23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

i21 AĞUSTOS 2005 / SAYI 1013 'DEVLERİN AŞK NEZAMANBİTER? Aslı Selçuk "Yaşasaydı büyük oyuncu olabilirdi" diyordu Marlon Brando, James Dean için. Giz burada belki de, erken ölüm, daha az hatalı yaşamları simgeliyor. Şimdi, yokluğuna rağmen 78. yaşı kutlanıyor. Hâlâ asi, hâlâ öfkeli vehâlâkült... aşasaydı James Dean bugün 74 yaşında olacaktı. Bu simge sayı aktörün dostlarını, set arkadaşlannı Los Angeles'ta bir araya getirdi. 24'ündeyken yaşamını yitiren Dean'in anısına toplanan yakınlan 75. doğum gününe dek bunu kutlama kararı aldılar. Olümünden 50 yıl sonra bile onun yıldızı parlamayı sürdürüyor. Oyuncunun büyük hayranlanndan Martin Sheen (Badlands, Kıyamet) Dean'in "East of EdenCennet Yolu/1955" filmini gördükten sonra oyuncu olmak istediğini söylüyor. "Onun filmleri yaşamımda, mesleğimde, bizim kuşağın tümünde derin izler bıraktı. O, oyunculuğu çoktan aşmıştı. Perdeye yansıttığı oyunu değil, derin insani boyutuydu" diyor. "GiantDevlerin Aşkı/1956"da karşılıklı oynadığı Jane Withers için Dean bir çocuk saflığı içinde oynuyordu. Aynı filmdeki rol arkadaşı Earl Holliman'a göre de aktörün çevresiyle bir mesafesi vardı ve karaktere odaklanmak için kendini geriye çekiyordu. Başkalarının kendisiyle ilgili düşüncelerine aldırmıyor, sadece perdeye yansıyanı önemsiyordu. Y ma filmlerindeki görüntüleri var. Nascar araba yarışlarındaki yarış otomobillerinin üstünde James Dean'in yüzü yer alacak. ABD'nin dört bir yanında filmlerinden esinlenerek oluşturulan tiyatro oyunları sergileniyor. Dean tarzı motosiklet satan çok dükkân var. Atletizm ve dramatik sanatlarda sivrildiği okulu, "Giant" adlı bir bar, "Rebel Rebel" isimli bir anı dükkânı, James Dean Galerisi... Tüm bunlar sevenlcrincc alçakgönüllülükle, özgünlükle oluşturulmuş. Fairmount'taki "James Dean, 19311955" yazılı mezar taşı, ruj izleriyle dolu. İYİZAMANDAÖLMEK Olümünden sonra hayran sayısı daha da artan James Dean, Amerikan toplumunda kitlesel bir histeri yarattı. Bu kriz 1926'da Rudolph Valentino'nun ölümünde yaşananlara denkti, ama doğası bambaşkaydı. Jimmy Dean, Amerikan gençliğinin idolü olmaktan öte, onların ilk kez perdede özdeşleşebildikleri bir antikahramandı. Ölümüyle bir isyan dalgası getirdi, değerlerin yıkılması şaşkınhğı, bunun getirdiği karmaşa, Soğuk Savaş, Kore Savaşı, kalabalıklardaki yalnızlık, anlaşılmazlık duygusu... O tüm bunları betimliyordu. Bu bakımsız, çoğunluk somurtkan, çabuk gücenen, miyop, ince yapılı, bebek yüzlü, çevik oğlan çocuğu beyazperdede bambaşka birine dönüşüp devleşıyordu adeta. Actor's Studio'da metot oyunculuğuyla yetişen Dean, kendini başarılı bir beden diliyle yansıtabiliyordu. Rollerini motosikletine, spor arabasına, atına, hız yapmaya karşı duyduğu eksilmeyen tutkusuyla yorumladı. Sonunda öfkeli, yalnız, L kederli, başkaldıran, bitnik sözlerinin toplamıyla yitik kuşak gençliğinin tek simgesi oldu. Eğer araba kazası olmasaydı ve Jimmy Dean yaşasaydı "Somebody Up There Likes MeYukarıda Biri/1956" ve "The Left Haunded GunSolak Silahşör/1958" filmlerinde oynayacaktı. "James Dean bcnce iyi bir zamanda öldü" demişti Humphrey Bogart, "Yaşasaydı ününün bu kadar doruğunda olamazdı". James Dean yaşasaydı bugün 74 yaşında olacaktı. Marlon Brando' nun söylediği gibi "Kendi efsanesinin içine çekilerek hayranlannın yü ". reklerinde sonsuza dek gömüldü ". • JAMES DEAN FESTİVALİ "Cennet Yolu" filminin setinde onunla karşılaşan Marlon Brando'nun gözlemleri de şöyleydi: "Duyarlı biriydi, içinde gizli bir enerji, duruşunda izleyicisinde yoğun etki yaratan bir yaralanmışlığın izleri vardı. Ikimiz de Amerika'nın iç bölgelerinden gelen, konuşkan olmayan köylü çocuklarıydık. Bizi asi yapıp çıkardılar. Böylece benim gibi o da 1950'ler Amerika'sındaki toplumsal değişimlerin beklenen simgesine dönüştü. Devlerin Aşkı'nda olağanüstü iyiydi. însanlar onun acılarıyla özdeşleşerek Jimmy'i kült bir kahraman yaptılar. Bence yaşasaydı büyük bir oyuncu olabilirdi." Brando haklrydı. 16 ay içinde 3 film çevirerek (Cennet Yolu, Asi Gençlik, Devlerin Aşkı) o kınlgan duruşu, yanm gülümseyişiyle bir efsaneye dönüşmek değil mi? Dean'in anısına, 50. ölüm yıldönümünde ABD'de birçok ctkinlik yapılıyor. Doğum yeri Marion, Indiana' da 3 5 Haziran arasında ilk kez bir "James Dean Festivali" gerçekleştirildi. Yıldızın hayranları Martin Sheen, Dennis Hopper, Martin Landau ile yemek yiyebilmek için 245 dolar ödemişlerdi, fakat oyuncular, yapılanlarda ters giden birtakım şeyler olduğunu ayrımsayarak festivale katılmadılar. Etkinliğe yüz bin kişinin katılması bekleniyordu, oysa sayı altı bine ulaşabildi. Marion'daki bu festivali kasabalıların para kazanma hırsı diye niteleyen Dean'in kuzenleri Fairmount'taki James Dean Müzesi'yle ilgilenmeyi yeğliyorlar. Müzenin önünde James Dean'in 1955'te Salinas yolunda araba yarışına giderken karşıdan gelen araçla çarpıştığı Porsche arabasının tıpkı yapımı duruyor. Üç bin nüfuslu Fairınount sakinleri oyuncuyu yıl boyunca yüreklerinde taşıdıklarını belirtiyorlar. Warner Bros, aktörün üç filminin yenilenmiş kopya DVD'lerini çıkarmaya hazırlanıyor. Martin Sheen'in seslendirdiği "Forever YoungDaima Genç" belgeselinde Dean'in ilk TV ve sine Bir film: Kardeş Katli... Gönül DönmezColin G eçen Locarno Film Festivali'nde yanşan ve "Gümüş Leopar" ödülünü iki filmle paylaşan "FracticideKardeş Katli" filminin ilk sahnesinde, bir araba Güneydoğu Anadolu'nun kurak topraklarını sinirli bir hızla aşar Şoför rastladığı köylülere "Karaman ailesi"ni sorar. Genç Azad Almanya'da çalışan ağabeyinden gelen, arasına dolar sıkıştırılmış mektuplardan tedirgindir, garip bir içgüdüyle. Hele "Ağabeyin seni yanına çağırıyor" dediklerinde, boynu kurban gibi bükülür. Öte yandan yaşlı bir adam, ağaç altında kurban kesip kanıyla on bir yaşındaki torununu erkek olmak ve kaderine sahip çıkmakla görevlendirir. Böylece Almanya yoluna düşen iki garip genç, Kürt göçmeni, sta tüleri belirsiz gençlerin barındırıldığı bir yurtta karşılaşacaktır. Yönetmen Yılmaz Arslan, Kazanlı doğumlu. O küçük yaştayken Almanya'ya yerleşmişler. Özürlüler yurdunda geçen ilk filmi Langer Gang ile birçok ödül aldı, ama 1998 ydındagerçekleştirdiği "Yara" filmiyle tanındı.. Gerçekte yara tüm filmlerinin ana teması. Kızgın ve küskün bir genç Yılmaz Arslan. Kahramanları kültürel kimliklerini yitirince ya "Yara" filminde olduğu gibi çılgına dönüyor ya da "Kardeş Katli"ndeki gibi vahşete başvuruyor. Filmin ana teması 1950'lerde Almanya'ya işçi olarak giden Yılmaz'ın terimiyle "para hayalcileri"nin çocukları ve onların yaşadığı boşluk, ama Kürt sorunlan özellikle ön planda. Kürt halkının efsanelerle bezen Yılmaz Arslan'ın yeni filmi "FracticîdeKardeş Katli" Locarno Film Festivali'nde "Gümiiş Leopar" ödülünü aldı. Arslan filminde, yolları göçmen yurdunda kesişen iki Kürt gencin Azad ile İbo'nun öyküsünü anlatıyor. "Alamancı" hayallerinin ve düş kırıklıklarının önünde akan öyküde, bir eleştiri de paraya. Arslan filmini Pasolini'ye adamış, çünkü... miş geçmişi burada bir Yunan trajedyası kalıpları içinde (koro dahil) verilmiş ve film izleyiciyi devamlı gerçek (Almanya sokakları) ve gerçek dışı fantezi (Anadolu toprağı) arasında bir limboda tutmayı başanyor. Yüzey öyküye devam edelim. Azad Alman hükümetinin verdiği (ona sadaka gibi gelen) cep harçüğı yetmediğinden bir dönercinin tuvaletinde berberlik yapar. Ufak tbo'yu da aynayı tutmakla görevlendirir. Bir akşam metroda köpekleri kadar saldırgan iki punk Türk'ten hakaret yerler. Hemen ilk durakta inip paçayı kunanrlar, ama Azad'ın kapalı camlar ardından yaptığı el kol işaretleri kaderini çizecektir. Öte yandan ağabeyi Mehmet kadın ticaretinden para kazanmakta, vahşet ve sefalet arasında gidip gelen bir yaşam sürmektedir. Bir gün sokakta ağabeyiyle tartışırken yoldan geçen köpekli punk Azad'ı tanıyınca köpeği üstüne salar ve boğuşma sırasında Mehmet punklardan birini bıçaklar ve böylece başlayan kan davası genç îbo dışında tüm baş kahramanların ölümüyle sonuçlanır. HAKYERİNİBULURMU? "Kardeş Katli" ne anlatmak istediğini çok iyi bilen bir film. Fatih Alun'ın yine "Alamancı para hayalcileri"nin çocuklarını ele alan "DuvaraKarşı" filmindeki ilkbakışta izleyiciyi etkileyen, ama zamanla öykünün boşluklarını doldurmaya yetmeyen sinema cambazlıkları yerine yüzyıllardır ağızdan ağıza dolaşan bir masal gibi izleyiciyi içine alan, sürükleyen bir anlatım egemen filme. Belki ağabeyini vuranı bıçakladıktan sonra temiz yürekli Azad'ın ölmesi gerekiyor muydu, di ye sorabiliriz. Hakkın her zaman yerini bulması mı gerekir? Arnavut sevgilisi ve can dostu Ibo ile yeni bir yaşama başlayabilirdi bir başka ülkede. Ama, o bir başka film olurdu. Filmi Türklere karşı Kürtleri savunan bir yapıt görenler olabilir. Türk punk'ın genç İbo'nun ırzına geçmesi bu kanıyı pekiştiren sahnelerden. Öte yandan punkların ana babası bakkallıkla geçinen sessiz sakin bir aile ve oğullarının davranışları ve sonuçlarından en çok onlar acı duyuyor. Kürt davasını savunan ve sık sık yatakhaneye gelip gençlerı bu yolda savaşım vermeye kışkırtan kadın ile Azad arasmda geçen ve Azad'ın kadının dar görüşünü eleştirdiği konuşma da gelecek kuşağa verdiği mesaj açısından önemli. Filmin didaktik öğelerinden biri belki bu, ama topluma tüm dünyayı kapsayan geniş bir açıdan bakmak isteyen bilinçli gençlerin sesi. Filmin önemli eleştirilerinden biri Batı dünyasının büyük tanrısı para. Her şey parayla başlıyor ve parayla bitiyor. Para ön plana geçince diğer değerler yitiriliyor. Yılmaz Arslan, "Bu filmi on yıl önce yapmak istemiştim, ama o zaman kimse bu gibi konulara yatırım yapmıyordu" diyor. Türkiye'de Kürt sorunu da bu on yıl içinde olumlu yolda ilerlediğinden filmin konusunu biraz eskimiş buluyor. Kardeş katlinin dünyanın her yerinde geçerli olduğunu vurguluyor. Örneğin eski Yugoslavya anıları hâlâ belleğimizde. Bir ilginç nokta, film Pasolini'ye adahmış. Bu soruya cevap vermek güç Arslan için. "Medya karşısında tutumum ne? Film yapmaya devam etmeli miyim?" diye soruyor "Pasolini 'evet' derdi sanıyorum. Her filmini beğenmeyebilirim ama benim için o bir .„ manevi destek". •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear