23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 1 MAYIS 2005 / SAYI 997 Neden Rita Hayvvorth'ın elbisesi buruşmuyor da benim buruşuyor? Şükran Yücel T urk filmlerinin güzel ve şuh kadını Sevda Ferdağ Yeşilçam filmlerinin vazgeçilmez bir oyuncusuydu. Yüzden fazla filmde rol aldıktan sonra bir süre ara verdiği sinemaya "Körebe", "Gizli Yüz", " Ağır Roman" gibi önemli filmlerle döndü ve "Ağır Roman"dakı başarısıyla Antalya'da Altın Portakal Film Festivali'nde "En lyi Yardımcı Kadm Oyuncu ÖdüliTnü aldı. (1998) Berivan, Gelin gibi dizilerde de rol alan Ferdağ, bu kez Ankara'da 8. Uçan Süpürge KaJ:n Filmleri Festivali'nin Onur Ödülü sahibi. Sinemaya nasıl başladınız? Ablam (Ferda Ferdağ) sinemacıydı. Birden kendimi içinde buldum ve sinemanın içinde büyüdüm. 58 yıllarında bır fılm çektim. Şartlardan hoşlanmadım. Bır ara verdim. 64'te geri döndüm. 40 yıl oldu galiba, saymak istemiyorum, ödüm patlıyor çünkü. Sevda Ferdağ, 8. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Fllm Festivali'nin Onur Ödülü'nü alacak. Yeşilçam'ın "vamp kadın"ları arasında gösterilen Ferdağ, televizyonda bir fllmini izlerken ağlamış. Çünkü elbisesi çok ama çok buruşukmuş... Yeşilçam günlerini nasıl anıyorsunuz? O zaman hiçbir şey yoktu sinema adına. Tamamen gönül insanları, sinemaya, birbirine âşık insanlar. Para sıfır. Sadece duygu üstiine kuruluydu, her şeyi severek yaptık. O dönemin insanlarında müthiş bir romantizm vardı. Amerikan sineması o dönemin genç kızlarının canına okumuş. Gerçek dünyayı değil, olmayan dünyayı anlatmış bize. Her şeyi öyle sanıyorduk. O romantizm içinde bir bakıyorsunuz geçmişe, kırk yıl geçmiş. Oyunculuk kariyeriniz yüzünden mi evlenmediniz? Hayır, kariyerle ilgisi yok. Amerikan sinemasındaki o jönler var sandık hayatımızda. Gerçekler öyle değildi. insanlar paraya tapıyor, üne tapıyor, zengin aile kızlarına tapıyor. Bir sürü oyunlar oynanıyormuş. Biz romantik takımı bunları anlamadık. Beyaz atlı prensi bekledik. Ne atı var, ne prensi... artık ihtiyarlamıştır, gelemez. Ben de evlenmeyi düşünmüyorum. Yeşilçam'da kadın olmanın zorluklarını yaşadınız mı? Pek çok arkadaşım bu tür sorunlarla karşılaştı. Avrupa'da bir fahişeyi oynuyorlar, seyirci o oyuncunun aslında öyle olmadığını, onun bir oyun olduğunu bilıyor. Bizde ise oyuncunun üstüne yapışıp kalıyor. Bütün bunları anlatıncaya kadar çok acı çektık. tu. Dans eden kadını, şarkıcıyı oynuyordum, üstelik filmin sonunda beni kurtaran olmuyordu. Kurtarılamadığım için de "vamp kadın" oluyordum herhalde. Yılmaz Güney'le de oynamak nasıldı? Onu ne kadar sevdiğimı öldukten sonra anladım. Şeker kavgalar ederdık onunla. Köylü kızı oynuyorum. Takma saçlar, takma kirpıkler. "Kendını niye bu kadar çirkinleştiriyorsun? Niye sabah geldiğin Sevda olmuyorsun?" der, gelırkirpiğimı çekiştirirdi. Çok haklıymış tabii. En çok kimlerle çalışmayı severdiniz? En çok Sadrı (Alışık) tabıı. Ayhan'ı (Işık) çok severdim. Şöyle geçmişe baktığım zaman hepsini sevmişim. Bir de yönetmenler beni sevseydi. "Huysuz kız" taktılar adımı. Çoğu yönetmen bana "Fiziğine dua et, yoksa sen bu kafayla hiçbir şey olamazsın." derdi. Oradan bir "huysuz kız" lakabı kaldı. Yeşilçam dönemi kapandığında neler yaptınız? Benim bir sahne dönemim oldu. Şarkı söyledim. Tiyatroda oynadım. Şimdi dizilerı ve sinemayı en kısa zamanda bırakacağım. Amlarımı oyun yapacağım. O geçmişi, Yeşılçam'ı, o güzel kadınları, bugünkü Sevda'yı, gerçekleri anlatmak istiyorum. Ama bu bır dram olmayacak. Seyircıyi güldürmek istiyorum. Televizyonda eskifllmlerinizigörünce ne hissediyorsunuz? Yüzümü kapatıyorum. Geçen gun bır filmim çıktı karşıma. Siyah beyaz filmler çok güzel Çünkü o /amanlar lstanbul guzel, insanlar güzeJ. YıJmaz öyle ınce, upuzun. Ben şarkı söylüyorum. Bir tuvalet giymişim, nasıl buruşuk üstümde, akordeon gibi. Başladım ağlamaya. Bir ütü de mi yoktu, diye. Biz bu şartlarda çalıştık. Neden Gilda'da Rita Hayworth'un tuvaleti buruşmuyor da, benimki buruşuyor? • FİZİĞİNE DUA ET, ÇÜNKÜ... Yeşiçam'da "vamp kadın" diye bir tipleme vardı. Bu boyalı basının bana yakıştırdığı bir şeydi. O zaman arkadaşlarım masum kızı oynuyordu. Ben bikini, baby doll giyiyordum. Rolümün gerektirdiği şeyleri yaptığım için beni öyle gördüler galiba. Çok değişik roller oynadım. Çizgim yok V Uçan Süpürge 8. yılında Bu yıl sekizincisi düzenlenecek olan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, 515 Mayıs tarihleri arasında baharı filmlerle karşılamaya hazırlanıyor. Teması "aşk" olarak belirlenen festival programı, aşkı çeşitli açılardan ele alan 15 bölümden oluşuyor. Festivalin başından bu yana süren bölümlerinden "Sinemamız", bu yıl da Türkiye sinemasının kadın yönetmenlerini ve oyuncularını konuk ediyor. Bu bölümde, festivalin açılış gecesinde Uçan Süpürge Onur Ödülü'nü alacak oyuncu Sevda Ferdağ'ın filmleUçan Süpürge'nin bu yılki teması "aşk". Programı ise aşkı çeşitli açılardan ele alan 15 bölümden oluşuyor. ri de gösterilecek. Bilge Olgaç Başarı Ödülü'nün bu yılki sahipleri ise sinema yazarı Sevin Okyay ve seslendirme sanatçısı Jeyan Ayral Tözüm. Festivalin geleneksel bölümlerinden "Bir Ülke"nin bu yılki konuğu ise Rusya. Bölümde Rusya sinemasının yakın döneminden üç önemli film gösterilecek. "Her Biri Ayrı Renk" bölümünde ise dünya festivallerinde ödüller toplayan, izleyiciden ilgi gören 14 film, Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) Ödülü için yarışacak. Dünyanın ilk kadın yönetmeni Alice Guy'ın 250'ye yakın filminden 10'unun gösterileceği bölümün adı: "Alice Harikalar Diyarında." 1897 yılında film çekmeye başlayan Alice Guy'ın filmleri Türkiye'de ilk kez Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali'nde gösterilecek. Dünyanın önemli yönetmenlerinden biri kabul edilen Polonya asıllı Agnieszka Holland'ı da ağırlayacak festival, yönetmenin filmlerini "Sırlı Cam: Agniezka Holland" başlığıyla sunuyor. Hint sinemasmın en tanınmış kadın yönetmeni Deepa Mehta ise "Toprak" ve "Ateş" adlı iki filmiyle festival de. Greta Garbo'nun üç filminin gösterileceği "Buzlar Kraliçesi" bölümüyse Hollywood'un başına buyruk, zeki ve ödünsüz oyuncusuna 100. doğum yıldönümünde bir saygı niteliğinde. Geçen sene kaybettiğimiz, Semiha Berksoy ise festivalin "Anısına" bölümünde "Karanlık Sular" filmiyle yer alıyor. Kutluğ Ataman'm çektiği bu film, Semıha Berksoy'un da son sinema filmi. 44 yıllık sinema kariyerine 76 film sığdırmış Italyan sinemasının muhalif figürlerinden Laura Betti de festivalde "PierPaolo Pasolini: Bir Düşün Nedeni" ve "Teorem" filmleri yle yer alıyor. "Âşık Erkekler Hattı" ise festivalin ilk kez erkek yönetmenler için hazırladığı özel bir bölüm. "Erkekler âşık olur ve bunu filme çekerse ne olur" sorusunun peşine düşüldüğü bölümde Richard Linklater'in "Günbatımından Önce", Reiner Wer ner Fassbinder'in "Korku Ruhu Kemirir", Blake Edwards'ın "Tiffany'de Kahvaltı" gibi filmleri yer alıyor. Bu yıl, "aıle" kavramını Almanya sineması üzerinden ele alan "Dişi Kuşun Yuvası" adlı özel bölümde feminist sinemayı çok tazla etkilemış Ula Stöckl ve Jutta Brückner'in filmleri gösterilecek. Festivalin "Belgeseller" bölümü bu yıl da sürüyor. Dünyadan anımasyoncu kadın sinemacılardan etkileyici örneklerın sunulacağı "Animasyon" bölümünde ise Lotte Reini ger'in izindeki kadınların hayal ürünü yapıtlarına yer verilecek. "Pembesız Mavısiz" adlı yeni bölümü ise, geleneksel erkek ve kadın rolleriyle oynayan, bunları yıkıp yeniden kuran kısa filmlerden oluşuyor. Ayrıca "Roller, Modeller ve Biz Kadınlar" ve "Türkiye'nin Debra Winger'ını Aramak" başlıklı iki de panel düzenlenecek. •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear