Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 ARALIK 2010 / SAYI 1289 11 Yerli tadı tatmalı Yerli malı, yurdun malı, / Herkes onu kullanmalı… Türkiye’de herkesin bir Yerli Malı Haftası anısı vardır. Kimisi komik, kimisi dramatik hatırlar o günü, türlü meyve kılıklarına girmiş olarak.. Elbette hep kış meyveleri hatırlanır. Zira 1218 Aralık arasında kutlanan dönemde bir zamanlar sadece Ankara armudu, Finike portakalı, Anamur muzu, Amasya elması gibi mevsim meyveleri bulunurdu, bir de kuruyemişler, cevizli sucuk filan olurdu. Çocuklar yerli yemişleri temsil eder, komik şiirler okurlardı. Amasya elmasıyım, Meyvelerin âlâsıyım, Al al yanaklarım var, Beni yersen kan yapar. Kime sorsam Yerli Malı Haftası’nda hangi meyve, yemiş olduğunu hemen şıp diye hatırlıyor. Kocam portakal olmuş misal! Öğretmenler bazen ne isabetsiz yakıştırmalar yapabiliyorlar. Asla parlak turuncu tropikal bir kişiliği yok, olsa olsa kara üzüm veya siyah zeytin olmalıydı, ya da Erzincan tulumpeyniri gibi bir şey, ama peynirler sayılmıyordu nedense. İşin garibi ben Yerli Malı Haftası’nda ne yaptığımı hiç hatırlamıyorum. Herhalde hiçbir şey olamamıştım. Damarlarımda dolaşan gâvur kanını sezip beni pek yerli malı olarak görememişler ve hiçbir Anadolu yemişini yakıştıramamışlardı besbelli. Alman patatesi diye bir seçenek de yoktu haliyle. Böylece “yerli malı” faaliyetleri benim için şiir ezberleme stresine girmeden bütün gün abur cubur atıştırılarak dalga geçilen ve ders kaynatılan şamata bir gün olarak kaldı. Pek çok konuda olduğu gibi bazı konularda idrak on yıllar sonrası gerçekleşebiliyor. Bugün “Yerli Malı AYLİN Haftası” bana çok anlamlı ve giderek ÖNEY TAN önem kazanması gereken bir kavram olarak geliyor. Amasya’da artık elmadan ziyade melez bodur şeftali var, geriye kalanlarda da eski misket kokusu yok. Anamur muzunun yerini kokulu eski türle alakası olmayan Dwarf Cavendish türü aldı. Ankara armudunun eski balımsı tadı yok, aşılana melezleşe Deveci armuduna varan iriliğe ulaştı, affedersiniz tadı da hıyara yaklaşan bir lezzete dönüştü. Yerli türler giderek yok oluyor, kalanları da küresel tohum şirketlerine pazarlanıyor. Başımızdaki hükümet ne gerekse, tohum yasaları icat edip Meclis’ten geçiriyor. Yerli malı kalmadığı gibi, genleriyle oynanmamış yerli tohum da kalmıyor. Küçük üreticiyi, çiftçiyi, köylüyü düşman gibi gören bir zihniyette kazanan hep uluslararası yatırımcılar ve yerli ortakları oluyor. Yerli Malı Haftası yerine “yerli işbirlikçi” haftası kutlasak yeridir. Yerli Malı Haftası kutlamalarının kökeni 12 Aralık 1929 günü dönemin başbakanı İsmet İnönü’nün Meclis’te yaptığı bir konuşmaya dayanıyor. Atatürk, Kurtuluş Savaşı sonrası yoksulluk içinde olan, üretimi ve ekonomisi sıfırlanmış ülkenin toparlanması için 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi’ni toplar. markete gelene kadar ne kadar yol kat ettiğini bile hesaplayan yöntemler geliştirirler. Yerli tohum türlerine, yerli sebze meyvelere olan ilgi artar, kentlerde üretici ile tüketiciyi buluşturan çiftçi, köylü pazarları kurulmaya başlanır. Yöresellik kadar sadece mevsimsel olanı tüketmek de tekrar gündeme gelen bir kavram olur. Her ülkede milliyetçi nedenlerden ziyade, kendi kültür varlıkları olarak gördükleri yiyecek değerlerine sahip çıkmak ve çevreyi korumak adına yerel ve yöresel olana yönelme başlar. Slow Food hareketi toprak değerlerine sahip çıkmak adına 4 Aralık gününü bütün dünyada kutlanacak Terra MadreToprak Ana günü olarak ilan eder. 4 Aralık tarihine denk gelen hafta boyunca bütün dünyada yerli ürünlerin ön plana çıkarıldığı etkinlikler düzenlenir. Artık yöresellik kavramı küresel bir önem kazanmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında ortaya atılan pek çok kavramın bugün küresel dünyanın gündemine oturması ilginçtir. Cumhuriyeti kuranlar sanki dünyanın bir asır sonraki geleceğini okumuşlar. Bugünün yükselen değerlerini biraz fazla zamansız olarak epey önceden ortaya atmışlar. Tam bağımsızlığa ulaşmanın yolu temel ihtiyaçlarda dışarı bağımlı olmayan bir ülke ekonomisi oluşturmakla gerçekleşebilecektir. Kendi kendine yeten tam bağımsız bir ekonominin yolu ise yerli üretimden geçecektir. İnönü’nün yerli malı kullanmayı teşvik eden konuşması da İktisat Kongresi’nde alınan kararların hayata geçirilmesini amaçlamaktadır. 2. Dünya Savaşı sonrası dünyayı saran ekonomik kriz sonucu yerli malına verilen önem tekrar gündeme gelir ve 1946’dan itibaren 12 Aralık gününü takip eden hafta “Yerli Malı Haftası” olarak kutlanır. 1983’te “Yerli” vurgusuna “Tutum ve Yatırım” kavramları da eklenir ancak hafta hızla anlamını ve eksenini yitirir. Tutumluluk ne kelime, tüketim toplumu olmaya heves eden, yerli yatırımdan ziyade yabancı yatırımları teşvik eden, yerel ve yöresel olanı hızla yok eden bir ülkede Yerli Malı Haftası giderek komik kaçmaya başlar. Oysa dünyada tam tersine bir eğilim başlamaktadır. 1984 yılında temelleri atılan Slow Food akımı giderek güçlenir, yerel ve mevsimsel yemek kavramları ön plana çıkmaya başlar. Son yıllarda kendilerini “Locavore”, yani sadece yerel yiyeceklerle beslenen kişiler olarak tanımlayanlar ortaya çıkar. Çevre konularına duyarlı olan insanlar yiyeceklerin Taps Bebek’ten “Table Tap” T Madem kendi icadımız “Yerli Malı Haftası”nın sürdürülebilirliğini beceremedik, biz de Batılı akımlara uyalım, yöresel olanın değerini günün trendi küresel kutlamalarda hatırlayalım. Mesela dünyaca kutlanan Terra Madre gününü Yerli Malı Haftası olarak gündeme getirelim. Sadece bir hafta boyunca, yalnızca yerli ürün kullanmaya gayret edelim. Bakalım kolay olacak mı? Bu vesile ile ben de ilkokulda kısmet olmayan yerli malı şiirimi sizin için yazdım: Yerli malı, mevsim tadı, / Bundan iyisi, Şam’da kayısı.* G aylinoneytan@yahoo.com * Komşumuz Suriye en azından Şam kayısısının değerini korudu, melezleştirmeden günümüze kadar getirdi diye hakkını verelim. Yerli yemiş reçeli Bu reçeli şimdi yapıp yılbaşına kadar bekletmenizi tavsiye ederim. Tadı olgunlaşacak, tıpkı yerli malı haftası gibi değeri zaman geçtikçe ortaya çıkacaktır. 1 kilo kuru meyve (kayısı, sarı erik, üryani eriği, kara üzüm, Besni üzümü, sultani üzüm, kuru şeftali, elma, armut vb.), 4 bardak üzüm suyu, 1 Finike portakalının kabuğunun rendesi, 1’er tatlı kaşığı bütün anason ve rezene, ½ kg. şeker (Konya şeker fabrikası), 1 çay kaşığı limon tuzu Kuru meyveleri zar gibi ufak doğrayın. Tüm malzemeleri cam bir kâsede karıştırın ve bir gece boyunca bekletin. Ertesi gün reçel tenceresinde dibini tutturmadan 2030 dakika kadar arada bir karıştırarak kaynatın. Meyveler kuru olduğu için kıvamını tutturmak zor olmayacaktır. Son bir taşım kaynatmadan önce biraz sıcak suda çözdüğünüz limon tuzunu ekleyin. Artık TEKEL müessesesi kalmadı ama ateşten almaya yakın ½ bardak portakal likörü veya yerli kanyak da ekleyebilirsiniz. Sıcak sıcak kavanozlara doldurun ve ağzını sıkıca kapatın. G ürkiye’nin ilk ve tek brewery restoran konseptinin yanı sıra özel biralarıyla da kendi müdavimlerini yaratan Taps Bebek, “Table Tap” uygulamasıyla bir ilki gerçekleştiriyor. Masalara döşenen özel bir musluk sistemiyle çalışan Table Tap sayesinde bira müdavimleri yerlerinden hiç kalkmadan, sıra beklemeden, istedikleri birayı buz gibi içebilme şansına sahip oluyor. Üstelik soğutucudan geçip masadaki düzeneğin musluğuna ulaşan biranın ne kadar içildiği ve ne kadar ödeneceği de LCD ekrandan takip ediliyor. Table Tap masalarda aynı anda iki çeşit bira sunuluyor ve isteğe bağlı olarak dört tip fıçı biradan iki bira çeşidi seçilebiliyor. Fiyatlandırmaysa özel debimetre sayesinde hava ve köpük harici bira ölçülerek gerçekleştiriliyor. Table Tap’te 50 cl’lik biranın fiyatı 11 TL. Yeni şişelemeye başladığı “Smoke Lager” ve “Vienna Lager” biralarıyla biraseverlere yine farklı lezzetler sunacak olan Taps Bebek’in İngiltere ve Almanya başta olmak üzere yurtdışından ithal ettiği bira maltlarından ürettiği biralar Uzakdoğu yemeklerinden, kırmızı et yemeklerine, acılı piliç kanatlardan atıştırmalıklara kadar pek çok yemeğin lezzetine lezzet katacak. G Tel: (0212) 263 87 00 www.tapsbebek.com Genius’tan multimedya tablet GPen M609X, Genius’ın profesyoneller için dizayn ettiği kablosuz dokunmatik kaleme sahip yepyeni bir multimedya tablet. 4000 LPI yüksek çözünürlük, dizayn için en iyi grafik performansın alınmasını sağlıyor. Çift yön modu ile aktif alanı kolayca genişten standarta ve yine eski haline çevirebiliyorsunuz. Kalem tabletin kullanımı, fare ile kıyaslandığında çok daha fazla konfor ve kontrol sağlıyor. Döner pad ile 4D kaydırma, yakınlaştırma / uzaklaştırma, ses arttırma / azaltma ve fırça genişliği fonksiyonları kolaylıkla kullanılabiliyor. Office, Internet ve Vista fonksiyonlarına anında erişmek için kalemle 26 adet kısayol tuşundan birine tıklamanız yeterli. Creative Inspire T3200 Creative, gerek PC, gerekse DVD oynatıcı sahipleri için yeni, ideal 2.1 hoparlör sistemini Türkiye’de satışa sundu. Creative Inspire T3200 özellikle şık ve farklı tasarımıyla dikkat çekiyor. 29 watt RMS gerçek ses çıkış gücüne sahip olan Creative Inspire T3200’ı masaüstünde kullanabileceğiniz gibi duvara da monte edebiliyorsunuz. Bunun yanı sıra uydu hoparlörlerin özel tasarımı sayesinde üst üste yerleştirerek kendinize daha fazla alan yaratabiliyorsunuz. Creative Inspire T3200’ün en önemli özelliklerinden biri de MP3 çalar, MP4 çalar veya cep telefonunuzu yerleştirebileceğiniz ve 3,5 mm’lik jack’ını bağlayarak müziklerinizi hoparlöre aktarabileceğiniz bir yuvaya sahip olması. ZyXEL kablosuz, fotoğraf çerçevesi görünümündeki modemini duyurdu ZyXEL, yüksek hızda internet bağlantısı sunan ADSL2+ modem ailesine bir yenisini daha ekledi. Tasarım özellikleriyle şık bir modem olan ZyXEL P660HNT1h, 802.11n desteği ve 150Mbps hızı ile evleri yüksek hızda kablosuz internet keyfiyle tanıştırıyor. Cihaz, dekorasyonla uyumlu, “fotoğraf çerçevesi” görünümüyle dikkat çekiyor. Ön yüzü fotoğraf çerçevesi olacak şekilde tasarlanan ZyXEL P660HNT1h, böylece her türlü dekorasyonla da uyumlu bir şekilde kullanılabiliyor. Ön taraftan görünmeyen ve bu sayede kablo kirliliğini önleyen 4 Adet 10/100 Mbps ethernet portu da şık tasarımın etkisini güçlendiriyor. Hazırlayan: HAKAN AKARSU (hakana@cumhuriyet.com.tr) C M Y B C MY B