Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 MART 2014 / SAYI 1462 7 Tamirat Tadilat programıyla araba modifikasyonunun derinlerine inen ikili Mike Brewer ve Edd China, 11 sezon öncesi klasik araba piyasasını anlattı. Programa başladıklarında, küçük bir çevreden ibaret olan klasik araba dünyasının günümüzde sektöre dönüşmemesi ikiliyi de çok şaşırtmış. ve arabaya kişiliğini yansıtmaya başladığında işte o zaman o araba klasik haline dönüşüyor. Ondan sonra artık dünyada bir kişi mi bir milyon kişi mi bu arabayı seviyor hiç bir önemi kalmıyor. Bu sezon programda göreceğimiz Mazda modelinin modifiyesi oldukça ilginç olacağa benziyor. Bu model için ne gibi planlarınız var? Mike Brewer: Mazda RX7 aslında ikonlaşmış araçlardan bir tanesi, günümüzde oluşan drift yarış kültürü dolayısıyla neredeyse bir mit. Dolayısıyla bu araçlardan sıradan ama iyi durumda olan bir tanesini bulup kendimiz üzerinden modifikasyon yapmak istiyorduk. Oldukça zordu, çünkü bu araçlar zaten başkaları tarafından önceden alınmış ve üzerlerinde pek çok modifikasyon yapılmış durumda. Pek çoğunun üzerinde boya işlemleri yapılmış, bazılarının tekerlekleri değiştirilmiş, Aslında daha çok Fast and Furious filminde olan araçlara benzetilmeye çalışılmış. Ama ciddi bir araştırma sonrasında sıradan standart halde bir RX7 bulmayı başardım. Sonrasında iş Edd’e kalıyor. Yani biz Edd’in üzerinden çalışmak istediği Wankel motoru olan gayet temiz ve iyi bir araç bulduk ama sonra aslında 1.3 silindir motordan daha çok güç çıkarabilmek Edd’e kalıyor. Edd China: Önce gücünü arttırmak için modifikasyonlar yaptık ama saygılı bir şekilde. Sonrasında ise görünüşü ile oynamaya başladık ve aslında bunu yaparken de biraz eğlendik, sonuç oldukça ilginç oldu. Bence herkesin yavaş da olsa alıştığı ve beğendiği bir görünüş yarattık. Mesela tekerlekleri yılan derisi motifi ile kapladık ve inanılmaz görünüyor. Daha önce yapılmamış bir şey yapmaya çalıştık, kimse beğenmeyebilir ama konu o değil. Yani biliyorum ki program yayımlandığı anda Twitter ve Facebook’tan geri bildirimler akmaya başlayacak ve insanların yarısı nefret ederek “mahvetmişsiniz arabayı”, yarısı da “inanılmaz, harika” diyecek. Bugüne kadar sizi modifikasyon açısından en çok zorlayan model hangisiydi? Neler yaşadınız? Mike Brewer: Edd bu soruya benden daha iyi cevap verecektir ama sanırım en zoru Bentley Turbo’ydu. Bentley mühendislik açısından çok komplike parçalardan oluşan bir araç. Bir de renk değişikliğine gittik, dolayısıyla bizim açımızdan zor ve büyük bir işti. Edd China: Kesinlikle. Mike’la aynı fikirdeyim. O zamana kadar yaptığımız en zor işti. Garip bir şekilde sonrasında benzer zorlukta araçlarla uğraşmamız gerekti, ama sanırım insan ilk yaptığı zor işi hep unutuyor. O modifiyemizden sonra Cobra ve Morgan gibi modellerle çalıştık, bir şase değişikliği yaptık, aracın iskeletini parçalayıp tekrar birleştirdik. İlginçtir, pek çok yaptığımız işte küçük değişiklikler yapmak yerine tam bir restorasyona gidiyoruz. Dolayısıyla Mike’ın söylediği gibi Bentley bizim açımızdan bir dönüm noktasıydı. Sanırım o sırada “vay be inanılmaz büyük bir iş yapıyoruz”u fark ettik. l denizulk@gmail.com Klasik araba duygusal bir iş D Bir modeli klasik yapan sırf iscovery Channel’ın kült yıllar değil elbette. Başlıca etken programı “Tamirat Tadilat” nedir? 11 Nisan’da tekrar yayına Mike Brewer: Bu çok iyi bir başlıyor, klasik araba soru. Bir klasik araba ne zaman modifikasyonunu tüm ayrıntılarıyla klasik araba haline gelir? Bence gösteren program 11. sezonuna klasik bir araba devletin üstüne giriyor. Biz de bu vesileyle, yük olmadığı zaman klasik bir programın yapımcıları, Mike arabaya dönüşür. Arabanın Brewer ve Edd China ile klasik DENİZ sahibi kullandığı arabanın araba piyasası hakında eğlenceli ÜLKÜTEKİN vergisini devlete ödemek zorunda bir sohbet yaptık. olmadığında, araba sahibine Bu programa yıllar önce yük olmaya başlıyor. Böyle olunca arabanın başladınız. O dönemle günümüzü sahibi arabasını yeniden bakıma sokup tamir karşılaştırırsanız, insanların klasik etmeyi, yenilemeyi ve tekrar ona bakmaya arabalara ilgisi ne boyutta? başlamayı düşünüyor. Böylelikle aslında Mike Brewer: Başlarda klasik araba bir arada 25 yılda bir klasiğe dönüşüyor. dünyası oldukça küçüktü ve şu an ikimiz Bazen modern arabalarda birer klasik araba de daha çok klasik araba dünyasına dahil olarak düşünülüyor. Mesela son 10 yılda olsak da, yıllar içinde pek çok farklı etkinliğe üretilen bir Aston Martin’i klasik sayabilirsiniz. davet edildik, farklı araba takaslarında yer Hiç şüphesiz pek çok insan Mazda MX5’i aldık. Dolayısıyla klasik arabalarla ilgili pek modern bir klasik olarak tanımlar. Çoğu çok insanla tanıştık ve bu pazarın oldukça insan yeni Mini ve Fiat 500’ün de modern bir büyük olduğunu fark ettik. Fakat 2008’de klasik olduğunu düşünebilir. Yani bu geniş ve klasik araba dünyası tamamen değişti, yoruma açık bir konu. insanlar bankalara yatırım yapmak yerine Edd China: Bence bu biraz duygusal klasik arabalara yatırım yapmaya başladı. bir konu. Bu insanların arabalarına nasıl Başladığımız günlerden bugüne klasik davrandıklarıyla ilgili. Bir insan arabasına araba dünyası Avrupa pazarında ve dünyada irrasyonel olarak bakmaya başladığında, yani milyar Avro seviyelerine ulaştı. Bu durumun arabasına cansız bir nesne olarak bakmaktan bankalara değil ben ve Edd’e bağlı olduğunu çıkıp arabayla duygusal bir bağ kurduğunda düşünüyorum. Ekmek arası kuş kebap Kuş korkusu... G eçen hafta ekmeğin bu buğdayın da anavatanı. İlk tarım topraklardaki önemi Mezopotamyada gerçekleşmiş. üzerine bir yazıya Elbette tarım toplumu olmakla başladım. Berkin Elvan’ın kahvaltı avcılık bitmemiş. Aksine bu sofrasına sıcacık bir ekmek koyma topraklarda kurulmuş her yolunda acı ölümü ve sonrasındaki medeniyet avcılığı baştacı etmiş. olaylar bir somun ekmeği Anadolu medeniyetlerinin gündemin orta yerine oturtmuştu. devamı, Avrupa’nın kendi Tam bu ortamda hayatını varoluşunu dayandırdığı antik AYLİN kaybeden Burak Can Yunan kültüründe de av Karamanoğlu’nun babasının birincil önemdeymiş. ÖNEY TAN ifadesi beni çarpmıştı: “Ben Efes’in sembolü sağsol bilmem, ekmeğinin Artemis avcının, peşinde bir adamım.” avın ve Berkin’in annesi de acısını şu sözlerle ifade ediyordu: “Geceleri ikilere kadar tuvalet temizledim, haram lokma yedirmedim.” Bir baba ve bir anne acılarını ekmek üzerinden anlatmışlardı çünkü hayatları mücadele, dertleri sofraya koyacakları ekmekti. Ama baktım ki benim yazı günüm gelene kadar gündem değişmiş, ekmek konusu uçmuş gitmiş, yerine kuş konmuş. Yasaklar bunaltırken seçim günü olduğunu da düşünerek ot bit, çiçek böcek yazayım kuşlar kelebekler, bahar karnıbahar mutlu bir yazı olsun dedim ama ortam insanı bozuyor. Ot bit bile yazsan börtü böcek insanın içini kaplıyor, aklım cıvıltısı sönen yaban kuşta bari kuş avlama geleneklerimizden hayatın koruyucu tanrıçasıymış. Onun bahsedeyim, dedim. takipçisi Roma mitolojisinin av tanrıçası Diana Malum insanoğlunun en eski atalarından da Ege havzasında az gezmemiş. Ortaçağ bazıları bu toprakları yaşamış. Mağara döneminde pek çok Bizans kralı av yolunda adamının izleri Toroslarda Öküzini, Karain üstelik de çoğu kez saçma sapan bir şekilde gibi mağaralarda bulunuyor. Anadolunun mefta olmuş. Kendini zehirli ok ile çizen, ilk avcı toplayıcı insanları bin yıllarca Toros kemeri geyik boynuzuna takılıp metrelerce eteklerinde av peşinde koşmuşlar. Nitekim sürüklenen kralların pek de kahramanca Urfa yakınlarında keşfedilen ve MÖ 10.000’e öldüğü söylenemez ama avlanmak gene de tarihlenen Göbeklitepe kalıntıları da avcı kralların sporu olmaya devam etmiş. Selçuklu toplumların ne denli köklü bir tarihi olduğunu döneminde ise av en önemli eğlenceymiş. kanıtlıyor. Anadolu insanoğluna ekmeği veren Akın yapmaktan, savaşmaktan kalan boş Bu tarif gündem için uydurma. Aslında kızıma yıllardır yapıyorum ve keyifle yiyor. Çalışırken, ekran karşısında koca bir yarım ekmeği hop diye götürüyor. Bir nevi sıcak tavuk sandviç diyebiliriz. Afiyet, sağlık olsun? 500 g tavuk (kemiksiz kalça eti) 1 ekmek veya francala bol kekik, tuz karabiber birkaç sap taze soğan Soya sosu Geniş bir tavayı çok iyi kızdırın. Tavuk etlerini iyice katlı yerlerini açarak kızgın tavaya yerleştirin. Tavaya çok az yağ da koyabilirsiniz. Tavukların üstüne tuz ve bolca kekik serpeleyin. Tavuklar iyice kızarana kadar kızartın, ters yüz edin tekrar tuz ve kekik serpeleyin. Tavukların her iki yüzü de kızarınca parmak parmak kestiğiniz soğanları tavaya ekleyin ve etlerin üstüne bir tutam karabiber ekin ve birkaç damla soya sosu gezdirin. Ekmeği ikiye bölün ve etlerin üstüne bastırarak birkaç dakika bekletin. Üstüne bir kapak da kapatabilirsiniz. Sonra ekmeğin içine etleri ve soğanları doldurun, tavadaki suyunu da etlerin üstüne gezdirerek ekmeği sıkıca bastrırak kapatın. Sıcak sıcak yiyin. l vakitlerde ne yapacağını bilemeyen ve bir türlü yerinde duramayan Selçuklu hükümdarları barış zamanlarını bol bol av partisi düzenleyerek geçiriyorlarmış. Günler süren sürek avları muhteşem toy şölenleriyle sonlanırmış. Av sofralarını kuş kebabları süsler, av kuşları ya ateşte şişte, ya da kızgın taş veya sac üstünde pişirilirmiş. Söğürme tabir edilen ve bugün hala Antep kebablarında kullanılan, eti ateşten aldıktan sonra bir süre kapak altında terletme yöntemi o dönemde kuş kebaplarında da uygulanırmış. Bu şölenler her zaman afiyetle de sonuçlanmamış. İki Selçuklu sultanı Melikşah ve Alâeddin Keykubat’ın bir rivayete göre av kuşu kebaplarını fazla kaçırmaktan, bir rivayete göre de tavuk zehirlenmesinden öldüğü söylenir. Ama en hazin, belki de en önemli kayıp Orhan Gazi’nin oğlu şehzade Süleyman Paşa’nın ölümüdür. Avrupa’ya ilk keşif seferlerini yapan, yaşasaydı çok başarılı hükümdar olacak olan şehzade bir av partisinde kendi atının altında kalarak ölmüştür. Türbesi daha sonra pek çok padişahın uğrak yeri olur. Sefere çıkan ona uğrayıp dua etmeden yola çıkmaz. Süleyman Paşa’nın av kazası Türklerin ve Osmanlı imparatorluğunun kaderini tamamen değiştirmiş olabilir. Av mevsiminin tekrar açılması, sanal mavi kuşların iç dış mihrak gösterilerek hedef gösterilmesi hiç hayra alamet değil. Minik bir av kazası birilerinin veya Türkiye’nin kaderini değiştirebilir. Aman ha bugünlerde ne yediğinize dikkat edin. Her kuşun eti yenmez. Selçuklu, Osmanlı atalarımız av derdine telef olmuş. Dikkat! l aylinoneytan@yahoo.com T Polonya’yla 600. yıl şerefine ürkiye ile Polonya arasındaki ilişkilerin 600. yılı kapsamında, Sakıp Sabancı Müzesi’nin ev sahipliğinde 7 Mart15 Haziran 2014 tarihleri arasında düzenlenen “Uzak Komşu Yakın Anılar: TürkiyePolonya İlişkilerinin 600 Yılı” isimli sergide Polonya’nın müze, arşiv, kütüphane, manastır ve kilise koleksiyonlarından eserler yer alıyor. The Grand Tarabya Otel’in konaklama sponsoru olduğu sergide, Türkiye’den Topkapı Sarayı Müzesi, Türk İslam Eserleri Müzesi, Sadberk Hanım Müzesi ve Sakıp Sabancı Müzesi koleksiyonlarından seçilenlerle birlikte toplam 348 eser sergileniyor. l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Aykut Küçükkaya Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Beste Paydaş Ertan Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74/75 (0212) 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt / İstanbul Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir / Yerel süreli yayın / cumdergi@cumhuriyet.com.tr / @cumdergi Faik Sönmez bu bahar çiçekli B ahar tüm canlılığı ve renkleriyle gelirken hem baharın hem bu sezonun müjdecisi çiçekler, Faik Sönmez tasarımlarında pembeden sarıya, mordan kırmızıya her renkte açıyor, tüm kadınları pozitif enerjiyle sarıyor. l C M Y B