06 Ekim 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

\ \ 14 TOPLUM 16 MAYIS 2004 / SAYI 947 fotoğraf anlatıyo Özcan Yurdalan Bu neyi I stenmeyen görüntülere karşı her türlü tedbir alınmıştı. Demokrasi ve özgürlük götürmek için bombalar yağdırılmadan önce görüntülere karşı sağlam bir kalkan oluşturulmuş, yıkıcı gücünden zaten kuşku duyulmayan ordunun görüntülerle zedelenmemesi içingerekenleryapılmıştı. Saldırısırasında görüntü alacak muhabirler sıkı bir eğitimden geçirilmiş, sayfalar dolusu taahhütnamelerimzalatılmış, bağımsız ıradeleri, saptayacaklan görüntülerdeki özgür kararları sınırlandırılmış, yollanacak fotoğraflar için gerekli ayıklama mekanizmalan yaratılmıştı. Askeri birliklere iliştirilmiş muhabirler eşliğinde gönül ferahlı ğıyla harekât başladı. Peki aradan bir yılı aşkın zaman geçtikten sonra nereden çıktı bu görüntüler? Tam da seçimler yaklaşırken, tam da Irak'tan başlayan ve Kazablanka'dan Kâbil'e kadar özgürlük ve demokrasi götürecek proje hayata geçmek üzereyken, neyin nesiydi dergilerde, gazetelerde, sanal âlemde dolaşan kâbus fotoğrafları ? Üstüne üsdük, yenilmez ordunun Felluce'de, Necef'te çaresizlik içinde kaldığı, Bağdat'ta Basra'da tam hâkimiyed bir türlü kuramadığı günlerde... Bir de fotoğraflann vurduğu son darbe... Dünyanın değişik yerlerinde yıllardır yapılan bunca savaştan sonra görüntülere karşı alınan önlemler bir anda dağılıvermişti. Demokrasi ve özgürlüklerın kalesı, dünyaya özgürlük ve demokrasi getirmeye kararlıyken birdenbire ortaya çıkıveren, hem de hiç beklenmedık bir yerden çıkagelen görüntüler karşısında özür üstüne özürler dilemek zorunda kalmıştı... DEKLANŞÖR YA DA TETÎK Savaşları çıkaranlar, cephedeki fotoğrafçılardan her zaman çekindiler. Gerçi 1855 yüında Kırım savaşmı fotoğraflayan ve ilk savaş fotoğrafçısı diye bilinen Roger Fenton, ünlü Vadideki Ölümün Gölgesi fotoğrafinı birtiyatrosahnesi düzenlergibi kurgulayarak çekmişti. Vietnam savaşına kadar çekilen fotoğraflar da olabildi Amerikalı ve Ingiliz askerlerin Iraklı esirlere yaptıkları işkence fotoğrafları dünyayı ayağa kaldırdı. Askerlik anısı fotoğraflara hâlâ "masum" diyebilir miyiz? Kırım, Vietnam ve şimdi de Irak... Fotoğraf, savaşı nasıl anlatır? ğince kontrolde tutulabilmiş ama 60'lardan itibaren foto muhabirlerinin büyük bir çoğunluğu savaşların gerçek yüzünü göstermeyigörevsaymıştı. Ordulardaistenmeyen görüntülere karşı da cephe açmış, taktıkler geliştırmişlerdi. ABD ve müttefiklerinın Irak'a saldırısından önce Türkçeye "ilıştirılmiş" dıye çevrilen habercilik yöntemı, adı konulmuş son örnektı. Istenmeyen görüntulerin üretilmesini engelleyecek, dağıtımını durduracak bu yöntem amacına az çok ulaştı ama hiç beklenmeyen bir yerden de deliniverdi. Son sistem yenilmez ordunun, Bağdat'taki Ebu Garib Hapıshanesi'nden gelengörüntülerle aldığı darbe ağırdı. Üstelik bu darbe, foto muhabirlerindendeğil.herkesin kullanabileceği kadar basıt, son sistem fotoğraf makinelerinden, orduda bu makineleri kullanan sıradan askerlerin çektikleri "hatıra fotoğraflarından" gelmişti. Fotoğraf makineleri ve fotoğraf endüstrisindeki gelişmeler aslında savaş teknolojisindeki gelişmelerle doğrudan ilişkılidir. Kendinden nedik yapan, ışık ölçen, dijital kaydeden makineler, hedefi kolayca bulabilen silahların teknolojisiyle örtüşür. Hatta herkes bilir ki, tetik çekmekle deklanşör basmak, Ingilizcede aynı kelimeyle Bu kolajda, aşağıdaki miğferli fotoğraf, Fenton'un. Yukarıda soldan 3 ve 4. fotoğrafçı, Larry Burrows. Diğer fötoğraflarda onun objektifi Vietnam'ı anlatıyor. Ortadaki fotoğrafta ise işkence gören Iraklı var... * ifadeedilir: "Shooting." Ebu Garib Ha pishanesi'ndeki işgalci askerler, tetik çekmek yerine deklanşöre basıvermişlerdi bu kez. Tetiği çeken de hedef olan da kendileriydi üstelik. Ortaya çıkan "masum hatıra fotoğrafları," o bildik görüntüler, başIangıçta ordunun koordinasyonu için tasarlanmış internet ortamı da dahil olmak üzere dünyaya yayılıverdi. îster iliştirilmiş olsun ister bağımsız, gazetecilerin çektikleri savaş fotoğraflarından farklı olarak ne çekeni belliydi ne dağıtıma sokan ajansı. Halbuki örneğin Vietnam savaşında, foto muhabiri Larry Burrows'unçektiğiişkenceye uğramış köylülerin fotoğrafları, 1962'den itibaren LifeDergisi'nde yaymlanmaya başlayıp ABD kamuoyunda büyük yankı yaratarak, savaş karşıtı hareketlerin yükselmesinde etkili olunca, Burrows ve üç fotoğrafçı arkadaşı 1971'de ABDhelikopterinden açılan ateşleöldürülmüştü. Ertesi yıl Lıfe dergisı de yayın hayatına son verdi zaten ama savaşın vahşeti fotoğrafçıların objektifinden dünyaya yayılmayı sürdürdü. Gerçi bölgesel savaşlar yaygın medyanın gündemine girdiği kadar fotoğraflanıyordu, hele birinci Körfez savaşından hafızalarda kalacak görüntü hiç yayımlanmamıştı. Bağımsız ga zeteci John Ross, o savaşta Basra'da tanık olduğu düşük uranyumlu mısket bombalarıyla yapılan katliamı sözle ve yazıyla çoğaltmış ancak bu tanıklığın fotoğrafları dolaşıma girememişti. ASKERLİK HATIRALARI... Bu kez savaşın içyüzünü bu kadar içerden anlatan görüntüler gerçekten sarsıcı oldu. Fotoğrafın anlamını belirleyen genellikle fotoğrafçının niyeti değildir bilındiğı gibi. Fotoğraflar, ulaştığı kanala görc anlam değişikliğine uğrar, altyazılarına, üst başlıklarına, içinde kullanıldıkları metne bağlı olarak bir açıklama, doğrulama ya da çarpıtmaya maruz kalırlar. Öyle sanıldığı gibi, kendileri oldukları için gerçeğin kanıtı değildir fotoğraflar. Hele günün teknolojisi, fotoğraf karesinde her türlü manüpilasyonu bir tuşaindirgeyeli beri fotoğrafların inandırıcılığı bir hayli azaldı. Bağdat'taki hapishaneden gelen bu fotoğraflar, çekildiği yeri belirten açıklama dışında hiçbir bilgi eklenmeden kendilerini anlauyorlar. Çünkü yaratılmalarının nedeni beUi: Bağdat'tan askerlik hatıraları... Ebu Garib Hapishanesi'nde, cebindeki fotoğraf makinesinı çıkarıp arkadaşının fotoğrafını çeken asker için sadece o fotoğrafta gülümseyen arkadaşının görüntüsü değerli. Geri kalan şeyler, ustüne çıkıp oturulan çıplak vahşiler ya da boynuna tasma takılmış yerde sürünen yaratıklar... Fotoğraf, modern hayatların ayrılmaz parçası. Hiçbir an yok ki fotoğraflanmasın ya da fotoğraflanmak için yaratılmasın. Doğduğu giınkü fotoğrafı, yaş günü fotoğrafı, mezuniyet fotoğrafı, evlilik töreni fotoğrafı.... yaşamın dönüm noktaları fotoğrafla saptanmazsa eğer yaşanmış sayılmıyor. Fotoğraflardaki askerler, kendi yoksulluklarını hafifletebilmek, ezilmişliklerinden kurtulabilmek için gittikleri Irak'taki yaşantılarının tek kanıtı olarak o fotoğrafları götüreceklerdi geriye. O fotoğraflar da, oradaki görevleri neyse o olacaktı başka bir şey değil. Işkenceyse işkence, kadiamsa katliam. Burada şaşırtıcı olan, masum hatıra fotoğraflarının hiç de masum olmayan halleri ortaya döküvermesiydi. Ekranlarda uçuşan mavi lekeler ve karanlıkta parlayan alevler şeklinde dünyaya aktarılan temizteknolojik savaş, birinci yılında çıkagelen görüntülerle içyüzünü gösterdı. Kamboçya'daki gizli bir hapishanede ölüm mahkumlarının son anda çekilen altı bin fotoğrafı Kızıl Kmerlerin resmi arşivindeki çarpıcı görüntüler olarak tarihteki yerini almıştı. ABD ve Britanya askerlerinin şimdilik bınlerle ifade edilen fotoğrafları da bu arşivle boy ölçüşecek değerde vahşet belgeleri olacak. Nazilerin toplama kamplarındaki kıyım fotoğrafları bugün insanlığın ortak hafızasında ahlaki birer referans görüntüsü olarak duruyor, Ebu Garib Hapishanesi fotoğrafları da onların yanmda yerlerini alacak. Peki biz o fotoğraflara nasıl bakıyoruz? Ibrede mi? Artık sıradanlaşmış şiddet görüntüleri olarak mı ? Başkasının acısını dikizleyerek mi? Yoksa acıları dindirmek için mi? Hangisi? • Kadıköy'de 'küresel BAK'ıyoruz NATO zirvesi öncesi her hafta "Bush Gelme" kampanyasına katılan grupları tanıyacak, katılmak isteyenler için eylem takvimini vereceğiz. Ilk sırada Kadıköy Küresel BAK var... Filiz Ülgüt* üresel Barış ve Adalet Koalisyonu (Küresel BAK) kamuoyuna kurulduğunu ilan ettikten birkaç hafta sonra, bizler de Kadıköy'de benzer bir adımı atmaya karar verdik. Barıştan, adaletten, dayanışmadan, uluslararası yardımlaşmadan, silahsızlanmadan yana, savaşa ve işgale karşı Kadıköy'de kalıcı bir kampanya kurmak için Temmuz 2003 'te ilk toplantımızı Kadıköy Makine Mühendisleri Odası'nda yaptık. Gerçekten de çok az sayıda savaş karşıtı, sadece 4 kişiydik ilk toplantıda. Ama ABD'nin kalıcı hegemonya girişimlerine karşı kalıcı bir savaş karşıtı kampanyayı Kadıköy'de de yaygınlaştırmak gerekiyorduve "katılım az" diyehayıflanmadık. Koşturmaya ve örgütlenmeye başladık. K Her hafta salı günü aktivistler toplantısını Kadıköy'ün çeşitli mekânlarında örgütlüyoruz. Küresel BAK yeni bir deneyim ama bizler en baştan beri savaş karşıtı tüm bireyleri kap sayan bir kampanyanın sokakta yaygınlaşması gerektiğini düşünüyoruz. Küresel BAK'ı anlattığımız, savaşı teşhir eden filmlergösterdiğimiz, eylemlere çağrı için sokaklarda standlar açtığımız sayısız etkinlik düzenledik bugünekadar. Toplantılarımız doğrudan demokrasi ilkesine göre işliyor. Kararlar konsensüsle alınıyor ve toplantıya katılan her bir aktivistin görüşlerini söylemesi için ısrar ediyoruz ve alınan kararları hep birlikte uygulamaya, herkesin doğrudan eylemler içinde yer almasına çalışıyoruz. | BAK CYLEM TAKVIMI 16 Mayıs Pazar 17 Mayıs 2004 Pazartesı 17 AAayıs 2004 Pazartesı 18 Mayıs 2004 Salı 22 Mayıs Cumartesı 22 Mayıs Cumartesı 23 Mayıs 2004 Pazar 1200 1700 14.00 Toplantı Toplantı Toplantı Toplantı Toplantı Soyleşı Bısıklet turu Ayşe ErzanAli Öz Kuresel BAK M. Ali Alabora Erdal Dede YıldızÖnen Erkon Kara M. Ali Alabora Kuresel BAK Kuresel BAK (212)2438957 [537|6903127 [535)3346518 (212)2438957 1212)2438957 M.AliAlabora Ozgur Yıldırım (543) 6409739 Kadıköy BAK olarak geçen seneki 1 Eylül Dünya Barış Günü ve 27 Eylül'de Filistin'deki Ikinci întifada'nın başlangıç gününde örgütlenen küresel eylem gününekatıldık. Ankara'dakiBAKeyleminın içinde yer aldık. 27 Eylül'den önce iki hafta boyunca Kadıköy'de Haldun Taner Tiyatro Binası'nın önünde stand açtık ve savaşa ve işgale karşı on binlerce imza topladık. Kasım ayında önce Kadıköy Çarşı içindeki EğitimSen 2 No'lu Şube'de BAK'ı anlatan bir toplantı örgütledik. Kasım ayının sonunda ise Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi'nin toplantı salonunda BAK aktivisderinden sanatçı Memet Ali Alabora veTayfun Mater'inkatıldığı"Savaşsız bir dünya için" toplantısı düzenledik. Hemen hemen her hafta Kadıköy'de Bahariye Caddesi'nde BAK el ilanları ve toplantı çağrılan dağıtıyoruz. Kadıköy'dekihermekânda, her kültür merkezinde, her sendika şubesinde ve kafelerde toplantılar örgütlüyoruz. 2004 yılının başından itibaren ise "Bush gelme.. ." kampanyasını Kadıköy'de ve tüm Anadolu yakasında örgüdemeye çalışıyoruz. Mal tepe'de, Kartal'da, Üsküdar'da, Kuzguncuk'ta toplantılar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Kadıköy Kadife Sokak'ta Karga Bar'da sinevizyon gösterisi düzenledik. 29 Mayıs'ta Kadıköy Belediyesi'nin desteğiyle Özgürlük Parkı'nda " Savaşsız bir dünya mümkün"şenliğidüzenliyoruz. 1825 Haziran arasında bir haftaboyunca Halitağa Caddesi'nde "Bush gelme" etkinlikleri, resim sergileri, sokak tiyatrosu, amatör müzik grupları nın performansları, sokak toplantıları, serbest kürsü gibi bir dizi edcinlik düzenliyoruz. Bush ve ekibi Istanbul'a geldiğinde yapılacak geniş çaplı gösterilere Kadıköy 'den en geniş katılımla "misafirperverliğimizi" göstereceğiz. Savaş karşıtı yaygın ve kalıcı kampanya yı Kadıköy'de kesintisiz sürdüreceğiz.# "Kadıköy BAK aktıvıstı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear