25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 MAYIS 2008 / SAYI 1154 3 LADY CHATTERLEY Pascale Ferran imzalı “Lady Chatterley”. D. H. Lawrence’ın Türkçede “Lady Chatterley’in Sevgilisi” adıyla yayımlanan kitabından ilk kez bir kadın yönetmen tarafından uyarlanan film, bir Lady ile bir koru bekçisi arasındaki tutkulu ilişkiyi anlatıyor. D. H. Lawrence’ın değişikliklerle art arda üç kez yazdığı, yayımlandığı pek çok ülkede büyük tartışmalar yaratan kitabının bu özgün uyarlaması, savaş sonrasının açgözlü, kısır, doğadan gitgide kopan ortamında bir kadının bedeniyle ve bir erkekle kurduğu saf ilişkiyi etkileyici bir görsellikle aktarıyor beyazperdeye. Geçen yıl Cesar Ödülleri’nde en iyi film, en iyi kadın oyuncu, en iyi uyarlama, en iyi görüntü ve en iyi kostüm ödüllerini alan, başrol oyuncusu Marina Hands’a Tribeca Film Festivali’nde de en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandıran film, izleyemeyenler için kaçırılmayacak bir fırsat. Kadınlar yazdı, kadınlar yönetti, kadınlar oynadı... Kendine Ait Bir Oda Selen Doğan 19. yüzyılın kadın yazınına armağanı Virginia Woolf “Kendine Ait Bir Oda”da erkeklerin “Bizler kadar düşünme yeteneğimiz olduğunu ileri sürüyorsunuz. Madem öyle, neden Shakespeare gibi bir deha çıkaramadınız” sorusuna tarihsel perspektiften, cinsler arası eşitsizliği eleştirerek yanıt verir. Ona göre, kadınlar deha yoksunu olduklarından değil, kendi yaşamlarının, kendi zamanlarının ve kendi hayallerinin sahibi olamamaktan dolayı edebiyattan uzaktır. Woolf, kadınlara şöyle seslenir: “Para kazanın. Kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın. Erkekler ne der diye düşünmeden yazın!” Kadınlar, yazdılar! Kabul görmek için, ellerine kalemi her aldıklarında onlardan başyapıt bekleyen, başka türlü “kulüp”e girmelerine izin vermeyen erkeklere aldırmadan yazdılar. Deha kıstasları maskülen reflekslerle belirlenmiş olsa da, yani mesela bilim literatüründe Einstein, Madam Curie’nin önünde dursa da, edebiyatta da dehasını konuşturan kadınlar vardı. Kendilerine ait odalarda değil belki, ama yazdılar! Kendilerine giydirilen rollerin arasına sıkıştırarak kâğıdıkalemi, hiç tanımadıkları hayatları da, kendi hayatlarını da yazdılar. Bazen akılla delilik arasında gidip geldiler, bazen ölüme yenilen aşkta yarattılar karakterlerini. Ama illa ki yazdılar! Yazdıkları bazen film oldu, bazen yok oldu, bazen tozlu raflarda yokla var arasında durdu. Edebiyat, sinema için hep bir esin kuyusu oldu. O kuyudan suyu en iyi çekenler, sinema perdesine başyapıtlar armağan ettiler. 815 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek 11. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, kadınedebiyat ilişkisini, o başyapıtlardan üçüyle programına taşıyor. Festival, “Kendine Ait Bir Oda” başlıklı bölümünde unutulmaz üç edebiyat uyarlamasını sinemaseverlere sunmaya hazırlanıyor. “Lady Chatterley” filminden... MUHTEŞEM KARİYERİM... Avustralya sinemasından Gillian Armstrong imzalı “Muhteşem Kariyerim” (My Brilliant Career) de bu bölümde gösterilecek filmlerden biri. 20. yüzyılın başlarında Avustralya’da bir kadının kimlik mücadelesini anlatan bu film, Avustralya edebiyatının önde gelen yazarlarından Sarah Miles Franklin’in aynı adlı romanından uyarlanmış. Guardian gazetesinin “Ölmeden önce izlenmesi gereken filmler” listesinde yer alan Muhteşem Kariyerim, Avustralya sinemasının ilk kadın filmi sayılıyor. Ülkesinde ve dünyanın çeşitli yerlerinde pek çok ödül alan film, “Küçük Kadınla”, “Charlotte Gra” gibi birçok başarılı yapıta imza atmış Gillian Armstrong’un festival seyircilerine armağanı. G www.ucansupurge.org, http://festival.ucansupurge.org MASAMDAKİ MELEK Bu filmlerden ilki, Yeni Zelanda edebiyatının en büyük ismi Janet Frame’in özyaşamöyküsünü anlatan “Masamdaki Melek” (An Angel at my Table). Piyano filmiyle uluslararası bir başarı yakalayan Jane Campion’un ilk başyapıtı olan film, Frame’in yokluk içinde geçen çocukluğundan, yanlışlıkla şizofreni tanısı konularak akıl hastanesine kapatılmasına ve sonunda edebiyatta uluslararası üne kavuşmasına kadar uzanan trajik yaşamöyküsünü anlatıyor. 1924’te dünyaya gelen Frame, kısa öykülerini topladığı The Lagoon’u yayımladığında 26 yaşındaydı. “Masamdaki Melek” filminden... İlk romanı Owls Do Cry 1957’de okurlarıyla buluştu. 11 kitap yazan Frame, özyaşamöyküsünü, filme de kaynaklık eden To the IsLand, An Angel at My Table ve The Envoy from Mirror adlı romanlarında anlattı. 2004’te, ölümünden bir yıl önce Nobel’e aday gösterildi. Toronto, Venedik, Chicago gibi dünyanın önde gelen festivallerinde, çok prestijli FIPRESCI Ödülü dahil birçok ödülün sahibi olan film, kadın filmlerinin usta yönetmeni Jane Campion’ı özleyenler için… DERGİDEN G üneşli bir gündü. Ortaokul ikinci sınıftaydım. Okuldan çıkmış eve giderken bakkalın camında gördüm, Hürriyet gazetesi yıldırım baskı yapmış, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asıldığını bildiriyordu. Gazeteyi kapıp eve koştum, sevinç içindeydim, “Anne” diye bağırıyordum, “Müjde, anarşistleri asmışlar”. Galiba, bütün yaşamı boyunca Menderes’ten ve devamı partilerden oyunu çekmeyen annemin gözüne girmeye çalışıyordum. Sevindi, hem de çok sevindi. O zaman birkaç yıl sonra yolun öbür yakasına geçeceğimin, evlatlıktan atılma pahasına solda kalacağımın farkında değildim. Aynı yıllarda okuldaki solcu hocalarla da didişirdim, onlara karşı yazı defterine “Ayıdan post, Moskoftan dost olmaz” yazdıran hocaların safında dururdum. Okul gazetesinde milliyetçi şiirlerim yayımlanırdı, onaylandıkça düşüncelerimin doğruluğundan daha da emin olurdum. Lisede kendi adaletimin tanrının adaletinden daha güçlü olduğunu keşfedince rotam da değişti. Ben bile canlılara isteyerek kötülük yapmaktan kaçınıyordum, Tanrı kullarını kendi kafasına göre ayırıp çoğuna fenalık, azına iyilik yapıyordu. Tanrı yolculuğumu belirleyen olmaktan çıkınca, kaçınılmaz olarak sola döndüm. Yıllar boyunca her 6 Mayıs’ta elinde idam haberlerinin yayımlandığı gazete, sevinçle koşan kendimin görüntüsüne acıdım. Aklım davranışımı, yaşıma, o zamanki cehaletime verse de, adil olmayı becerememenin utancını atmam uzun sürdü. 68’in 40.; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamının 36. yılında Bora Gezmiş’le konuşurken aklıma yine o kızın görüntüsü düştü. Kendime eskisi kadar kızmadım, öfkelenmedim, acımadım da elbette ama bir insanın, bir ülkeden her zaman daha vazgeçilmez olduğunu düşündüm bir kez daha… Çünkü eğer Gezmiş, İnan ve Aslan idam edilmeselerdi, eğer İbrahim Kaypakkaya ve Ali Haydar Yıldız öldürülmeselerdi bugün daha başka konuları konuşuyor, tartışıyor olacaktık. Dinci partileri iktidara taşımayacaktık, milliyetçi partilere gönül rahatlığı içinde oy atmayacaktık, sağa sosyal demokrat deme gafletinde bulunmayacaktık… Yaşatmanın en büyük erdem olduğunu kavrayacak, bir zamanlar ölüm kusanları demokrasi havarisi ilan etmeyecektik, Rakel Dink’in söylediği gibi çocuklardan katiller yaratmayacaktık… Bu hafta Mayıs 68’in 40. yılında bizim 68’e baktık. Bir ayda Paris’te üç kişi ölmüştü, Türkiye’de ise üç genç asıldı, onlarca genç katledildi… 40 yıl boyunca da devlet gençlere husumetini diri tuttu. Benim kendimi bağışlamam bu kadar uzun sürerken şiddet zamanlarını belirleyenler, arttırıp eksiltenler ne hissediyor acaba? Hala kahkahaları vuruyor kulaklarımıza… İyi haftalar... Berat Günçıkan bguncikan@yahoo.com Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Güray Öz Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı / Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Dilşat Özkaya Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri/Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul * Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergicumhuriyet.com.tr C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear