22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

25 KASIM 2012 / SAYI 1392 7 Sorunlar Barış Merdiveni ile çözülüyor A vrupa Koleji Okulları’nda birbiriyle sorunu olan öğrenciler için “Barış Merdiveni” uygulaması başlatıldı. Uygulamanın dört aşaması şöyle: ı y a m z a Y çile haline getirmeyin B G Birbirleri ile tartışan çocuklar, Barış Merdiveni’ndeki “Barış” bölgesine gidip, orada sorunlarını dört adımda çözmeye çalışıyor. G Her seferinde bir basamak yükselerek ilerliyorlar. En tepedeki basamakta ise artık el sıkışmaları bekleniyor. G Sorunlarını kendi kendilerine çözemeyen çocuklar, bağımsız bir “Barış Elçisi”ni yardıma çağırıyorlar. G Sorun, Barış Elçisi ile de çözülemezse Rehberlik Servisi’nden destek alınıyor. SELÇUK EREZ Suç diktatörde mi? iktatörlük iyi bir şey değil. Olsaydı, insanlar mesela sevdiklerine “Diktatörüm benim” derlerdi; sonra, “Ne olacaksın?” diye sorulduğunda küçüklerden bazıları, “Büyüyünce diktatör olcam!” diye cevap verirdi. Buna rağmen bu çağda hâlâ klasik tanıma eksiksiz uyan diktatörler görüyoruz. Eskiden iki ülkede bir görülürlerdi. Şimdi giderek azalıyorlar. Ölüp, kaçıp, devrilip yok olduklarında ne oluyor? Adları, sokaklardan, üniversitelerden, gemilerden silinip yerlerine eziyet ettikleri, yok ettikleri insanların isimleri yazılıyor. Gelmeleri de, gitmeleri de dert olduğuna göre diktatör oluşturmamak için ne yapacağımızı düşünmek gerekir. Diktatör nasıl oluşur? Çocukluğunda horlanmanın ezikliği vardır çoğunda; “Narsisistik kişilik bozukluğu”na yol açan öğelerle yüklüdür özgeçmişleri. Bunlar büyüyünce, Kendilerini dünyanın en önemli, en haklı kimsesi sanırlar. Başarısız oldukları zaman bile alkışlamayana kızar, eleştirenlere köpürür, en olmadık şekillerde suçlar, intikam almak isterler. Kendilerini kolay kontrol edemezler, bazen ağzılarından çıkanları kulakları işitemez. Bundan bile başkalarının sorumlu olduğuna inanırlar. Yeryüzünde narsisist çoktur ama pek azı diktatörleşir. Narsisisti, başka tür bozuklukları olanların davranışları, diktatöre dönüştürür: Bu kimseler onu, Ne derse alkışlayarak, Kendisini eleştirenleri aşaladığında ona hak vererek, D azı çocuklar yazı yazmayı öğrenirken çok En çok karşılaşılan zorlanır. Kimisi çabuk yorulur, kiminin yazma sorunları: elleri, bilekleri çok acır. Yazı yazmak Okunabilir olmaması ''çile'' haline gelince de işler iyice kötüye gider. Yazma hızının yetersiz olması STABILO’nun düzenlediği “Yazı Yazmanın Yazım hataları Ergonomisi” konferansı için Türkiye’ye gelen Dikkat eksikliği İnce Motor Becerileri Uzmanı Dr. Christian Kalemin yanlış tutulması Marquardt, anne babalara, “Yazmak çocuklar Yazı yazarken elde acı hissetme için bir çile haline gelirse buna hevesli olmazlar” uyarısı yaptı. Dr. Marquardt’ın Ankara isteyerek, başarısız olurlarsa hayal Üniversitesi Avrupa Toplulukları kırıklığına uğramalarına neden Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde olmayın, keyiflerini kaçırmayın. verdiği konferansa, Ankara ve G Çocuğunuza pratik, eline tam Hacettepe üniversiteleri sınıf oturan, rahat bir tutuşu destekleyen, öğretmenliği ve okulöncesi yumuşak bir kavrama alanına sahip öğretmenliği öğrencilerinin yanı sıra uygun kalemler seçin. Seçimi akademisyenler, doktorlar ve FİGEN çocuğunuzla beraber yapın ve onun öğretmenler katıldı. ATALAY seveceği bir kalem tercihi yapın. Dr. Christian Marquardt’ın G Çizmeye ya da yazmaya eğitimcilere ve annebabalara başlayan çocukların kalemi tutuş biçimlerini, önerileri şöyle: kavrama kabiliyetlerini sürekli izleyin. Kalemin G Şekil sınıflandırma ve el işi faaliyetleri, çocuğun elinde rahat durmasına, onu yazmayı öğrenirken yardımcı olacak kasları zorlamamasına dikkat edin. eğitir. Bu yüzden çocuklarınızın ince motor becerilerini erken yaştan itibaren destekleyin. Onlara renkli kalemler ve boyama kitapları alarak yazmaya olan ilgilerini artırın. anson Quilling Kâğıt Kıvırma G Çocuklarınıza kendi kendilerini geliştirme Yarışması’na başvurular özgürlüğü verin, yaratıcılıklarını kısıtlamayın. başladı. En yaratıcı çalışmaların Örneğin halkalar çizmelerini sağlayın bu sayede ödül kazanacağı yarışmaya son akıcı yazma hareketlerini destekleyin. katılım tarihi 18 Ocak 2013. G Çocuklarınızdan çizmesi zor olan şekiller G Çocuklarınızın yazmayı öğrenirken ders alabilmeleri için hata yapmalarına izin verin. G Yazı alıştırması yaptırırken sadece zorlandıkları konularda alıştırma yaptırmayın, iyi yapabildikleri harf ve şekillerle ilgili de alıştırma yaptırın. G Tanıdık şekillerle harf alıştırmaları yaptırın. Örneğin “O” harfi bir yumurta ile aynı şekle sahiptir ve “P” harfi bir çizgi ve yarım bir top olabilir. G Okuldaki yaşamları konusunda çocuklarınıza baskı yapmadan ve açık ifadelerle konuşun. Bu sayede problemlerini erken fark etme imkanına sahip olursunuz. G figenatalay@yahoo.com C Kâğıt kıvırın kazanın! Çocukları hem eğlendirmeyi hem de el becerilerini geliştirmeyi hedefleyen yarışma, Türkiye çapında, 4., 5., 6., 7. ve 8. sınıf öğrencilerine açık. G Yetkililer, sözlerine “onun da dediği gibi..” diyerek başlayıp konuyu ona arz ettiklerini, son sözü onun söyleyeceğini” belirterek, Bayramlarda köprülerden bedava geçilip geçilmeyeceğinden tutun kentlerdeki meydan projelerine kadar her şeye onun karar vermesini akla yatkın bularak, Her türlü denetimin etkisiz kılındığı, adaletin hükümetin emrinde bulunduğu bir ülkede onu illaki tüm yetkileri elinde tutan bir cumhurbaşkanı yapmak için yırtınarak, Narsisisti diktatörleştirirler! Bu bozulmadan sadece yalakalar mı sorumludurlar? Asla! Çağdaş politik propaganda yöntemleri yerine eski, yararsız usulleri kullanan muhalefet partileri, Muhalefet yaptığını söyleyip en kritik anlarda diktatör adayının çıkışlarını destekleyen partiler, Muhalefet yapan basın organlarını, etkin ve yaygın okunur hale getiremeyenler, Sağda solda falanca muhalefet partisi liderinin karizmasının eksik olduğunu ileri sürerek diktatöre hizmet ettiklerini kavramayanlar ve “Çalıyor ama çalışıyor da” diyenler de en az yalakalar kadar sorumludurlar. Varlığında onu eleştirirken, kaçtığında arkasından söylenirken, kabahatin çoğunun onda değil, çocukluğunda onu ezik yetiştiren anasından, babasından sonra da yalakalarında ve yetersiz muhaliflerinde olduğu unutulmamalıdır. G www.selcukerez.com ATAOL BEHRAMOĞLU Şiir Orhan Veli’nindir... evgili Oktay Akbal’ın Cumhuriyet’teki köşesinde 14 Ekim 2012 tarihinde yayımlanan yazısı “Orhan Veli’yi Anımsama” başlığını taşıyordu. Ben onun her yazısını eksilmeyen bir ilgiyle okurum. Edebiyatsever okurun gözünden kaçmamış olduğunu tahmin ettiğim bu yazı özellikle ilginçti. Oktay Akbal, not defterleri arasında karşısına çıkan, şairin kendisinin mi bir başkasının mı verdiğini anımsamadığı, fakat Orhan Veli’ye yakıştırdığı bir şiiri yazısına alıyor, özellikle edebiyatseverlere, Orhan Veli’nin bu şiirini bilir miydiniz diye soruyordu… Orhan Veli’nin bütün şiirlerini zihnimle olmasa bile kalbimle ezbere bilen ben, 15 Şubat 1937 tarihli bu şiiri ilk kez görüyordum… Şiiri birlikte okuyalım: “Benim, bardağın, sürahinin / Önündesin, rengin uçmuş / Bu, eski sevdiğim bir duruş / Elin içinde benimkinin /… / İçelim, madem ömrümüz hoş / Geçmiş, tadmamışız ayrılık / Madem ne bardağım kırık / Madem ne de sürahimiz boş /… / Bir gün içimizden birimiz / İçmek veya doldurmak için / Burada olmayabiliriz.” *** Çok ayrıntılı inceleme gerektiren konuyu pazar yazısına nasıl sığdırabileceğimi bilemesem de, hiç değilse satır başlarıyla deneyeyim… Ben sevgili Orhan Veli’nin Mehmet Ali Sel takma adıyla yayımladığı (Bütün Şiirleri’nin ilk bölümünde yer alan) ölçülüuyaklı şiirlerini de en az ötekiler kadar severim… O, sadece o şiirlerle de, Türkçemizin en büyük şairlerindendir. 1936 tarihinden başlayarak Varlık dergisinde yayımlanan şiirlerinden bazılarında neden bu adı kullandığını şöyle açıklıyor: “O zamanlar çok şiir yayınlıyordum. Adımın dergide her zaman İntersentır Misafir şair Öfke haydut akşamlarında attila ilhan’ın muhacir güneşini söndürür can yücel bir hışım yaşam dediğin aşkla yürüyen bir gölge Vedat Yazıcı S görünmesi hem benim için, hem de dergi için doğru değildi. Bir de şu var: Mehmet Ali Sel, benim bazı tecrübelerime alet olmuş bir isimdir” (Baki Süha Ediboğlu, Bizim Kuşak ve Ötekiler, Varlık Yayınları,1968) (Bkz. Ekşi Sözlük). Aynı yerde bu konuda Oktay Rifat’ın da benzer bir şey söylediğini öğreniyoruz: “Galiba yırtmaya kıyamadığı şiirlerini bu adla çıkarırdı…” *** Şiirden anlayan biri, her şeyden önce, hoş/geçmiş vb. dize yukarıdaki şiirin (h kırılmalarıyla) “deneysel” bir yanı olduğunu fark edecektir… Orhan Veli şiirini bilen biri ise, bunun bir Orhan Veli “denemesi” olduğu konusunda pek az kuşku duyacaktır… Şiirin içeriğinde Mehmet Ali Sel imzasıyla yayımlanan şiirlerdeki (ve yanı sıra da dilimize Orhan Veli’nin çevirdiği Ronsard vb. Fransız romantik şiirinden de uzak olmayan) tema’lar (ömrün geçiciliği, aşk, özlem vb…) duyumsanıyor… Sözcük seçimi ve diziliminde de yine Orhan Veli (ve o dönemdeki romantik ürünleriyle Oktay Rifat) şiirini duyumsuyoruz… Ve son olarak, “sürahi”, “bardak”, “içmek”, doldurmak” sözcüklerinde ve kavramlarında, Orhan Veli’nin onca sevdiği Hayyam şiirini, rubai öğelerini duyumsamamak olası mı?... *** Ne kadar deneysel olsa; bir kalem denemesi, bir “çırpıştırma” gibi görünse de, bir Orhan Veli şiiri bu… Onun sözcüklere can veren soluğunun; fırça vuruşunun, elinin hünerinin izlerini taşıyor… G ataolb@cumhuriyet.com.tr www.ataolbehramoglu.com.tr Umut sıtori umutları ne büyütür? paylaşılan bir zeytin tanesi belki de.. Mehmet Tuncer Haftanın sanat çizelgesi 1. Piyano tuş sayısı tek haneli olacak. 2. Şiir kaymakamlıklara bağlanacak. Eee biz erkekler bir kız ayarlayınca, fabrika ayarlarına geri dönüyoruz. İbrahim Ormancı Off the record Asya fili Korece konuşuyormuş!.. Hortumu olan konuşuyo.. Petşop Misafir çizer: M. Saim Bilge Azizden Nereye bir kök salsam, orası yolun sonu!.. Aziz Yavuzdoğan C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear