23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

R PAZAR 9 17/5/07 16:09 Page 1 PAZAR EKİ 9 CMYK 20 MAYIS 2007 / SAYI 1104 PAZAR SÖYLEŞİLERİ Yirmi beş yaşında seçilmek... Ataol Behramoğlu M illetvekili seçilme yaşı sınırının otuzdan yirmi beşe indirilmesini gündeme getiren AKP bu dileğini yasalaştırmak için giderayak çaba harcadıysa da, zaman yetmediği için başarılı olamadı. Ama bu arada gençlerin ağzına bir parmak bal çalmaktan da geri kalmamış oldu. Yirmi beş yaş güzel bir yaştır. Bu yaşta, olağan koşullarda, üniversite eğitimini tamamlamış, ardından askerlik görevinizi de yapmış olursunuz. Eh, bu durumda da, milletvekili seçilmek için önünüzde herhangi bir engel kalmamış demektir. AKP bunları hesaplamış olmalı ki, parlamentoya girme yaşını yirmi beşe indirmeye çalıştı, fakat şimdilik başarılı olamadı. Buna karşılık, seçimlerde kullanabileceği bir koza sahip oldu. Gençlere seslenerek diyecek ki, biz sizlerin milletvekili seçilmeniz için çaba harcadık ama, başkaları aynı çabayı göstermediler. Öyleyse, oylarınızı bize akıtırsanız, yine tek başına iktidar olursak, sizlere de parlamentoya girme yolu açılmış olur. Yirmi beş yaş güzel bir yaştır. Yirmi beş yaşında milletvekili olmak da doğrusu güzel bir düştür. Ülkenizin yazgısı konusunda karar verecek, yasa çıkaracaksınız. Yumruğunuzu kürsüye vurarak konuşmalar yapacak, dosta düşmana kendinizi göstereceksiniz... Bundan daha güzel, daha çekici bir amaç olabilir mi? Bütün bunlara diyecek yok ama, ben yine de pişmiş aşa su katmaktan geri kalmayacağım. Bu ülkede yirmi beş yaşına nasıl geliniyor? Bebek ölümleri oranının dünya sıralamasında en önlerde olduğu ülkemizde, diyelim ki ölmemeyi başararak bebeklik dönemini atlattınız. Virginia ve Vita: Ölüm ve hayat İki kadın hem dost, hem sevgiliydiler. İkisi de yazardı. Vita SackvilleWest aristokrattı, kişiliğinin en belirgin yanı özgürlüğü ve macera tutkusuydu. Erkekliği simgeleyen mavi bir otomobili vardı. Virginia Woolf’u bu otomobille egzotik diyarlara kaçırmaya hazırdı! Woolf ise ona “Orlando”yu armağan etti. Orlando, Vita’ydı… Semra Topal irginia Woolf yıllar önce sevgilisi Vita SackvilleWest’e yazdığı bir mektupta çok safça, “benden kurtulamazsın” derken, bu savının aslında edebiyat dünyasında gerçek anlamını bulacağını bilemezdi. Şurası kesin ki, yazıyla ilişkiye giren her kimse, bu yarı sağlam yarı hasta dehaya tutulmadan edemez. Özellikle kendi ülkesinde, bu anlamda hiçbir İngiliz yazarının Virginia Woolf’tan “kurtulabilmesi” ya da kaçabilmesi mümkün değildir. Bunun en son örneğini yakın bir tarihte yayımlanan bestseller yazarı Ian McEwan’ın son romanı Cumartesi’de gördük kitap şüphesiz farklı okumalara açıktı, ama asıl Virginia Woolf’a bir saygı mahiyetindeydi. Şimdi de bizim şansımıza, Agora Kitaplığı Virginia Woolf’la kendisi gibi yazar olan Vita SackvilleWes’in mektuplarını Türkçeye kazandırmış bulunuyor. Virginia Woolf’la Vita SackvilleWest mektuplaşması 1923 yılında başladı ve nerdeyse yirmi yıl, yani Virginia’nın ölümüne dek sürdü. Vita aristokrattı, bolluğun fışkırdığı bir dünyaya aitti; bu dünyanın içinde, kocası ve çocuklarının dışında, köpekleri, mavi otomobili, gümüşleri, hizmetçileri, doğup büyüdüğü ama sırf cinsiyetinden dolayı varisi olamadığı Knole malikanesi (ailenin veraset hükümleri kız çocuğuna Knole’e sahip olmayı yasaklamıştı), milyonlarca lale soğanı ektiği bahçesi, leydilik için yaratılmış annesi ve eğlenceli sevgilileri yer alıyordu. Ayrıca canı istediği zaman dünyanın bir ucuna gidebilirdi. Özgürlük ve macera duygusu kişiliğinin en önemli parçasıydı, ama herhalde hayatındaki en büyük hediye, en büyük karşılaşma Virginia Woolf oldu. Vita’ya göre Virginia İngiliz edebiyatının “en iyisiydi”, ondan sonra Eliot geliyordu. O yıllarda Virginia Woolf kendini kanıtlamış ve entelektüeller arasında hayranlık uyandıran bir yazar olsa da, Vita’nın edebi ünü ondan fazlaydı, popüler kitaplar yazıyordu, ayrıca şairdi. Çocukluğunu yüzlerce odalı tarihi bir malikanenin törenselliğinde geçirmiş biri olarak şiirle derin bağlantıları vardı, zihni eski olanın çekiciliğine açıktı daima. Herhalde kendisini en çok etkileyen şey eskinin görkemiydi. Kocası Harold Nicolson dış işlerinde diplomat olduğu için sık sık İngiltere dışına çıktı, Asya ve Afrika bu şair için bulunmaz nimetti. Oradaki şartlara tamamen ayak uydurabiliyor ve İngilizliğini ödünç giysi gibi hayali bir gardıroba tıkabiliyordu. Virginia’yı mavi otomobiliyle egzotik ülkelere kaçırmaya her an hazırdı, bu düş, beyaz atlı prensin, bu sefer mavi otomobilli kadın olarak dünyaya tekrar zuhur etmesiydi gerçek şu ki, masal prensinden daha donanımlıydı. Mavi otomobili erkeklik simgesiydi, Vita bir yanıyla kadınken, öteki yanıyla, arabası, alsas ve terriyer cinsi köpekleriyle Knole’ün sahibi bir erkekti. Gerçekte kadın olduğu için Knole’den sonsuza değin mahrum bırakılmıştı, yani Knole iktidarının elinden alındığının göstergesiydi. Vita adının Latince anlamındaki gibi hayatın kendisiydi, Virginia’nın belirttiği üzere hayatın şaşılacak derecede çok kaynağıyla bağlantısı vardı, onun Eşek West’i (sevgili Vita’sı, sevgili yaratığı, Virginia’yı kızdırdığında Eşek West oluyordu), zeki değil, ama büyüleyici ve dürüsttü. Virginia’nın tahayyül ettiği şekliyle Vita, Kent’te bir sarnıçta dans eden yarı insan yarı keçi tanrı gibi çırılçıplak, esmer ve çok güzeldi. Kendisini ise şöyle tarif etmişti Vita’ya: “Bluzunun üst düğmesini aç, içeride yuvalanmış capcanlı bir sincap göreceksin, son derece me Vita SackvilleWest (üstte). Wirginia Woolf (altta). V raklı, ama yine de çok sevimli bir yaratık.” Vita ise Virginia’yı bir anıt gibi düşünüyordu, yanında dikkatli davranılması gereken ve insanlara kendini cömertçe sunmayan biriydi o. Anıtsal üstünlüğüne ve uzaklığına rağmen bu harika yazar onun için yaratılmıştı. Yaşamları iki zıt kutuptu. Vita hayatın ve sağlığın timsaliyken, Virginia hastalığın dünyasına aitti ve dönem dönem delilik nöbetleri geçiriyordu. Vita birçok şeyi sığdırdığı hayatında asla olamadığı ve imrendiği kadınken, kendisi ise sadece gerçeküstü dünyalar kuran bir yazardı. Bazen kendisini sefillikderecesinde aşağı görebiliyordu: “Benim odamda bir köpek, kitaplar, kâğıtlar, yastıklar, süt bardakları ve yatağımdan kaymış yorganlardan başka bir şey yok.” Belli ki bunlar dahiliğe iyi gelen şartlardı. Vita SackvilleWest ilişkilerinin sadistik tarafını temsil ediyordu, ne de olsa yaratılış itibarıyla trajedi, acayiplik ve ihtişam karışımıydı. Virginia’yı öfkeden çıldırtan sadakat anlayışı da kendine göreydi, kadınlarla kurduğu ilişkilerden sonra (Mary Campbell, Margaret Voigt gibi), bu kadınları arkasında gözü yaşlı ve kederlere boğulmuş bırakırken, kendisi çoktan başka bir yere kanatlanmış olurdu. VİTA’YA TEK HEDİYE, ÖLÜMSÜZLÜK... İlişkilerinde cömert ve verici taraf Vita’ydı. Virginia ise onu sonsuza değin ölümsüzlüğe kavuşturacak tek bir hediye verdi: Orlando. Orlando 1500 yılında başlayan ve yirminci yüzyıla dek gelen bir biyografi, esasında bir cinsten ötekine geçen Vita’ydı. Orlando dünyaya birlikte getirdikleri “çocuk”tu. Vita Orlando’da Knole’ün anlatıldığı bölümleri ağlamadan okuyamadığını söylüyordu. Kocasıyla birlikte katıldığı diplomatik bir yemekte, yeni tanıştırıldığı bir Alman, Vita’ya uzun uzun baktıktan sonra “Orlando!” diye bağırmıştı. Londralı bir kadın, Virginia Woolf’a Orlando’yu okurken duraklayıp sayfayı öptüğünü yazmıştı. Vita yaşlanıp da, ölmek üzere olduğunda Orlando’nun ona yüksek sesle okunmasını istiyorduvasiyeti buydu. Orlando’dan dehşete düşen tek kişi Vita’nın annesi Leydi Sackville oldu. Savaş çıktığında (Almanların eli her yere değiyordu) Virginia ve Vita birbirlerine daha fazla yaklaştılar, lezbiyen aşkta dostluk her zaman bir adım öndedir, ama bu trajik zamanlarda yaşayan tek şey dostlukları gibiydi. Virginia dünya hakkında bütün umutlarını kaybetmişti, kendisini ise bir delilik nöbetinin beklediğini biliyordu. Fakat korkuları daha fazla devam etmeyecekti, bir anlamda hikâyenin sonunu da kendi eliyle yazdı ve 28 Mart 1941’de Ouse nehrinde hayatına son verdi. İtiraf ettiği gibi hayatındaki en büyük zevk kaynağı Vita olmuştu. Sizi nasıl bir ilkorta eğitim bekliyor? Hangi olanaklara sahip olarak hangi okullarda öğrenim göreceksiniz? Lise eğitimini kör topal tamamladığınızı varsayalım, üniversite sınavlarını kazanabilme şansınız nedir? İstediğiniz bir üniversiteye girebilecek misiniz? Girdiğinizi varsayalım, bitirdiğinizde iş bulabilme şansınız nedir? Bu soruları böylece, en baştan alarak, başkaca ayrıntılarla, uzattıkça uzatabiliriz. Ülkemizin gençlerle ilgili en önemli sorunu, milletvekili seçilme yaşının yirmi beşe indirilmesi midir? Gençlere doğru bir eğitim ve iş olanaklarının sağlanması, seçilme yaşının yirmi beşe indirilmesinden daha mı az önemli? Ankara Ticaret Odası’nca geçen yıl yayımlanan bir araştırma sonucu, 1524 yaş grubundaki 12 milyon 118 bin gençten sadece üçte birinin öğrenim görmekte olduğunu gösteriyor.. Öteki üçte bir çeşitli işlerde çalışmakta. Bu yaş grubundan olup da çalışmayan ve öğrenim görmeyen genç sayısı ise 4 milyon 714! Şimdi AKP’nin amacını anlıyor gibiyim… Aziz Nesin’den esinlenmiş olmalılar! Sevgili Aziz Nesin, geçim sıkıntısı sorununa çözüm olarak şöyle bir öneride bulunmuştu: Birkaç ay milletvekilliği yapıp ayrılan kişiye ömür boyu yüksek bir maaş bağlandığına göre her yurttaş birkaç ay milletvekilliği yapıp ayrılsın, böylece geçim sorunu kökünden çözümlenmiş olur… (Kendi evlatlarını saymazsak) sayısız olanaksızlık içinde çırpınan bu ülke gençliğinin eğitim, sağlık, iş, en genel anlamıyla yaşam sorunlarını çözme konusunda bir çabası bulunmayan AKP iktidarı, gençleri sırasıyla birkaç aylığına milletvekili yaparak bu sorunları kökünden çözmek amacında mıdır dersiniz?.. ataolb@cumhuriyet.com.tr Onur ve itibar... Aylin Kotil anırım hayatta kazanılması en zor durumlardan biridir itibar. Zordur, çünkü karşınızdakileri kandırarak, daha doğrusu rol yaparak itibar kazanma şansınız yoktur. Birilerinin size itibar göstermesi için farkında olarak ya da olmayarak denenmiş olmanız gerekmektedir. Bu da yeterli değildir, denemeler karşısındaki tavrınız etik değerler açısından karşınızdakine işte budur dedirtecek cinsten olmalıdır. Aslında içinizdeki özü ortaya koymaktır, eğer onu koruyup kollayabilmişseniz. Bunları bana yazdıran nedir? Tabii ki şu son birkaç haftadır solun birleşmeye çalışma çabaları. Her türlü pazarlık kapalı kapıların ardında gerçekleşiyor olsa da, aslında halk her şeyin farkında. Zaten pazarlık olmuş olması bile halkın canını sıkmakta. Oysa içinde bulunduğumuz durum öyle bir noktaya gelmiştir ki, kayıtsız şartsız teslimiyet gerekmektedir. Neye teslimiyet? Ülkenin geleceği için birbirine teslimiyet. Bugün sağ partiler bile yelpazelerini S genişletme çabası içersine girmişken, sol partiler hâlâ ikili buluşmalarda bile başarılı olma şansını yakalayamamışlardır. Oysa halkın beklentisi samimiyetlerinin de hissedileceği büyük buluşmanın gerçekleşmesidir. Gün bugündür. Ülke ve onun insanları buna susamıştır. Sadece ikili buluşma bile kısırdır, yeterli değildir. Dargınları, küskünleri, kenarda kalmış değerleri, yeni değerleri beyaz bir kâğıda alt alta yazabilecek lidere ihtiyacı vardır toplumun. Bu samimiyet görüldüğünde ise, gereken itibar gösterilecektir. Sanırım bir lider için aldığı oydan çok gördüğü ve görebileceği itibar, en onur duyulacak durumdur. Ve zaman bu zamandır. Belki bir daha böyle bir şans söz konusu bile olmayacaktır. Ancak bizler hâlâ küçükbüyük, hesap peşinde koşanları görmek istemiyoruz. Sadece Meclis’e girme derdinde olan zihniyetlerin itibar görmesi ise imkânsızdır. Beklediğimiz duruş, geniş yelpaze ve ülke çıkarları ön planda olmadığı takdirde, bizler belki oylarımızı kerhen de olsa vereceğiz ancak, itibar etmeyen bakışlarımız altında yapacağız bunu. Bize o da yeter düşüncesinde iseniz, bize çocuklarımıza anlatabileceğimiz Zeki Sezer ve Deniz Baykal... hiçbir değer yargısı bırakmamış olursunuz. Çünkü değerler verilirken canlı örneklere ihtiyaç duyulur. Yoksa hep eksik kalır anlatılanlar, geri dönüşüm olmaz. Bu da göz göre göre geleceğimizi gömmemize neden olur, başkalarının bunu gerçekleştirmesine gerek kalmadan. İyi pazarlar. aylin@kotilsarigul.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear