Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 MART 2020 3 Virüs neydi, unutmuşuz KEDI GÖZÜ Biz ne ara kötü olduk? Düşünün bir salgın var ve yalnız, yaşlı bir karıkoca evde oturmuş ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorsunuz. Zaten korku içindesiniz, her an tehlikede olduğunuz, bu virüsün en çabuk sizi etkileyeceği söyleniyor. O sırada kapı çalınıyor ve güler yüzlü iki kişi Sağlık Bakanlı’ğından geldiklerini ve size test uygulayacaklarını söylüyorlar. İçinizi bir ferahlık kaplıyor, neyse ki sizi de düşünen birileri var. Çıkıp hastaneye gidemezseniz diye onlar kalkıp gelmişler ve en kıymetli varlığınız olan sağlığınızı korumak için karşınızdalar. NE ZAMAN BAŞLADI? Yüzünüze bir sprey sıkıp sizi bayıltacakları ve belki de yastık altına sakladığınız üç beş kuruşunuza göz diktikleri aklınızın ucundan bile geçmiyor. Düşünün, bir hastanede hemşiresiniz. Geceniz gündüzünüze karışmış, günlerdir doğru dürüst ne yemek yiyebilmiş ne uyuyabilmiş ne de evdeki çoluk çocuğu görebilmişsiniz. Büyük bir risk altında çalışıyorsunuz, çünkü virüs büyük ihtimalle etrafınızda bir yerlerde geziniyor. Fakat siz bu günler için yetiştirildiniz ve bunu umursamıyorsunuz bile. Aklınızdaki tek şey etrafınızdaki hastalara yardım etmek. Eldiven ve maskelerin olduğu rafa doğru ilerliyorsunuz ama o da ne? Bu malzemeleri koyduğunuz yerde yeller esiyor. Biri hepsini çalmış ve size ilaç için bir tane bile bırakmamış. Gözlerinize inanamıyorsunuz. Mesela bir tüccarsınız, elinizde bir süredir satamadığınız dezenfektan, kolonya ya da ihtiyaç duyulan başka bir malzeme var ve işte o gün geliyor. Aniden herkes elinizdekilerin peşine düşüyor, çünkü artık sağlık her şeyden önemli. Malınıza biçtiğiniz değerin bir önemi kal SEDEF ERKEN mamış, is terseniz üç isterseniz beş katı fiyat koyabilir siniz. Tabii hemen zam yapıyor sunuz, parası olan alır olmayan al maz, size ne? Son günlerde duyduğumuz bazı fırsatçılık, hırsızlık hikâyeleri bun lar. Kimse pek şaşırmıyor, artık alı şılmış böyle hikâyelere ama pek çok kişi aynı soruyu sormadan edemi yor: Biz ne ara böyle kötü olduk? Cevap çok basit aslında. Onda var bende neden olmasın, o almış ben neden almayayım diye bir hırsı normal kabul ettiğimiz günden beri. Eskiden ailelerimizin hepimize da ha küçük yaşlarda öğrettiği tevazu, kanaatkârlık gibi değerleri hayatın önemli rehberleri olarak sahiplen meyi bıraktığımızdan beri. Marka lar, AVM’ler, teknolojik aletler, pa halı arabalar, gökdelenler hayatımı zın tam ortasına yerleştiğinden be ri. Arzu nesneleri hayatımızın asıl amacı olmaya başladığından beri... DÜŞÜNME ZAMANI Virüs neydi, canlı mı cansız mıydı, nasıl yaşar nasıl ölürdü hatırlamıyoruz. Pek çoğumuz orta okul lise bilgilerimizi çoktan unutmuşuz. Bunları bize öğretmişlerdi ama öğretilen pek çok şey gibi bunlar da aklımızdan çıkmış çoktan. Okul bahçesindeki çocuklarsa aralarında konuşuyorlar. Olan bitene pek aldırmıyorlar. “Bize bir şey olmaz, bizim bağışıklık sistemimiz güçlü, büyükler düşünsün” diyorlar. Bencilliğin her yerde kol gezdiği bir çağda kendilerinden başkasını düşünmüyorlar diye onları suçlayabilir miyiz? Bence bu haksızlık olur. Haklılar, onlar daha çocuk, asıl başını ellerinin arasına alıp düşünmesi gerekenler biziz. Hazır evdeyiz, düşünelim, sakince uzun uzun düşünelim. Öğrencilere koronavirüs ‘tatili’ önerileri Evde miskinlik yok! u Karamsar olmayın: Tüm olanlara rağmen merak etmeyin, sizleri çok güzel ve başarılarla dolu sağlıklı bir gelecek bekliyor. Başkalarının karamsar ya da olumsuz, doğru olmayan söylemlerini dinlemeyin. u Sloganınız,“Panik yapma, önlem al” olsun. u İngilizce filmler seyredip kitaplar okuyarak İngilizce becerilerinizin güncel ve dinamik kalmasını sağlayabilirsiniz. REHBER ODASI FİGEN ATALAY Evde kaldığınız dönemi iyi değerlendirmek elinizde. İnternette pek çok yararlı aktivite var ancak aşırı bilgisayar kullanımı bağışıklığa zarar. K oronavirüs nedeniyle okulların tatil edilmesiyle evde zaman geçirmek zorunda kalan çocuklar sıkılmaya başladı bile! Çocuklara bu dönemi “klasik bir tatil” değil, “önleme süreci” olarak görmelerini öneren uzmanlar, evde spor yapılmasını, bol bol hareket edilmesini öneriyor. Tarsus SEV Ortaokulu Rehberlik Bölüm Başkanı Eray Varol, öğrencilere ve anne babalara şu önerilerde bulundu: u Her duyduğunuza inanmayın: Öncelikle internetten ya da farklı medya kuruluşlarından aldığınız her bilgi doğru bilgi değildir. Bu konuda uzman kişilerin tavsiyelerini dinleyin ve resmi kaynaklı bilgilere itibar edin. u Uyku düzeninizi bozmayın: Bu salgın, gençleri daha az etkiliyor. Ancak bu, önlem almamanızı gerektirmiyor, özellikle el yıkama, hijyen ve uyku düzenine çok fazla dikkat edilmesi gerekiyor. Tatiller, uyku düzeninin bozulmasına neden olan zaman dilimleridir. Tatil döneminde geç yatıp geç kalkmayı alışkanlık haline getirmek, beden ve ruh sağlığınızı olumsuz etkiler. u Tatil değil önlem süreci: Okulların tatil olması, sizin dinlenmenize ve daha sağlıklı kalmanıza önemli bir etken olacaktır. Ancak bunu klasik bir tatil olarak değil bir önlem süreci şeklinde değerlendirmek daha akılcı olacaktır. Bu nedenle, bu dönemde kalabalık yerlerde bulunmamaya özen gösterin. Uzmanlar bu salgını artıran en önemli unsurlardan birini de sosyal temas olarak belirtiyor. Bu nedenle kapalı ve kalabalık mekânlardan uzak durun. u Mutlaka kahvaltı yapın: Beslenmenize özen gösterin. Sabahları mutlaka kahvaltı yapın. Bağışıklık sisteminizi güçlü kılacak doğal besinleri almaya özen gösterin. u Evde spor yapın: Evde geçireceğiniz zamanda spor yapabilirsiniz. Mümkün olduğunca evin içinde hareketli olmaya çalışın. u Aşırı bilgisayar kullanımı bağışıklığa zarar: Zamanı verimli geçirin. Özellikle bu tatil kitap okumanız için çok büyük bir fırsat. Saatler ce bilgisayarın, telefonun ya da tabletlerin başında oyun oynayarak geçireceğiniz süre unutmayın ki sizi güçsüz kılar ve bağışıklık sisteminizi olumsuz etkiler. Bu etkinliklerinizi bir program dahilinde dengeli bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz. u Uzaktan eğitim duyurularını takip edin: Milli Eğitim Bakanlığı ve okullarınız tarafından sizlere sunulacak uzaktan eğitim olanakları hakkındaki duyuruları ve bilgilendirmeleri yakından takip edin. u Derslerden kopmayın: Tatilin ikinci haftasından itibaren sizlerle online yapılacak eğitimlere lütfen katılın. Derslerden uzaklaşmanız konuları daha çabuk unutmanıza yol açar. Öğretim sürecinden kopmayın. u Evde deneme sınavları yapın: Sınava hazırlanan öğrencilerin hazırlık ve çalışma sürecinin kesintiye uğramaması için gerek uzaktan yapılacak eğitimleri takip etmesi gerekse evde yapılacak çalışmalara devam etmesi gerekiyor. Deneme sınavlarını ve çalışmalarınızı mümkün olduğunca evinizde gerçekleştirmeye gayret edin. Yüksek sesle sorgulayamıyorsak, mırıldanalım Koronavirüsten sonra ne olacak? H atırlama becerisi belleğin yeşerdiği toprak, anılar da bu toprağın meyveleri. İnsanlarla hayvanları ya da bitkileri ayıran en önemli özelliklerden bi jedi gözümüzün önünde yeniden canlandırılıyor. Bir toz zerresinden ibaret insanlar olarak bu yönetmenin kim olduğunu bulmayı beceremiyoruz, toparlanıp senaristin düşüncelerini, ri anılara ve hatırlama becerisine sahip fikirlerini, yarattıklarını ortaya ko olmak. Büyüyüp olgunlaşmamız için yacak uzmanlığa da sahip değiliz. öncelikli ihtiyacımız bu. Sıklıkla ye Peki, bu “ölüm oyunu” yeniden mek yemekten, giyinmekten, nefes al canlandırılırken kendimize en azın maktan bile daha önemli olduğunu dü dan bir öncekine dair neler hatırla şünüyorum... dığımızı sormamalı mıyız? COVID19 hayatımıza girdiğinden Belleğimizi kim sildi, geçmişimize bu yana tam olarak kaç kişinin ona bağlı kim sünger çekti? olarak, hastanelerde ya da dışarıda hayatını Unutkan insanlar arazilerdeki ve yol kaybettiğini bilmiyoruz. Bunu araştırma ya da lardaki pisliğe benziyor. Ayakkabıların birilerine sorma şansımız bile olmadı. Daha altındaki oluklar onlara diledikleri gibi da kötüsü zaman geçtikçe bu araştırmalar ve sorular için çok geç olabilir, bu konular son YAN LİANKE basabilir. Unutkan insanlar onlara hayat veren ağaçla bağları kopmuş tahta ve ka suza dek gizemini koruyabilir. Böyle giderse las parçalarına benziyor. Gelecekte neye gelecek nesillere kimsenin hatırlamadığı, için Hong Kong, den çıkılması güç bir yaşam ve ölüm karmaşası bırakacağız. Bilim ve dönüşeceklerinin kontrolü, testerelerin ve baltaların elinde. HHH Geçmişte ve günümüzde bireyler, toplumlar Teknoloji ya da ülkeler neden trajediler ve felaketlerle karşı karşıya kaldı? Ayrıca tarihteki felaketlerin bedeli neden on binlerce sıradan insan ha Üniversitesi’nden Çin Kültürü Yazmaya duyduğu tutkuyla hayatına anlam katanlara, hayatı harflere güvenerek yaşayanlara sesleniyorum. Biz de dö yatıyla ödendi? Bilmediğimiz ya da sorgulamadığımız (ve uysallıkla dinlediğimiz) sayısız unsur arasından biri öne çıkıyor: Biz insanlar (ırk olarak hepimiz, karıncaya benzer önem hocası Prof. Lianke’nin ilk külen kana ve hayata dair belleğimizden vazgeçeceksek yazmanın anlamı ne? Edebiyatın değeri ne? Toplum neden yazarlara ihtiyaç duyuyor? Anılar dünyayı de sizliğimizle) unutkan canlılarız. HHH Hafızalarımız düzenlendi, değiştirildi, silin telekonferans dersinden bir ğiştiremez, ama bize gerçek birer vicdan verebilir. Anılar bize gerçekliği değiştirme gücünü vermese de en azından bu yö di. Başkalarının hatırlamamızı söylediklerini hatırlıyor, unutmamızı söylediklerini unutu bölüm... ne doğru bir yalan geldiğinde içimizde bir şüphe uyandırabilir. yoruz. Söylendiğinde sessiz kalıyor, emir gel COVID19’un kaynağını ve nasıl ya diğinde şarkılar söylüyoruz. Hafıza çağımı yıldığını yüksek sesle sorgulayamıyorsak zın bir aracı haline geldi, unutmamız gerektiği söylenen sessizce mırıldanalım, nitekim bunu yapmak da vicdanı ler ya da hatırlamamız istenenlerden ibaret ortak ve ulu mızın ve cesaretimizin bir göstergesi... Li Wenliang gi sal hatıralar oluşturmak için kullanılıyor. bi olan biteni duyuramıyorsak bile en azından o duyuru Son 20 yılda olanları hatırlayalım. Sizin gibi 1980’ler lanlara kulak verelim. Yüksek sesle konuşamıyorsak, fı ve 1990’larda doğan çocukların deneyimlediği ve hatır sıldayalım. Fısıldayamıyorsak hafızalara sahip, sessiz in ladığı şeylerden bahsedelim. Örneğin AIDS, SARS ve sanlar olalım. Savaşı kazandıktan sonra zafer şarkıları COVID19 insan eliyle gelen felaketler mi yoksa Tang söyleyen kalabalıklar geldiğinde sessizce geri adım atan shan ve Wenchuan depremleri gibi insanları çaresiz bı insanlar olalım, içinde hafızalarını koruyan mezarları yü rakan doğal afetler mi? Öyleyse bu tür doğal afetlerde reklerinde taşıyan, hatırlayan ve bir gün bu anılarını ge ki insan unsuru neden hep aynı? Özellikle 17 yıl önceki lecek nesillere aktaracak insanlar. SARS salgını ve günümüzdeki COVID19 salgını sanki aynı tiyatro yönetmeninin elinden çıkmış gibi. Aynı tra u Yazı Vesair.org’da yayımlandı. u Çinceden İngilizceye çevirinin tam metni: https://lithub.com/yanliankewhathappensaftercoronavirus/ 2019 OLOF PALME DEMOKRASI ÖDÜLÜ’NE DEĞER GÖRÜLEN JOHN LE CARRÉ’DEN YEPYENI BIR MACERA! John Le Carré bu kez casusların dünyasının karanlığını ön plana çıkarıyor. Casuslar Mücadelesi, korku ve gurur yüzünden kendini kaybeden insanların dokunaklı, bir o kadar da güçlü hikâyesi. kirmizikedi.com /kirmizikediyayinevi 13,5x25casuslar.indd 1 /krmzkedikitap /kirmizikediyayinevi 13.03.2020 11:19