05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

hangi teknolojiler şekillendirecek? Genetik algoritmalar, bir tasarımı parçalardan oluşturulmuş bir genom gibi tanımlayarak doğal seçilimi taklit eder. Her bir parça, icadın bir parametresini tanımlar. Bu algoritma, parçaları gelişigüzel değiştirerek tasarımı geliştirir. Daha sonra en iyi sonuçlar bir araya getirilerek, optimum sonuca ulaşılır. Bugüne dek sıradan bir masaüstü bilgisayarın işletim gücü, milyonlarca nesli sıkıştırmaya ve istenmeyen mutantları elemeye yetmiyordu. Bu artık değişti. Stanford Üniversitesi’nden John Koza bu gelişmeye bağlı olarak genetik algoritmaların ARGE üzerindeki etkisinin giderek arttığını söylüyor. Genetik algoritmaları mühendislik tasarımlarında kullanma konusunda uzman olan Koza, tasarımların evrilmesinin önünü açarak, yüksek randımanlı radyo antenleri üretmeyi başarmış. Koza hiçbir mucidin bu kadar “tuhaf” bir anteni (zikzak şekilli) tasarlayamayacağına inanıyor. Ayrıca söz konusu yazılım, şu anda var olan patentler çerçevesinde yeni buluşların ortaya çıkartılmasında kullanılabilir. Evrilmiş icat her alanda işe yarayabilir. Örneğin ilaç şirketleri bu teknikten en fazla yararlanan sektördür. Reseptörlere erişmek için yeni bir moleküler mekanizmanın evrilmesi bugüne dek kimsenin aklına gelmemişti. Ayrıca robotların yürüyüş şekillerini tasarlamakta da kullanılan bu teknik, ani sonuçlar değil, giderek sorunlara çözüm getiren, her etapta biraz daha gelişmiş buluşlar yaratıyor. bilir sınırlarını zorlayacak. BMI, beynimizin ürettiği elektromanyetik sinyalleri dikkate alarak çalışır. Küçük bir operasyon ile kafasının altında, gri maddeye elektrotlar implant edilir. Bu yöntem şimdiye dek bir avuç yürüme engelli üzerinde denendi. Çok sayıda bilim insanı bugün beyin sinyalleri ile çalışan tekerlekli sandalyeler, robotlar ve bilgisayarlar üzerinde çalışıyor. Stanford Üniversitesi’nden Krishna Shenoy, ekran üzerinde imlecin kontrolü için üretilen implantların hassasiyetini arttırmak için algoritmalar geliştiriyor. Shenoy, bir gün gelip BMI’lerin bilgisayar kontrolünde, bugün geçerli olan geleneksel yöntemleri devre dışı bırakacağına inanıyor. nvazif olmayan yeni teknikler, kafa derisi üzerinden alınan elektroensefalogram (EEG) sinyallerini kaydediyor. Bu beyin dalgaları oyun oynamakta, otomobil direksiyonunun çevrilmesinde, hatta askerlerin “telepatik” olarak iletişim kurmasında kullanılıyor. Bunlar giderek yaygınlaştıkça ortaya bazı etik sorunlar çıkıyor. Almanya, Tübingen Üniversitesi tıp etiği uzmanı Jens Clausen, makineleri kontrol etmek için insanları uygun sinirsel sinyalleri üretmeleri için eğitmenin, zihinsel yapı, davranışlar, bellek ve konuşma üzerinde önemli etkiler yaratacağını düşünüyor. Ayrıca sorumluluk konusunda da bazı tartışmalar gündemde. Örneğin gelecekte suçlular yaptıklarından beyinlerindeki implantları suçladıkları zaman, yargı bu konuda nasıl bir karar verecek? Neyse ki benzer soruların geçmişte yanıtlanmış olduğu biliniyor. Davranışlarla ilgili yan etkiler tıpta sıklıkla görülür. lke olarak, BMI’ler zaman içinde, bellek gibi zihinsel işlevleri güçlendirebilir. Bu da ilerde etik olarak büyük sorunlar doğurabilir, çünkü bu tür değişiklikler insanların tercihlerinde de değişiklikler yaratabilir. Nihai olarak insanlar kim olduklarına ilişkin farkındalıklarını yitirebilirler. Gelecekte ortaya çıkabilecek önemli sorunlardan biri de BMI’lerin ne kadar yaygın kullanılabileceği ile ilgilidir. Sağlıklı bir insanın beyin gücünü geliştirmesi gerekli midir? nsanlar bu güce sahip olmayı ne amaçla isteyebilir? nsanın doğal sınırlarını aşan beyin implantları elitler ve alt tabakalar yaratabilir. narak tahminlerde bulunabiliyor. Bu sadece bir başlangıç. Bazı şirketler, internetin çok geniş bir alanını tarayarak daha güvenilir tahminler yapmaya çalışıyor. Merkezi Kaliforniya’da bulunan WiseWindow adında bir şirket Facebook’taki ve diğer sosyal sitelerdeki 77 milyon insanın dile getirdiği görüşleri takip ettiğini iddia ediyor. Şirket bir madenci gibi önce trendler ile ilgili ipuçlarını araştırıyor ve bunları rakiplerini alt etmek isteyen şirketlere pazarlıyor. Bu tür şirketlerin tahminleri derinlikli olarak test edilmiyor; en azından sonuçlar kamuya bildirilmiyor. Bu, tüm insanlar için iyi bir gelişme. Örneğin hükümetler ekonomik trendleri yakından takip ederlerse, ekonomik durgunluk veya krizi daha başlangıç evresinde engelleyebilme şansına kavuşabilirler. Ancak bunun sakıncaları da var. Blog yazıları ve duygularımızı paylaştığımız tweet’ler reklamcılara malzeme olabiliyor. Hepimiz çok geniş kapsamlı bir pazar araştırmasının parçası haline geliyoruz. stesek de istemesek de…. nsan makine ilişkilerinde, insanoğlunun nihai amacı insanbilgisayar arasındaki tüm aracıları ortadan kaldırmaktır. Bu amaca ulaşıldığı takdirde, beyinmakine arayüzleri (BMI) kimlik, sorumluluk ve insan gelişiminin kabul edile BEY NMAK NE ORTAKLIĞI CBT 1265/ 7 17 Haziran 2011 Üç boyutlu baskı tekniği sayesinde nesneler yaratmak, binalar inşa etmek ve yiyecek maddeleri üretmek mümkün olabilecek. Ancak bu teknoloji imalat, gıda, ilaç sanayini baltalayacak. Bir nesne yaratmak için üç boyutlu yazıcı, seçilmiş malzemeyi (metal ve plastik) ince bir tabakanın üzerine püskürterek istenilen şekli inşa eder. Bu amaca yönelik ilk yazıcılar alçı veya reçine kullanıyordu; ancak bu malzemeler hem geç kuruyor, hem de çok kolay parçalanıyordu. ABS plastiği ve fotopolimer gibi yeni malzemeler, hem daha esnek, hem de daha sağlam oldukları için üç boyutlu yazıcıların daha farklı nesneler yaratmasına imkân tanıdı. Hâlihazırda küçük ölçekli üç boyutlu yazıcılar, kişiye özel mücevherat ve ısmarlama sanayi parçaları üretiminde kullanılıyor. Ne var ki zaman geçtikçe üretilen nesnelerin boyutları büyüyor. Yapay kemik üretiminde, biyofabrikasyon üç boyutlu baskı tekniği ile birleştirilebiliyor. MIT’den Sangeeta Bhatia, insan karaciğerinde kullanılabilecek doku üretmeyi başardı. Bhatia, bir gün kişiye özel organ üretimine geçilebileceğini umut ediyor. Üç boyutlu yazıcıdan ısmarlama parça üretimi, büyük bir olasılıkla imalat sanayinde maliyetlerin düşmesine yol açacak. Aynı şekilde ithalat ve ihracat politikalarında da büyük değişiklikler yaşanacak. Zamanla hemen hemen her şeyin yazıcıdan çıkartılması mümkün olduğunda, alışveriş alışkanlıkları da farklı bir boyut kazanacak. ÜÇ BOYUTLU BASKI TEKN Ğ Metin madenciliği olarak bilinen yeni bir tahmin yöntemi internette var olan çok sayıdaki veriyi araştırıp ortaya çıkartmak ile ilgili bir faaliyettir. Bu yöntem istatistiksel tahminlere, hükümet politikalarına ve pazarlama taktiklerine yepyeni bir yüz kazandırabilir. Bloglara, tweet’lere, Facebook bilgilerine örnekleme yoluyla eriştiğiniz zaman dünya kamuoyunun bir konu hakkında ne düşündüğünü öğrenip, gelecek hakkında tahminlerde bulunabilirsiniz. Araştırmacılar şu ana kadar, borsa hareketleri hakkında tahminlerde bulunmak için ulusal endişe düzeyini ölçen bir yöntem geliştirmiş durumda. Diğerleri Google’dan yararla Yeni bir tahmin yöntemi: MET N MADENC L Ğ Dijital bir cüzdan cep telefonu içinde bulunan bir çiptir; kablosuz “yakınalan iletişimi” teknolojisinden yararlanır. Önceden para yüklü olan veya bankanızdan para talep edebilme olanağına sahip olan cüzdan, satıcının kart okuyucusundan geçirildiğinde ödemeyi yapar. Bu teknoloji kredi kartı sanayini, para piyasalarını ve tüketimi etkileyebilir. Japonya’daki cep telefonu kullanıcıları bu teknolojiyi yıllardır kullanıyor. Ancak dünyanın diğer bölgelerinde daha gelişmiş bir şekilde ortaya çıkıyor. Bunun hedefi ödeme sanayini daha kolay, daha risksiz ve daha hızlı bir şekle dönüştürmektir, çünkü Apple, Nokia ve Google gibi cep telefonu ve web şirketleri Visa gibi yavaş işleyen yükümlülüklerden yaka silkiyor. Cep telefonu sinyalleri bulunduğunuz yeri hassas bir şekilde gösterdiği için işyerleri nerede olduğunuzu ve harcama şeklinizi yakından takip edebiliyor. Bu da perakendeciler için çok değerli bilgiler içerir. Bu sayede iş sahipleri, müşteri dükkândan içeri adımını atar atmaz kişiye özel reklamlara başlayabilirler. Bu ödemeleri gerçekleştirmek kredi kartından daha ucuza mal olur; böylece işlemler daha hızlı ve kolay bir şekilde yapılabilir. Perakendeciler daha hızlı ve kolay işlemlerin sıraların en aza inmesi anlamına geldiğini bilir. Dolayısıyla dijital cüzdanlar satışlarda patlama yaratabilir. Ancak aynı teknoloji insanların daha fazla harcama yapmalarına da yol açabilir. Kredi kartları, nakit ödemeye göre daha yüksek harcama yapmaya özendiriyor. Ancak 2009 yılında Hindistan’daki Citibank’ın yaptığı bir araştırmaya göre temassız ödemeler, tüketimi daha fazla körüklüyor. Bangalore’daki dükkân ve lokantalarda müşterilerin eskisine oranla %230 daha fazla harcama yaptığı görülmüş. Türkçesi: Reyhan Oksay Kaynak: New Scientist, 14 Mayıs 2011 D J TAL CÜZDANLAR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear