Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ECE TEMELKURAN Memleket izin vermiyor ki memleketi sevelim Ece Temelkuran’ın Habertürk’teki işine, tutuklu gazeteciler ve 35 Kürt sivilin Türkiye’nin Irak sınırında “katledilmesi” hakkındaki duruşu ve eleştirilerinden sonra son verildi. Elbette şaşılacak bir durum değil bu Türkiye için. Temelkuran işine son verilmesinden sonraki süreçte “Zaten o” diye başlayan, sonu gelmeyen yazı ve konuşmalardan uzak kalmak istese de olmadı. Sırf bu yüzden hiç aklında yokken son iki yılda yazdığı ve “zamana tanıklık” ettiğini söylediği yazılarını “Kayda Geçsin” kitabında yayımladı. Ali Deniz Uslu / Sayfa 5 Soldan sağa: Yasin, Fatma ve Zeynel Abidin. Başbakan gelsin bir gece sokakta kalsın... Sokakta yaşıyorlar, dövülüyorlar, dışlanıyorlar, hırsızlık yapıyorlar, dileniyorlar, katlanmak ya da üşümemek için balitiner çekiyorlar. Kimse yeterince ellerinden tutmadığı gibi bir de hakir görülüyorlar. Hem de bir başbakan tarafından. Oysa onların da söyleyecek sözleri, inanacak bir şeyleri var. Tinerci, sokak çocuğu ya da madde bağımlısı; ne derseniz deyin hikâyelerini okuduğunuzda kendinizden bir parça bulacaksınız. Bu sizin içinde yaşadığınız, her gün “neden daha iyi olmuyor” diye sorduğunuz toplumun hikâyesi. Röportaj: DENİZ ÜLKÜTEKİN Fotoğraf: VEDAT ARIK azısının ailesi yok, bazısının annesi cezaevinde, kimisinin üzerine şirketler kurulmuş icra gelmiş. Tiner çekiyorlar, bazen keyiften ama bazen de soğuğu düşünmemek, polise katlanmak ya da insanlardan utanmadan para istemek için. Ve gençlere ibret olarak gösteriliyorlar, “dinsiz olsunlar da bunlara mı benzesinler” diye, hem de devletin en tepesinden. Fatma 24, Yasin 17, Zeynel Abidin 29 yaşında. Çaresiz kaldıklarında Umut Çocukları Vakfı’na uğruyorlar, bir çorba B içip duş alıyorlar ama onların asıl yeri sokaklar. İstanbul’daki sayısı resmi rakamların kat kat üzerinde olan evsiz, tinerci, balici, sokak çocuğundan sadece üçü. Hepsinin kendi hikâyesi var ama ortak yönleri o kadar fazla ki. Sokakta nasıl bir yaşamınız var? Fatma: Üç yaşında yurda verildim. 15 yaşında ayrıldım, sokaklara düştüm. Tamam sokaktaki her şeyi biliyoruz, her ortama girdik ama yaşam erkek için de kız için de zor. Sokak âleminde madde kullandığımız için her şeyle karşılaşabiliyoruz. Döven oluyor, hırsızlık yapıyoruz, polisler de dışlıyor. Belli bir yaştan sonra kaderini kendin çizmeye çalışıyorsun ama iyi yola da girmeye kalksan çaresizsin, el uzatan kimse yok. Ne zamandır tiner kullanıyorsunuz? Yasin: Sekiz yaşında tiner kullanmaya başladım. Önceden evde kalıyordum, Tiner, bali nedir bilmiyordum. Abim birkaç gün dışarda kalmıştı, ben de onlarla kaldım ve alıştım. Sokağa ilk neden geldin? Yasin: Annem ya da babam dışlayıp dövmedi. Tek sorun abimdi. Eroin içiyordu, kafası güzel oluyordu. Hâlâ da içiyor. Onun askere gitmesini bekliyorum. Gidince eve döneceğim. Sokakta kimlerle tanıştın? Yasin: Ömer diye bir arkadaş vardı. Emrah abileri tanıdım. Ayvansaray’da yurtta kaldım. İlk baliyi mahallede kullandım. Neler hissettin? Yasin: Spiderman bile oluyorduk, her şeye atlıyorduk. Kafamız güzel oluyordu, hayallere giriyorduk. Bulamayınca da Balici Mustafa abi vardı. Onun balilerini çalıyorduk. Annenler engellemeye çalışmadı mı? Yasin: Sonradan öğrendiler abimin yüzünden olduğunu. Evdeki eşyaları filan satıyordu. Çamaşır makinesi bozulmuştu. Ben yüz lira koydum, abim de üstünü getirdi. Sabah tamir ettirecektik. Kalktık, gece makine gitmiş. Demirciye vermiş. Babam eve bir şey alamıyor. Haftasonu da onlara gideceğim. Belki Ferhat abi izin verirse bir gece de orada kalabilirim. Devamı 4. sayfada Ressamın şifreleri Kim Noble çoklu kişilik bozukluğu yaşayan bir ressam ve kim olduğu hakkında kendi kafası da karışık. Hayatıyla ilgili kesin bilgiler yok. Ancak yaşadıkları hakkındaki gerçekleri resimleri ortaya döküyor. Sayfa 7 Grup Yorum C MY B Grup Yorum, baskılardan payına düşeni fazlasıyla aldı. Dinleyenleri de. Geçen hafta altı kişi Yorum bileti sattığı için 13 yıla varan hapis cezası aldı. Belki de sıra İnönü’yü dolduran 55 bin Yorum dinleyicisinde... Esra Açıkgöz / Sayfa 2 C M Y B