26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

HUKUK POLİTİKASI Savaş ve aşırı şiddet olayları karşısında siyaset mümkün mü? Fransa ve Türkiye’nin yanı sıra birçok ülkeden insan bilimleri ve felsefe alanlarındaki katılımcılar, 79 Mayıs günlerinde İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde, 10 Mayıs’ta Galatasaray Hayrettin Ökçesiz [email protected] http://okcesizhayrettin.blogspot.com 13 Aralık 2013’te aşağıdaki yazıyı yazmıştım. İstifa etmeyi düşünen soylu vekillere destek olsun diye yeniden okuyorsunuz: İstifa Onurlu Kişilerin Harcıdır “ (...) Sevgili Vekiller, AKP’nin kendisinin ve düzeninin Anayasaya aykırılığını, yolsuzluklarını, tüm takiyelerini, ihanetini görüp de mecliste oturmayı hâlâ sürdürerek, bunlara meşruluk kazandırmak nasıl bir yurtseverliktir? Daha 2000’lerden beri bas bas bağırmıştık, meclisi boşaltın diye. Her seçimde, bu barajdan nemalanmak halka saygısızlıktır diye, gördüğümüz herkese söylemiştik de, milli piyango bileti gibi, her defasında kendinize çıkacağını düşünmekten, saygılı olmak hatırınıza bile gelmemişti. Bugün de aynı heves... Bugün yine bas bas bağırıyoruz: meclisi boşaltın sevgili milletvekilleri! Hani, kılı kıpırdayanınız var mı? Bırakın artık bu gaz alma işlerini. Hepinize sorum şudur: Meclisi boşaltarak halka gittiğinizde, eriyip kaybolacağınızı düşünüyorsanız; halkı ikna edecek bir programınızın bulunmadığından, Sizleri anlamayacaklarından, Sizleri tercih etmeye nedenlerinin bulunmadığından korkuyorsanız, şu anda mecliste bulunmanızın bir meşruluğu yok demektir. Bunu en iyi Sizler biliyor olacaksınız. Ama Halka döndüğünüzde Sizleri kucaklayıp, yücelteceğinden, bu yolu Sizlerle birlikte yürüyerek, bu kötülükten kurtulmaya çalışacağından eminseniz, mecliste kalmakla AKP’ye verdiğiniz bu desteği nasıl açıklayacaksınız? Kısaca: Halkın içinde bir yeriniz yoksa, mecliste zaten hiç yeriniz yoktur. Halkın içinde bir yeriniz varsa, artık halkın olmayan bu mecliste bir yerinizin olmaması gerekir. Halinizden korkunuz geliyor aklıma! Sevgili vekiller, yerel seçimlere, meclisi boşaltarak giriniz. Halkın iktidarını yerelde kurarak, TBMM için gerçek gücünüzü gösteriniz. Bu Halkın Sizler kadar hitabeti yoktur ama, Sizlerden daha idealisttir, daha iyi görür ve anlar. Zaten onun yüksek değerlere bir inancı ve güvenci yoksa, Sizin hiç mi hiç olamayacaktır. Ama Sizler de bu değerlere inanıp, güveniyorsanız Halka uyunuz, Halka güveniniz, onu dinleyiniz, onun gibi olunuz ve onun, Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık ufkuna ulaşmasına yardım ediniz. Cemaat yuvalarında, yurtdışlarında oy aranmak; Ülkenin, Cumhuriyetin o ya da bu düşmanına şirin görünmek yerine halkın bağrından yüksek sesle, ülke toprağının en az beşte birinin nasıl satıldığını haykırın. İşçinin sendikasızlaştırılmasının Cumhuriyet tarihinde bugün nasıl en düşük düzeye indirildiğini, bunları kabul edemeyeceğinizi söyleyin köşe bucak. Meydanlarda, işverene sendikasız işçi çalıştırmasını yasaklayacağınızı, bunu bir anayasa hükmü olarak getireceğinizi bildirin. Üretim ve emek ahlakının kapitalizmin sömürü kurallarından nasıl üstün olduğunu her konuşmanızda ısrarla vurgulayın. Bu halkın sevgilisi Atatürk’ün adını bile telaffuz edemeyenlere, onların oy güruhuna cumhuriyetin ve demokrasinin asli değerlerini peşkeş çekmeye asla girişmeyin. Burada kararlı olmak, tüm bunları satarak iktidara gelmekten ölçülemeyecek kadar değerlidir. Silinip gideceğiniz güne kadar meclise çöreklenmek, sütunlarına sarılıp kalmak bir onur değildir. İrtica tüm gücüyle, hilesiyle, tehdidiyle, aldatmasıyla devletin ve halkın içinde kol geziyor, zehirliyor, kırıyor, koparıyor, yıkıyor ve dağıtıyor. Yurtseverliğinizden, Atatürk sevginizden, cumhuriyet ve demokrasi değerlerine bağlılığınızdan kuşku duymak istemiyoruz. Hiç bir yurttaş böyle düşünerek, çaresizliğe kapılmak istemez. Mecliste kalarak hiç bir felaketi önleyemeyeceğiniz gibi, boşaltarak da hiç bir felakete yol açacak değilsiniz. Partinizin ve sizin zarar göreceğinizi düşünüyorsanız ki bunun tersi olacaktır , böyle bir özveriyi bu halk ve ülke sanırım, çoktan hak ediyor. Yerel seçimlere, meclisi boşaltarak katılınız. Yeni bir cumhuriyet devrimi için gerçek başkaldırı, gerçek yol ve yöntem budur. Önümüzdeki haftalarda bir yurttaş olarak sizleri mecliste ziyarete geleceğim. Basına böyle bir bildiri okuyacağım ve her birinize “change.org” da imzaya açtığımız ve bugüne kadar bine yakın yurttaşın imzaladığı “ ‘Uygar Direniş’ İçin Milletvekillerine ve Kamuoyuna İvedi Bir Çağrı!” başlıklı dilekçeyi sunacağım. Bu çağrıya katılınız, “Kurtuluş Kongresi Hareketi”mize katılınız! (...)” Not: Meclisi boşaltmamak için Cumhurbaşkanı seçimi bahane edilmemelidir. Kalan yirmi vekil de teklifini yaptıktan sonra istifa eder. Etienne Balibar felsefesini kritik eden dostlarla buluştu. Paris’teki Uluslararası Felsefe Koleji (CIPh) girişimi, Fransız Kültür Merkezi ve Galatasaray Üniversitesi işbirliğiyle, Fransız düşünür Etienne Balibar’ın “Şiddet ve Medenilik” isimli kitabından yola çıkan “Günümüz Dünyasında Şiddet, Siyaset ve Sürgün/Sürgünü Bozma” konulu uluslararası sempozyum sona erdi. Gülçin Gülan politika ile şiddet arasındaki karşıtlığına karşı politikanın şiddetsiz olmadığını, siyaset yapma imkânını ortadan kaldırana karşı da bir antişiddet kullanarak direnilebileceğini söyler. BALIBAR VE ANTİŞİDDET Üniversitesi’nde gerçekleşen sempozyumu ve 11 Mayıs’ta Cezayir Lokantası’nda gerçekleşen “Günümüzde şiddete rağmen siyaset imkânı” başlıklı paneli izlediler. Sempozyum öncesinde Boğaziçi Üniversitesi’nde “Globalization and the Crisis of the Cosmopolitan Idea” başlıklı açılışta “Şiddet, Siyaset, Medenilik” başlıklı Fransızca bir konferans veren Etienne Balibar, tüm etkinliği baştan sona dikkatle izledi, her günün tartışma bölümünde eleştiri ve soruları yanıtladı. “Savaş ve aşırı şiddet olayları karşısında siyaset mümkün mü, nasıl?” probleminden yola çıkarak, şiddetin (« doğal » olarak algılanan eşitsizliklerden, küçümsemeden, zenofobiye, ırkçılığa, cinsiyet ayrımcılığına, engellemelere, işkenceye, cinayetlere, kitle katliamlarına ve soykırımlara kadar) çok katmanlı yüzleri konuşuldu. Küreselleşen dünyada şiddeti düşünerek hesaplaşan Balibar, Arendt’i yeniden okur. Arendt’in Balibar’da antişiddet, çeşitli medenilik stratejileri içerir. Antişiddet karşı şiddetten farklıdır. Karşı şiddet insanın kendisine uygulanan şiddete aynı türden bir şiddetle karşılık vermesidir. Kaba şiddeti kaba şiddetle yanıtlamak gibi. Oysa antişiddet bu karşılığı vermek yerine dayak atmayı, zalimliği engelleyen bir dizi strateji geliştirir. Antişiddet, kurumları dönüştürmek için uygulan güçtür. Amaç, iktidar olmak veya diğer gruplar üzerinde tahakküm kurmak değil, doğayı ve insanları yok eden; insanların çoğunu yoksullaştırıp, işsizleştiren, gereksizleştiren, temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale getiren kapitalist sisteme darbe vurmaktır. İktidara direnmek, kapitalizmi ve siyaset imkânını ortadan kaldıran egemenlikleri özneleştirici antişiddet stratejileriyle rahatsız etmektir.” Etkinlik, Yiğit Bener, Dicle ve Ragıp Duran’ın eşzamanlı çevirisiyle yüksek katılımla gerçekleşti. Sempozyumun çalışma ve materyallerinin felsefi sentezi, Rennes 1 Üniversitesi’nde Prof. Catherine ColliotThélène tarafından yapılacak ve CIPh’ın “Rue Descartes” adlı online dergisinde yayımlanacak. Kapalı zihinlere açık mektupDüzeltme: CBT sayı 1416, 15. sayfadaki “Kapalı zihinlere açık mektup” yazısının 2. paragrafında “... Martin Rees’in yazının başında verilen alıntısındaki...” sözcüklerini içeren tümceyi okuyunca yazının başına döndüm ancak o alıntı gözden kaçmış ve basılmamış. Okurlar bu konuda size sorular yöneltebilir, o nedenle şimdiden bir sonraki sayıda kısa bir düzeltme satırları ayırırsanız iyi olur. Martin Rees’den yapılan alıntıyı aşağıya aktarıyorum. Rennan Pekünlü (önemsiz bir not: ismim Renan değil Rennan, Farsça “çok ses çıkaran çınlatan” anlamına geliyormuş! Eğer AİHM’ye taşıdığımız türban davası lehimize sonuçlanırsa ismime layık olacağım galiba değil mi? ) “Gökbilimcilerin Yer’den 10 milyar ışıkyılı uzaklıklara dek görebildikleri her şey sonsuz küçük bir noktadan ortaya çıktı” (Martin Rees, Our Cosmic Habitat, 2001). CBT 1418 19 /23 Mayıs 2014
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear