Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
R PAZAR 12 31/5/07 17:15 Page 1 PAZAR EKİ 12 CMYK 12 3 HAZİRAN 2007 / SAYI 1106 Meyhanede meyhane... “Meyhanede” Türk, Ermeni ve Yahudi karakterlerin bir arada olduğu bir tiyatro oyunu. Oyunun sahnesi de, salonu da meyhane. Oyun sırasında garsonlara siparişlerinizi verebiliyorsunuz. Mezeniz sahneden servis ediliyor, dahası rakınızı oyuncularla birlikte kaldırabiliyorsunuz. Külhani Davut (Kaan Erkam) ve Yahudi Moşe (Levent Aykul). Bu da beni derinden etkiledi ve bu oyunu yazmaya karar verdim. Sonra bir Ermeni salonunu kiralayıp, oyunu burada oynamaya başladık. Bir zamanlar, Ermeniler, Türkler, Museviler ve diğerleri aynı meyhanede keyifle, dostça eğlenirlermiş. Birinin cenazesinde namaz kılar, diğerininkinde şarap içerlermiş. Günümüzdeki acıtan, keskin sınırlar yokmuş. Peki sizler nasıl dahil oldunuz bu oyuna? Ararat Mor: Çoğu Ermeni vakıfları için yapılan amatör tiyatrolarda 20 yıldır oynuyorum. Oyunu izlediğiniz zaman siz de takdir edeceksiniz ki insanın ırkı, dini değil, kafaların uyuşması ve hayatı paylaşabilmek önemli. Artık fanatizmi bırakmalıyız. İnsan kendini bilmeli ve kendiyle gurur duymalı, ama bu guru Oyunda bu yüzden “Biz” teması özellikle vurgulanıyor… K. Erkam: Ermeniler ile Müslümanların yan yana gömülmesi eskiden mümkünken artık imkânsız, istediğiniz yere bile gömülemiyorsunuz... Oyunumuzu bile rahatça duyuramıyoruz. Bir Ermeni salonunda oynuyoruz ve oyuncularımızın yarısı Ermeni, ama maalesef hepimiz kendi kuşağımızdaki insanlardan tepki alıyoruz. Oyunda seyirciyle birebir etkileşim söz konusu. Bu canlılık, sahne konsantrasyonunuzu nasıl etkiliyor? Levent Aykul: Eğer oyun tümüyle sahnede oynansaydı bu kadar zevk vermezdi. Bu sahneleme şeklinde izleyici de oyuna katılıyor, garsona sipariş veriyor, siparişi sahnedeki oyuncu hazırlayıp getiriyor... Bu seyirciye de, oyuncuya da büyük keyif ve heyecan veriyor. A. Mor: Seyirci oyunun daha uzun sürmesini istiyor, teknik imkânsızlıkları aşıp oyunu biraz daha uzatacağız. Tabii bizim de sarhoş olup, izleyicilerin masalarına oturup, sabaha kadar meyhane sohbeti yapma olasılığımız var! Meyhane kültüründe özel bir adap var. Oyunda bunlardan da örnekler veriliyor… K. Erkam: Meyhane bir kültürdür, felsefedir, kuralları ve âdetleri vardır. Mesela masanıza bir kadın geldiği zaman içmese de mutlaka rakısını koyarsınız ve asla küfretmezsiniz. Bir gün İzmir’de üç yaşındaki kızımla meyhaneye gitmiştim. Oranın gediklisi üç sarhoş bana ve kızıma rakı söyleyip, sigaralarını söndürdüler. Meğer, masada sigara içmeyen bir kadın varsa, sigara içilmezmiş. İşte bunun gibi onlarca güzelliğe sahibiz. Bunu yaratan ortak bir kültür, bizim kardeşliğimiz. Dost olmayan ise, tepedekiler. Oyundaki “Yosma”nın, “Her rakı masası babamdır benim” ve Ermeni Meyhaneci’nin “35’lik rakı şişesi gibi kadın” repliği de dikkatimi çekti… E. Fakir: Kaan çok içten bir oyun yazmış. Yosma rolündeki kadının babası ile özel bir ilişkisi var. Onunla karşılıklı içiyor ve onunla geçen anları özlüyor. Bu oyunda o dönemdeki özgür kadınların cesurluğu da var. “Meyhanede” sizlerle buluşup, kadehlerini dostluğa ve kardeşliğe kaldırmak isteyenler hangi günler bu şansı elde edebilecekler? K. Erkam: Haziran boyunca her çarşamba akşamı Getronagan Cep Sahnesi’nde dostluğumuza, kardeşliğimize inanan seyircilerle buluşarak, kadeh kaldırıp oyunumuzu onlarla oynayacağız. Ali Deniz Uslu Elçin Fakir “yosma” rolünde... eyhanede, kardeşliği, dostluğu ve hayatı paylaşmayı konu alan bir tiyatro oyunu. Bir Ermeni meyhanesini sahne olarak kullanıyor. Oyunun ana karakterleri Ermeni Meyhaneci, Acem Garson, bıçkın delikanlı Külhani Davut, Yahudi Moşe, bir “yosma”... “Meyhanede”, bir Türk, bir Ermeni ve bir Yahudinin, meyhanenin samimi ortamındaki neşelerine, atışmalarına, kederlerine, kadınla erkeğin içine düştükleri ironik hallere tanık oluyorsunuz. Oyunu yazan ve yöneAcem Garson (Arash Akhravi) ve Ermeni Meyhaneci (Ararat Mor). ten, aynı zamanda Külhani karakterini canlandıran Kaan Erkam; Ermeni Meyhaneci roru taşırken karşısındakini aşağılamamalı. Her ne kadar bunu islündeki Ararat Mor, Yahudi Moşe rolünde Levent Aykul, Yostemeyen Türkler ve Ermeniler olsa da, “Biz kardeşiz”, bunu ma rolünde ise Elçin Fakir var. İşte, bir oyun sonrasında, terlebağıra bağıra söylemek zorundayız. Biz bu topraklarda büyüri kurumadan anlattıkları… dük, yaşadık, yaşayacağız ve de öleceğiz. “Meyhanede” oyunu nasıl, nelerden esinlenerek yazıldı? Elçin Fakir: Üç yıldır Oda Tiyatrosu’yla çalışıyorum. Benim Kaan Erkam: Fulya’da “Tarihi Balıkçı” diye bir meyhaneye en severek oynadığım ve kendimi bulduğum oyun, çünkü angidiyorduk. Sahibi Ermeniydi, ama Ermeni olduğunu kimseye lamlı bir amacı var, ticari kaygısı yok. Bu oyundan herkesin bir söylemiyordu. Çünkü küçükken kimliği yüzünden çok dayak şeyler almasını istiyoruz. yemişti, yani şiddetle susturulmuş, konuşmamayı öğrenmişti. M