25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 KASIM 2010 / SAYI 1286 3 PROJE Sana selam bana Şalom DENİZ ÜLKÜTEKİN om Block, ABD vatandaşı Yahudi bir yazar. Şalom / Selam Gizemci Bir Kardeşliğin Öyküsü isimli kitabıyla artık iki zıt kutup gibi algılanan Yahudi ve İslam geleneklerine tarihsel bir bakış atıyor ve ortaya çıkan sonuç da hiç tahmin ettiğiniz gibi değil. Block’un kitabı tarih boyunca Yahudi ve Müslümanların aynı topraklarda yaşarken hem kültürel hem de dinsel açıdan birbirleriyle nasıl etkileşim içine girdiklerini ve bugüne kalan ortak mirası ortaya çıkarıyor. Tabii ki günümüzde kardeşlikten hatta hoşgörüden bile bahsetmek zor ama Block’un antlattıklarını dinleyince bugünkü çatışma ortamının varlığı da aynı derecede şaşırtıcı görünüyor. İstanbullu kim mi? stanbul; kitapların, filmlerin, şiirlerin konusu, kahramanı... Milyonlarca insanın evi. Peki kim bu insanlar, İstanbullular kimler? Projesini Sakine Çil’in, grafik tasarımını Ülkü Gezer’in hazırladığı “O Bir İstanbullu” projesi işte bu soruya yanıt veriyor. İşte bu yanıtlar, Beşiktaş, Kadıköy, Üsküdar, Fatih ve Bakırköy ilçelerinde 150 billboardda yer alacak. “O Bir İstanbullu” projesinin çıkış noktası nedir? İlk kez 2005’te yapılan ve teması “İstanbul” olan, 9. Uluslarası İstanbul Bienali için “konumlandırmalar” projesi olarak geliştirildi. Çıkış noktası 2003’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce gerçekleştirilen “Kentim İstanbul” projesiydi. Ancak Bienal’de proje istediğimiz çapta gerçekleştirilemedi. Bu kez projeyi daha kapsamlı ve yaygın bir şekilde değerlendirmek ve İstanbulluluk kimliğini sürekli incelenebilir bir olgu olduğunu düşünerek İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti görsel sanatlar yönetmenliğine sunduk. Onlar da kabul etti. İ Fotoğraf: VEDAT ARIK T Bana kalırsa İslam bir şekilde Yahudiliğin uzantısıydı. Bütün Yahudi peygamberlerinin İslamda yeri vardır. Bu ikisine kuzen dinler diyebiliriz. İnsanlar politik açıdan farklı düşünse de çok şey paylaşıyorlar. Bu ilişkide coğrafi yakınlık mı daha büyük rol oynuyordu yoksa kültürel yakınlık mı? Hem kültürel hem de dinsel yakınlık. Bir döneme kadar yedikleri içtikleri bile aynıydı. Ancak Yahudiler 15. yüzyıldan itibaren Avrupa’ya göç etmeye başlayınca kültürel farklılıklar ortaya çıktı. Başta İslamın önünde Yahudi peygamberleri dışında örnek alınacak bir referans yoktu. Sonrasındaysa birçok Yahudi gizemci İslamı ve Sufizmi referans almaya başladı. O günlerde çok daha fazla etkileşim vardı. Araştırmanız sırasında iki din arasındaki ilişkilerde bize yanlış aktarılan tarihi bilgilerle de karşılaştınız mı? Şalom / Selam Gizemci Bir Kardeşliğin Öyküsü, İslam ve Yahudilik arasındaki tarihi geçmişe göz atıyor. Kitabın yazarı Tom Block bugün neredeyse savaşın eşiğinde olan iki din ve kültürün tarih boyunca yaşadığı paylaşımın göz ardı edilmesine politik amaçların sebep olduğunu söylüyor. Bu araştırmaya başlarken amacınız neydi? Tarih üzerinde çalışırken Müslümanlar ve Yahudiler arasında çok sayıda pozitif hikâye olduğunu gördüm. Bin yıl önce dünyadaki Yahudilerin yüzde doksanı İslam ülkelerinde yaşıyordu. İki din arasındaki ilişki de oldukça olumluydu. Ancak bugün İsrail ve Filistin arasındaki politik sorun sebebiyle bütün hikâye unutuldu. Ben de tarih boyunca Müslümanlar ve Yahudiler arasındaki olumlu ilişkileri derlemeye karar verdim. Çünkü eğer barış istiyorsanız pozitif bir şeyleri çıkış noktası olarak almanız önemli. İslamiyet Yahudilikten sonra ortaya çıkmış bir din. Peki bu ikisi birbirini başından beri mi etkiliyordu? Evet. Size her iki taraftan da örnek verebilirim. Pek çok 20. yüzyıl Yahudi bilimcisi “İki din arasında bir etkileşim yoktur” dedi. Bence bu politik bir söylemdi. Aynı dönemde Yahudi hikâyelerinin İslami yorumla Kuran’da yer almasıyla ilgili, İslam bilimciler “Yahudiler bu hikâyeleri kullanamaz çünkü İslami model alınmış yorumlar içeriyorlar” demeye başladılar. İki taraf da politikayı kullanıyor, çünkü bu tarihi bağlantıları görmek istemiyorlar. Sufizm ve Kabala arasında nasıl bir etkileşim vardı? Sufizm ve Kabala ait oldukları dinlerle birlikte anılıyor ama ben dinlerle çok da iç içe olduklarını düşünmüyorum. Kabala’ya önem vermeyen pek çok Yahudi ve Sufizmi cid diye almayan pek çok Müslüman var. Ortaçağda din için belki daha önemliydiler ama aynı zamanda birbirlerine de açıktılar. Yahudi kütüphanelerinde Sufizm kitapları vardı, Sufi ustaları okunurdu. 18. yüzyılda Yahudilikte Hasidizm isimli bir hareket başladı. Bu hareketin lideri Kabala’yı sır olmaktan çıkarmak istiyordu ve öğretileri isteyen herkesle paylaşmaya başladı. Bugün biraz değişti ama Sufi ya da Kabalacı olmak büyük bir sadakat gerektirir. Kitabınızda İspanya’da Müslüman işgali sırasında Müslümanlar ve Yahudiler arasındaki ilişkiler yer alıyor. Müslüman yöneticiler çok açık fikirliydi. O yüzden sivil bir toplum yapısı oluşturmayı tercih ettiler. Kültürel etkileşimin daha açık hale gelmesine izin verdiler. İki din arasındaki çatışmalar ne zaman başladı? Benim fikrime göre, Avrupa’nın sömürgeleştirme döneminin sonrasında. O döneme kadar ne Yahudilerin ne de Müslümanların birbirleriyle sorunu yoktu. Sömürgecilerle çatışıyorlardı. Aynı dönemde Avrupa’daki Yahudi yaşamı büyük tehdit altındaydı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra İsrail kurulunca bölgede biriken bütün öfke çatışmaya dönüştü. Çünkü bugünkü duruma bakarsanız, çatışma sadece bir parça toprakla ilgili. Bu yüzden günümüzde Yahudiler çok gergin bir durumdalar. Bence İsrail politikalarını geçmişten gelen korkular yönlendiriyor. Filistinlilere bu şekilde davranmamaları gerekiyor. Belki Sırbistan ve BosnaHersek arasındaki durumun tarihsel sebepleri olduğunu söyleyebiliriz ama Müslümanlar ve Yahudiler arasında pozitif bir tarihsel ilişki var. İsrail kurulduğunda Arap topraklarında bir milyon Yahudi vardı ve yaşadıkları yeri terk etmek istemediler. Zaman içinde politik baskılar yüzünden gitmeye zorlandılar. Kitabınızı yazarken hiç baskı ya da olumsuz eleştiriyle karşılaştınız mı? Tabii ki. Çoğunlukla akademisyenler tarafından gelen eleştirilerdi. Doktor ya da profesörler akademik bir unvanım olmadığı için bu kitabı yazmaya hakkım olmadığını düşünüyor. Kitap henüz ABD’de piyasaya çıkmadı. Çıktığında çok daha büyük tepkiler olacağına eminim. G Lavantacı, 50 yıldır İstanbul’da yaşıyor. Öğrenci, 9 yıldır İstanbul’da yaşıyor. Bu projeyle ne amaçlıyorsunuz? İstanbulluluk kavramını ve İstanbul’un sorunlarını gündeme getirmeyi. İstanbulluların kentleriyle kültürel ilişki kurmasını sağlamak ve aynı zamanda “kültürel çeşitliliği ve renkliliği gözetmek”, İstanbulluların kamusal alanda kendileriyle ve hemşehrileriyle yüzleşmesini sağlamak da amaçlarımız arasında. Hem İstanbul 2010 projelerinden birini sokaklarda gerçekleştirmek istedik. Kaç İstanbullu ile görüştünüz bu proje için? Posterlerde, farklı yaşam biçimleri olan, İstanbul’un çeşitli yerlerinde yaşayan, her yaştan 34 İstanbullu yer alıyor. Gönül, bu projeyi daha çok İstanbulluyu dile getirerek İstanbul’un bütün ilçelerine taşımak isterdi, ama maddi külfet buna izin vermedi. Bu yoğun göç, şehrin hızla şekil değiştirmesi gibi etkenler düşünülürse, bir İstanbullu kimliğinden bahsetmek mümkün mü gerçekten? Tek bir İstanbullu kimliğinden söz etmek mümkün değil. Sanırım Şerif Mardin’in saptamasıydı; “Türkiye’de kaç aile varsa o kadar aile yapısı vardır.” İstanbulluluk da buna benziyor. Yoğun göç alan İstanbul’da yaşayanlarda kente aidiyet bilincinin gelişmediğini ve kentin büyüme hızının da buna fırsat vermediğini gözlemledik. G Çizgi romanlardan resme yolculuk evlet Opera ve Balesi Solist Sanatçısı Cemil Özfırat, bu kez farklı bir alanda izleyicinin karşısında. Çocukluğundan bu yana yaptığı resimleri İstasyon Sanat Galerisi’nde sergiliyor Özfırat. Resimle ilk tanışması daha ilkokula bile başlamadığı yıllarda ağabeylerinin okuduğu resimli romanlarla olmuş. “O çizgileri çok beğenirdim. Tebeşirle yerlere ya da kalemle kâğıtlara çizmeye çalışırdım. Bazen kendim de kahramanlar yaratırdım” diyor Özfırat. İlkokul çağlarında ise o resimli kahramanlar onda bir tutku halini almış; hem okumak hem de çizmek. Ortaokul yıllarında da resim sevdası sürmüş Özfırat'ın, “Sınıfın tüm harita ve gerekli resimleri bana çizdirilirdi. En büyük hayalim bir resimli roman kahramanı yaratıp bunu yayımlamaktı” diyor. Hayalinin peşinden de gitmiş Özfırat, ama sonu hayal kırıklığı olmuş. “Birçok yayınevine götürdüm amatör çizgilerimi. Ama oralarda bana yayımlamaya değer bulmadıkları başka amatör ressamların romanlarını da gösterdiler, bazılarının çizgileri gerçekten de benimkilerden çok daha iyiydi.” Bu hayal kırıklığı yıldırmamış Özfırat’ı, yıllarca hatalarını arayıp daha iyi olmak için çalışmış. Bu sırada İstanbul Devlet Konservatuvarı’nın “şan bölümü”nü kazanmış. Konservatuvar sırasında da resimden uzak durmamış. “Cemboğat” adlı bir kahramanın serüvenlerini anlattığı resimli romanı ile birkaç kısa resimli hikâyesi gazetelerde yayımlanmış. Suluboyadan sonra guvaj, akrilik ve ecolinle devam etmiş resim tutkusu, tabii resmin boyutları da büyümüş. Yağlıboya ile tanışmaya cesareti ise D Cemil Özfırat 2003’te bulmuş. İşte Özfırat’ın çocukluğundan bu yana ilgisini çeken şeylerin tutkuyla yaptığı siyah, beyaz ve renkli örnekleri ilk kişisel sergisinde izleyici karşısına çıktı. Halen İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde solist sanatçı olan Özfırat, sergi açılışında da mini bir konser verdi. “İçimdeki resim tutkusu öylesine güçlü ki son nefesime kadar sürdürmeye kararlıyım” diyen Özfırat’ın sergisi 29 Kasım’a kadar açık. G Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. (cumdergi@cumhuriyet.com.tr) C M Y B C MY B İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Miyase İlknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörleri: Hakan Çankaya / Neşe Yazıcı Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74 / 75 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt / İstanbul
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear