23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 PAZAR SÖYLEŞİLERİ 30 AĞUSTOS 2009 / SAYI 1223 Futbolcunun isyanı... DENİZ ÜLKÜTEKİN utbolculuk ne güzel meslek değil mi? Şöhretle iç içe bir yaşam, ortalamanın çok üzerinde bir maddi kazanç, daha ne olsun. Elbette ki bu olumlu tablo futbol camiası içindeki küçük bir azınlık için ihtimal dahilinde. Biz de galiba bu mutlu azınlığın üzerinden bu meslekle ilgili bir fikir ediniyoruz. Evet, futbolculuk bir meslek, hem de dünya üzerinde gelir dağılımının “biraz da futbolun doğası gereği” en adaletsiz paylaşıldığı mesleklerden biri. Türkiye’de üst piramidin biraz alt kısımlarına dikkat ettiğinizde aylarca maaş alamayan, kimi zaman yokluktan deplasmana kendi parasıyla giden, ailesini zor geçindiren futbolculara rastlayabilirsiniz. Yine de futbolculuk da yetenek gerektiren her meslek gibi çalışanlarının kolay vazgeçemeyeceği bir tutku. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu bu sezon aldığı bir kararla birçok futbolcuyu işinden etti. Alınan karara göre 3. Lig’deki takımlar kadrolarında bundan sonra 25 ile 30 yaş arasında sadece altı futbolcu bulundurabilecek ve bu oyunculardan sadece dördü maç kadrosunda yer alabilecek. Yasak, henüz futbol kariyerine devam eden 30 yaş üstü birçok futbolcunun işsiz kalması anlamına geliyor. 2 Lig’de bir takım bulanlar şanslı, kalanlar ya amatör kümede oynuyor ya da her gün giderek artan işsizler kervanına katılıyor. Sosyalist Mars’a yolculuk... ATAOL BEHRAMOĞLU üneş sistemi, güneşin kendisinden ve onun çekim alanında bulunan sekiz gezegenle onların bilinen 166 uydusu, ayrıca beş cüce gezegen ve bunların bilinen altı uydusu ile milyarlarca küçük gök cisminden oluşmaktaymış... Konunun benim gibi acemisi olanlar için bu karışık bilgiyi, daha da basit bir dille söylemeye çalışarak, “wikipedia”dan aktardığımı tahmin edersiniz. Aralarında dünyamızın da bulunduğu sekiz gezegenin adlarını ilkokul çağlarımızda ezberlemiştik... Mars bunlardan biri ve güneşe yakınlığı bakımından dünyanın hemen arkasından dördüncü sırada yer alıyor... Güneşten uzaklığı yaklaşık 228, dünyadan uızaklığı 78 milyon kilometre. Kütlesi bakımından da dünyadan bir hayli küçük (onda biri kadar). Bu bilgileri birdenbire gökbilime merak sardığım için vermiyorum. Keşke bunları ve çok daha fazlasını yine ilkokul çağlarında çok iyi öğrenmiş olsak ve gökbilime gerçekten de merak salsaydık... Çünkü o zaman, Aleksandr Bogdanov’un “Kızıl Yıldız”ını okurken cehaletimden utanmazdım... F G Futbol federasyonu kararın gerekçesini “gençlerin önünü açmak”la açıklıyor. Mahir Kılıç’ın “peki o zaman Gençler Ligi, A2 Ligi ne işe yarıyor” sorusu belki çok mantıklı gelebilir. Ancak karar alıcılar inatçı mı inatçı. Bir iddiaya göre başkan Mahmut Özgener, kararı tekrar gözden geçirmesi için kendisiyle görüşen futbolculara “Spor Bakanı bile bana kararı iptal etmemi söyledi ama etmeyeceğim” cevabını vermiş. Kılıç, federasyon içinde futboldan anlamayan birçok insanın önemli görevlerde olmasının böylesi Söylentiler arasında bizzat Milli Takımlar Sorumlusu Fatih Terim’in yaş sınırlamasını istediği de var. Bunu kendisine iletince Mahir Kılıç yine soruyla karşılık veriyor: “Benim vergilerimle maaşı ödenen biri, ekmek paramı kazanmama nasıl engel olabilir?” Eğer Keşanspor bu sezon 3. Lig’e yükselirse Mahir Kılıç önümüzdeki yazı da kendine kulüp arayarak geçirecek. Dediğine göre açıkta kalan futbolcuların aileleriyle birlikte yaklaşık 25 bin kişi bu yıl maddi zorluklarla yüzleşecek. İşsiz kalan futbolculardan biri suç Mahir Kılıç belki Yusuf Şimşek ya da Arda Turan kadar yetenekli değil ama farkında olmasalar da onların haklarını da koruyor. Futbolcunun hakkını aramasının hatalı hakem kararından sonra uzatılan mikrofona “emeğimizle oynamasınlar” demekten ibaret olmadığını gösteriyor ve en kibar ifadeyle “hiçbir şeyden anlamaz” diye bilinen futbolcuların itibarını iade ediyor. Türkiye futbol sevdalısı bir ülke olarak biliniyor. Ancak Süper Lig maçlarında bile statlar boş kalıyor. Lisanslı futbolcu sayısı, nüfusumuzun onda birine FUTBOLCULAR ÖRGÜTLENMELİ Mahir Kılıç da 30 yaşın üzerindeki futbolculardan biri. Yaşadığı zorluğu “45 günlük kızımın bezini alamadım” cümlesiyle özetliyor. Neyse ki Amatör Lig’de mücadele eden Keşanspor’la anlaşmış. Ancak kendini kurtarmakla işin bitmediğini biliyor. Geçen ay sesini ülke çapında duyurmak için açlık grevi yaptı. Bununla yetinmedi kendisine destek veren arkadaşlarıyla birlikte, topladığı 3 bine yakın imzayı Federasyon’a iletti. Önümüzdeki günlerde de bir sonuç alamazsa Avrupa Futbol Mahkemesi’ne başvurmaya kararlı. acayip kararlarda etkili olduğunu düşünüyor. Kendisinin kulağına da federasyonun konuyla ilgili haber yapmamaları için medya kuruluşlarına baskı yaptığı iddiası gelmiş. Yaş sınırı kararı dışında, sadece 72 takımın katılabildiği Türkiye Kupası.. Bu sezonki 2. Lig statüsünün kulüplerin baskısıyla bir aydan kısa sürede değiştirilmesi.. Liglerin yazın ortasında başlatılıp maçların neredeyse gece yarısı oynatılması.. Kulüplerin birleşme söylentilerine sessiz kalınması.. Kılıç’ı haklı çıkaracak örnekler arttırılabilir. işlediğinde bunun sorumluluğunu kimin üstüne alacağını merak ediyor. Açıkta kalan bir eski milli futbolcunun intihara teşebbüs ettiğini söylüyor. Yeni profesyonel olduğunda hep “30 yaşına geldiğinde iyi para kazanacaksın” denildiğini hatırlıyor ve devam ediyor, “şimdiyse yaşlandın bırak diyorlar. Üstelik 30 yaş üstündeki birçok yabancı futbolcu Türkiye’de futbol yaşamlarını sürdürürken.” Kılıç’a göre bu sınırlama anayasanın “devletin insanları spora teşvik etmesini gerektiren” 59. maddesine de aykırı. Futbol Federasyonu bu sezon için bir karar alarak 30 yaş üstündeki futbolcuların 3. Lig’de oynamasını yasakladı. Sınırlama yüzünden neredeyse 5 bin futbolcu bu sezonu boşta geçirecek. Keşansporlu Mahir Kılıç yaptığı açlık grevi ve imza kampanyasıyla meslektaşlarının futbol oynama hakkını geri kazanmaya çalışıyor... yaklaşamayan ülkeleri geçemiyor. Halı sahalar iki adım ötesindeki amatör kulüpleri bilmeyen futbolseverlerle dolup taşıyor. Bu tip uygulamaları gördükçe İnsanları suçlamak mümkün mü? Mahir Kılıç’ın dediği gibi “Futbolcular örgütlenip bir hafta grev yapsa ya da en azından maçları beş dakika geciktirse zor durumdaki meslektaşlarının sesini duyurması çok daha kolay olacak.” Ancak bu işi örgütleyebilecek yegâne kurum Profesyonel Futbolcular Derneği’nin yıllık olağan toplantıları dışında pek bir faaliyeti yok. G *** Rus devrimcisi Bogdanov’un adını “proletkult” (proletarya kültürü) edebiyat hareketinin kuramcılarından biri olarak biliyordum. Ekim Devrimi öncesi ve süreçlerinde ortaya çıkan bu akım bir ara epeyce etkili olmuşsa da, aşırı sekter yaklaşımı nedeniyle eleştirilmiş ve fazla iz bırakmaksızın silinmiştir. Aleksandr Bogdanov’un bu akım içindeki konumunu, çok yıllar önce bu konuyu incelerken de yadırgamıştım. Bogdanov proleter değil. Üst düzeylerde eğitim almış, sözcüğün tam anlamıyla “süper” bir entelektüel. Hekim, flozof, ekonomi profesörü, edebiyat kuramcısı ve bir devrimci için bu tanımın uygun düşeceği ölçüde de siyaset adamı. Bir ara Rus Sosyal Demokrat Partisi Bolşevik fraksiyonun liderliğinde Lenin’e rakip olmuş. Lenin “Materyalizm ve Ampriokritisim”de Bogdanov felsefesini “felsefi idealizm” olarak eleştiriyor. 1873 doğumlu Bogdanov, bedenden bedene kan naklinin mucidi. 1928 yılındaki ölümüne bu alanda kendi üzerindeki bir deneyim neden olmuş. *** 1908’de yayınlanan “Kızıl Yıldız”, “sosyalist bilim kurgu”nun sadece Rus edebiyatı bakımından değil dünya edebiyatında da ilk örneği sayılabilir. (Bunu, T. More’un, Campenella’nın “Ütopya”larını dışarıda tutarak söylüyorum.) Marksistdevrimci Bogdanov’un sosyalist bir geleceğe ilişkin bilim kurgusuna mekân olarak Mars’ı seçmesi rastlantı değil.... Üzerinde organik yaşam bulunması en olası gezegen olan Mars, yüzeyine kızılturuncu bir görünüm veren demiroksit nedeniyle Kızıl Gezegen diye de biliniyor... Ayşe Hacıhasanoğlu’nun Rusçadan başarıyla çevirdiği kitabı (Yordam Kitap, Temmuz 2009) okurken, Bogdanov’un matematik, geometri, astronomi bilgisine hayran kalıyor ve benim gibi bu alanların cahili iseniz, bilgisizliğinizden utanıyorsunuz... “Kızıl Yıldız”ın, ilgi duymayanların canını sıkabilecek bilimsel bilgilerle doldurulmuş bir kitap olduğunu düşünmeyin... İçinde inandırıcı ve duygulu bir aşk da olan, kolay okunabilir, ama gerçek anlamıyla da bir bilimsel kurgu bu... Dünyalı kardeşimiz Lenni’yle Mars’a yolculuk, bana bir duygusal, düşünsel, bilgisel, düşsel serüven yaşattı... Bogdanov’a ve kitabına bir fırsatta belki yine döneceğim. G ataolb@cumhuriyet.com.tr SERGİ 4 Aktör Ressam Rolünde “4 Aktör Ressam Rolünde” adlı ortak sergilerini ilk olarak Feyziye Mektepleri Vakfı’na ait Galeri Işık Teşvikiye’de açan usta oyuncular Mustafa Alabora, Müjdat Gezen, Yaman Tüzcet ve rahmetli Savaş Dinçel; resimleri ve köklü dostluklarıyla, bu kez 78. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda. Küratörlüğü Barış Dinçel ve Banu Zeytinoğlu, afiş tasarımı Memet Ali Alabora’ya ait olan sergi, bir ay boyunca sergilendiği Galeri Işık Teşvikiye’de, sanatseverlerin karşısına çıkmış; gördüğü yoğun ilgi sebebiyle serginin süresi uzatılmıştı. Sanatçıların doğaya, topluma ve yaşama yönelik mesajlar verdikleri eserlerinden oluşan “4 Aktör Ressam Rolünde” sergisi; 28 Ağustos 06 Eylül 2009 tarihleri arasında gerçekleşecek 78. İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında, İzmir Sanat Fuaye’sinde gezilebilir. G Resim ve heykel... Deyim Sanat Galerisi 2009 / 2010 sezonunu 130 Eylül tarihleri arasındaki “Güz 2009” karma resim ve heykel sergisi ile karşılıyor. Birçok sanatçının katılımı ile gerçekleşecek olan bu sergide sanatseverler baskı, heykel, yağlıboya ve suluboyadan oluşan eserleri görme fırsatı bulacaklar. G Bilgi için: (0212) 286 21 83 / 286 21 84 www.deyimsanatgalerisi.com / info@deyim.com.tr C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear