28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

28 NİSAN 2013 / SAYI 1414 3 W Julian Assange senatoya yürüyor ikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’ın durumu uzun süredir belirsizliğini koruyor. Haziran 2012’den beri Londra’daki Ekvador Büyükelçiliği’ndeki ofisinde bir tecrit hayatı yaşıyor. Ekvador hükümeti tarafından onaylanan siyasi sığınma hakkına rağmen Assange’ı elçiliğin kapısında binadan çıkması durumunda tutuklamak için polisler bekliyor. Bu siyasi belirsizliğe karşın bugünlerde yaşanan bir gelişme Assange için umut ışığı olabilir. WikiLeaks siyasi bir oluşuma gidiyor. Hedef 14 Eylül’de yapılacak seçimlerde birkaç adayı senatoya sokmak. Bu oluşumun detaylarını kampanyayı yürüten politik danışman Greg Barns’tan dinledik. Öncelikle kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz? Ben bir avukat, aynı zamanda da bir politik danışmanım. 1989’dan itibaren on yıl süreyle sayısız federal, devlet lideri ve başkanı için çalıştım. 1999’dan itibaren İngiltere Kraliçesi’nin Avustralya üzerindeki yetkisini kaldırmasını ve bu yetkinin Avustralya başkanı’na devredilmesini amaçlayan bir kampanya yürütmeye başladım. Peki WikiLeaks’in politikaya giriş kampanyası hakkında ne diyeceksiniz. Yürüttüğünüz bu kampanyanın amacı nedir? WikiLeaks’in Avustralya politikasına dahil olması oldukça olumlu bir gelişme. Ülkede bütün büyük partiler görünüş ve söylem açısından birbirlerine benziyor. WikiLeaks ise çok daha şeffaf bir siyaset ve maksimum kişisel özgürlüğü savunuyor. Büyük partiler için bu ikisi pek de savunulacak şeyler değil. Dolayısıyla Avustralya politikasına farklı bir söylem getirilmesini amaçlıyoruz. Nihai amacımız ise adaylarımızı seçtirip, parlamentoda söz sahibi olmak. Ancak önümüzdeki seçimde tüm Avustralya’da değil, belli yerlerde aday çıkarıp senatoya Ortaya çıkardığı belgelerle dünya siyasetini allak bullak eden WikiLeaks’i yakın zamanda politik sırları Avustralya Senatosu’nda ifşa ederken görebiliriz. Bugüne kadar sayısız gizli belgeyi gün yüzüne çıkaran web sitesi şimdi siyasi bir parti olma yolunda. Kampanyayı yürüten Greg Barns bize WikiLeaks’in siyaset yolunu anlatırken bir başka müjdeyi daha verdi. Politikadaki gizliliği nasıl tanımlarsınız? Avustralya’dan bahsedersek; politika, hükümetle kurumlar, şirketler ve diğer ilgi grupları arasında yapılan gizli anlaşmalar üzerinden ilerler. Bu aynı zamanda güvenlik birimlerinin arka planda çalışarak, örneğin sığınma hakkı Yazılar: arayanlar üzerinde güvenlik DENİZ cinayetleri işlemesi ama anlaşma ÜLKÜTEKİN sahiplerine bile cinayetlerin neden işlendiğini söylememesi anlamına gelir. WikiLeaks kurucusu Julian Assange’ın da seçimlere gireceği söyleniyor... Evet, Assange Victoria eyaletinde seçimlere katılacak. Bunun hakkındaki davalara karşı kendisine dokunulmazlık sağlayacağı ve siyasi kampanyanın bu yüzden başladığı söyleniyor... Eğer böyle bir amacı olsa tek başına da seçimlere girebilirdi. Ekvator elçiliğinde olması ya da Avustralya’ya dönmesi fark etmez. Eğer gerçekten kararlıysa seçimlere girip senatodaki yerini alabilir. Şunu beklerdik, keşke Avustralya hükümeti Londra, Washington ve Stockholm’le diplomatik ilişkileri başlatsa ve seçildiğinde ülkeye dönmesi kesinleşse. Ancak bu hükümetin vereceği bir karar. Assange’nın senatoda yapabileceği çok şey var. Özellikle 911 sonrası tüm dünyada olduğu gibi burada da sivil haklar büyük zarar gördü. Bu hakların yeniden kazanılması için önemli bir ses olabilir. Assange’ın ülkeye dönüşü hakkında hükümet kanadından herhangi bir duyumunuz var mı? Hayır hiçbir şey yok. Ancak eninde sonunda partiler bu durum karşısında bir duruş sergileme ve görüş belirtme durumunda kalacaklar. Geçen aylarda yapılan anketlerde Julian’a verilen desteğin yüzde 27 civarında olduğu çıkmıştı. Bu rakam senatoya rahatça girmesi için yeterli. Son zamanlarda Julian Assange’la konuştunuz mu? Evet, ruhsal açıdan oldukça iyi durumda. Birkaç kez konuşma şansımız oldu ve bu bahsettiğim konular dahil pekçok şeyle ilgileniyor. l Julian Assange seçtirmeyi hedefliyoruz. Burada sevindirici olan, partinin sol kesimden sağa kesime kadar farklı görüşte olan birçok kesimden destek alıyor olması. WikiLeaks politik sırları ifşa etme konusunda bugüne kadar gelmiş geçmiş belki de en iyi kaynak. Acaba oluşumun siyasi kanadı da öncelikli olarak bunun için çalışacak mı? Kesinlikle, iyi bir sosyal politika, varolan her türlü bilgiyi ulaşılır kılarak mümkün olur. WikiLeaks’in başı uzun süredir yerel ve uluslararası hukuk kurullarıyla dertte. Politik bir oluşum haline gelmek belgeleri ifşa etmeyi kolaylaştıracak mı? Maalesef sorunuza cevap veremem, çünkü bu WikiLeaks’in kendi iç meselesi. WikiLeaks’ten sonra politikaya bakış açınız değişti mi? Siyaset sandığınızdan daha mı kirli? Siyaset, sırf kirli değil aynı zamanda 7 gün 24 saat süren yalan haberler döngüsüne bağımlı. Greg Barns İ Bilgisayarınızı açık bırakmayın Öte yandan açıkları bulmak için çalışanlar da sırf Orak gibilerle sınırlı değil. Bilgisayar koruma programları da her adımda kendilerini biraz daha geliştirerek bilgisayarları ve eriştiğiniz siteleri virüsler ve casus yazılımlardan korumak için çalışıyor. Bilgisayar kullanıcıları arasında Eset’le birlikte en popüler bilgisayar koruma programı olan Kaspersky’nin mühendisleri, yaptıkları çalışmaları bir rapora dönüştürmüş. “Yazılımların zayıf noktalarının tehdit düzeyinin değerlendirilmesi” başlıklı rapor, fazlasıyla detaylı analizler inceliyor. Ancak biz işin en can alıcı noktasına odaklanalım. Bu noktada oldukça anlaşılır ama bir o kadar da korkutucu bir istatistik mevcut. Kaspersky uzmanları 11 milyondan fazla bilgisayarda 132 milyondan fazla açık tespit etmiş. Bu da kullanıcı başına 12 civarında bilgisayar açığı anlamına geliyor. Sırf bu yıl içinde ortaya çıkan açıkların sayısı bile 800’den fazla. Ancak tahmin edeceğiniz gibi bu açıkların hepsi birincil derecede tehdit içermiyor. Bilgisayar korsanlarının da kolay aşabildiği, çokça üstüne gitmeyi tercih ettiği açıklar var. Rapor en çok baş ağrıtan açıkları da incelemiş ve ortaya sekiz tane bilgisayarı ciddi şekilde tehdit edebilecek açık çıkmış. Oracle Java, Adobe Flash ve Adobe Reader, gün içinde bilgisayarınızda en çok kullandığınız programlar arasında. Belki siz bunun farkında değilsiniz, ama internette oynadığınız oyunlardan, bilgisayarınızda yüklü filmlerinize kadar hemen her görsel temalı yazılım java ve flash desteğine ihtiyaç duyuyor. Dolayısıyla siz yazılımları harekete geçiridiğinizde bu programlar da harekete geçiyor. Kaspersky, Java’da beş, Flash’taysa iki güvenlik açığı yakalamış. Bu açıklar büyük ölçüde düzenli olarak güncelleme yapmayan bilgisayarları tehdit ediyor ve bilgisayarları casuslar için bir çocuğun hangi alete bineceğine bir türlü karar veremediği bir lunaparka dönüştürüyor. Ancak ne yazık ki, Java’nın son sürümünün çıkmasında altı hafta sonra bile, kullanıcıların sadece yüzde 28’i en yeni ve güvenli sürümü bilgisayarlarına indirmiş. Kalan yüzde 72’yse programın bıraktığı açıkları kollayan casusları kapıyı açık bırakıp beklemeye devam etmiş. Açıklarından yararlanması, acemi bir hacker için bile kolay olan Flash’ın kullanımdan kalkan 2010 sürümüyse, araştırmada yer alan bilgisayarların yüzde onunda hâlâ kullanılıyormuş. Adobe Reader’da 2011’de bulunan bir zayıf nokta da hâlâ bilgisayarların yüzde 13’ünde yer almaya devam ediyor. Bilgisayar açıklarının artış istatistiği 2010’da tavan yapmış ve yıllık artış hızı yüzde 23’e ulaşmış. Son iki yıldır bu istatistikte bir azalma görülüyor. Ancak yüzde 17 hâlâ oldukça yüksek bir rakam. Öte yandan istatistiğin gerilemesinin belli bazı sebepleri de var. Kısa süre önce Twiter’da görülen bir sosyal hackerlık bu duruma oldukça iyi bir örnekti. “Murat Boz Ölmüş” hastag’iyle Twitter’da ortaya çıkan bir virüs kullanıcıları, otomatik olarak profil bilgilerini açığa çıkarmaya yönelik bir casus yazılıma yönlendirdi. Sadece bir gün içinde Türkiye’deki yüz binlerce Twitter kullanıcısının profilinde casus yazılım içeren bir eklenti yer almaya başladı. Dolayısıyla son iki yıllık azalmada artık hackerların, bilgisayarınıza sızmak için çaba göstermeyi bir kenara bırakması ve işin sosyal mühendislik yönüne eğilerek sosyal medya hesaplarını tehdit eder hale gelmesinin de rolü bir hayli büyük. Şimdi asıl soru Kaspersky ve diğer bilgisayar koruma uzmanlarının, kullanıcı profili içeren sosyal paylaşım platformlarına el atıp atmayacağı? l lyas Orak, Elazığ’ın Kovancılar ilçesinde yaşayan 22 yaşında bir bilgisayar programcısı. Onu, teknoloji haberlerinin üst sıralarına taşıyan olay tam dört kez sosyal paylaşım sitesi Facebook’un güvenlik açıklarını bularak siteden 9 bin dolarlık bir ödül kazanmasıydı. Orak önceleri kafasında “hacker”lık olduğunu ama sonradan “hata bildirimi”nin daha uygun bir iş olacağını düşündüğünü söylüyordu. Yaptığı kısa bir araştırmadan sonra, bulduğu güvenlik açığını çözen programla, bir başkasının hesap bilgilerini ele geçirmesi beş saniye kadar sürüyordu. Ne Orak bu işle uğraşan tek insan ne de Facebook böylesi bariz güvenlik açıkları olan tek internet sitesi. Dünya üzerinde belki milyonlarca bilgisayar kurdu, web sitelerinin güvenlik açıklarını ortaya çıkarmak için uğraşıyor. Kimileri bunu hackerlık amaçları, kimiler de Orak gibi güvenlik açıklarını tespit edip hata bildirimi yapmak üzere yapıyor. Facebook’ta Whitehot adlı bir güvenlik açığı bildirim bölümü var. Buraya yapılan başvurular sonucunda, açığın derecesine göre başvuruyu yapan kişilere ödül veriliyor. Facebook’un böyle bir yöntemi kullanıyor olması, şunu netleştiriyor. Büyük web siteleri bile kendi güvenliklerinden yüzde yüz emin değiller. Hatta konu güvenlik açığıysa, yüzde elli bile iyimser bir rakam olabilir. Cemil Çiçek ilk adımı attı Türk Jean d’Arc’ının düşü gerçekleşiyor T Bilgisayarınız ne kadar güvenli? Bu soruya “Virüs koruma programı kullanıyorum” diyerek cevap vermek sizi tatmin ediyor olabilir ama casuslar ve bilgi hırsızları için bilgisayar koruma programınızın olması pek de büyük bir problem değil. Popüler bir koruma programı olan Kaspersky, bilgisayarınızda yer alan açıkları geniş kapsamlı bir inceleme altına almış. arihçiyazar Ozan Bodur’un gündeme getirdiği Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın çocuk kahramanı Nezahet Baysel’in düşü galiba gerçekleşiyor. I. Meclis tarafından ilk İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen Nezahet Baysel, Meclis kararına rağmen madalyasına bir türlü kavuşamamıştı. Ozan Bodur’un “Meclisin Unuttuğu Kahraman Nezahet” adlı kitabında yer verdiği Baysel’in madalya mücadelesine ilişkin geçen hafta önemli gelişmeler oldu. Geçen sayımızda bugün aramızda olmayan Baysel’in mücadelesine CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz’ın sahip çıktığını belirtmiş ve Nezahet Baysel’in madalyasının hiç olmazsa ailesine verilmesi için TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e bir mektup yazdığı bilgisine yer vermiştik. Mektubu alan TBMM Başkanı Cemil Çiçek de konuya ilgisiz kalmayıp harekete geçti. Hukuk danışmanlarına talimat veren Cemil Çiçek, Baysel’le ilgili gerekli bilgi ve envanterin toplanmasını istedi. Meclis Başkanlığı’na bağlı hukuk bürosu Nezahet Baysel’in öyküsünü kitaplaştıran tarihçi Ozan Bodur’u arayarak elindeki belge ve bilgileri kendilerine ulaştırmasını rica etti. Eğer TBMM yine onbaşılık mazbatasının orijinal belgesine takılıp kalmazsa bu kez Türk Jean d’Arc’ı madalyasına 92 yıl gecikmeli de olsa kavuşmuş olacak. l C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear