Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 TEMMUZ 2004 / SAYI 954 ' an doğru "u" çizereksoladöner. Onun ıçin bacak hareketleri sağdan başlamak zorundadır. Soldan başlarsanız bağırsak düğümlenmesine kadar gidebilir. Fizyolojianatomi bilmek zorundasınız." Özlem Eti de Hindistan'da eğitimgörenbiryogahocası. Uzmanlık alanı Yinyan. Bu yoga biçiminin izelliği vücudun fizyolojik çalışiıasınısağlaması. Yinyan'la fizik;el anlamda toksinlerden arınıp, nksijen kapasitesi arttınlıyor. Her dersin sonunda mutlaka nefes egsersizi ve meditasyon yapılıyor. Meditasyon zihinsel, nefes ruhsal, iziksel harekette fizyolojik rahatama sağlıyor. üzerinde bırakmış olabileceği derin izler de araştırmaya muhtaçür" diyor. Bergil kültürel ortaklığa dair bir örneği de masallardan veriyor. "Ülkemizde Hindoloji'nin temellerini atmış ünlü Alman Hindolog Walter Ruben yıllar önce, masallarımızdaki izleklerin ya da öykü tip lerinin genelde Hint masallarından kaynaklandığını ortaya koymuştu" diye vurguluyor "çocuklukta imgelemimizde at koşturan o masalsı izlenimlerin, yetişkinler olarak şimdi bizleri yönlendirmediğini kim ileri sürebilir?" îşte Bergil'den bugün kendisineHindistan'da yeni serüvenler arayan " büyük " lere ilişkin bir yorum... Kaşar olarak gittim, rokfor olarak döndüm... Müzisyen Mazhar Alanson iki kez gitmiş Hindistan'a. llkgezisiiçin "Inanılmazbirdoğası var, tuhaf bir yer" diyor. Ikinci geziyi de Cem Yılmaz'la birlikte yapmış; "Cem'le 20 gün bir otelde sıkıntı meditasyonu yaptık" diyor. Alanson'la Hindistan gezisini konuştuk. Hindistan'a neden gittiniz? Mekke'ye, Medine'ye, Los Angelas'a da gittim, çünkü sanatçı olarak besleniyorum. Fakat Hindistan'a eski kulağı kesiklerden olarak gittiğinizde gördükleriniz çoluk çocuk işi gibi geliyor. Açıkçası oraya bir tatil köyü gibi muameleettim. Hiç etkilenmediniz mi? Amerikalı, Isveçli birini etkilemesi gibi etkilemez beni. Biz îstanbul'u, Tarlabaşı'nı görmüşüz. Batılılar yer, ama ben yemem.Onlar dünya görüşü bulmaya gidiyorlar. Benim dünya görüşüne ihtiyacım yok. Ben bir daha gitmem... Sizcemodamı Hindistan'agitmek? Bence moda. Geçenlerde Budist kıyafeti giydim, Budist olduğumu yazdılar. Bizde birebir algılıyorlar her şeyi. Ama beden ilmini çok iyi biliyorlar gerçekten. Nasıl nefes alınır, ne yenir, ne içilir iyi biliyorlar. tzlenimleriniz neler? Tuhaftuhafinsanlargördüm. Pislikgötürüyor. Ben "çocuklannızıyollamayın" diyorum, "sarıhk falan olup gelirler". Her şey kafanın ıçinde, diyorlar sürekli. Tamam kardeşim anladık da, başka bir şey söyle, biliyoruz orada olduğunu. Bir de mistik şeyleri Hindistan'da aramak ne kadar doğru? Pek çok kişi "ben kafayı yedim, nerede iyileşirim " diye gidiyor ya da yaşlanmama peşinde. Sokrat da demiş "nereye gidersen git, kendini de götürürsün "... Kafanıza y atmay an ney di ? Bir kere, tanrıları çok. Şükrediyorum ki benim bir tek Allah'ım var. Adamların 30 bin DOSTLAR YOGA'DA GÖRSÜN Yönetmen Sinan Çetin'in eşı Rebecca Haas geçiğimiz günlerde " Godfrey Devereux Öğrencisiye Yoga" adlı bir DVD çıkardı. Haas, "Pahalı bir /oga merkezinegidip sonra sıkılmak ve asıl amaçan sapmak genelde birçok kimsenin başına geliIOT. Kimi zaman da sırf sosyalleşmek adına bu tür )luşumların içine giriliyor. Oysa amaç kent yaşanının zahmetli ve stresli yanlarından kısmen de ol• sıyrılmaya çahşmak ve kendimize ait bir yaşam a ılanı açmak. Yoga da tüm bu sebeplerle, ülkemizle pek bir popülerleşti. Hatta öyle boyutlara ulaşı ki;" içi boşaldı bir tek adı kaldı" denilebilir. Reiecca Haas yoga eğitmenleri Zeynep Aksoy ve VndrewZionts ilebircümlenin altını çiziyor: "Yo;ayı kendi mutluluğumuz için, kendi sağlığımız çin yapıyoruz. Tabii ki sinirleniyoruz, zaman zanan duygularımız kimi gerçekler karşısında yükeliyor. Yoganın popüler söyeminin savunduğu gibi 'erme loktasındaki insanlarız, yaşaın çokmutluyuz' demiyoruz, ünkü bu gerçekçi değil." MEDİTATİF DANS Raj Kapoor'dan yıllar sonra Doğu dansları bir kez daha gündeme geldi, ancak bu kez eğlenceden çok sağaltıcı yanıyla... Adı, meditatif dans çıktı. Sinan Temizalp Türkiye'debu dansı öğretiyor. Dansını bilince açılan bir köprü olarak tanımiıyor. "Amaç, öncelikle kendi doğamızı keşfetmek, kendi potansiyelimize ulaşmak. Meditatif dansta vücudumuzu nasıl kullanmamız gerektiği yoga, klasik bale, modern dans teknikleriyle sunuluyor.Bu dans sayesinde iç organlarımızı hissetmeye başlıyor ve üzerindeki baskıyı kaldırıyoruz. Nefes teknikleriyle ulaşılan gerçek ve doyumsuz nefes sayesinde ise fiziksel ve ruhsal sağlığımızı korumayı, hücrelerimizi ve düşüncelerimizi yenilemeyi öğreniyoruz" diyor. Temizalp, pek çok üniversite ve dans merkezindebu konuda eğitim veriyor. viASALLARINİZİMİ? Araştırmacı Mehmet Suat iergil, Türkiye insanının Hinlistan'agösterdiği ilgiyi, C. G. ung'la açıkhyor. Bergil'egöre, ung'ın sözünü ettiği arketip e simgelerde Hintlilerle oraklığımız var. Yani bugün lint dünyasına duyduğumuz akınlığuı kökleri derinleregiliyor. "Hint dünyasının Analolu'daki ve özellikle de îstanıul' dakı yaşam ve halk kültürü tanrısı var. Kime tapacağını şaşırmış. Bizim evde bir heykel vardı, küçük trompet çalan bir şey. Gidelim Hindistan 'a, oturalım bir sokağa, üç gün sonra kesin bir müşterisi çıkar. Maymuna tapan adamı anlamıyorum, bildiğim kadarıyla maymundan tanrı olmaz. O açıdan bir masal dünyasında yaşıyorlargibi geliyor, bana. Diyelim sufizmde çoklukta tekliği buluyorlar. Hintliler sanki tekte çok'u bulmuşlar gibi... Gidenler çok etkileniyor ama... Bir ritüel gibi. Bazıları bu oyunun içinden çıkamıyorlar sanki. Ama New York'ta yaşayan çok önemli bir ressam vardı. Demişti ki" tokat gibi vurdu bana". Bu ressam için anlaşılır bir şey olabilir. Ben kaşar olarak gittım, rokfor olarak geri döndüm. Tasavvufta da aynı şeyleri öğrenirsiniz diyenler var. Bunu neden turizme açamıyoruz ? Tabii.Karmadedikleribizdeki"etme,bulma dünyası", mesela. Turizm meselesine gelince, yarım saat belediye başkanı, yarım saat bilmem kimin açılış konuşması derken millet spor salonunda birbirini yelpazelemeye başlıyor. Hindistan'dan biranınızdesem... Cem'le gıttığimızde Ganej Tanrısı var, onun haftasına rastladık.Tanrının üzerinde Philips'in afişi vardı yani Philips tanrıya sponsorlukyapıyordu. Orada mafya topluyormuş paraları, sonra her mahalleye tanrı yapıyormuş. Ve kitaplar... Doğu kültürüne ilgiyi yayıncılık sektörü elbette görmezden gelemezdi. Sadece Hindistan değil, Doğu'nun peşine takılan diğer kültürleri üzerine de kitaplar yayımlandı. Bu yayınevlerinden biri Dharma. Yayınevinin yöneticilerinden Cem Çobanlı'yla konuştuk. Doğu deyince işin içine neler giriyor? • Dinsel anlamda temel olarak dört ana başlık var: Budizm, Zen, Hinduizm, Taoculuk. Bu dört ana başlığın kapsamına giren yoga, meditasyon, reiki, Iching gibi onlarca uygulama alanı var. Dört ana öğretinin kendi gelenek ve ilkelerine göre bu uygulamalar da özde aynı olmakla birlikte farklılıklar gösteriyor. Sizce, Türkiyeli okur niçin Doğu'ya merak duyuyor? Bu soruyu üç başlık altında yanıtlayabiliriz; coğrafi, dinsel ve dünyadaki değişim. Türkiye, konumu itibarıyla üç büyük dinin doğduğu ve geliştiği bölgenin kıyısmda bulunuyor. Doğu dinlerinin zaman içerisinde Batı'ya geçişinden etkileniyor. Dinsel nedenleri ise tslamiyet ile özellikle Hinduizm arasında büyük ölçüde ortak noktaların olmasıyla açıklayabiliriz. Değişen dünya dediğimizde ise şöyle anlatabiliriz: Son yirmi yılda dünyadaki olumsuz siyasal, dinsel, toplumsal, kültürel ve ekolojik değişimler, özellikle mistik ve dinsel yani ağır basan Türkiye insanını etkiliyor. Bu yüzden ruhsal rahatsızlıklarda çok büyük bir artış var. Bu da doğal olarak insanı yeni arayışlara, yeni çıkış noktalarına yöneltiyor. Bireyin kendine ve topluma giderek yabancılaşması, yalnızlaşması, içedönüşü getiriyor. Sonuçta doğal olarak, büyük dinlerin "toplu tapınma" uygulamaları yerine insanlar "bireysel tapınma"ya (yoga, meditasyon vs.) yöneliyorlar. Dharma yayınları arasında Tibet'in Gençlik Pınarı (2 cilt), Mistik Hind'in Hazineleri, Mutfakta Zen, Kadınlar Için Taocu Sevişme Sırları, Çocuk Yetiştirmenin Taosu.Yin Yang da yer alıyor. Türkiye'de Doğu kültürü üzerine kitaplar llhan Güngören'in kurduğu ve çevirilerinin büyük bölümünü üstlendiği "Yol Yayınları" ile basılmaya başlandı. Bugün bu alanda yayım yapan yayınevleri arasında Okyanus, Arıtan, Evetuel Rönesans, Samsara, Ruh ve Madde de vat.. Avukatlığı bıraktı, yoga öğrendi ve... Şebnem Işık Malta, Hindistan'a gitmeden önce bir hukuk bürosunda 8 yıl çalışmış. "Çok yoğun bir çalışma temposu içindeydim, yaşıtlanma göre iyi para kazanıyordum ve çoğu insanın standardın üstü diyebileceği bir yaşantım vardı" diyor "ama işimle ilgili olarak mutlu değildim, hep hayatta başka bir amacım olmalı, insanlara daha yakın olmalıyun diyordum ama bunun ne olduğunu bilemiyordum. Bu nedenle çalıştığım hukuk fiımasından 3 aylık ücretsiz izin alarak Hindistan yolculuğumu başlattım". Kendi "içine dönebilmesi" için Hindistan yolculuğunun çok büyük bir fırsat olduğunu söyleyen Malta, gününün büyük kısmını meditasyon yaparak geçirmiş: "Bunun dışındaki zamanlarda da 'benim hayattaki gerçek amacım ne' üzerine kafa yoruyordum. Çok hoş deneyimler yaşadım bu süreçte. Dönerken kafamdaki soruların cevabı netleşmişti. Ben artık yoğun bir iş temposunda olmak istemiyordum. Döner dönmez çalıştığım hukuk firmasıyla görüştüm ve istifa ettim." Daha sonra yogaya ağırlık vermiş Malta. Bildiklerini daha fazla insanla paylaşmak için Hindistan'da eğitim almış ve yoga merkezlerinden "YogaŞala"ya ortak olmuş. Hayatı ve sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini anlatırken "Artık günlük migren ağrılarımdan eser kalmamıştı. Kendimi eskiye nazaran daha sağlıklı ve huzurlu hissediyorum" diyor. Hindistan'da pekçokdin ve tann var.., Hindistan: Yalancı cennet... Özcan Yurdalan, Hindistan'a defalarca gidenlerden." Sarı Otobüs" kitap dizisinin üçüncüsü de "NamasteHindistan Yolculuğu" adını taşıyor. tlk yolculuğunun tarihi 90'larınbaşı. Yurdalan Hindistan'a gitme nedenini şöyle açıklıyor:" Bir medeniyette yaşıyoruz. Bu ne Doğu, ne Batı. Biz ikisi arasmda kalmış bir kırılma toplumuyuz. Ben im merakım, bu medeniyetin dışında başka bir medeniyet olabilir mi, bu tüketim toplumunun dışında dünyada başka ilişkilenmeler mümkün mü ve insanların gerek günlük yaşamında, gerek birbirleriyle, gerek toplumla ilışkilerinde başka örnekler var mı, sorularına yanıt bulmaktı." Pekivarmıydı? " Evet var. Ama bunu sadece Hindistan üzerinden okumak ve söylemek mümkün değil. Bizim doğumuzdaki coğrafyada halen sadece insanın merkez olmadığı bir dünyanın ipuçları var. Ama tam cevapları bulamadım, hâlâ bu sorunun arkasından gidiyorum." Insan Hindistan'da değişiyormu? " O yolculuğu gerçekten yapıyorsanız, kendi başınıza yola çıkıyorsanız, plansız programsız, gittiğiniz yerin kendi koşullarında yaşıyorsanız, anlamaya çalışıyorsanız hayata dair yeni sorular ediniyorsunuz. Belki en önemli değişim bu. Ben pek çok yeni soru buldum." Peki popüler kültür Doğu kültürünü nasıl etkiliyor? "Çürüyen bir şeyler var. Bunun nedenı turizm. Büyük bir endüstri. Kültürel değerlerı tıpkı coğrafi, tarihı değerler gibi paketleyip satıyorlar. Kalkıp uçakla Hindistan'a gidip, 5 yıldızlı otellerde kalıp, orada ashram'lara gidip tam bir tecrit hayatıylayaşayarakbirdeğişimin yaşanacağınaınanmıyorum." Yurdalan da, Türkiye'nin Hindistan'a 80'lerden sonra ilgi duyduğunu düşünüyor. "Moda olmaya başladı" diyor "Biz her şeyi Batı üzerinden alıyoruz zaten. Hakikaten bir ihtiyaç olsa, burnumuzun dibindeki modellere yönelirdik. Ekonomisi belli bir yere gelmiş insanların kendilerini yalancı bir cennet içinde var etmeleri büyük oranda modadır."