25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 8 HAZİRAN 2008 / SAYI 1159 İşte böyle güzelim... Su, Elif, Handan, Ayşe, Fatma, Yağmur, Suzan, Hacer, Eylem… Farklı yaşlardan, eğitim ve mesleklerden elliyi aşkın kadın cinselliklerini anlattılar. Dört akademisyenin bir okuma tiyatrosu metnine çevirip “İşte böyle güzelim” adıyla kitaplaştırdığı hikâyelerden birinde kendinizle karşılaşabilirsiniz! Çünkü çoğu kadının başı cinselliğiyle hâlâ dertte… Gülfidan 21 yaşında, üniversite öğrencisi. Bedeniyle geç tanışan kadınlardan, “Bedenim kostümüm gibiydi kendimi bildim bileli” diyor “Ona dokunmak, onu tanımak çok uzaktı benim için… İlkokulda âşık olduğum sınıf arkadaşıma kalpli mektup yazdığım için orospu olacağımı duydum. Bütün gün apartmanın arka bahçesindeki kömürlükte saklandım”. Hastabakıcı, 45 yaşındaki Ceylan kitaplarda okumuş önce cinselliği, iki kez evlenmiş, boşanmış, ama hâlâ cinselliğe dair çok fazla bilgisi olmadığını düşünüyor. Ayakları üzerinde durmayı, çocuklarını okutmayı esas almış kendine, cinselliğini kafasından silip atmış… Sibel doktor, 45 yaşında. Hastalarından yola çıkarak kadınların libidonun, cinsel ilişkiden haz almanın nasıl bir şey olduklarını bilmediklerine inanıyor. Onlarla bu konuda konuşmuyor, 12 yıl boyunca, sonra psikiyatrik sıkıntıları nedeniyle ilaç verdiği bir hastasının, ilaçları kullandıktan sonra seks yapamadığını söylüyor… Sibel’e göre insanlar evlenmeden önce cinsellikle tanışmalı, neyle karşılaşacağını bilmeli… O mu? Konunun uzmanı olmasına rağmen evlenmeden önce orgazmın ne olduğunu bilmediğini saklamıyor. İMKÂNSIZIN SINIRLARINDA... İrem, 13 yaşında kocasıyla evlendirilen, bugün 35 yaşını süren bir temizlik işçisi. Alıştıkça seviyor eşini, mutfakta, banyoda sevişiyor, farkına bile varmadan hazzı öğreniyor. Bir o kadar da şiddet görüyor. Üç sene sonra, çocuğunun doğumuna bir ay kala eşi yüksek gerilim hattına kapılıp ölüyor. Dört yıl sonra bir kez daha evleniyor, bir hafta eşiyle sevişmiyor. “Bir hafta sonra girdim koynuna” diyor “Ama o gece eşimi kaybettiğim gün gibi sanki öldüm öldüm dirildim. Yani isteksiz bir cinsel ilişkiyi düşmanım bile yaşamasın”… Evliyken evli bir erkekten hoşlansa da pişman olurum diye bırakıyor İrem. “Yaşamak isterdim, her şeyi dolu dolu yaşamak isterdim” diye noktalıyor konuşmasını “Zati yaşım gelmiş 35’e… aslında 3035 yaş en güzel yaş yani. Tam yaşanacak çağ”… Dostlukla aşk arasındaki ince sınırda dolaşan Gülüm ve Ağlama ile Ayşe ve Fatma, bir eşcinsele âşık olup “imkânsız”ın sınırlarında dolaşan Deniz, ailesinden bir Müslüman’a âşık olduğunu gizleyen Ermeni Şoğig, çevresinin ısrarlı “hâlâ sevgilin yok mu” sorularından bunalan Hilda, sekse özel bir anlam yüklemeden merakının peşinden giden Ayşe, menopoza diklenen Nevbahar, seks işçisi Sinem, kadınlığıyla sürekli boğuşan Nuran, 12 Mart’ta cezaevinden cezaevine dolaşan, hayatının uzunca bir dönemini, yani sıkı politika yaptığı uzun yılları “cinsiyetsiz” yaşayan Elif, birini sevmeyi kendine ihaneti gören Handan, yalnızlığı toplumsal yargıların içinde olmaya yeğleyen Güneş… Eğer siz de cinsellik hikâyelerinizi paylaşmak istiyorsanız, ileride bütün kadınların hikâyelerini bir kitaptan toplamayı planlayan yazarlar sizi dinlemeye hazırlar... G (isteboyleguzelim@gmail.com) O nlara yön veren Eve Ensler’in “Vajina Monologları” oldu. Kadının cinselliği üzerine konuşulabildiğini gördüler, Türkiye’deki kadınları konuşturabileceklerini de. Kitaplar devirdiler, kadın örgütlerinin kapılarını çaldılar, kadınlarla buluştular, dinlediler, yazdılar ve ortaya “İşte böyle güzelim…” çıktı. Hülya Adak, Ayşe Gül Altınay, Esin Düzel ve Nilgün Bayraktar’ın imzasıyla Sel Yayıncılık tarafından yayımlanan kitap herhangi bir kitap değil, bir “okuma tiyatrosu” metni. Diyarbakır ve İstanbul’da birer kez sahnelendi de, ünlü isimler, isimsiz kadınların deneyimlerini, dinleyici kadınlarla paylaştılar… Dört yazar, daha doğrusu dört akademisyen, Almanya ve Türkiye’de görüştükleri eğitim, meslek, etnik köken ve yaşı farklı kadınları rahatsız etmemek, zorlamamak, yargılamamak ve kötü hissettirmemek için ellerinden geleni yaptılar. Görüşmelere giderken, “Birtakım kadınlar, birtakım hayatlar yaşıyorlar” ya da “İlginç hayatlar birileri tarafından yazılmayı bekliyor” diye düşünmediler. Önsözde “Kendimiz dahil, görüşme yaptığımız kadınlar arasında kimi zaman Berat Günçıkan Kolaj: Zeynep Özatalay farklılık, kimi zaman ortaklıkların belirmesini keyif ve heyecanla gözlemledik” diye yazdı Adak, Altınay, Düzel ve Bayraktar “Birbirimizin cesaretine hayran kaldık, hikâyelerinden ilham aldık”! Hikâyelerin birbirine benzer yönleri de var, farklılıkları da. Yazarların kadınlara ilişkin ilk keşiflerinden biri bütün kadınların cinselliklerini aynı “zaman”a sığdırmaya çalışmaları. Yaşları kaç olursa olsun kadınlar konuşmayı hep çocukluk ve gençlikleri üzerinde döndürüyorlar, çok az kadın menopozdan, ya da ileri yaşlarda yaşadığı cinsellikten söz ediyor… Kitabın ismi de elbette hikâyelerden birinden, İrem, sözü bittiğinde, derin bir soluk alıp “İşte böyle güzelim” diyor kendisiyle konuşan kadınlara… Gelin şimdi, cinselliklerine dair deneyimlerini ve düşüncelerini dört akademisyenle paylaşan elliden fazla kadından kitaba girenlerin öykülerini dinleyelim, özetle… C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear