24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Diktatör kendi sağırlığında boğuldu Yazar, editör ve politikacı Juan Manuel Parada’nın Gezi Direnişi’nden esinlenerek kaleme aldığı ve Türkçeye çevrilen “İşgal ve Diğer Öyküler” adlı kitabında yer alan “Sessiz Diktatörlük” adlı kısa öyküsü şöyle: “10 yıldır ülkeyi duygusal tek bir konuşma yapmadan yönetmişti. Bir kere bile içten selam verememişti. Sesi, halkı için bir sırdı. Hâlâ iktidarda olmasını diktatörlerin ‘sivil düzen’ dedikleri şeye borçluydu. Karayipler’de bulunmasına rağmen, sessiz, başı öne eğik, gri bir ülkeydi. Burası, siyasi toplantılar, mitingler ve konuşmalar, siyahbeyaz basılan gazetelerde yayımlanan yasalarla yasaklanmıştı. Dini törenler Latince yapılıyordu. Ne Salsa vardı, ne de Merengue... Sadece Bramsh, Vivaldi ve Beethoven. İnsanlar huzur içinde yaşıyorlardı. Ama bir gün, bir grup genç, şehrin ana meydanını ele geçirip, sloganlar atmaya başladı. Bunun üzerine Diktatör, ‘Silahların susturamayacağı hiçbir şey yoktur’ diye buyurdu içtiği piponun dumanının ardından. İktidarını korudu, ancak o akşam kalabalığın söylediği kelimeler çığ olup büyüdü, mısra oldu, şarkı oldu, duvar yazısı oldu... Yükselen sesler, her seferinde Diktatör’ün kulağına daha sert çalındı. Korku içinde uzun yıllar yaşadı ve sonunda kendi sağırlığının uçurumunda boğularak, sessizce öldü...” l Latin Amerika Edebiyatı Türk okurlarına pek de yabancı değil. Neruda, Isabel Allende, Octavio Paz, Gabriel Garcia Marquez, Alvaro Mutis ve Paulo Coelho Cortazar en bilinenleri. Latin Amerika’nın hemen her ülkesinden yazar ve şairlerin eserleri dilimize çevrildiği halde Venezüella’dan bugüne kadar eserleri dilimize çevrilen bir edebiyatçı çıkmamıştı. Venezüellalı Parada bu geleneği bozdu. “İşgal ve Diğer Öyküler” kitabı dilimize çevrilen Juan Manuel Parada kitaptaki öykülerinden birini “Gezi Direnişi”nden etkilenerek kaleme almış. Parada, Ankara ziyaretinde bu öykünün öyküsünü anlattı. SELDA GÜNEYSU Sessiz diktatörlük T ürkiye’de ilk kez Venezüellalı bir yazarın, Juan Manuel Parada’nın eseri Türkçeye çevrilerek okuyucu ile buluştu. Yazar, hayli heyecanlı. “Her şeyden önce eseri ilk kez Türkçeye çevrilen bir Venezuelalı yazar olmak, büyük bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Çünkü bu kitaptan sonra artık siz sadece dahil olduğunuz toplumu, Venezüella’yı değil, aynı zamanda Latin Amerika kültürünün tamamını da temsil ediyorsunuz” diyor. Parada’nın kitabında, Türk halkına tanıdık gelecek bir öykü de var. “Sessiz Diktatörlük.” Gezi Parkı Direnişi’nden ilham alarak böyle bir öyküyü yazmak istediğini belirten Parada, öyküsünde, “Diktatör, kendi sağırlığında boğuldu...” diyor. Çankaya Belediyesi’nin davetiyle Ankara’ya konuk olan Venezüellalı yazar Parada ile Türkçeye çevrilen “İşgal ve Diğer Öyküler” kitabını konuştuk: İlk kez Venezüellalı bir yazarın eseri Türkçeye çevriliyor... Her şeyden önce eseri ilk kez Türkçeye çevrilen bir Venezüellalı yazar olmak, büyük bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Bu kitaptan sonra artık siz sadece dahil olduğunuz toplumu, Venezüella’yı temsil etmiyorsunuz. Aynı zamanda Latin Amerika kültürünün tamamını temsil ediyorsunuz. O yüzden çok büyük bir sorumluluk duyuyorum. Bundan sonra da daha yüksek standartlarda çalışmam gerekecek. Ayrıca Türkiye’de eseri Türkçeye çevrilen ilk yazar olmak çok gurur verici. “İşgal ve Diğer Öyküler” başlıklı kitabınız okuyucuya ne anlatıyor? Kitap birçok öyküden oluşuyor. Kitaba adını veren “İşgal” adlı öykü, köylülerin, toprak işçilerinin toprak sahiplerine karşı mücadelesini anlatıyor. Çünkü biz, yerli halk, 500 yıl boyunca stratejik olarak topraklarından uzaklaştırıldık. 20. yüzyılın sonları 21. yüzyılın başlarında, bilindiği gibi “Bolivarcı devrim” hareket buldu. Devrim sonrasında köylülerimiz yeniden örgütlendiler ve kendi haklarını aramaya başladılar. Atalarından kalan toprakların arayışına düştüler ve bugün hakları olanları alıyorlar. Kitabı okuduğunuzda göreceksiniz, yazar gördüklerini son derece objektif olarak anlatıyor. İki tarafa da eşit mesafede yaklaşıyor. Ayrıca göreceksiniz ki öykülerimizde olduğu gibi köylülerimiz günü gelecek kendi topraklarına sahip olacaklar. Bu topraklarda inanılmaz üretimler yapacaklar. Okuyucuya bu bekleyişi vermeyi de ihmal etmedim. Kitap oldukça kısa. Üç bölümden oluşuyor. Kitabın ilk üç bölümünde, köylü savaşlarından söz ediliyor. İkinci bölümde şehir insanlarından anektotlar var. Üçüncü kısımda ise çok kısa, mini öyküler var. Biliyorsunuz bu mini öyküler, yazın dünyasında yeni bir tür. Biraz önce, “Öykülerimizde olduğu gibi köylülerimiz günü gelecek kendi topraklarına sahip olacaklar” dediniz. Böyle bir devrime gerçekten inanıyor musunuz? İnsanlık tarihi yazılmaya başladığı andan itibaren sınıflar arasında bir mücadele söz konusu oldu. Her zaman bir sömürülen ve bir sömüren var. Coğrafyalar farklı olabilir ama bu gerçek hiç değişmiyor. 20. yüzyılda ülkelerinde ayaklanan işçilerin istediği neyse, 21. yüzyılda ayaklanan köylülerin istediği de aynı şey... İnsan olduğu sürece de bu hep devam edecek. Korkular, aşklar aynı çünkü... Her ne kadar benim kitapta kaleme aldığım “İşgal” adlı öyküme baktığınızda Venezüella’daki toprak sahiplerini görüyor olsanız da aslında evrensel bir konu etrafında dolaşıyoruz. Yoksa salt Venezüella’ya has bir eseri başka bir ülkede yayımlatmak çok da anlamlı olmayacaktır. Örneğin, Shakespeare’in yazdığı “Othello” eserinde, Othello’nun kıskançlığıyla Gabriel García Márquez’in kitaplarında anlattığı kıskançlıklar birbirine çok benzer. Yani bir Venezüellalı köylü ne kadar özgür olmak istiyorsa, bir Türk öğrenci de o kadar özgür olmak istiyor. Gezi, Türklerin özgürlüğü için altın bir anahtar Türkiye’deki demokrasi hareketlerini, Türk edebiyatını nasıl değerlendiriyorsunuz? Daha önce de belirttiğim gibi bu kitapla Türk edebiyatıyla başlayan tanışma, sırtıma çok büyük sorumluluk yüklüyor. Benim bundan sonra Türk edebiyatını daha yakından tanımam gerek. Onun dışında, Türkiye’de Gezi Direnişi ile başlayan olayların Türk halkı açısından güzel bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Türk halkının kendisini ifade etmesinde, sosyal haklarını savunmasında altın bir anahtar. Ayrıca ne yazık ki biz Venezüella’da diğer ülkelerde ne olup bittiğini çok fazla göremiyoruz. Daha çok hükümetlerin ne söylediklerini biliyoruz. Mesela, uluslararası medya kanalları Suriye’deki ayaklanmaları haklı gösteriyor, Türkiye’deki ayaklanmaları haksız. Çünkü uluslararası çıkarları var. Mısır’da Mübarek’e karşı yapılan ayaklanmaları bastırmaya, sessiz kalmaya çok çalıştılar ancak öyle bir nokta geldi ki daha fazla saklayamadılar. Çünkü Mübarek, Ortadoğu’da emperyalizmin kullandığı biriydi. Artık onu kullanamayacaklarını, üstünü örtemeyeceklerini anladılar. Mısır halkının kendini ifade etmesiyle başlayan bu sürece de zaten biz “Arap Baharı” adını taktık. Bu bahar daha sonra Libya’ya gitti. Sözde Kaddafi’ye karşı başkaldıran halkı haklı çıkarmak yönünde yapılan yayınlar vardı. Daha sonra da bu olayların benzerlerini Suriye’de gördük.Diyebiliriz ki bu olaylar Türk halkını da etkiledi. Halk özgürlükleri için sokaklara çıktı. Fakat Türk halkının bu başkaldırısı bir şekilde örtü altına atılmaya çalışıldı. Ben buradan şunu anlıyorum. Uluslararası medya kuruluşlarının Türk hükümetinden çıkarları çok. Şimdi de Suriye’yi kontrol altına almaya çalışıyorlar. Sonra ellerinde bir tek İran kalacak ve onun üzerine yürüyecekler. Biz Venezuela halkı olarak Türk halkını destekliyoruz. Ayrıca kitabımda öyle bir kısa hikâye var ki bu öykü Türkiye’deki Gezi olaylarından etkilenerek kaleme alınmış bir öykü. Olanın bire bir yansıtımı değildir. Bildiğiniz gibi edebiyat hiçbir zaman gerçeği olduğu yansıtmaz... Ya kitabınız bu öyküden ötürü Türkiye’de yasaklanırsa? Ben Türkiye demedim, Karayipler’de bir ülke dedim... (Gülüyor). Türkiye’ye gelişimden bir ay sonra Gezi Parkı olayları yaşandı. Burada arkadaşlarım var, onlar çok etkilendiler. Ben de onlarla özdeşlik kurdum. Bu öykü de Juan Manuel Parada, Çankaya Belediye özdeşliğin meyvesi Başkanı Bülent Tanık’la. oldu. l C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear