23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 26 OCAK 2014 / SAYI 1454 İKİ YÜZLÜ KAHRAMAN Cristiano Ronaldo, FIFA Ballon d’Or ödülünü kazanarak dünyada 2013’ün en iyi oyuncusu seçildi. Bu alelade bir ödül değildi. Aynı zamanda yeşil sahadaki en büyük rakibi Messi’yi de geçiyordu Portekizli. Biz de ödül vesilesiyle, genelde antipatik bulunan Cristiano Ronaldo’nun, iki farklı yüzünü ortaya çıkaralım dedik... Ronaldo ödül gecesinde, evlilik hazırlıkları yaptığı Irina Shay”ın yanından ayrılmadı. İ fırtınasının durulmasının, biraz ki yüzlü bir korkak mı, da Ronaldo’nun gol sayısının, bir kaybetmekten nefret eden cesur insanın ulaşabileceği rakamların bir savaşçı mı? Metroseksüel bir sınırlarını zorlamasının etkisiyle, George Best imitasyonu mu, Cristiano Ronaldo Ballon duyarlılık reklamı yapmaya gerek d’Or ödülünde bir adım öne görmeyen gizli bir, altın kalpli çıkıyordu. Ancak FIFA’nın artık yardımsever mi? Benmerkezci bir garip açıklamalarını kimsenin kapris yığını mı, dünyanın en iyi garipsemediği Başkanı Sepp takım oyuncusu mu? DENİZ Blatter, Eylül ayında, Ronaldo Bahsettiğimiz kişi, Tanrı’nın ÜLKÜTEKİN hakkında, “sahaya bir asker değil ama futbol tanrılarının bütün gibi çıkıyor, herkese talimatlar vasıflarını üzerinde toplayan bir yağdırıyor. Kuaföre de çok fazla para isim; Cristiano Ronaldo. 2014’ün ilk günleri harcadığını söyleyebilirim” deyip, ardından onun kariyeri açısından dönüm noktası Messi’ye övgüler yağdırınca işin rengi niteliğindeydi. Çünkü ilk defa FIFA Ballon değişmişti. FIFA’nın ödülü yine Messi’ye mi d’Or ödülüne layık görülüyordu. Daha önce gidecekti? Görünen oydu ve gerilim öyle 2008’de bir Altın Top ödülü daha vardı, ama bir noktaya geldi ki, Ronaldo, kulübü Real bu seferki farklıydı. Çünkü FIFA Dünyada Yılın Madrid’i bile ödül konusunda yeterli lobi Oyuncusu ve Altın Top ödülleri birleştikten yapmadığı gerekçesiyle eleştirecek, hatta sonra ilk defa gezegendeki en iyi oyuncu takımdan ayrılması gündeme gelecekti. onuruna layık görülüyordu. Söylemeye gerek Üstelik bir de Fransız, Franck Ribery ortaya var mı? Önceki üç ödülün sahibi ufak tefek çıkmıştı. Bayern’in Şampiyonlar Ligi’ni bir Arjantinliydi ve Cristiano Ronaldo, pek kazanmasında büyük pay sahibi olan yaralı belli etmese de onun gerisinde kalmayı hayli yüz de, futbol dünyasındaki etkili isimlerden içerliyordu. ciddi destek alıyordu. Cristiano Ronaldo’nun 2009 yazında Real Madrid’e 96 Milyon Avro’luk astronomik ücretli transferinin, daha imzası kurumadan futbol dünyası, önümüzdeki yedi sekiz yıl boyunca konuşacağı polemik konusunu bulmuştu bile. Lionel Messi mi daha büyüktü, yoksa Crisitano Ronaldo mu? Futbolla ilgilenen herkesin, atılan gol sayısına, kazanılan kupalara, ya da sırf kalbinden geçen hislere göre cevap verdiği ve verebileceği bir soruydu bu. Kimileri Messi’nin Barcelona dışında bir takımda aynı başarıyı göstermeyeceğini söylüyor ve örnek olarak Arjantinli’nin kendi milli takımındaki sönük performansını gösteriyordu. Messiciler ise, Ronaldo’nun Messi kadar ihtişamlı olmadığını, saha içinde bencil ve şutgol yüzdesinin rakibine göre çok düşük olduğunu savunuyordu. Öte yandan Ronaldo’nun kazandığı kupalar da Messi’ninkilerin yanında pek birşey ifade etmiyordu. Tartışmalar görecelilik kavramının sınırlarını zorlasa da, konu hakkında kafası karışık olmayan tek kurum vardı; FIFA. Dünya futbolunun patronları, Messi’ye verilmedik ödül bırakmayarak taraflarını belli etmişlerdi. Öyle anlar olmuştu ki, Messi bile takım arkadaşları Xavi ve Iniesta’nın ödülü kendisinden daha çok hakettiğini söylemek ihtiyacı hissediyordu. 2013’te ise, biraz Barcelona Ödül gecesi, salonda daha önce bu tip organizasyonlarda görülmemiş bir gerginlik vardı. Adaylar birbirleriyle zoraki şekilde yanyana gelirken, tek başına verdikleri fotoğraflarda adeta birbirlerine meydan okudukları açıkça görülüyordu. Sonunda beklenen, ya da beklenmeyen oldu ve Cristiano Ronaldo ilk FIFA Ballon d’Or ödülüne kavuştu. Bundan sonra yaşananlarsa daha da ilginçti. Portekizli, seromoni sırasında gözyaşlarına hâkim olamadı ve aslında bunca zaman ne kadar baskı altında olduğunu ortaya döktü. Messi kadar estetik değil belki, sahada topla dans ettiğini de söyleyemeyiz. Bazen neredeyse orta sahadan yaptığı gereksiz vuruşlarla takım arkadaşlarını bile çıldırtıyor. Ancak Cristiano Ronaldo’yu farklı kılan çok sayıda özellik var. Makine gibi gol atıyor, bir kanat oyuncusu olarak, belki de futbol tarihindeki en yüksek gol sayısına şimdiden sahip ve inanılmaz bir kazanma hırsı var. Onu umursamaz bulabilirsiniz. Ancak şimdilerde eşi olan, ilişkileri başladığında “üç aydan fazla sürmez” öngörülerini silip atan Irina Shayk’ın dediklerilerine bakılırsa Ronaldo ilk kez ödül gecesinde gözyaşı dökmemiş.. “Kötü oynadığı maçlardan sonra tamamen özgüvenini kaybetmiş olarak eve dönüyor. Kimi zaman ağladığı bile oluyor” diyordu, eşi. Bir de saha içindeki özgüveni yüksek, adeta robot gibi dolaşan adamı düşünün. Duygularını pek açık eden biri olmadığı açık. Bakımına özen gösterdiği doğru, hatta kimi zaman alay konusu olacak kadar kişisel bakımına özen gösteriyor. Öte yandan, bu Ronaldo’nun kendini hayatın zevklerine kaptırmış bir metroseksüel olduğu anlamına gelmiyor. Futbol dünyasının tepesinde olup Fİlistin’in özgürlük mücadelesine destek veren bunun için her yere olduğu gibi futbola da sızan İsrail lobilerini karşısına almayı göze alan başka biri daha yok. Bu yüzden, Portekiz İsrail maçı sonrasında İsrailli oyuncuların forma değiştirme teklifini reddedip FIFA tarafından soruşturmaya uğradığını da söylememiz gerekir. Futbol dünyası bu güne kadar Ronaldo’dan çok daha aykırı karakterleri ağırladı ama hiç kimse politik tarafını Portekizli kadar açıkça belli etmedi. Sırf bununla da sınırlı değildi Ronaldo’nun Filistin’le ilişkisi. 2008’de kazandığı Altın Ayakkabısını açık arttırmada satıp, kazandığı 1.5 Milyon Avro’yu Filistinli çocuklara göndermişti. Sahada bencil olabilir, ama Messi’nin saha içindeki şirinliğine karşın dışarda, kameralar uzaktayken, bir kulis canavarı olduğu Barcelona medyasına sızıyor. Ronaldo ise saha içindeki tüm negatif görüntüsüne karşın, saha dışında herkesten övgü alıyor. Yazın onu bir playboy gibi görebilirsiniz, ama Irina Shayk’la olan ilişkisi herkesi şaşırtıyor. Ronaldo da ödül gecesi, yaz aylarında evlenmeye hazırlandığı sevgilisine “eşim” diye hitap ederek, Shayk’ı bir hayli duygulandırdı. Cristiano Ronaldo’yu kameralardan takip etmek, belli ki onun nasıl birisi olduğu hakkında yeterince bilgi vermiyor. Eğer onun hakkında hâlâ şüpheleriniz varsa şu hikâyeyi dinleyin. Ronaldo’nun henüz Sporting Lizbon altyapısında şans aradığı günlerdir. Antrenörü gelip, “ya seni ya da Fantrau’yu A takıma çıkaracağım” der. Karar vermek içinse, bir sonraki maçta kimin daha çok gol atacağına bakacaktır. Maçta, ilk golü Fantrau, ikinciyi Ronaldo atar. Sonrasında Fatrau, yine kaleciyi geçer, ama boş kaleye topu yuvarlamak yerine Ronaldo’ya pas verir ve golü attırır. Maçtan sonra Ronaldo “neden” diye sorar. Fantrau, “sen benden daha iyisin” diye yanıtlar. Bu hikâyeyi Ronaldo’dan duyan gazeteciler Fantrau’ya gider, Ronaldo’nun eski takım arkadaşı hikâyeyi doğrular ve “şimdi işsizim” der. Peki oturduğu lüks ev ve spor araba? “Hepsi Ronaldo’nun hediyesi... l “Bize Kalan” umuttur, barıştır, direnmektir! H akan Yeşilyurt’un Adalılar’dan Bingöl’e ait olan albümde Cevdet Bağca’nın bugüne kadar süren müzik macerası eserlerinin yanı sıra Yavuz Bingöl’den uzun ve zorlu. “Eftelya”, “Sen Aşksın” “Kirvem”, İbrahim Karaca’dan “Sedasız” ve ve “Çökertme” kulaklardan öyle kolay “Nedir ki”, Nurettin Rençber’den “Davet”, silinmiyor. “Acıya Gülmek”i ondan Ahmet Doğan’dan “Sende Kalan”, “Umut” dinlemediyseniz de eksik olmanız muhtemel. ise benden. Mesela “Halepçe” şarkısında Hakan Yeşilyurt altı yıl aradan sonra yeni bu coğrafyanın tüm katliamlarını anıyoruz. albümü “Bize Kalan”la döndü. İşte Roboski, Sivas, Maraş, Çorum... Söz ve heyecanıyla, kırgınlıklarıyla, müziği Sebgettullah Seydaoğlu ve kızgınlıklarıyla yeni albümün İlker Çakmak’a ait. Her bir türküde hikâyesi. yaralarımız, acılarımız var. Altı yıllık bir aradan sonra “Bu ne biçim dünya böyle / geldi yeni albüm “Bize Kalan” Vurulduk hep kahpece” diyor Neden bu kadar ara verdiniz? Halepçe’nin sözlerinde. Bu altı yılda konserlere Hrant’ın anmasındaydık çıktım, politik etkinliklerdeydim. hepimiz. Her şey hâlâ çok taze... Sahneden uzak düşmedim ama Doğru değil mi biz hep kahpece korsan albüm satışları ben de bir vuruluyoruz? Kumpaslarla, ALİ DENİZ kırgınlık yarattı. Zaten derdimiz, oyunlarla, tezgâhlarla... “Kartallar USLU davamız emek bizim. Orada da tek, kargalar sürüyle uçar” diyorlar kaybedince biraz geri çekildim. sanırım. Biz hep tek başımıza Yeni çalışmanızda yine geniş bir uçmayı seçtik. O yüzden de hep sırtımızdan yelpazeden bahsetmek mümkün. Nasıl vurulduk. Sanatçı muhalif olmak zorunda, biraraya geldi bunca isim? yandaş medyayı içine sindirenler olabilir Beni tanıyan neyi, nasıl söyleceğimi bilir. ama yandaş sanatçı olmasın artık bu ülkede! Zaten bizim gibi sanatçıların popülerite Çünkü değişimin, devinimin katalizörleridir kaygıları da yoktur. Yaptığımız müzik sanatçılar. Gördüğü yanlışı söylemek dünya görüşümüzden bağımsız değil. yutmak nedir? Emekçi halklar hep eziliyor, Düzenlemeleri Kemal Sahir Gürel’e ve Metin olan garibana oluyor. Haklı bir gariban yok, zenginler ise hep haklı! Hep mağdur edebiyatı zenginlerin ve güçlülerin. At izi it izine karıştı. Zaten bunları yıllardır biliyorduk da bazıları yeni uyandı. Günaydın o zaman onlara! Sanat güçten bağımsız değil, yoksa çok daha sahici işler çıkardı değil mi? Sanatçınının özgürlüğü bir yana sokaktaki insan özgür değil, ne yapsınlar? İnsanlar istifa etmeyi bilmeli, istifa onurlu, erdemli bir davranıştır çünkü. Şimdi herkeste ölümcül bir hırs var. Nasıl bir dünya görüşü bu bilemiyorum. Bir de kendine güvenen insan muhalefetten korkar mı ya? Muhalefet düşmanlık demek değil, benden değilsen “ötekisin!” Yok böyle bir dünya görüşü... Elbette benim muhalif bir kimliğim var ve düşlediğim sistem bu değil. Biz hep kollektif yaşadık, öyle çalıştık, kazandık ve paylaştık. Şimdi ben bu albüme “benim albümüm” diyemem! Olsa olsa bizimdir bu albüm. O kadar insanın emeği geçti, buraya yazsak sığmaz. Hakan Yeşilyurt hüzün demek çoğu zaman. “Acıya Gülmek” geliyor hemen kulağıma mesela. Acıya Gülmek’i dinleyen herkes kendinden bir şey buldu. Kimi hüzünlendi, kimi harekete geçti, kimi isyan etti. “Eftelya” albümünü dinlediğinizde hüznü de, coşkuyu da aynı anda yaşayabilirsiniz. Derdimiz hayata dair eserler yaratabilmek. Ben Ruhi Su’larla büyüdüm, Grup Yorum, Grup Baran, Çağdaş Türkü dünya müzik görüşümü yönlendirdi. Zaten sanatın dünyayı değiştireceğini, daha yaşanabilir bir yer yapacağını düşündüm hep, her şeye rağmen de umudu hiç yitirmedim. Yıllarca türkülerden korktular, çünkü onlardı yalnızca gerçeği anlatanlar. Sesimiz çıktıkça türkülerin yolundan ayrılmayacağız. Albümün ismi “Bize Kalan”. Nedir elde kalanlar? Bize kalan umuttur, direnmektir, barıştır. Şartlar ne olursa olsun dik durmaktır. Özgürlüktür ve eşitliktir... Irk, din, dil, cinsiyet ayrımı yoksa daha yaşanabilirdir dünya mümkün ve özgür. Bu yüzden ismi “Bize Kalan.” l Fotoğraf: UĞUR DEMİR Hakan Yeşilyurt’un yeni albümü “Bize Kalan”ın derdi büyük. Şarkılarda isyan ve umut var. Bu coğrafyanın katliamları, acıları da var içinde, aşkları, özlemleri de... Direnmeyi bilenlerin türküleri belli ki bunlar. Albümün adı da ironik; “Bize Kalan”. Ne mi bizlere kalan? Umut ve barış için direnmek. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear