Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 EYLÜL 2019 7 Taşra mı dediniz? İşte size taşra... Sanat da var, felsefe de var, ders de... Tarsus’ta aydınlanma ateşi H âlâ taşra, büyük kent ayrımı yapan kaldı mı bilmem, ama eğer varsa onlara, onca olanaksızlar içinde taşrada neler yapılabildiğini Aratos dergisini takip ederek görmelerini öneririm. Böylelikle, hem “tarih, felsefe, kültür, sanat” alt başlıklı bir dergi olarak küçücük boyutuyla “dağları devirmiş” harika bir dergiyi tanımış, hem de taşrada neler yapılabildiğini öğenmiş olacaklar. Tam on altı yıldır Tarsus’ta aralıksız yayımlanıyor Aratos dergisi. Derginin yayın kurulundaki adların alanlarında uzman kişiler olduğunu belirteyim öncelikle. Başkanlığını felsefeci Prof. Zehragül Aşkın’ın yaptığı derginin yayın kurulunda, Prof. Afşar Timuçin, Prof. Örsan K. Öymen, Prof. İoanna Kuçuradi, Prof. Suat Karaaslan, Prof. Adnan Gümüş, Prof. Ahmet Ünal, Prof. Sevgi İyi, Prof. Serra Durugönül, Prof. Kamuran Elbeyoğlu, Prof. Murat Durukan, Prof. Ethem Derman, Prof. Hatice Nur Erkazan, Prof. Binnur Eral Demir, Prof. Sinan Özbek, Prof. Çetin Veysel, Prof. Eyüp Erdoğan, Prof. İlter Uzel, Doç. Mustafa Günay, Doç. Ümit Aydınoğlu, Doç. Tolga Ünlü, Yard. Doç. Songül Ulutaş, Erkan Tanrıgünverdi, arkeolog Erkan Alkaç, yazar Hasan Özpehlivan, Türkolog Ali Çatal, Serpil Çelenk Güvenç gibi isimler yer alıyor. Herhalde bir fikir verir bu isimler derginin nasıl bir yayın olduğuna ilişkin olarak. ALTI AY DERS Aratos, yayıncılık da yapıyor. 43 kitap yayımladı bugüne kadar, ama sadece bu değil yaptıkları. Derginin kurucusu, sahibi her şeyi Uğur Pişmanlık’a sordum. “Aslında birçok faaliyetimizi dergi üzerine inşa ettik. Örneğin 12 kente yayılan felsefe okullarımızı, Gezgin Kadın olarak tanınan Gülher Sağlık’ın önerisiyle kurduğumuz, şimdi beşinci yılını dolduran Aratos Kültür Sanatevimizi dergimizle oluşturduk” oldu yanıtı. Pişmanlık’ın sözünü ettiği, çoğumuzun habersiz olduğu o felsefe okulları tam dokuz yıldır var. Kasım mayıs arası, yani 6 ay boyunca ders veriliyor buralarda. Ağırlıklı olarak felsefe, ama tarih, arkeoloji, edebiyat, resim, heykel, tıp, ekoloji ve astronomi dersleri de okutuluyor. büyükannenin bahçesi Yılda bir kez Aratos Ödülü de veren Aratos Sanatevi’nin 6 bin kitap ile 2 bin dergiden oluşan bir kütüphanesi, yazlık sineması, sergi alanı var. Kendi mal varlığını bu işe adamış Pişmanlık. Dedesinin bakkal dükkânı konferans salonu, büyükannesinin bahçesi de felsefe okulu bugün. O bahçede büyük felsefecimiz Prof. İanna Kuçuradi de konuşma yapmış. Ayda bir imza gününün de yapıldığı sanat evinde ayda bir karikatür, fotoğraf ve heykel sergisi düzenleniyor. Uğur’la konuştuğumuz sırada Nâzım Hikmet’in İlk Kitap Kapakları sergisi sürüyordu. Mahalle kadınlarına okuma yazma da öğretiliyor sanat evinde. Bu kadar da değil tabii. Yazlık sineması da var ki yılda 150 film izleniyor. Yılda bir kez, bu yıl dördüncüsü düzenlenen kısa film ve belgesel günleri düzenleniyor. Konserler veriliyor, tiyatro oyunları sergileniyor, çocuklara dönük sinema ve atölye Uğur Pişmanlık’ çalışmaları da yapılıyor. Bakın daha neler oluyor Aratos Sanatevi’nde; Aratos’un İzinde adlı tarih, doğa, kültür gezileri yapılıyor. Her ay Tarsus’tan Adana Devlet Tiyatrosu ile Mersin Opera ve Balesi’ne seyirci götürülüyor. Yılda bir kez de Aratos Felsefe Günleri düzenleniyor. İlki geçen yıldı. Basın sosyolojisi alanında Cavit Orhan Tütengil, Sosyoloji Araştırmaları Sempozyumu gerçekleştirildi. Sunulan tebliğler yakında kitaplaşacak. Bu yıl Kentleşme Sosyolojisi Sempozyumu düzenlenecek. Heykeli dikilecek adam Bunları elbette sonradan katılan, destek veren onca Fotoğraf: Kurtuluş Arı MUSTAFA K. ERDEMOL Tarsus’ta başlayıp 12 ile yayılan felsefe okulları, bilmeyenlere okuma yazma öğretilen, sinema, tiyatro gösterileri yapılan sanat evi... insanın yardımıyla gerçekleştiren Uğur Pişmanlık, yola tek başına çıkmış biri. Hani şu “heykeli dikilecek insan” denilenler var ya, bunu en fazla