23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 MART 2012 / SAYI 1354 5 Müzik onun için hayatın ta kendisi, bu yüzden sokak ya da düğün müzisyenliği yaptığı günlerden de çok şey öğrenmiş Hakan Vreskala. Şimdi bu birikimlerini Flavio Records’tan çıkan bir albümde topladı: Her Köyde Bir Deli Var. Sistemi reddeden, dışında kalan, “tutunamayanlar”la bir tanışma teklifi albüm, ona katılın... Neyse ki her köyde bir deli var! ESRA AÇIKGÖZ slında onunla tanışalı çok olmadı, ama herkese eski bir dost gibi hissettirmeyi başardı Hakan Vreskala. Çok bizden biri, on yıldır İsveç’te yaşadığı halde çok da bizde. Tayyip Erdoğan’a “Padişahım Çok Yaşa” diye seslendiği parçasının çıkış nedeni de, “Takma, inanma, teslim olma... Yalnız değilsin, umut var, her köyde bir deli var” dedirten de işte bu. Flavio Records’tan çıkan “Her Köyde Bir Deli Var” albümüyle kendi gibi “deliler”i arıyor. Dinleyin... Üçdört aydır herkes birbirine klibinizi yolluyor, ancak kimse sizi tanımıyor. Kimsiniz, bir anda hayatımıza nasıl girdiniz? Müzisyenim herhalde. Hayatıma en çok yön veren şey müzik oldu. Görünüşümü de, İsveç’e gitmemi de, gelirimi de, her şeyimi müzik belirliyor. Onun dışında, baba tarafım Makedonya Türklerinden. İzmir doğumluyum. 11 senedir İsveç’te yaşıyorum ve bir oğlum var. Peki müzik ne zaman girdi hayatınıza? Pek hatırlamıyorum, çünkü başka hiçbir şey olmadı hayatımda. 11’imde bateri aldım. 12’mde bir rock grubu kurduk. İlk konserimizi verdik. Sonra fark ettim ki, ben başka hiçbir şey yapamam, yapmak da istemiyorum. Müziğin peşindeyim o günden beri. İsveç’e de onun peşinden mi gittiniz, neden İsveç? Eğitim sistemi, toplum baskısı derken İstanbul’da mühendislik okumaya başladım. Öyle bir kanı oluştu ki, bu döngüyü kırabilmek için başka bir ülkede yeni bir başlangıç yapmalıydım. Vize alabildiğim tek ülke İsveç’ti, sadece gidiş bileti alıp, uçağa atladım. Konservatuvara girdim. Perküsyoncu olarak Avrupa’da oradan oraya, bir projeden diğerine, bir konserden ötekine... Bu hızlı süreçteki dönem noktalarınız ne? Konservatuvarda, bursumu bürokratik sorunlar nedeniyle alamayınca sokak müzisyenliği yaptım. O bana çok şey kattı. Sonra soğuğun da baskısıyla düğün müzisyenliğine başladım, o daha da çok şey kattı. Bir gün telefonum çaldı, hani insanın hayatını değiştiren telefonlar vardır ya, onlardan biriydi; Şivan Perwer’le çalışmaya başladım. Beşaltı sene haftada 45 gün bilumum ülkelere turneye gittik. Bu, müzikal gelişimime ciddi bir çeltik attı. Sonra Norrda grubunu kurduk, içtenlikle aklımdakini ortaya koymaya çalıştığım ilk deneyimdi. Ama fazla sürmedi, çünkü gruptaki müzisyenler çok başarılıydı, herkes kendi projesiyle devam etti. Yeni ekibiniz de çok başarılı; gitarist Jonas Jurström, İsveç ulusal enstrumanı nyckelharpa’da Anders Peev, trompette Kopenhag Kraliyet Konservatuarı’nda okuyan Ruhi Erdoğan ve saksofonda Balkan müziği ve freejazz’ın yetenekli isimlerinden Otis Sjöberg... Nasıl bir araya geldiniz? Bence arkadaş olunmazsa bu iş gitmiyor. O arkadaşlık pek çok şeyle test edildi, ekonomik sıkıntılarla, sahne ifadesiyle, ses tonumuzla, empatiyle... Onları tanıtırken sahnede de söylüyorum; bu kadar güzel insanların o kadar güzel çalması sürpriz değil. Neredeyse her telden çalıyorsunuz; reggae, rap, caz... Bu bir kafa karışıklığı mı, hayata bakışınızın yansıması mı? Sanırım şizofrenik bir dönem geçiriyorum, baya kafayı yemişim. Gerçi bütün Türkiye öyle... Parçalarınızın hepsi Türkiye’ye dair, 11 yıldır uzakta olduğunuz halde neden hep buraları anlatıyorsunuz? Türkiye’yle ilgili saplantılı bir ruh halim var, platonik bir âşık gibiyim. O yüz vermese de ben sürekli takipteyim. Hem de mantık dışı bir şekilde, CHP kurultayını, HES eylemlerini, AKPCemaat çelişkilerini takip ediyorum, sanki oradaymışım, bir şey yapabilecekmişim gibi. Ne yapayım olanlar bana çok dokunuyor. Sinirim bozuluyor. Gurbette eski solcu durumuna geldim. Hayat felsefeme göre biraz muhafazakâr, arabesk bir tutum bu. Biraz yalnızlık duygusu var, herhalde o yüzden. A Flavio Records’tan çıkan “Her Köyde Bir Deli Var” albümünü çıkaran da bu duygu herhalde. Peki kim bu deliler? Yerli yersiz düşündüğünü söyleyen, kendini oraya ait hissetmeyen, ciddiye alınmasa da herkesin doğru söylediğini bildiği insanlar. Her yerden saldırı var ve ben nereden başlayacağımı bilemiyorum. İnsansızlaştırılmış Tarlabaşı’ndan mı başlayacaksın, Haydarpaşa’dan mı? Uludere’yi mi konuşacaksın, Hopa’da öldürülen öğretmene hâlâ azar atan başbakanı mı? Nedir bir sonraki adım? Martılara mı kelepçe takacaklar, İstanbul’un siluetini mi tersine çevirecekler? Bunlar, insana yalnızmış duygusu veriyor. Ama umut var, çünkü her köyün delisi gerçekten var! O yüzden her gittiğim yerde en azından bir insanın konsere geleceğini biliyorum. Albümdeki on parçanın sekizi sizin; “Kürdi Nizam” da. Kürtçe bilmiyorsunuz, ancak Kürtçe isimli bir parçayla çıkış yaptınız, nedir hikâyesi? KürtTürk sorunu denilen şey aslında demokrasi sorunu. Bu parça da buna insani bir bakış getirme çabası. İki farklı milletten insanın yaşadığı aşkın soundtrackı. Kürt olan kız arkadaşımla ilişkimizi anlatmak için yazmıştım. Albüm daha yeni çıktı, ancak bundan sonrasını görebiliyor musunuz? Şu an bir proje yok. Kürdi Nizam’dan sonra pek çok film, dizi müziği teklifi gelmişti, ancak kesildi, herhalde parçalarım biraz sivri geldi. Zaten sipariş üzerine iş yapmayı becerebilir miyim, bilmiyorum. Öncelikli olan konserler. Nisanmayıs gibi yine Türkiye’de olacağız. Bir de İsveç’te yaptığım tek kişilik şovumu Türkiye’de de yapacağım. “Hayatın kendisi kadar politik, hayatın kendisi kadar komik”. Hayatın trajikomik yanlarını anlatacağım, parçalarımı seslendireceğim, perküsyonlarla renklendireceğim tek kişilik bir şov. Halil Sezai Paracıkoğlu Fotoğraf: MEHMET TURGUT Geçmişim yeter Oyunculuk bitti mi? Asıl mesleğim oyunculuk. Müziği gölgeler mi ya da niye gölgelesin? Şener Şen bir gün Mucizeler Komedisi'ni çalışırken şöyle demişti; “ne kadar bölünürsen o oranda karşılığını alırsın”. Müzik ve oyunculuk birarada gider mi? Birbirlerinden ne kadar yerler? Bu çok kafama takıldı. Hepsi yarım olacaksa biri tam olsun daha iyi. Şu an da yalnızca müzik var, tiyatro bir özlem. Şarkılarını isteyenler var. Nedir durum? Evet, var hem de çok. Oturulur konuşulur. “Vermedi”, “verdi” diye bir şey yok. Daha önce Özcan Deniz ile çalıştım, Melih Ünen ve Ferhat Göçer’e şarkı verdim. Çok büyük pişmanlıklar taşıyor musunuz? Büyük pişmanlıklarım var; severek ayrılmak mesela. Neyin ukalalığını yaptım, neyi paylaşamadık ki ağlaya ağlaşa ayrıldık. Bunu yaşadım ama kendimi iyileştirmeyi bilirim. Ben kendimi soyutlayarak, sakınarak iyileşiyorum aslında. Kaçış da denebilir buna. Sanırım lokomotifim çocukluktan kalan eksiklerim, artılarım. Yeni bir şeye ihtiyacım da yok, geçmişim yeter. Ne dünyayı ne de geldiğim yeri böyle hayal etmiştim... Öyle büyük bir hikâye var ki sizde. yapmak mıdır? Bunu yapan yeterince insan Neresinden başlasak eksik kalacak. Hem zaten var. Bırakın ben böyle olayım. Karışık bir oyunculuk hem de müziğe baktığınızda, harmanım ben, ne zaman içine çekersen onu başladığınız nokta ile şimdi geldiğiniz yer hissedersin. arasındaki uçurum sizi şaşırtıyor mu? Bunun adı “arabesk” mi? Magazin malzemesi olacak kadar ünlenmeyi Biz biraz da epey de buyuz. İnkâr etmek öngörmüyordum, zaten bu istenecek de bir şey saçmalık. Zaten üçüncü dünya ülkesi olarak değil. Elimde şarkılarım vardı, umutlarım çoktu. hayata 10 mağlup başladık. Zengin, mutlu, Müzikten farklı bir yerdeyim şimdi. Magazinin huzurlu çocuklar olduğumuzu düşünmüyorum. kucağına düştüğüm için bir anlamda midem Savaştan çıktık, darbeleri yaşadık. Aşktan bu kadar mı bulanıyor ama girdap beni henüz muzdaripsiniz? yutmadı. Kontrolden çıktı, ticari açıdan iyi Uzun zaman oldu aşk ama artık geri dönüşü yok. Pek çok yaşamayalı, nasıl bir şey olduğunu şeyin eskisi gibi olamayacağı kesin. unuttum. Yazdıklarım buna ağıt. Sizi önceden tanıyanlar bu Sevdiğim ve âşık olduğum zaman şöhretten memnun değil. müthiş sahipleniyorum. Ne Paylaşmak istemiyorlar çünkü. yaparsam yapayım ona bağlıyorum Çok sitem ettiler, beni bırakanlar her şeyi. Onun oluyorum, benim da oldu, haklılar. Hayalim kıyıdan ve olsun istiyorum. Ayrılık olunca da ALİ DENİZ sessiz gitmekti, izin vermediler. yarımı kesip alıyorlar. Hayatını birini USLU Benim kontrolümden çıktı işler. bekleyerek, düşünerek ya da bir Ağır depresyon ve melankoli var pişmanlığı sırtında taşıyarak müziğinizde. Ne kadar gerçek, ne kadar kurgu geçirmek kadar ısdıraplı bir şey yok. ya da hasıl bir ruh halidir bu? Çocukluğunuza inmeli mi? İnsan yedisinde neyse yetmişinde de o. Ben dünyayı sonradan yakaladım. 17 Kendinizden uzağa gidemiyorsunuz. İlk şarkımı yaşında pek çok şeyden habersizken şimdi yaptığımda lisedeydim; “sen kime âşıksın ki çocuklar 10 yaşında o kadar çok şeyi biliyor, bunu yaptın, yazdın?” demişlerdi. Ben kimseye tecrübe ediyor ve tüketiyor ki şaşırıyorum. âşık değildim! Aşkı tatmamıştım bile. Çocukluğumda, sokakta top oynayıp, dokuz Yaşadıktan sonra daha farklı anlamlar yükledim. taşla geçerdi zamanım. Sümüklerim akana Hem bu aşkın birine ait olması şart değil. kadar koşabilme, sokaklarda sürtme Melankolik bir adamım, hüzün barındırıyorum. özgürlüğünü tattım. Şöhret yüzünden sokaktan “Niye mutlu değilsin?” diyorlar bana, uzak kalıyorum, rahat değilim. Rakı “mutluyum”. Mutluluğun tanımı ne ki? Mutluluk muhabbetlerinin getirdiği dostluğu özleyen, onu gülmek değildir ya da maymunluk, şaklabanlık arayan sıradan bir adamım. Mizah dergisinde yazacağım Yazma, çizme var mı? Yazmak ayrı bir mesai ve çok ciddi bir iş. “64” diye bir mizah dergisi çıkacak, Penguen ve Uykusuz'dan bir tayfa birleşip 64 sayfalık bir mizah eki çıkartacaklar. Bana yazmamı teklif ettiler. Küçük karikatürler de çizerim ama haddimi biliyorum. Köşem olacak. Fazla yazdırmamalılar bana yoksa o köşe olur sana “döşe!” Var mı politik yönünüz, muhalif yanınız? Türkiye’de doğan, yaşayan herkes bir şekilde siyasete bulaşır. Okuma oranı da her anlamda bu kadar düşükken fikir ve konuşma çöplüğü içinde çırpınıyoruz. Şaşırıyorum ve susuyorum. Varolan fikirler de sabit, eğitim sistemi de kör. Neyi ne kadar anlatırsın, algılar kapalı. Bari saygıyı öğrenelim o da yok. Ben bunu yapıyorum, sessizliğim bundan. Şu an ki siyasi duruma iklime saygı duyuyorum, sevmiyorum. Saygı duymak sessizlik demek de değil, kabullenmek demek hiç değil. Peki, bu duruma da olmaz mı bir “isyannn”? Düşüncelerinden dolayı mağdur olan karşıt gruplar bu ülkenin tarihinde birbirleriyle itişip duruyor. Onların savaşı gençlerin geleceğini karartıyor. Düşüncelerinden dolayı kimseyi mahkum edemeyiz, buna karşıyım ve çok rahatsız oluyorum. Sürekli bir rövanş alınıyor, intikam alıyor ülke. Herkes taraf, herkes bir uçta. Boğazını sıkmak an meselesi. Sürekli futbol ve siyaset konuşulan ülke ne kadar mutlu olur. Var mı böyle hayat dünyada? Ne dünyayı ne de geldiğim yeri böyle hayal ettim. Konserler dışında gitarı elime alamıyorum Müziğe dönersek, nasıl bir üretim süreciniz var? Kurgusal, matematikle yapmıyorum şarkılarımı. Bazıları bir dakika, bazıları 30 saniye, bazıları sözsüz. Zaten matematik olayına girince ticari bir durum geliyor. Üç beş aydır konserler dışında elime gitarı almıyorum, elim gitmiyor. Bu soğuduğunuzdan mı yoksa yorgunluktan mı? Profesyonel olmak bazıları için ölüm oluyor, sizde de bu mu var? Para kazanmak profesyonel olmak demek. Para konusunda da onca şey söylendi, eskiden durumum iyi değildi şimdi iyi. Başarıyı parayla ölçmek de ayrı bir kafa zaten. Hayalim, şarkımı söyleyip, sahneden inmekti. Çok safmışım. Şimdi insanlar sana para verdiklerinde durum değişiyor, onun ağırlığını hissediyorsun. Eleştiriler de çok. “Sadece müziğimi yapıyorum” demek sizi kurtarmıyor. “Az sonra, az sonra” çığırtkanlıklarına talihsiz şekilde düştüğüm için hem üzgünüm, hem mutsuzum, hem de sonumu biliyorum. Bir fırtına var, kendimi bu fırtınanın içine koymuyorum. Kimin nerede başladığını, nasıl yok olduğunu biliyorum. Aptal bir adam değilim o kadar. Müzisyen değilim, sanatçı hiç değilim. Sanatçılık ayrı bir şey, tanımasam, bilmesem ben de “sanatçıyım” derdim. Hakan Vreskala, mayısta yine Türkiye’de olacak. Fotoğraf: VEDAT ARIK C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear