocukların öğrenmeye ve gelişmeye devam etmelerini nasıl sağlayabiliriz? u Evde, öğrenmenin gerçekleşmesi için okul koşullarını yeniden üretmek zorunda değiliz. Çocuk, örneğin YouTube videolarına bakarak ve Siri’ye sorarak bir şeyler araştırabilir. Birkaç dakikada bir evin etrafında koşabilir, mola süresi beklemeye gerek yok. Yatağında ya da masanın altında uzanabilirler. Çocukla konuşmak da oyun gibi zengin bir öğrenme kay nağıdır. EV FARKLIDIR IKNA ZORDUR u Öğrenme perspektifinizi genişletin. Okullar, akademik öğrenime öncelik veren bir tür öğrenme ortamıdır. Ev farklıdır ve orada sosyal ve kültürel öğrenime öncelik verilebilir. Gelişim psikoloğu Alison Gopnik, sosyal öğrenmenin okul öğreniminden daha zengin ve daha anlamlı u Öğrenci ilgilendiğinde öğrenim daha da etkilidir. Bu okul dışında daha çok belirgindir. Gelişim psikoloğu Alan Thomas'ın dediği gibi, ebeveynler çabucak öğrenir, çocuğun gözleri parladığında devam etmenin bir anlamı yok olabileceğini ve tur. Sıkılmış şimdi bunu de bir çocuğu öğ nemenin zamanı renmeye ikna olduğunu söylü etmeye çalış yor. Birlikte bir Naomi Fisher mak, bir eleği şeyler yapın ve suyla doldur çocukların sev maya çalışmak dikleri şeyleri yapmalarını sağla gibidir. Öğreniyor gibi görünse yın. Kitap okuyun, modeller ya ler bile, hiçbir şey almazlar. İlgi pın, oyun oynayın ve yemek pişi alanlarına bakın ve takip edin. rin. Hepsi öğrenilebilir. ILGI ALANI ÖNEMLI u Okulda çalışanlar evde çalışmayabilir. Okulda tüm sistem çocukların uyum sağlaması üzerine kurulmuştur. Nispeten az dikkat dağıtan şeyler vardır ve çocuklar çok az güç sahibidir. Evde ise çocuklar dikkat dağınıklıkları yaşarlar. Ve daha fazla güce sahiptirler. Evde okul yaratma çabalarının sıklıkla çatışmalarla dolu olduğu anlamına gelir bu. Uzun vadede, çocuğun ilgilendiği şeyleri bulmaya ve bunu öğrenmeye odaklanmak daha verimli olabilir. BAHÇEDE KOŞMAK u Okulda olanların çoğu aslında öğrenimle ile ilgili değildir. ÖZERKLIK DUYGUSU IÇIN u Bir çocuk doğasına uygun olarak motive olduğunda, her şey daha da yolunda gider. İç motivasyonu geliştirmek için Edward Deci ve Richard Ryan’ın önerisi kendi kaderini tayin teorisi uyarınca, özerkliği, bir yetkinlik ve ilişkili olma duygusunu teşvik etmek için koşullar yaratmamız gerektiğidir. Bunu yapmanın bir yolu, çocuklara yaptıkları şey hakkında anlamlı seçimler sumak ve yaptıkları iyi işleri onlara göstermektir. Doğru, şimdi çocukların hayatları hakkında çok az seçenekleri var, bu yüzden özerklik duygularını artırmak için onlara hangi kontrolü verebileceğinizi düşünün. Onlarla olan ilişkinize öncelik verin. Küçük bir alanda 30 çocuğa sa u Psikolog yazar Naomi Fisher’in yazısı hipseniz onları kontrol etmek için nın tamamı The Psychologist’te yayımlandı. REHBER ODASI FİGEN ATALAY Arık, “Dünyada daha önce gerçekleşen salgınlarda, ülkelerin en zorlandığı ve en hazırlıksız olduğu aşama okulların yeniden açılmasıydı. Afrika’da yaşanan Ebola salgını nedeniyle okulların kapanması, risk altındaki pek çok çocuğun eğitimden yoksun kalmasına ve okuldan kopmalarına neden oldu” diyor. Bu yaz farklı geçiyor. Gidecek bir köyü olanlar dışında tatil programı yapan pek yok. Annebabalar şimdiden “salgının biteceği yok, kalabalık sınıflarda, bahçelerde çocuğum nasıl korunacak” diye eylülü düşünüyor. Çocuklar okuldan soğudu, sabahın köründe kalkıp evden çıkmayı, servislerle yola düşmeyi istemiyor. Bir de buna, “ya bana okulda hastalık bulaşırsa” kaygısı ekleniyor. Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık, okulların açılma sürecini ele aldı. Arık’ın verdiği bilgilere göre, mayısta İzlanda, Norveç, Avusturya ve Fransa’da okullar açıldı. Bunun sonucunda, okulların açılmaya ne kadar hazır olduğuna yönelik tartışmalar da hız kazandı. Özellikle Fransa’da okulların açılmasından bir hafta sonra öğrenciler arasında çıkan 70 yeni vaka ve okul öncesi eğitim kurumlarından birinin bahçesinden sosyal medyaya yansıyan sosyal mesafe çizgileri tartışmaları güçlendirdi. EN ZORU EĞITIM Daha önce bu ölçekte yaşanmamış olsa da dünyada daha önce gerçekleşen salgınlarda, ülkelerin en zorlandığı ve en hazırlıksız olduğu aşamanın okulların yeniden açılması olduğuna işaret ettiğini söyleyen Arık, “Afrika’da yaşanan ebola salgını nedeniyle okulların kapanması halihazırda risk altındaki pek çok çocuğun eğitimden yoksun kalmasına ve okuldan kopmalarına neden oldu. Bu süreçte, çocuğa yönelik şiddet ve istismar vakalarında da artış görüldü. Bu deneyim önemli bir öğrenme fırsatı sunuyor. Buna karşılık, salgın sürecinde okulların yeniden açılmasına yönelik planlamalar büyük ölçüde telafi eğitim Okullar açılmaya hazır mı? Çocuklar hiç değil! leri açısından ele alınıyor. Oysa, hijyen koşullarının ve hijyen eğitimlerinin sağlanmasına, özellikle risk altındaki çocukların etkin izlenmesi ve desteklenmesine, eğitimin tüm paydaşlarının yeni sürece uyumunun sağlanmasına ve uzaktan eğitim sürecinde başlatılan psikososyal destek çalışmalarının güçlendirilerek sürdürülmesine öncelik verilmeli” diyor. HİJYEN SORUNU Arık’ın sıraladığı tespitler ve öneriler de şöyle: u Salgından önce okullarda hijyen masrafları ağırlıklı olarak okulaile birliği bütçelerinden karşılanıyordu. Önümüzdeki süreçte hijyen masraflarının kamu kaynakları tarafından karşılanma payı artırılmalı. u İçinde bulunduğu koşullar nedeniyle uzaktan eğitime erişemeyen ve uzaktan eğitim araçlarını etkin kullanamayan öğrencilere yönelik programlar planlanmalı. u Uzaktan eğitim sürecinin ardından sınıfta yaşanabilecek okula uyum sorunlarının ve devamsızlığın önlenmesi ele alınmalı. u Okuldan uzakta olunan süre uzadıkça özellikle risk altındaki çocukların okula dönüş oranların da azalma ihtimali artıyor. u Okulların yeniden açılma süre ci, akademik boyutun yanı sıra iyi olma halini de bütünüyle gözetmeli. SAĞLIK TAKİBİ UNESCO, okullar açılmadan önce usule ve finansmana yönelik tüm planların detaylı bir biçimde tamamlanmasının gerekliliğine işaret ediyor. Temiz su ve hijyen malzemelerinin sağlanması, sıhhi tesisatın denetimden geçirilmesi ve güçlendirilmesine yönelik çalışmalar, okullar açılmadan önce tamamlanmış olmalı. Hazırlıklar sırasında planlanan telafi/destek programlarında öncelik risk altındaki çocuklara verilmeli. Okullar açıldıktan sonra ise sağlık göstergeleri çok etkin izlenmeli; okulun tüm paydaşlarının iyi olma hali gözetilmeli. Tüm bu öneriler dikkate alındığında, Türkiye’nin bu sürece ne kadar hazır olduğunu anlamak için ise planlama; iletişim, danışma ve koordinasyon; izleme ve değerlendirme boyutlarında atılacak adımlara yönelik detaylı bilgi gereksinimi devam ediyor. Sokak hayvanları için yollarda Geçen yıl, sokak hayvanları adına farkındalık yaratmak için motoruyla 30 günde, on bin km yol yapan Barış Bahadır, tekrar yollara düştü. Aynı amaçla, ikinci kez tüm Türkiye’yi gezecek. Barış Bahadır, Karadeniz Ereğli’de yaşayan bir eskrim antrenörü. Kendi tabiriyle, birkaç sene önce “light” Barış Bahadır bir hayvanseverdi. “Korkmaz dım, geldiklerinde başlarını ok şardım ama o kadar” diye anla tıyor. Antramanlarını yaptıkları salonun önüne dadanan bir köpek sayesinde değişimi başlamış. Köpeği başta ticari kaygılarla kovduklarını itiraf ediyor, “ama o yine de geldi” diye ekliyor. Bu inatçı köpek, kısa süre sonra çocukların gönlünü kazanıyor, Barış Bey de durumu kabul ediyor. Çocuklar bu köpeciğe öyle bağlanıyor ki, motivasyonları artıyor, antramana düzenli gelmeyen kimi öğrenci, asla ders kaçırmamaya başlıyor, geç kalan erken geliyor. Barış Bey, durum böyle olunca, Karadeniz Ereğli’deki hayvan koruma derneği ile iletişime geçip, çocuklara köpek bakımı konusunda bilgi vermeleri için destek istiyor. Dernek de gelip onlara bir seminer veriyor. Bu süreçte şişmanlayan köpeciğin, aslında düzenli bakım sonucu değil de hamile olduğu için kilo aldığını öğreniyorlar. Bu köpecik ile kurulan ilişki öyle derinleşiyor ki, çocuklar Barış Bey’e, “Biz diğer sokak hayvanlarına da yardım etmek istiyoruz, gerekirse çalışır, kazandığımız parayı veririz. Sizin de motorunuz var, mamaları alıp dağıtırsınız” diyorlar. YOL BOYU DAYANIŞMA Çocuklar harçlıklarıyla mama almaya başlıyorlar. Barış Bey, motor turlarına başlıyor. Mama ihtiyacı olan hayvanlara ulaşmaya çalışırken, hayvan hakları savunucularıyla da tanışıyor. “Başka bir dünyayı keşfettim, dünyaya başka bir pencereden bakmaya başladım” diyor. Geçen yıl, sokak hayvanları için farkındalık yaratmak adına mo toruyla ilk Türkiye turuna çıktı. 30 günde, 39 şehir gezdi, on bin km yol yaptı. Her durakta, “Bu işin kahramanı onlar. Öyle büyük zorluklarla uğraşıyor, o kadar büyük işler yapıyorlar ki” diye anlattığı bölge gönüllüleri veya dernekleri ile buluştu. Bu yıl da turuna 17 Haziran’da, Anıtkabir’den başladı. Biz konuştuğumuzda, Ardahan’a gitmek üzereydi. Bir şehirden diğerine geçerken, ara bölgelerde kalmış hayvanları besliyor, vardığı kasaba veya şehirlerdeki aktivistlerle buluşuyor. 17 Temmuz’a kadar, Türkiye’nin bir ucundan diğerine pek çok şehri gezecek. Yol maceralarını, “hikâyeler”inde paylaşan Barış Bahadır’a “motopati” Instagram adresinden ulaşabilirsiniz. PATI GÜNLÜKLERI DEN IZ YAVAŞOĞULLARI cdenizy@gmail.com u Apartman bahçesindeki kedi yavruları yuva arıyor İZMİT 0 538 559 41 72 u Mutlu Golden yuva arıyor. İSTANBUL 0 542 224 12 07