Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
19 OCAK 2020 3 Örselemeyin, azarlamayın Bütün çocuklar iyidir P arkta yürüyordum. Kocaman bir köpek kıyor, özellikle sabahları okul yoluna çıkmış pek çok aile camın önünden geçiyor. Tembellik edip yanıma geldi. Ön erkenden evden çık ce burnunu elimin madığım sabahlar ba altına soktu, sonra zen koltukta oturu kafasını. Biraz sevince dönüp bu kez SEDEF ERKEN yor ve bir şeyler okuyorum. Camın aralık bedenini sırtı bana @SedefErken yerinden sesler duyu dönük olacak şekilde yorum. tam önüme yerleştirdi. Bu be u Yürüsene, yürü dedim ni daha çok sev demek, bili sana. yorum, bu kadarı yetmedi, da u Hayır, ne diyorsam yapa ha da çok sev, çok sev demek. caksın. Sevgi herkese lazım, her u Ben ne söylediysem o gi canlıya. Hayatta ne başarı el yilecek, o kadar. de edersek edelim dönüp do u Yeter ama bıktım artık. laşıp aynı soruyu sorarız ken Ne zaman bir çocuğun kal dimize. Açıkça olmasa da giz binin kırıldığına şahit olsam, lide bu soru hep bir yerlerde onun o itiraz eden, acı çekti durur. Seviliyor muyum? ğini anlatan mızırdanmalı ses SEVGI AÇLIĞI VARSA... tonunu duyunca aniden ağlamaklı oluyorum. Anne ba Aslında bunda şüphelene balarla çocuklar çatışır elbet cek bir şey yok, elbet bizi se ama yol ortasında sözle de ol ven birileri var etrafımızda. sa itilip kakılan bir çocuğun o En azılı suçluyu da cezaevin an söylenenlerden bir şey öğ de ziyaret edecek bir yakı renmeyeceği de aşikâr. Üste nı bulunur. Hiç kimse gitmese lik yoldan geçenler kendisinin annesi gider yanına, her şeye azarlandığına şahit olduğunda rağmen... Herkes sevilir. çocuk daha çok örseleniyor, Seviliyor olduğumuzu içten değersizlik hissediyor. içe her zaman biliriz ama ye niden, yeniden onaylansın is NE VERIRSEN... teriz. Bunca sevgi açlığı var Çocuklarımızı çok sevdiği sa bu, başkalarından aldığımız mizi söyleriz, onlar bizim için duyguyu kendi kendimizi sev hayat kaynağı deriz, hatta ya mek için kendimize yakıt ola şama amacım diyen de var ki rak kullanmak içindir. Çün bu bence bir çocuğa büyük bir kü onlar bilmese de biz kendi yük. Önemli olan hayatın gri mizde sevilemeyecek çok şey koridorlarında hazırladığımız olduğunu biliriz. İçimizde o sevgi sandviçi içinde nele ki karanlık arada bir hatırlatır ri kattığımız. Sevgi adı altın bunu bize. da çocuğun bünyesine nele Başkaları tarafından onay rin girdiği aslında. Yani bes lanmak ve sevilmek isteğimiz lenmekse kuru ekmek de zi çoğu zaman, bu tür düşüncele yafet de karın doyuruyor bir rimiz bizi kendimizden uzak şekilde. laştırır. Çünkü kendimizi sev Tüm bunlarla ilgili Nihan mek için dışarıdan edindiği Kaya’nın kitabı “Bütün Ço miz sebepler geçicidir. Bir gün cuklar İyidir” konuya kafa yo vardır, bir başka günse bizi se ran herkes için güzel bir oku venlerin sevebileceği daha ca ma. Yayımlandığından beri zip birileri ortaya çıkar ve or kitaptaki bazı görüşler sosyal tadan yok olabilirler. O zaman medyada da tartışılıyor. Tek işler daha da karışır. Bu yüz bir kitaptan tüm doğruları bir den bu ihtiyacın dışarıdan des seferde söylemesini beklemek teklenmesi yeterli değildir, mümkün değil elbette ama kendiliğimize dair öz sevginin “çocuk azarlama” toplumu ol içeriden gelmesi gerekir. maktan çıkmak için bir adım Evimin salonu caddeye ba dır yine de... Kılıç, “Tatil her öğrencinin dinlenmek için ihtiyacı olan bir zaman olmakla birlikte ikinci döneme hazır başlamak adına da bir fırsattır” diyor. Yarıyıl tatili en iyi nasıl değerlendirilir? Tabletsiz REHBER ODASI Yarıyıl tatili başladı. Çocuklar ne yapacağını şaşırdı! Her kafadan bir ses çıkıyor: “Ders çalışmadan olmaz, günün belli saatlerinde ödev yapacaksın”, “Öyle saatlerce odaya kapanmak yok”, “Bütün gün bilgisayarda oynayamazsın, bak ceza veririm”, “Bu kitapların hepsi okunacak” vb. vb. Günü etkinliklerle doldurmak ya da çocuğu sürekli ders çalışmaya zorlamak yerine kararları birlikte almak tatilin daha verimli geçmesini sağlayabilir. FİGEN ATALAY Tatili doğru planlamak şart ama bu nasıl olacak? En doğrusu programı çocuklarla birlikte, onun ihtiyaç ve isteklerini göz önüne alarak yapmak. PLANLAMA AMA NASIL? Bilfen İlköğretim Kurumları Rehberlik Bölüm Başkanı Tuğçe Kılıç, “Yarıyıl tatili nasıl değerlendirilmeli” sorusuna şu yanıtı veriyor: “15 günlük sürecin sadece dinlenmek için zaman ayrılmasından ziyade doğru bir planlama ile dinlenmek, okul döneminde yapamadığı ve keyif aldığı etkinliklere zaman ayırmak, aile ile kaliteli vakit geçirmek, derslerle ilgili eksik konuları varsa bunları tamamlamak ve öğrenilen bilgiyi pekiştirmeye zaman ayırarak sürdürülmesi gerekir. Doğru planlanarak geçirilmiş bir tatil süreci, okula yeniden adapte olma süreçlerini de olumlu etkileyecektir. ” Tuğçe Kılıç’a göre, planlamayı öğren olsun cinin ihtiyaçlarına göre yapmak en doğru yöntem. Akademik programın, “Eksiği olan konular var mı?”, “Hangi derslerde biraz daha çalışmaya ihtiyacı var?”, “Bu dönem neler işlediler?”, “Yani neleri tekrar etmesi gerekiyor” gibi soruların cevabına göre belirlenmesi gerekiyor. Kılıç, “Bu çalışmaların yanı sıra öğrencinin ailesiyle kaliteli zaman geçirebileceği, arkadaşlarıyla birlikte olacağı, kendisine zaman ayıracağı; sanatsal ve kültürel faaliyetlere yer ayıracağı ve günde en az ilkokul öğrencileri için 2530 dakika, ortaokul ve lise öğrencileri için 4045 dakika kitap okuyabileceği şekilde planlanmalıdır” diye konuşuyor. HER GÜNE BIR AILE OYUNU Bilfen Anaokulları Koordinatörü uzman psikolog Hande Kızılöz Uluca, son yıllarda kendini hayatın merkezinde hisseden çocuk ve çocuğunu anlamaya odaklanan annebabalar arasında iletişim problemi yaşanmaya başladığına dikkat çekerek “Bahçede oynanan ‘kutu kutu pense’ oyunu, yerini ev içerisinde geçirilen zamanlara bırakınca bu iletişim problemi zamanla çatışmaya dönüştü ve en öne çıkan çatışma nesnesi ‘tablet’ oldu. Yarıyıl tatilinde bu çatışma nesnesini ortadan kaldırabilecek en büyük güç ailenizde, aile oyunlarında” diyor. BABAM SAYIYOR, BIZ ANNEMLE SAKLANIYORUZ Bilfen Anaokulları öğrencilerinin “En sevdiğin aile oyunu nedir” sorusuna yanıtları: u Annem ve babamla krep yapmayı çok seviyorum. Yumurta, süt ve un koyuyoruz içine, bazen bal... Birlikte yiyoruz. u Ailemle isimşehirhayvan oynamak. u Saklambaç! Babam sayıyor, biz annemle saklanıyoruz. Ben mutfağa saklanıyorum, annem de. Çok gizli bir yer var orada. u Ben prenses kıyafeti giyiyorum ve masaya oturuyorum. Sonra annem tabağıma yemek koyuyor ve ben gözümü kapatıyorum. Yemeğin ne olduğunu bulmaya çalışıyorum. u Annem ve babamla birlikte robotlar yapıyoruz. Önce kâğıt alıyoruz, sonra robotun şekline göre kesiyoruz. Sonra da duvarıma asıp sergiliyorum. u Anneme, babama ve kardeşime kuklalarımla tiyatro yapmayı çok seviyorum. Kuklalarım markette alışveriş yapıyorlar. Ailem de seyirci oluyor. u Yağ satarım bal satarım oyunu! Bir daire oluyoruz, ben elime bir kâğıt alıyorum. Ailemin etrafında dönüyorum. Birine kâğıdı bırakıyorum, o da beni yakalıyor. u Hafıza kartı. Aynı kartları bulunca kazanıyorsun. Sonra yine oynuyorsun. Bunu en çok dedemle oynuyorum. u Gölge oyunu oynamayı çok seviyorum. Bütün ışıkları kapatıyoruz. Telefondan duvara ışık tutuyoruz. Duvara şekil yapmaya çalışıyoruz. Geri kalanlar ne yapıldığını tahmin etmeye çalışıyor. Halk arasında, köpeklerin üşümediğine inanılır. Oysa ki bu yanlış bir bilgidir. PATI GÜNLÜKLERI DEN IZ YAVAŞOĞULLARI cdenizy@gmail.com Köpekler üşür mü? T üyler, köpekleri sıcaktan, soğuktan, zararlı güneş ışınlarından korur. Köpeklerin kürklerinin, onlar için önemi büyüktür. Bu hem yaz hem de kış ayları için geçerlidir. İçerisinde olduğumuz kış mevsiminde, ne yazık ki çoğu insan, hayvanların üşümediğini düşünerek davranıyor. Sokak dahi olsa bahçede bakılan köpeklerin kesinlikle kulübesi olmalı. Kışın bu kulübenin içine onu sıcak tutacak malzemeler de eklenmeli. Ancak ıslak kalan battaniyelerin hasta ettiği unutmamalı. Tabii her büyük ırkın da bahçede bakılabileceği çok yanlış bir bilgi. Golden gibi hassas ırklar hem ruh hem de fiziksel köpeklerinden bahçede bakılan köpekle sağlıkları açısından bahçede bakılamaz. re kadar, birçok hayvan bunun sıkıntısına ve bundan kaynaklanan sağlık sorunlarına maruz kalıyor. Yüzlerce köpek ırkının her birinin soğuğa toleransı ayrıdır. Örneğin Sivas Kangal, Husky, Alaskan Malamute ve diğer kuzey ırkları Türkiye koşullarında üşümez, ancak bu da onları korunaksız bir alanda, kulübesi dahi olmadan tutmak anlamına gelmemeli. Tolere edebilmenin, konfor olmadığı da unutulmamalı. Bir yandan, hayvanların özellikleri, yaşadıkları koşullara göre de şekilleniyor, yazın tüy dökmeleri, kışın tüylenmeleri gibi... Evde yaşayan hayvanların da soğuğa dayanıklılığı azalıyor. Özellikle, küçük ırklarda ve tazı gibi az tüylü, ince yapılı köpekleri çıkarırken dışı yağmurluk, içi polar kıyafetler giydirerek onları koruyabilirsiniz. Büyük ırk, hatta kuzey kökenli bir ırk Golden sahiplenmek isteyen ve bahçede bakacağını söyleyen çok kişi oluyor, bu, aile köpeği Golden’lar için eziyettir. DONMA TEHLIKESI... Dışarıda olmaktan zevk duyan, aktif, enerjik, aile değil koruma odaklı soğuğa dayanıklı köpekler bahçede bakılabilir. Bana kalırsa bahçede bakılacaksa en az iki köpek olmalı ki arkadaşlık etsinler. Sokak köpeklerinin de üşüdüğünü unutmayıp kışın onlara korunaklı alan yaratmaya ve iyi beslemeye dikkat edelim. Özellikle dağ başlarına atılan köpeklerin ciddi şekilde donma tehlikesi yaşadığını unutmayalım, belediyelerimizden kulübe koymaları ve besleme yapmaları için ısrarla talepte bulunalım. Peki, ya kediler? Kedileri de haftaya konuşalım. Keyifli pazarlar! biletix.com | 0850 755 55 55 | Biletix satış noktaları Bilgi için: issanat.com.tr | (0212) 316 10 83 / issanat | issanat.com.tr