hak edenlerden. Tarih, kültür alanları başta olmak üzere 21 kitaba imza atmış bir çalışkan karınca Pişmanlık. Kentine, kentinin sınırlarını aşarak başka illere de sanat, felsefe götüren inanılmaz biri. Elini attığı her alanda başarılı oluyor. “Antik Çağ’da Tarsuslu Filozoflar” adlı kitabını senaryolaştırıp 2010’da filme çekmiş. Özel bir televizyon kanalında yayımlanmış da üstelik. Aratos’ta Felsefe belgeselinin senaryosu ile Pamukkale’de çekilen Kölelikten Filozofluğa Epiktetos’un senaryosu da ona ait. Son belgeseli ise Didim Milet’te çektikleri İlk Filozof Tales ve Miletos Okulu. Yakında yayımlanacak. Hem Aratos dergide hem de gazetemiz Cumhuriyet’te yayımlanan Çıplak Mahallesi’nin de belgeselini yapmış Pişmanlık. 1830’larda pamuk ekimi için Suriye’den Adana ile Tarsus’a getirilen tarım işçilerinin öyküsü anlatılıyor belgeselde. Büyük felsefecilerin doğduğu topraklarda onların izinden giden, onları yazıları, kitapları, belgeselleri ile günümüze taşıyan, yaşatan büyük bir aydınlanma savaşçısı Uğur Pişmanlık. Tüm bunları küçük ebatta, 36 sayfalık dergisiyle sürdürüyor hâlâ. Taşra mı dediniz? Buyurun size taşra işte. Aratos felsefe okulunda ders. Alzheimer belki de bir savunmadır... H epimizin hem kendi adımıza hem de çevremiz adına en korktuğu hastalıklardan biri Alzheimer. Gerçekten de yakın ya da uzak çevremizde gördüğümüzde ciddi şekilde üzüldüğümüz, bazen acıma duygularımızı kabartan bir hastalık. Ama ya bu en azından başlangıç aşamasında aslında bir hastalık değilse ve bir savunma mekanizmasıysa?.. Ya bir savunma mekanizması olarak başlayıp sonra kontrolden çıkıyorsa. Yok yok, elbette bunu bilimsel olarak falan savunacak değilim. Zaten o kadar bilgim de yok. Ama aklıma geldi işte. “Nereden geldi”, “Nereden çıktı şimdi bu” derseniz, kısaca anlatayım... özlem var belli Bindiğim belediye otobüsünde genelde çok sayıda yaşlı sayılacak insan oluyor sabahları. Semtin demografik yapısı gereği çoğu da eski İstanbullu. Ve bu yaşlı amca ve teyzelerin yüzleri genelde hiç gülmüyor. Hatta bazılarında bir öfke seziyorsunuz. Sanki hepsi bir şeylere özlem duyuyor. Eski İstanbul’a, eski dostlarına, eski yaşamlarına... Ama artık o özlem duydukları günlere erişmeleri mümkün değil. Ne İstanbul onların İstanbul’u ne de etraftaki insanlar onların tanıdığı bildiği insanlar. Kim bilir nasıl yoruyordur bu imkânsız özlem onların ruhlarını, zihinlerini. Nasıl bir umutsuzluk, nasıl bir karamsarlık yaratı yordur psikolojilerinde. Elbette ki sadece İstanbul’un yaşlı larıyla sınırlandıramayız bu imkânsız özlemleri. İnsanlar yaşlandıkça hayatta olmalarına rağmen hayatlarını kaybediyorlar yaşamın bu korkunç hızında. Ve belki de bir gün bu imkânsız özlem, imkânlı hale geliyor. Bir anda onlarca yıl geriye, kendi yaşamlarına dönüyorlar. Hiç gelmeyecek olsalar da annelerinin, babalarının, yitirdikleri akrabalarının, arkadaşlarının gelme sini beklemeye başlıyorlar umutla. mutlu zamana Gerçekliklerini yitirseler de bildikleri yaşamlara geri dönüyorlar. Sanal bir dünyada belki de daha mutlu oluyorlar. Beyin öyle koruyucu bir organ ki belki de sona yaklaşan insanı korumak, sona mutlu erişmesini sağlamak için kendinden fedakârlık ediveriyor. Kapatıyor zamanın normal akışındaki gerçekliğe kapılarını. Yelken açıyor mutlu zamanlara doğru. Biz “sağlığı yerindekiler” gerçekliğin içinde olsak da artık zamanın çoğunu sanal bir dünyada geçirdiğimizin farkında bile değiliz. Onların farkında olmadığı sanal bir hayat, bize göre çok daha samimice gerçekleri olmuş, çok mu? 22 EYLÜL 2019 SAYI: 1541 pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut KüçükkayA Sorumlu Müdür OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA n Yayın Koordinatörü hilal köse ÖZTÜRK n Görsel Yönetmen münevver oskay n Editör deniz ülkütekin n Sayfa Tasarım İLKNUR FİLİZ n Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/ İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 6 eposta: posta@ cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın