23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

28 ŞUBAT 2010 / SAYI 1249 7 İki dost bir ülke kuruyor Y ıl, 1887... Yer, Selanik... Altı yaşında mahalle mektebinde başlayan iki erkek çocuğun dostluğunun ölüm döşeğine kadar süreceğini kimse tahmin etmiyor henüz. O çocukların, bir ülkenin kuruluşunu sağlayacak iki önemli adam olacağını da. Mustafa Kemal Atatürk ve kitaplarda başyaveri diye kısa bir anlatımla geçiştirilen Salih Bozok’un hikâyesi bu. Tabii aynı zamanda, bir ülkenin kurtuluşu için savaşan koca bir kuşağın da. Zülfü Livaneli’nin yönettiği “Veda” filmi vizyona girdi. Biz de Mustafa Kemal Atatürk’ün gençliğini ve orta yaşlı halini canlandıran Sinan Tuzcu ve Salih Bozok’u oynayan Serhat Mustafa Kılıç ile konuştuk... Rollere seçilme hikâyenizle başlayalım mı? Sinan Tuzcu: Sanırım iki ay önceydi, Zülfü Livaneli ile Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin kastı için buluştuk. İkinci görüşmemizden bir ay sonra Atatürk’ü de oynamamı istedi. Hiç aklınızdan geçmiş miydi? S. Tuzcu: Yok... Bütün rolleri çok beğendim. Zaten Zülfü Ağabeye de herhangi bir şekilde içinde olmak istiyorum, dedim. İlk sorduğunda çok heyecanlandım. Yapabilir miyim, diye sordum. O da yapamayacağını düşünsem teklif etmezdim, dedi. Tabii hemen Salih Bozok’u kimin oynadığını sordum. Serhat olduğunu duyunca güzel bir sürpriz oldu. Çünkü zaten sevdiğim, beraber çalışmaktan keyif aldığım bir arkadaşım. Serhat Mustafa Kılıç: Ben tesadüfen böyle bir film çekileceğini öğrendikten bir saat sonra video çekimine girdim. Ertesi gün, Zülfü Livaneli çağırdı. Salih Bozok’un sadece 30 yaşını oynayacağımı düşünüyordum, bütün yaşlarını oynayacağımı duyunca çok heyecanlandım. Bence bu film, Atatürk, Salih Bozok, üç kadın rolü, bir oyuncunun başına gelebilecek en iyi şeylerden biri. Atatürk, Salih Bozok hakkında çok konuşulsa da, bu daha çok “bilgi”de kalan bir konuşmadan öteye geçmiyor pek. Siz karakterleri üzerinize oturtabilmek için nasıl bir hazırlık, araştırma yaptınız? S. Tuzcu: Önemsediğim kaynaklardan biri Tek Adam’dı, onu tekrar taradım. Salih Bozok’un anıları zaten senaryonun da yön noktası olduğu için önemli bir kaynaktı. Bir de fotoğraflardan çok yararlandım, bütün Atatürk fotoğraflarını topladım diyebilirim. Genelde fotoshop’lular ama el değmemiş olanlardan fiziksel ve duygusal bir motif yaratmaya çalıştım. Yine de en çok senaryonun yardımı oldu, Zülfü Livaneli kaynak bir senaryo oluşturmuştu. S. M. Kılıç: Hem bilgi toplama, hem oyunculuk anlamında Zülfü Ağabey çok yardımcı oldu. Bulabildiğimiz kaynakları toplamamızı söylerken, belgesel çekmediğimizi, amacımızın saat saat tarihi anlatmak değil, Salih Bozok’un gözünden olayları yorumlamak olduğunu da hatırlattı. Bozok’un Atatürk’ün vefa ettiği gün, sıktığı kurşunun iki milimle kalbini sıyırması ve üç yıl daha yaşaması büyük şans. Anılarını o üç yılda yazmış. O kaynaklar çok önemli. Ben de fotoğraf bulmaya çalıştım, ancak Bozok’un fotoğrafları çok az. En çok ne zorladı sizi? S. Tuzcu: Fiziksel olarak Atatürk’ün canlandırılmasını kişisel gözlemimde oturtmakta zorlandım. Çünkü hep poz vermiş halini, fotoğraflarını gördük. BBC’nin görüntüsü, Onuncu Yıl Nutku’ndaki görüntüsü var, ancak bunlar da hep önceden hazırlanmış duruşlar, hareketler. Onlardan yola çıkarak, “Hareket halinde olsa nasıl olur”u yaratmaya çalıştım. Göstermemeye çalıştığı duygusal yoğunluğu da beni zorlayan noktalardandı. İzmir’in yanışını seyredip Latife ile konuştuğu ve Serhat’la karşılıklı oynadığımız, annesini bulamadığı, Bozok’un kendi ailesini getirdiğini öğrenince, “Her şeye rağmen sevindim kardeşim” dediği sahne de zordu. Salih Bozok’un gözünden Atatürk’ün anlatıldığı Veda filmi vizyona girdi. Bu bir dostluk hikâyesi. Atatürk’ün gençliğini ve orta yaşlı hallerini Sinan Tuzcu canlandırıyor, Salih Bozok’u ise Serhat Mustafa Kılıç. Gerisini onlardan dinleyelim. ESRA AÇIKGÖZ Serhat Mustafa Kılıç, Veda’da Salih Bozok rölünde... Sinan Tuzcu, Atatürk’ün gençlik ve orta yaş hallerini oynuyor... S. M. Kılıç: Salih Bozok, mektubuna “Oğlum herhalde dünya üzerinde hiçbir babanın hiçbir oğula yapmadığı bir hareketle seni derinden yaralamış bulunuyorum. Ölen Atatürk bile olsa bir insan ailesine bu fenalığı yapmaz, diyorsundur. Bu yüzden sana bu mektubu yazıyorum” diyerek başlıyor ya, en zoru buydu. Bir babanın oğluna kendini öldüreceğini söylemesi şu anda anlatırken bile etkiliyor beni. İntihara teşebbüs ettiği sahneyi, Atatürk’ün odasından çıktığındaki halini uzun uzun konuştuk Zülfü Ağabeyle. Daha çok Salih Bozok‘un hayatında yaptığı şeyi yapmaya, film boyunca bir adım geride durup seyirciye anlatmaya çalıştım. Yarım asırlık bir dostluğun anlatısı film. Peki, neler almışlar birbirlerinden? S. Tuzcu: Atatürk gülümsemesinden, pozitifliğinden, iyi insan ilişkilerinden, iyi ara bulucu olduğundan bahseder Salih’in. Çakıştıkları, zıt düştükleri noktalar olmuş, ama dostluklarından hiç vazgeçmemişler. S. M. Kılıç: Bu davanın bu kadar savunulmasını sağlayan da bu dostluklar aynı zamanda. Filmde, bizi çok etkileyen, seyirciyi de etkileyeceğini düşündüğüm Salih Bozok’un oğluna yazdığı mektup aslında hepimize, özellikle 2010 Türkiye’sindeki gençlere yazılmış bence. Dört bir yandan kapitalizmle çevriliyiz, bir katliam, soykırım, bir ülke işgali bizim için artık sadece televizyon haberi. Öyle bir hale geldik ki, akşam bu haberleri izlerken ağlıyoruz, ancak beş dakikada yine eğlencemize dönebiliyoruz. O yüzden gençlerin bu filmi izlemesi, bu dostluğu görmesi, bir davaya inanmanın ne olduğunu öğrenmesi önemli. Her şeyi o kadar ezbere konuşuyoruz ki. Üniversiteli müzik grupları 12 Nisan’a kadar Bronx Pi Sahnesi’nde yarışacaklar. Birinci “Tanışarock”ta sahne alacak. Üniversiteliler sahnede yerini alıyor DENİZ ÜLKÜTEKİN B ronx Pi Sahnesi bu ay başından beri çekişmeli bir müzik yarışmasına ev sahipliği yapıyor. Finali 12 Nisan’da yapılacak yarışma için her pazartesi ve çarşamba günü bir üniversitenin grubu sahne alıyor. Ayrıntıları mekânın organizasyon sorumlusu Ahmet Şahin’le konuştuk. Organizasyon hakkında bilgi verebilir misiniz? Organizasyon İstanbul’daki üniversiteler arasında yapılıyor. Eleme sonucu 8 üniversitenin müzik kulübü yarışmaya katılabilecek. İki buçuk ay sürecek organizasyonda ilk aşamada her üniversitenin grupları kendi aralarında yarışıyor ve o grup kendi üniversitesini yarıfinalde temsil edecek. Üniversite birincisinin belirlenmesi yüzde seksen katılımcı, yüzde yirmi de Kafepi ekibinin oylarıyla belirleniyor. Yarışmanın yarı final ve finalindeyse müzik piyasasının tanınmış isimlerinden oluşacak jüri yer alacak. Katılım ve müzikalite ne düzeyde? İstanbul’daki üniversitelerin müzik kulüplerinin tamamına yakınından etkinliğimizle ilgili geri dönüş aldık. Gruplar her ne kadar amatör olsa da Bronx’ta sahneye çıkmadan önce grupların kayıtları organizasyon ekibi miz tarafından değerlendirilip ön elemeye tabi tutulduğundan sahneye çıkan grupların büyük bir çoğunluğunu müzikal anlamda başarılı olanlar oluşturmakta. Yarışmacıların içinden gelecek vaat eden isimler çıkıyor mu? Şu ana kadar üç üniversiteden 12 grup sahne aldı. Bunlar içinde gelecek vaat eden isimler yok değil. Hatta gruplardan bir tanesinin performasından jürinin ve dinleyicilerin memnun kalmasından ötürü, 19 Şubat’ta düzenlediğimiz Kaçak ve Hücum Kedi konseri öncesinde ön grup olarak sahne alma şansı verdik. Amatör müzisyenlerin çoğu maalesef sahne alma ve yaptıkları müzikleri duyurma anlamında çok fazla zorlukla karşılaşmakta. Dolayısıyla bu tarz yarışmalar bu grupların hem dinleyici kitlesini arttırmakta hem de müzik piyasasında adlarını duyurma şansı tanımak için önemli. Yarışmadaki müzik türlerinde bir kısıtlama var mı? Müzik türü anlamında bir kısıtlama yok, hatta farklı tarzlarda müzik gruplarının sahne almasını destekliyoruz. Ancak nisan veya mayıs başında İstanbul dışına çıkıp Türkiye genelinde, yine sadece üniversite müzik kulüplerinin katılabileceği bir yarışma daha organize etmek istiyoruz. G Peki, film alışılageldik ezberleri bozabilecek mi? S. M. Kılıç: Genç kuşakla Atatürk arasındaki mesafeyi kısaltacağını düşünüyorum. Sizin için ne gibi ezberleri bozdu? S. Tuzcu: Daha didaktik, siyasi, komutan dehası üzerinden değerlendiriyordum Atatürk’ü. Zekâsının duygusal yoğunluktan çıktığını fark etmemiştim. Artık onu duygularının tetiklediği, domino taşı etkisi yaratan meselenin de Balkan Göçü olduğu kanaatindeyim. Anadolu’yu şahlandıran da o göç, onları görünce biz nereye gideceğiz, diye sormaya başlıyorlar. S. M. Kılıç: Kitaplarda, Salih Bozok, Atatürk’ün başyaveri diye geçer. Benim için de filmden önce Atatürk’ün silah arkadaşlarından biriydi sadece. Birçok insan için Bozok filmle biraz daha anlaşılacak. Altı yaşından beri aynı mahallede büyüdüklerini, İdadiye birlikte gittiklerini hiç bilmiyoruz. Atatürk’ün en yakın dostu, sırdaşı, bazen doktoru, psikoloğu... Bulduğum Bozok fotoğraflarında beni çok etkileyen bir şey vardı, hep bir adım geride duruyordu. Çok mütevazı, o kadar egolarından sıyrılmış ki, bir kere bile ön plana çıkmamış. Anılarını yazarken bile... En çok korktuğunuz eleştiri ne ya da nasıl bir eleştiri alsanız haksızlığa uğradığınızı düşünürsünüz? S. M. Kılıç: Üzerimizde ağır sorumluluk var. İstiklal Savaşı’nın kahramanlarını oynuyoruz. 70 milyonun gözünde 70 milyon Atatürk, Salih Bozok var. Herkesi tatmin etmek elbette ki mümkün değil, eleştiriler de olacak... Diğer yandan rolümle ilgili ben en çok yaştan korktum, Bozok’un 57 yaşını oynadığım sahnelerde daha şişman gösteren bir kalıp giydim. İlk bir iki gün biraz zorlandım. İnandırıcı olacak mı, diye kaygılandım. Neyse ki, tiyatrocu olduğum için yaşlı rolü oynama konusunda deneyimliydim. Sanırım filmde de fena görünmüyorum. S. Tuzcu: Ekibin çok yoğun çalıştığını, arkasında kuvvetli bir tasarımın olduğunu bildiğim için, sanırım en istemediğim eleştiri, tasarlanmamış ve bazı şeyler öngörülmemiş denmesi olur. İşini iyi yapan, zeki 130 insanın emeğinin küçük görülmemesi tek isteğim. Onun dışında bir oyuncu olarak her şeye açığım. Sonuçta ben kendimi göstermek için oynuyorum. Sunduğum, yaptığım iş beğenilip beğenilmemek üzerine. Gelecek eleştirilerden öğreneceğim çok şey var. İş bizden çıktı artık, seyircinin. G C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear