29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Kürtaj: Seçim mi, zorunluluk mu? Türkiye’de “kürtaj cinayettir” sözünün arkasından kürtaj hakkında geniş bir tartışma başladı. Ancak bu tartışmaların veriye dayalı olarak yapılmadığı, çoğunlukla spekülatif tartışmalar olarak kaldığı görülmekte. Bu nedenle, bu yazıda veriye dayalı olarak kürtajın yaygınlığı ve nedenleri üzerinde durulacaktır. Prof. Dr. İsmet Koç, Hacettepe Üniversitesi, Nüfus Etütleri Enstitüsü Öğretim Üyesi T ürkiye’de 1968 yılından beri her beş yılda bir yapılan demografik araştırmalardan dokuzuncusu olan 2008 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA2008) her 100 gebelikten 10’unun kürtaj ile sonuçlandığını gösteriyor. 1978 yılında her 100 gebeliğin yaklaşık 9’unun; 1988 yılında ise 24’ünün kürtaj ile sonuçlandığını görülüyor. Bu dönemde meydana gelen artışta 1983 öncesinde sağlık nedenleri dışında yasak olan kürtajın “1983 Nüfus Kanunu” ile gebeliğin onuncu haftasına kadar serbest bırakılması yatmaktadır. Daha sonra ise, gebeliği önleyici yöntemlerin yaygınlığında ve bulunabilirliğindeki artışa paralel olarak 100 gebeliğe düşen kürtaj sayısı ve kadın başına düşen kürtaj sayısı hızlı bir şekilde azalmıştır (Tablo 1). 100 gebeliğe düşen kürtaj sayısı ve kadın başına düşen kürtaj sayısının azalmasının en önemli nedeni Türkiye’de gebeliği önleyici yöntem kullanımının artmasıdır. 1978 yılında 1549 yaş grubundaki her 100 kadından ancak 38’i gebeliği önleyici yöntem kullanırken günümüzde bu oran yüzde 73 seviyesine kadar yükselmiştir (Tablo 1). Ancak, gebeliği önleyici modern yöntemlerin kullanımında çok önemli bir me CBT 1321/19 13 Temmuz 2012 safe kaydedilememiştir (yüzde 46). Bu durum, Türkiye’de halen istenmeyen gebeliklere yol açma riski çok yüksek olan geri çekme, takvim, yıkama gibi bazı geleneksel yöntemlerin oldukça yaygın olduğuna işaret etmektedir. Türkiye’de son 40 yılda yapılan demografik araştırmalar, özellikle geri çekme yönteminin çiftlerin yüzde 2025’i tarafından ısrarlı bir şekilde kullanıldığını göstermektedir. Tablo 2’deki sonuçlar, Türkiye’de kadınların yüzde 44’ünün kürtaja neden olan gebelik öncesinde başarısızlık hızı oldukça yüksek olan geri çekme ve takvim yöntemlerini kullandığını; yüzde 34’ünün ise herhangi bir yöntem kullanmadığını göstermektedir. İlginç olan nokta, kadınların kürtaj sonrasında da bu yöntemleri yaygın olarak kullanmaya devam etmeleridir. Kürtaj sonrasında kadınların üçte biri gebeliği önleyici herhangi bir yöntem kullanmamaktadır. Bu tabloda gözlenen başka bir ilginç nokta da teorik etkinlik seviyesi oldukça yüksek olan hap, Rahim İçi Araç (RİA), enjeksiyon gibi yöntemlerin başa rısızlık hızlarının Türkiye’de oldukça yüksek olmasıdır. Bu bulgular, Türkiye’de gebeliği önleyici yöntem kullanımında ve bu yöntemlerin etkin bir şekilde kullanımında ve yöntem kullanımı konusunda verilen danışmanlık hizmetlerinde ve özellikle de kürtaj sonrası verilen danışmanlık hizmetlerinde ciddi sorunlar olduğunu göstermektedir. T abl o 3.’te görüldüğü gibi, kürtajla sonuçlanan her 100 gebelikten 82’si ya hiç istenmemiş ya da daha sonra olması istenmiş gebeliklerdir. Bu gebeliklerin sadece yüzde 8’inin istenen gebelikler olduğu görülmektedir. Bu durum, kürtajların çok büyük bir çoğunlukla zorunluluktan kaynaklandığını göstermektedir. 2003 yılında kürtaj konusunda yapılan bir niteliksel çalışma da bu bulguyu desteklemektedir (HÜNEE, 2003). Bu çalışmada kadınlar kürtajın nedeni olarak geçim sıkıntısını, bir önceki gebeliğin yeni sonuçlanmasını, eşlerinin çocuk istememesini, çalıştıklarını, çocuğa bakacak kimsenin olmamasını, sağlık sorunlarını, daha önce de istenmeyen bir gebelik yaşamış olduklarını göstermişlerdir. Bu sayısal veriler bizleri aşağıdaki sonuçlara götürmektedir: Türkiye’de yapılan niceliksel ve niteliksel çalışmalar kadınların kürtajı gebeliği önleyici bir yöntem gibi algılamadıklarını göstermektedir. Kürtaj, çoğunlukla gebeliğin istenmemesinden kaynaklı bir zorunluluk durumunda başvurulan bir yöntemdir. Bu nedenle, kürtaj konusunda devletin temel fonksiyonunun kürtaja giden yoldaki zorunlulukların ortadan kaldırılması olmalıdır. Gebeliği önleyici modern yöntemlerin kullanımının teşvik edildiği anne çocuk sağlığı hizmetlerinin devam etmesi durumunda, kürtaj yaygınlığındaki azalma eğiliminin önümüzdeki yıllarda da süreceği görülmektedir. Bu eğilimin devam etmesi durumunda, önümüzdeki 10 yıl içinde her 100 gebelikten ancak 5’i kürtaj ile sonuçlanacaktır. Bu seviye bugün Batı Avrupa toplumlarının sahip olduğu seviyedir (DSÖ, 2012). Gebeliği önleyici yöntem kullanımının seviyesi ile kürtaj seviyesi arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Gebeliği önleyici yöntem kullanımı arttıkça kürtaj seviyesi de azalmaktadır. Türkiye’de kadınların yüzde 73’ü gebeliği önleyici bir yöntem kullanmaktadır. Ancak gebeliği önleyici modern yöntem kullanımında istenilen seviye henüz yakalanamamıştır. Kadınların yaklaşık dörtte biri başarısızlık hızı çok yüksek olan geri çekme, takvim gibi geleneksel yöntemleri kullanmaya devam etmektedir. Bu nedenle, doğurganlığına son vermek ya da ara vermek isteyen kadınların gebeliği önleyici modern yöntemlere ulaşmalarını sağlayıcı tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bunun yanı sıra devletin bir diğer fonksiyonu da gebeliği önleyici yöntemlerin etkin kullanımını sağlamak için vermekte olduğu danışmanlık hizmetlerini yaygınlaştırması ve daha da önemlisi kaliteyi artırıcı bir biçimde güçlendirmesi gerekmektedir. Kürtajın yasaklanması ve sınırlanması tartışmalarının arkasında doğum sayısını artırarak nüfusun artışını sağlamak kaygısının olduğu da görülmektedir. Ancak istenmeyen gebelikler aracılığı nüfusun artırılması yerine, bu işi istenen ancak ölü doğum ve kendiliğinden düşük nedeniyle canlı doğumla so nuçlanmayan gebelikler aracılığı yapmanın daha doğru olduğu gözükmektedir. TNSA2008 sonuçları her 100 gebelikten 11’inin kendiliğinden düşük; her 100 gebelikten 2’sinin ise ölü doğumla sonuçlandığını göstermektedir. Bir ülkede kendiliğinden düşüklerin ve ölü doğumların yaygınlığı anne çocuk sağlığı hizmetlerindeki kalitenin de bir göstergesidir. Bu nedenle, Türkiye’de anne çocuk sağlığı hizmetlerinde önemli bir kalite sorununa işaret eden kendiliğinden düşüklerin ve ölü doğumların canlı doğumla sonuçlandırılması için gerekli tedbirlerin alınması devletin asli sorumluluklarından birisi olmalıdır. Avrupa’da sadece Malta ve Andorra’da kürtaj bütünüyle yasaktır. Kürtaj, Polonya ve İrlanda da ise sadece sağlık gerekçesi ile yapılabilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan çalışmalar, kürtajın yasaklanmasının ya da sınırlanmasının kürtajın yaygınlığını azaltmadığını ortaya koymaktadır. Romanya’da Çavuşesku döneminde kürtajın yasaklanması kürtaj seviyesini azaltmamış, ancak kürtaja bağlı anne ölümlerini 20 kat artırmıştır. Ayrıca, bazı ülkelerde anne ölümlerinin yüzde 30’unun kürtajın sağlıksız koşullarda yapılmasından kaynaklandığı görülmüştür (DSÖ, 2012). Türkiye’nin kürtajın “ırkın tümlüğü ve sağlığı aleyhine cürüm” olarak tanımlandığı ve ağır yaptırımlarla yasaklandığı 1930’lu yıllarda bile yüksek seviyedeki kürtaj oranlarına sahip olduğu Sağlık Bakanlığı tarafından 1958 yılında yayınlanan bir raporda açık bir şekilde belirtilmiştir. Dr. Z. Tahir Burak başkanlığındaki bir heyet tarafından hazırlanan bu raporda, kürtajın yasak olmasına karşın yaygın olarak kullanıldığı ve yüksek anne ölümlerinin temel nedeninin sağlıksız koşullarda yaygın olarak gerçekleştirilen kürtajların olduğu belirtilmekte ve Türkiye’de kürtaja izin verilmesi ve gebeliği önleyici yöntemlerin ithalinin, dağıtımının ve kullanımının serbest bırakılması talep edilmektedir (Franz, 1994; Koç ve diğerleri, 2010). Bu nedenle, Türkiye’de kürtajın yasaklanması ya da yapılmasını mümkün kılmayacak şekilde sınırlandırılması yerine kürtaja neden olan zorunlulukların ortadan kaldırılması gerekmektedir. Kaynaklar Dünya Sağlık Örgütü. (2012) Sexual and Reproductive Health in Europe, ahttp://www.euro.who.int/en/whatwedo/healthtopics/Lifestages/sexualandreproductivehealth/activities/abortion/factsandfiguresaboutabortionintheeuropeanregion. Franz, E. (1994) Population Policy in Turkey, Deutches Orientlnstitut, Hamburg, Almanya. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (1980) Turkish Fertility Survey 1978. First Report, Volume I: Methodology and Findings, Hacettepe University, Institute of Population Studies, Ankara. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (1987) 1983 Turkish Population and Health Survey, Hacettepe University, Institute of Population Studies, Ankara. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (1989) 1988 Turkish Population and Health Survey, Hacettepe University Institute of Population Studies, Ankara. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (1994) 1993 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Sağlık Bakanlığı AÇSAP Genel Müdürlüğü ve Macro International Inc., Ankara. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (1999) 1998 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Sağlık Bakanlığı AÇSAP Genel Müdürlüğü ve Macro International Inc., Ankara. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (2003) Niteliksel Araştırma: Gebeliği Önleyici Yöntemler ve İstemli Düşükler, Yayın No: NEEHÜ0301, Ankara. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (2004) 2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Sağlık Bakanlığı AÇSAP Genel Müdürlüğü, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu, Ankara. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (2009) 2008 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Sağlık Bakanlığı AÇSAP Genel Müdürlüğü, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve TÜBİTAK, Ankara. Koç, İ., Eryurt, M.A., Adalı, T. ve Seçkiner, P. (2010) Türkiye’nin Demografik Dönüşümü: Doğurganlık, Aile Planlaması, AnneÇocuk Sağlığı ve Beş Yaş Altı Ölümlerdeki Değişimler 19682008, HÜNEE, Sağlık Bakanlığı, DPT ve TÜBİTAK, ISBN 9789754912852, Ankara.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear