Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
R PAZAR 7 27/9/07 16:19 Page 1 PAZAR EKİ 7 CMYK 30 EYLÜL 2007 / SAYI 1123 7 Sophie Marceau, 44. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin konukları arasında. İkinci kez kamera arkasına geçen Marceau bu kez zaman, aşk, gelecek ve anıların peşinde. “Montreal’de kazandığım ödül yeni bir film için bana güç verdi” diyor Marceau, “Olay, Deuville kentindeki bir otelde geçiyor. Burada daha önce çekilen bir filmde oynamıştım ve mimarisi beni çok etkilemişti. Sonunda birkaç olayı bir araya getirerek senaryoyu yazdım. Filmimin bir suluboya tabloya benzetilmesi hoşuma gitmiyor değil, ama suluboya ile çalıştığınızda bir tek şansınız vardır. Yanlış yaparsanız boyalar dağılır ve resim bozulur. Sinemada ise defalarca deneme olanağınız var. Sinema hem resim, hem mimari hem de edebiyattır; bu nedenle film yapmayı seviyorum”. Marceau, bu filmde “zaman denen bilmeceyi” irdelemek istediğini söylüyor. Üstelik bu, hiç çözemediğimiz bir bulmaca olsa da... Ona göre geçmişte olanlar, şimdiki zamanın içinde de var ve geleceği de etkiliyorlar. Marceau, kendi zaman çizgisindeki olayları, oyunculuğa ve yönetmenliğe başlamasını şöyle anlatıyor: “Sanat yaşamım çocukluktan oyunculuğa atlayışla başladı. Bir gençkızlık çağı yaşayamadım. Sonra bir kadın ve anne olarak sorumluluklar üstlendim. Önceleri dünya bana uzaktı, ona sinema ile erişebildim. Zulawski hem yaşamımda, hem kariyerimde, hem de yönetmenliğe geçmemde önemli bir rol oynadı. Oyuncu olmak hoş, ama aynı zamanda zor. Yönetmen olarak işe giderken hiç olmazsa makyaj yapmam gerekmiyor. Yönetmenken, tümüyle özgürsünüz. Gerçi sinema bir endüstri, bir film çok para ile yapılıyor ve dolayısıyla bir kazanç bekleniyor. Bu noktada medyayı göz ardı edemezsiniz, ama bir sanatçının eserini başkaları için yaratabileceğini sanmıyorum. Hiç değilse ben öyle değilim, bencilim, kendim için yapıyorum”. Marceau, oyunculukla arasını da bozmamış. Hâlâ filmlerinde oynamak istediği yönetmenler var. “Oyuncu olarak bana her şeyi noktasına dek açıklayacak yönetmenlerle çalışmayı severim. Şimdiye dek birlikte çaIışmadığım, ama çalışmayı arzuladığım üç yönetmen var. Birincisi Ingmar Bergman ve ne yazık ki artık çok geç. Bence Bergman sinema tarihinin en büyük yönetmeni. Sonra Martin Scorsese var, onun filmlerinde kadın rolleri çok güçlü. Üçüncüsü ise Brian de Palma” diyor Marceau. “Bugüne kadar oynadığım rollerden en sevdiğime gelince: Anna Karenina. Bu rolle sanki tüm düşlerim gerçekleşmişti, ama sevdiğim bir alay filmim daha var”. Festival konuğu Marceau Gönül DönmezColin ophie Marceau 44. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ünlü konukları arasında. “Fan Fan”dan “Braveheart”a kadar rol aldığı bütün filmlerin yanısıra alçakgönüllü karakteriyle izleyiciyi etkileyen sanatçının Türkiye’de de hatırı sayılır bir hayran kitlesi var. Son anda bir aksilik olmazsa sanatçı hem yönetip hem oynadığı “Önemsiz”le hayranlarıyla buluşacak. Sophie Marceau ilk kamera arkası tecrübesini, Polonyalı yönetmen Andrzej Zulawski ile uzun beraberliğinin ardından, yaşamöyküsünü anlattığı “Bana Aşktan Söz Et” filmiyle yaşadı. Bu filmle, dört yıl önce Montreal Dünya Film Festivali’nde ödüllendirilen Marceau, bu yıl da festivaldeydi. Montreal’de görüştüğümüz Sophie Marceau, yeni filmi “Önemsiz” ile karşımıza hem yönetmen hem de oyuncu olarak çıktı. Bu, aşk, geçmişgelecek ve anılar üzerine bir polisiye film. Başrolleri Marceau ile Marceau’nun hayat arkadaşı Christopher Lambert paylaşıyor. Lambert, kafası oldukça karışık bir polis memurunun gerçek ile fantezi arasında gelip giden yaşamını canlandırıyor. Başrolü Lambert’e vermeden önce çok düşünmüş Marceau, “Ama” diyor, “Freud’un dediği gibi ‘anatomi kaderdir’. Bu rolü başkası oynayamazdı. Oyuncuları seçerken yalnız benim değil, onların da bu işi başarabileceklerinden emin olmaları gerekir”. Sinemanın tüm klişeleri kullanılmış bu filmde. Senaryodaki bu önemli zayıflığa karşın Marceau’nun mimari tutkusu filmi sıradanın üstüne çıkarıp, izleyiciyi kolayca sürükleyebiliyor. S Filmin türü ise polisiye... Marceau ile Gönül Dönmez Colin konuştu...