24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 22 ARALIK 2019 ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK idin... görün...u‘Akıntıya Karşı’ G anatçı ve eğit S men Dilek Winches ter, 26 Aralık günü saat 19.00’da Arter’de, Altan Gürman sergisi bağlamında, temel sanat eğitimine güncel yaklaşımlar üzerine “Akıntıya Karşı” başlıklı bir konuşma yapacak. u Özgürsek aşabiliriz K elebekler Özgürdür oyunu, 25 Aralık Çarşamba akşamı Gayrettepe KATS Sahne’de. Özdemir Çiftçioğlu’nun yönettiği oyunda, engelleri aşma konusundaki yanılsamalar ve sevginin, özgürlüğün gücü anlatılıyor. u İllüstrasyonlar... G ürbüz Doğan Ekşioğlu’nun, 20042008 yılları arasında yayımlanan kitap konulu desenlerinden oluşan seçkisi 12 Ocak’a kadar görülebilir. Ekşioğlu’nun “İllüstrasyonlar” adıyla 43. kişisel sergisi Schneidertempel Sanat Merkezi’nde açıldı. u Aralıkta son iki oyun “V ahşet Tanrısı”, DasDas’ta 24 ve 26 Aralık’taki temsilleriyle 2019 yılına veda ediyor. Celal Kadri Kınoğlu’nun yönettiği oyunda Binnur Kaya, Güven Kıraç, Levent Ülgen ve Tilbe Saran gibi usta isimler rol alıyor. u Yeni yıl konserleri A kmerkez, 2628 Aralık’ta gerçekleşecek Üçgen Teras Yılbaşı Konserleri’nde Yeni Türkü’yü, Ayşegül Aldinç’i ve Karsu’yu müzikseverlerle buluşturacak. Akmerkez’deki kış festivaline dileyenler ücretsiz katılabilecek. u Düzenli Delilik A kbank Sanat, “Düzenli Delilik” başlıklı uluslararası karma sergisi kapsamında, 25 Aralık Çarşamba günü küratör Prof. Dr. Marcus Graf’ın anlatımıyla gerçekleşecek sergi turu düzenliyor. u Bir korku oyunu... A nkara Devlet Tiyatrosu’nun oyunu, “Siyahlı Kadın” 25 Aralık’ta saat 20.00’de İrfan Şahinbaş Sahnesi’nde. Susan Hill’in yazdığı, oyunu Mesut Turan yönetiyor. Oyunun 13 yaş altı çocuklarca, hamile ve kalp hastalarınca izlenmesi sakıncalı. 22 ARALIK 2019 SAYI: 1554 pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Sorumlu Müdür OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA n Yayın Koordinatörü HILAL KÖSE ÖZTÜRK n Görsel Yönetmen MÜNEVVER OSKAY n Editör DENIZ ÜLKÜTEKIN n Sayfa Tasarım EMİNE BİLGET n Reklam Genel Müdürü AYLA ATAMER TÖRÜN Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın Star Wars: Skywalker’ın Yükselişi’ni seven de olacak sevmeyen de... Çok iyi bildiğimiz galaksinin sonu Star Wars serisinin son filminde “çok uzak bir galakside” son ve büyük bir savaş bekliyor izleyiciyi. Joonas Suotamo (Chewbacca) Star Wars destanının nihayete ermesi bir yandan benim gibi ilk filmi sinemada izlemiş olanlara da bir ölüm, en azından bir sona yaklaşma hissi veriyor olmalı; bu sadece benim kuruntum olamaz değil mi? Ne de olsa tam 42 yıl geçmiş ve 11 filmlik bir külliyat boyunca en az üç kuşak izleyicinin hayatına birinci elden temas etmiş Star Wars. Bunlara küçük ekranda izleyiciyle buluşmuş dizileri, animasyon filmleri vb. eklemiyorum bile. Herhalde görselişitsel medyanın tarihinde bu derece etkili başka bir seri çıkmadı bugüne dek (Game of Thrones dahil!). SEVABIYLA GÜNAHIYLA 70’LER 70’li yılların bir tarihi yazıldığında muhtemelen Hollywood için özel bir bölüm gerekecek. Gerçekten de 70’li yıllarda karakter rollerinde görmeye alışılan aktörler başrol oldular. (Al Pacino, Dustin Hoffman, Robert de Niro gibi isimler stüdyo sistemi içinde kolay kolay başrol oynayamacak denkli “çirkin” tiplerdi, kabul edelim, doğrusunu yanlışını tartışmıyorum.) Yapımcılar değil yönetmenler söz sahibi oldu (Scorsese, Coppola, Altman gibi isimler unutulmaz filmler yaptılar) ama popüler kültür Hollywood’u istila etmeye başladı. 60’larda The Beatles’ın müzikte başlattığı popülerleşmeyi 70’lerde Spielberg ve Lucas gibi isimler sinemada başlatacaktı. Ve iflah olmadı Hollywood, popüler kültürün en sevdiği oyun alanı olmayı sürdürdü. Bugün Scorsese’nin “Bence sinema değil” diyerek görüş beyan ettiği Marvel/DC filmlerinin (bir dönem ‘blockbuster’ terimiyle ifade edilen büyük bütçeli, yüksek gişe hedefleyen tüm filmlerin) müsebbibi 70’li yıllarda başlattıkları “Jaws”, “Kutsal Hazine Avcıları” ve “Star Wars” gibi film serileriyle Spielberg ve Lucas oldular, üç aşağı beş yukarı. Belki bunu planlamamışlardı ama gelinen nokta aşikar. İyi mi oldu kötü mü, işte onu uzun uzun tartışmak lazım, başka bir yerde. BİR ANDA HİKÂYESİZ KALDI Bu hafta vizyona giren “Star Wars: Skywalker’ın Yükselişi” (Star Wars: Episode IX The Rise of Skywalker) hem üçüncü üçlemenin hem de üç üçlemenin birden sonunu bağlayacak. Tüm dünyada beklenti seviyesi en üst düzeyde haliyle ve böylesi durumlarda sıklıkla yaşandığı gibi büyük bir hayal kırıklığı vakası da çok şaşırtıcı olmayacak. Üstelik buna filmin sancılı yapım sürecini de eklersek ve hiç hesapta yokken J.J. Abrams’ın seriye bir anda geri dönüşünü de hesaba katarsak Star Wars hayranlarının endişelerine hak verebiliriz. Meraklıları hatırlayacaktır, aslında bu son filmi Abrams değil, Colin Treworrow (Jurassic World) yönetecekti. Fakat her ne olduysa, 2017’nin sonbaharında “yaratıcı farklılıklar” yüzünden Treworrow’un projeden ayrıldığı duyuruldu. Filmin vizyon tarihinden yaklaşık 2 yıl önce bir anda yönetmensiz ve hikâyesiz kalmasının bu ölçekteki bir proje için ne denli ciddi bir tehlike olduğunu tahmin edersiniz (etmezseniz de bana inanınız). İşte hal böyle müşkül olunca, filmin ya DEVAMLILIK HATASI Daisy Ridley (Rey) Rey’in geçmişindeki sır K afalardaki en önemli sorulardan biri Rey’in aslında kim olduğu... Daha doğrusu kimin çocuğu ya da torunu olduğu. Buna bir yanıt geliyor, orası kesin. Ayrıca Kylo Ren’in çektiği acıların da bir sonu gelecek ve artık Yüce Lider ünvanıyla anılan Kylo nihai seçimini yapacak. Çok önemli bir karakter haricinde hemen tüm karakterleri kısa da olsa yeniden göreceğiz, hepsinin hikâyenin bağlanmasında bir rolü var. Hiç görmeyeceği miz karakteri söylemiyorum ama onun da güçlü bir temsili bulunuyor filmde. Başta CP3O olmak üzere tüm robot ve androidler yine boy gösteriyorlar. Tabii ki yepyeni karakterler de dahil oluyor hikâyeye ama bunların çok da akıllarda yer edeceğini söyleyemem doğrusu. Şurası kesin ki bu son film büyük ölçüde Rey (Daisy Ridley) ve Kylo (Adam Driver) üzerine kurulu ve her ikisi de karizmalarının zirvesine çıkıyorlar. Bu kadarı yeterse tabii. EMRAH KOLUKISA Prenses Leia’yı canlandıran Carrie Fisher beyazperdede son kez görünüyor. Poe (Oscar Isaac) Direniş'in yeni lideri oluyor. George Lucas’ın başlattığı ve ilk altı filmden sonra Disney’e devrettiği Star Wars destanında son perdeyi kapatmak J.J. Abrams’a düştü. pımcısı pozisyonundaki Kathleen Kennedy (Lucasfilm’in başkanı olur kendisi) panik düğmesine bastı ve 7. filmi çekerek son üçlemeyi başatan J.J. Abrams’ı yeniden direksiyonun başına oturttu. O da ilk iş “Argo”nun ödüllü senaristi Chris Terrio’yu aradı ve adamcağızı izlediği Jane Campion filminin ortasından çıkarttırarak kafasındaki fikirleri paylaşmaya başladı. Zaman azdı ve önlerinde devasa bir görev vardı. YENI BAŞTAN İşin şöyle de ilginç bir yanı var... Star Wars’un arkasında örneğin bir “Game of Thrones”da olduğu gibi bir roman serisi, ya da marvel uyarlamalarında olduğu gibi bir çizgi roman külliyatı yok. Her şey Ge orge Lucas’ın zihninden çıkma ve her se ferinde yeni bir oyun planı çiziliyor, inan ması zor olsa da. Marvel’ın 22 film Kylo Ren (Adam süren devasa yolcu Driver) kaderiyle luğunda genel hat yüzleşiyor. larıyla bir yol hari tası olduğunu, hatta kimi detaylara ba kılırsa yıllar önce sinden kimi fikir lerin tohumlarının atıldığını görebili yoruz. Star Wars’ta ise nedense işler bi raz şansa bırakıl mış gibi. Her filmde kartlar yeniden da ğıtılıyor. Zaten bi raz da bu yüzden serinin tutkunları bazı filmlerde büyük hayal kırıklığı yaşadılar ve hatta George Lucas ile ciddi manada küslük yaşadılar (Bkz: “People vs George Lucas” adlı şaheser belgesel). Ama yine aynı sebep yüzünden güzel sürprizler de yaşandı seri boyunca ve bunların en güzellerinden biri de bir önceki film “Son Jedi” idi. Kimileri Luke Skywalker’ın ölümüne fena halde içerledi gerçi ama genel konsensüs Rian Johnson’ın karanlık yorumunun seriye önemli bir derinlik getirdiği yönündeydi. “Son Jedi”ı serinin en iyiyleri arasına koyan hayranların şimdilik en büyük endişesi J.J. Abrams’ın yeniden seriyi sığ sulara çekmesinden ibaret ve galiba korktukları da olacak gibi. BİRKAÇ SÜRPRİZ VAR Elbette filmin konusuna dair detaylara girmiyorum ve sürprizleri berbat etmiyorum. Şu kadarını söyleyeyim, 42 yıllık bir macerayı kapatırken J.J. Abrams mümkün olduğu kadar geçmişte kalan ne varsa bu filmle bir şekilde bağını kurmaya gayret etmiş. Yani her şeyi derleyip toparlayıp, bol bol duygusallık ve nostalji de katarak biraz işin popülizmine yatmış. Kimi sahnelerde ağlamak neredeyse garanti. Senarist Terrio son perdeyi nasıl tasarladıklarına dair şu açıklamayı yapmış: “Rian Johnson ‘Son Jedi’ ile iyi bir ikinci perdenin yapacağı şeyi yaptı ve ilk bölüme bir antitez sundu. ‘Güç Uyanıyor’da Luke Skywalker, Rey’in kafasında takıntıya dönüştürdüğü bir mit olmuştu ve geçmişi sıcak bir şekilde kucaklamıştı. Rian’ın ortaya koyduğu şey ise geçmişin karışık bir şey olduğu ve gelecekte ne olacağını sana pek de göstermeyeceği idi. Son bölümde bu ikisinin bir sentezini yapmaya çalışıyoruz.” Tabii işe böyle bir sentez açısından baktığınızda, az çok ortaya nasıl bir şey çıkacağını tahmin edersiniz ama yine de birkaç iyi sürpriz barındırıyor film.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear