Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26 MAYIS 2019 7 oger FedererRafael Nadal. Veya tenisseverlerin daha çok kullandığı tabirle ‘Fedal’. 2004 yılında RABD’nin güneydoğu sahillerinde ya pılan bir karşılaşma tanıştırdı bizlerle bu rekabeti. Miami’deki turnuvanın Rekabetin3. turunda karşı karşıya gelen bu iki CANBERK ADSALAN 2 harika sporcunun efsanevi kariyer yolculukları... genç sporcu, her ne kadar o zamanlar farkında olmasak da herkese tenis ve spor tarihinin en büyük rekabetlerinden birinin ilk sahnesini izletiyordu. Nadal, ilk raundda rakibini geçmeyi başarmıştı. Her şeyin başladığı yerde şu anda 37 yaşında olan Roger, en güzel hali geçtiğimiz ay ilk mücadelenin yapıldığı yer den bir şampiyonluk kupası daha götürdü artık müzeye dönen evine. O günden bugü ne dek 38 kez karşılaştılar tenisin efsaneleri. Toprak korttaki olağanüstü performansıy la göze çarpan “Toprağın kralı” Nadal’ın bu maçlarda “Ekselansları” Federer’e karşı 23 15’lik üstünlüğü söz konusu. Toplamda ka zandıkları 37 Grand Slam şampiyonluğuyla oyuna hükmeden bir ikili. Tabii ki oyun tarz ları, fiziksel yapıları, yaşları ve oynadıkları kortun cinsi olmak üzere çeşitli etkenler ol du aralarındaki rekabette. İnanılması güç saf Nadal bir hücum yeteneğine sahip Federer ile as la vazgeçmeyen defansif bir savaşçı Nadal’ın karşılaşmaları biraz tenis maçı, biraz konser, biraz da her şeydi... Monet’nin fırçası Temsil ettikleri ekol farklı olsa da 2000’lerin ortalarından itibaren öyle bir hanedanlık in şa ettiler ki, bu iki isme hayran kalmamak el de değil. Sadece sporcu olarak nitelemek, icra ettikleri şeyi basit bir tenis maçı olarak gör mek, Claude Monet’nin görünür fırça darbe lerini, Vivaldi’nin 4 Mevsim konçertolarını sı radanlaştırmaktan farksız olmaz mıydı? Vi valdi, 1715’teki bir performansında, dinleyici leri kemandaki ustalığı ile kendine hayran bı rakmıştır. Bununla ilgili bir hikâyede, “Her kesin dili tutulmuştu” diye yazar. Bu iki spor cunun da izleyicilerin üzerindeki misyonu aynı etkiyi yaratmak, senelerdir. Federer ve Na dal ellerindeki birer ra ket sayesinde sanatla rıyla hepimizi mest etmeye devam edi yor. Nasıl bir bas ketbolseverin Mic heal Jordan’ı sev memesi, Formula 1 sevdalısının Mic hael Schumacher’e hayran olmaması Federer imkânsız ise, Federer ve Nadal da tenis için bu pozisyondalar. Hayatlarımızdaki rolleri, tenis denen bu güzel sporu 2 harika insan 2009 Avustralya Açık finali ilk akla gelen maç 2009 Avustralya Açık finali sevdirmek. Onlar için bu sporu sevmek belki de. lardandır. Federer maç boyunca geriden takip eder İspanyol’u. 5. ve son sete götürmeyi başarsa da enerjisi bitmiş olacak ki son sette tutunamaz ve rakibinin zaferini gözyaşlarıyla izler. Ya onlardan sonra? Oynadıkları oyun ve sonuçlardan bağımsız, size izlerken neler hissettirdikleriyle değerlendirilmesi gereken iki isim için en önemli unsurlardan biri de birbirlerine duydukları saygı kuşkusuz. Maç sonla A rtık tek korkumuz Federer ve Nadal’dan sonrası ile alakalı. Yaşlarını aldılar, vücutları sakatlıklara eskisi kadar hızlı tepki veremiyor. Arkalarından gelenler, bu sporu bu keyifte devam ettirebi rındaki büyük üzüntülerinin, kaybetmeyi bilmele lecek mi? Aralarına girmek için çabalayan başarılı tenisçiler rinden küçük olması sağladı belki de bunu. Birbir var doğal olarak. Ama böylesine bir rekabetin içine girmek ko leri için her fırsatta “Tarihin en iyisi” güzellemele lay olmuyor haliyle. Tenis açık döneminin iki büyük yıldızı, iki ri, “Keşke kazandığım kupa iki kişinin olabilse” si ebedi rakibi, koca bir nesli iliklerine kadar şanslı hissettiren iki temleri ve niceleri. Ve tabii ki 2008 Wimbledon fi sporcu. Filmlere, belgesellere ve kitaplara konu olan güzellikte nali. Tenis tarihinin en iyisi olarak gösterilen maç, ki bir hikâye. İnsanları televizyon karşısında ayağa fırlatan, al akıllardan silinmeyecek bir mücadele. Yaklaşık 5 kışlatan ve hatta gözyaşı döktüren FedererNadal ikilisi. Tenis saat sonunda Federer’in 4 senelik Wimbledon hükümdarlığına son veren ve şampiyonluk sayısıyla Tenis sporunun zirvesidir ‘Fedal’ finali. 39. maçları sporunun zirvesidir “Fedal” finali. 39. maçları bugün başlayan Roland Garros’ta olacak belki de. Şöyle bir gerçek var ki, arala kendisini yere bırakan bir Nadal. Hiçbir sporseve bugün başlayan Roland rındaki maçı canlı izleyen istisnasız herkeste, evlerine giderken rin hafızasından çıkmayacak bir görüntü. Garros’ta olacak belki de. her zaman aynı hissi bıraktılar: İnanılmaz bir gündü... Kadınlar olmasaydı... Bazen düşünüyorum… Dünyada kadınlar olmasaydı ne olurdu diye. Yani sadece erkekler olsa. Şimdi “Sadece erkekler olsa üreme olmazdı” falan olayına hiç girmeyelim. Diyelim ki ev rim ona uygun yürüdü. Cinsellik ya da tığımız top gibi bir şeyle futbol ya da benzer bir güdü yok, zamanı geldiğin benzeri bir oyun oynamak, akşamları da de yumurtlayarak ya da bölünerek çoğa elde edebildiğimiz alkolün yanında ateş lıyoruz. Ama ne hikmetse yumurtalar te et pişirmek ve sonra da sızmakla ge dan falan da sadece erkek yavrular çıkı çerdi. Mağaradan çıkıp yerleşik topluma yor. Peki, nasıl olurdu yaşam, çağlar na da geçebileceğimizi sanmıyorum. Hâlâ sıl evrilirdi, tarih nasıl yazılırdı? göçebe klanlar olarak yaşıyorduk çok Bir kere tarih, çağlar falan olmazdı. büyük ihtimalle. Ama dediğim en büyük Halen taş devrinde olurduk. En fazla ci zevkimiz mağara kapısında mangalı yel lalı taşa gelmiştik ki yontma taşta kalmış lemek olurdu. Çocuklar koşulların geti olmamız daha büyük olasılık. En tekno receği evrimsel süreç gereği çok çabuk lojik aletimiz obsidyenden yapılmış taş ama 100150 kelimeyle konuşur, orta baltalar, keskiler falan olurdu. Cinsellik lama 1.5 yaşında falan da avlanmayı ve de olmadığına göre gü kendi ayakları üzerin nümüzde ortalama stan de durmayı öğrenirdi. dart bir erkeğin minimi Beceremeyenler doğal ze edilmiş hazlarında ta seleksiyonla elenirdi. kılmış kalmıştık. Bu arada 100150 ke Tekerleği bulur muy limenin en az yarısı da duk bilmem. Sanırım küfür içerikli olurdu. avladığımız hayvanları Doğal olarak edebiyat daha kolay taşımak için gibi bir sanat dalı ol tekerlekli bir şeyler icat mazdı. Zaten kime şi ederdik. Ama bugün ir okuyacaksın ki? Sa kü teknolojinin “T”si natta da vardığımız en olmazdı hayatımızda. yüksek nokta mağara Ateşi tabii ki bulurduk. duvarlarındaki öküz, O kadar da salak deği kuş, balık, mangal re liz. Muhtemelen alkollü simleri olurdu. bir şeyleri de bulurduk, Şimdi anladınız mı ama tabii ki tesadüfler kadını yok sayan top sonucu. Mesela rakıyı lumların niye dünya icat edebileceğimizi sanmıyorum. Alen nın en geri toplumları olduğunu. Bakın girli iş. Anason falan, erkeğin kafası ka dünyaya göreceksiniz. Kadını yok sa rışır. Zaten bence rakıyı kadınların icat yarsan sen de, ya yok olursun ya da ilkel etmiş olma ihtimali daha yüksek. Ancak bir canlı olarak yaşarsın. Kadının eşit onlar o kadar komplike düşünebilir. Biz olduğu bir toplum her türlü felakete da direkt sadece damıtarak alkol yapardık. ha uzun direnebilirken ataerkil olan top Ancak mangal yellerdik lumlar felaketler karşısında çaresiz kalarak yok olmaya mahkumdur. Kısaca Günlerimiz ava çıkmak, bitki yaprak sı kadın insanlığın ilerlemesindeki en larından, otlardan, tahtadan falan yap önemli faktördür... 26 MAYIS 2019 SAYI: 1524 pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut KüçükkayA Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu n Yayın Koordinatörü hilal köse ÖZTÜRK n Görsel Yönetmen münevver oskay n Editör deniz ülkütekin n Sayfa Tasarım EMİNE BİLGET n Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/ İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 6 eposta: posta@ cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın